Dünya’da ve tüRKİYE’de çocuk, Çocuk iŞGÜCÜ sorunu ve çocuk refahi poliTİkalari



Yüklə 322,29 Kb.
səhifə3/3
tarix26.07.2018
ölçüsü322,29 Kb.
#59351
1   2   3

2.Mevcut Durum

Türkiye nüfusu 2013 yılı sonu itibariyle 76 667 864 iken çocuk nüfus 22 761 702 oldu. Birleşmiş Milletler tanımına göre “0-17” yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1935 yılında toplam nüfusun %45’ini oluştururken 2013 yılında toplam nüfusun %29,7’sini oluşturdu.


Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2013 yılında çocuk nüfusun %27,3’ünü “0-4” yaş grubu, %27,6’sını “5-9”, %28’ini “10-14” ve %17,2’sini ise “15-17” yaş grubu çocuklar oluşturdu. Kentleşme, kadının eğitim düzeyinin artması, kadının çalışma hayatına aktif katılımı vb. gelişmeler doğurganlığın azalmasına, doğumların ileri yaşlara ertelenmesine, kadın başına düşen ortalama çocuk sayısının düşmesine neden oldu. Bu değişimler, çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranının azalmasına etki etti.
Çocuk nüfus oranının 2023 yılında %25,7’ye, 2050 yılında %19,1’e ve 2075 yılında %17,6’ya düşeceği tahmin edildi. Çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranı Avrupa Birliği üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında, 2013 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına %29,7 ile Türkiye’nin, en düşük çocuk nüfus oranına ise %16 ile Almanya’nın sahip olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının Fransa’da %22,2, İngiltere’de %21,2, İsveç’te %20,2, Yunanistan’da %17,6 ve İtalya’da %16,8 olduğu görüldü.45

Türkiye’de 2009 yılı verileri incelendiğinde, çocuklar için yapılan eğitim dışı harcamaların GSYH’ye oranının %1.31 ile sınırlı olduğu görülmektedir. Buna okul öncesi, ilk ve ortaöğretim harcamaları eklendiğinde, çocuklar için harcanan bütçe GSYH’nin %3.65’ine denk gelmektedir. 2012 yılı merkezi bütçesine göre, Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan eğitim harcamalarının GSYH’deki payı sadece %2.74’tür. 2011 yılında eğitim harcamalarının GSYH’ye oranı %4 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında tümünün gerisinde yer almaktadır. Ayrıca Türkiye, Arjantin, Filipinler, Jamaika ve Hindistan gibi ülkelerin de gerisindedir.46



3.Türkiye’de Çocuk Refahını Sağlamada Başlıca Ulusal Kurum ve Kuruluşlar

Türkiye’de çocuk refahını sağlamaya yönelik çok fazla kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Bunların içerisinden “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı(ASPB)”, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı(ÇSGB)”, “Milli Eğitim Bakanlığı(MEB)”, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, “Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)”, “Sendikalar”, “Konfederasyonlar”, “Sivil Toplum Kuruluşları(NGO’lar)” en fazla dikkat çekenleridir. Bu çalışmada ASPB özelinde genel olarak çocuklara yönelik politikalar üzerinde durulacaktır.



3.1.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Çocuk Refahı Politikaları

Sosyal koruma, sosyal yardım, kadınlar, çocuklar, engelliler ve aile konularından sorumlu olan bazı kurumları, bu alandaki kurumsal dağınıklığın giderilmesi amacıyla 3/6/2011 tarihli ve 633 sayılı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı(ASPB) kurulmuştur. Söz konusu gelişme Avrupa Komisyonu’nun 2011 Yılı İlerleme Raporunda da olumlu bir gelişme olarak yer almaktadır.

Türkiye’de son yıllarda kentleşme ve göç kaynaklı sorunlar karşısında çeşitlilik kazanan çocuklara yönelik hizmetler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışma alanına girmektedir. ASPB, çocuk koruma misyonunu sadece kurum bakımına muhtaç çocuklarla sınırlı tutmayarak bütün çocuk nüfusunu hedeflemektedir. Ancak çocuklara yönelik şiddete karşı mücadele, risk altındaki çocukların belirlenip bu çocuklara gerekli bakımın sağlanması, bakıcı aile uygulamasını yaygınlaştırıp kurumlardaki çocukların buralardan çıkartılması gibi alanlarda henüz yeterli adımlar atılmamıştır. Bugün Bakanlık, aileye vurgu yaparak, sosyal hizmetlere koruyucu ve önleyici bir yaklaşım getirmeye çalışmaktadır. Bu amaca yönelik olarak, kendi sorunlarıyla baş etmeleri; yaşlı, hasta ya da engelli kişilere, korunma ihtiyacı olan çocuklara kendi evlerinde bakım sağlamaları için dezavantajlı ailelere ve kişilere yardım edilmektedir. Aile Sosyal Destek Projesi (ASDEP) ve Sosyal Hizmet Merkezleri (SHM) bu yeni politikanın iki temel öğesini oluşturmaktadır.47

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların, örgün eğitim veya mesleki eğitime dâhil edilmeleri ve ailelerinin yanına veya kurum bakımına yönlendirilerek, eğitimini ASPB bünyesinde çocuk hizmetleri dışında özürlüler, yaşlılar, aile ve kadınlara yönelik çalışmaları yürütmekle sorumlu ayrı “Genel Müdürlükleri” bulunmaktadır. Bu arada, “Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü” “evlat edinme işlemlerini” yönetmekte, “ana baba bakımından yoksun veya başka açılardan muhtaç durumdaki çocuklara kurumsal bakım”, aile hizmetleri, sosyal yardımlar, bakımevi ve gündüz bakım hizmetleri vermeye devam etmektedir. Kurumsal bakım söz konusu olduğunda, halen yatılı ve büyük kurumlar söz konusu olmakla birlikte daha küçük ölçekteki “Sevgi Evlerinin” ve “Çocuk Evlerinin” sayısı artmaktadır. Diğer yandan, Genel Müdürlüğe bağlı, örneğin Çocuk ve Gençlik Merkezleri gibi diğer kurumlar, örneğin sokaklarda yaşayanlar, mağdur durumda olanlar ve yasalarla sorun yaşayanlar gibi diğer çocuk gruplarına yatılı ve yatılı olmayan hizmetler sağlamaktadır.

182 Sayılı ILO Sözleşmesi kapsamında “sokakta çalıştırılma” çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri olarak belirlenmiştir. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukları tehlikelerden korumak ve sosyal rehabilitasyonlarını sağlamak için 29 ilde Genel Müdürlüğe bağlı 39 Çocuk ve Gençlik Merkezi ve bu merkezlere bağlı 4 Gözlemevi hizmet vermektedir. Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığı ile sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik olarak; bakım, barınma, sağlık, eğitim-öğretim sistemine kazandırma, eğitim-öğretim sisteminde destekleme, mesleki beceri kazandırma, psiko-sosyal gelişimlerini destekleme ve madde kullanan çocukları tedaviye yönlendirme çalışmaları yürütülmektedir. Ailelerine yönelik psiko-sosyal destek ve bilinçlendirme çalışmaları, meslek edindirme faaliyetleri, ekonomik yoksunluk içinde olduğu belirlenen ailelere sosyal yardım hizmetleri, çocukların aileye dönüşlerinin mümkün olduğu durumların tespiti halinde aile ve çocuğun bir arada yaşamasına ilişkin uyum çalışmaları gerçekleştirilmektedir.48

ASPB’nın çocuklara yönelik hizmetlerine/politikalarına baktığımızda beş başlık altında inceleyebiliriz. “Evlat Edinme”, “Koruyucu Aile Modeli”, “Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri”, “Gönüllü Hizmetler”, Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklar.



a.Koruyucu Aile Modeli

02.09.1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinde; çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu mümkün olmadığı takdirde ise uygun bir aile ortamı içinde yaşamını sürdürmesi ve gelişmesi hakkına özel bir yer verilmektedir. Ülkemizin de imzalamış olduğu bu Sözleşme ile “Koruyucu Aile Hizmeti” daha da önem kazanmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi ile vurgulanan Koruyucu Aile Hizmeti'nin dayanağı Türk Medeni Kanunu'nun 347. maddesi ile 24.05.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 23. maddesidir. Koruyucu Aile Hizmeti bu maddeleri temel alarak hazırlanan 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Koruyucu Aile Yönetmeliğine uygun olarak yürütülmektedir.49

ASPB’nın çocuklara yönelik politikalarında son yıllarda “koruyucu aile modeli” göze çarpmaktadır. Koruyucu aile, çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları bir süre için sağlanamayan çocuklarımızın kendi aile ortamlarında eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunu kısa veya uzun süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde devlet denetiminde paylaşan, hissettikleri toplumsal sorumluluğu gösterebilen uygun aile ya da kişilerdir.

Koruyucu aile, korunmaya muhtaç çocukların bakımını ve yetiştirilmelerini, evlat edinmeden, geçici bir sure için üstlenen gönüllü ailedir. Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karşılayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları vardır. Çocukların yeterli sevgi alabildikleri, gereksinimlerinin düzenli olarak karşılandığı sıcak aile ortamında yetiştirildiklerinde sağlıklı bireyler olabildikleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kuşkusuz anne-babalar da çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için çaba harcarlar. Ancak yaşam her zaman düşünüldüğü gibi olmayabilir. Bazı aileler zihinsel, bedensel, ya da psikolojik sorunları veya ekonomik yetersizlikleri, boşanma, ölüm gibi sosyal sorunları nedeniyle bütünlüklerini devam ettiremeyip, çocuklarının gereksinimini karşılayamaz hale gelebilmektedirler. Böyle durumlarda, çocuklara yardım edebilmenin en iyi yolu, öz ailesinin koşulları iyileşinceye kadar başka bir ailenin yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Bu nedenle, tüm dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli, ülkemizde de olduğu gibi koruyucu aile bakımıdır.50



b. Evlat Edinme

  Evlat Edinme; durumu evlat edindirilmeye uygun bir çocukla, durumu evlat edinmeye uygun kişi/eşler arasında hukuki bağlar sağlanarak çocuk ebeveyn ilişkisinin kurulmasıdır.51

Evlat edinme hizmetiyle korunmaya muhtaç çocukların aile yanında bakılmaları sağlanmaktadır. Evlat edinecek ailelere evlat edinme öncesi evlat edinmenin hukuki ve yasal boyutları hakkında gerekli bilgiler verilmektedir. Ayrıca evlat edinme öncesinde çocuk ve aile

arasında çıkabilecek problemler konusunda danışmanlık yapmakta, ailenin çocuğa istenildiği şekilde bakıp bakmadığı takip edilmektedir.52



c. Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri

Yoksulluk içinde olup da temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük seviyede dahi sürdürmekte güçlük çeken kişilere ve ailelere kaynakların yeterliliği ölçüsünde yapılan ayni ve nakdi destekleri kapsamaktadır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen yardımların en önemli fonksiyonu; Kurum’un öncelikli hedef grubu olan korunmaya muhtaç çocuk ve gençlerin korunma altına alınmasına esas oluşturacak nedenin ekonomik yoksunluk olması halinde, bu kişilere ve ailelerine kuruluş bakımı yerine, ekonomik yardım ve diğer destekleyici sosyal hizmet uygulamalarıyla ailenin parçalanmadan bir arada yaşamasına fırsat sağlamaktır. Sosyal ve ekonomik destek hizmetlerinde esas ilke, kişilerin kendi kendilerine yeterli duruma getirilmesidir.53

d. Gönüllü Hizmetler

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü; ihtiyaç içerisinde bulunan tüm çocukların koruma, bakım, sosyal ve ekonomik destek, rehberlik, koruyucu ve önleyici hizmetleriyle kucaklayan soysal devletin vazgeçilmez kurumlarından biridir.


ASPB, “633 Sayılı KHK’nin 8.Maddesi (ğ) bendi” “Özel surette korunması gereken çocuklara yönelik hizmetler konusunda kamu kurum ve kuruluşlarıyla gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlamak, bu alandaki gönüllü girişimleri teşvik edici mekanizmaları geliştirmek ve uygulamakla görevlidir.54

e. Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklar

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar; yaşadıkları ortamlarda her türlü ihmal, istismar, sömürü ve kötü davranışa maruz kalan, aile veya yasal yakınlarıyla bağları kısmen ya da tamamen kopmuş, risklere karşı kendilerini koruyamayan çocuklardır. Çoğu zaman geceleri evlerine dönmekle birlikte arada sırada sokakta sabahlayan bu çocukların bir kısmı da yaşadıkları ortam ve geçirdikleri travma sonucu uçucu ve uyuşturucu madde kullanmaktadır. ASPB bu sorunu minimum bir seviyeye indirmede Çocuk ve Gençlik Merkezlerini etkin bir şekilde kullanmaya çalışmaktadır.



Çocuk ve Gençlik Merkezleri

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmetler, ASPB’na bağlı Çocuk ve Gençlik Merkezleri tarafından verilmektedir. Çocuk ve Gençlik Merkezleri; eşler arası anlaşmazlık, ihmal, hastalık, kötü alışkanlık, yoksulluk, terk ve benzeri nedenlerle sokağa düşerek sosyal tehlike ile karşı karşıya kalan veya sokakta çalıştırılan çocuk ve gençlerin geçici süre ile rehabilitasyonlarını ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlamak amacıyla kurulan yatılı ve gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarıdır.

Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığı ile sokakta yaşayan/çalıştırılan, madde kullanan çocukların sokaktan çekilerek örgün veya mesleki eğitime yönlendirilmeleri, madde bağımlılığı tedavilerinin yapılması, barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitim vb. tüm ihtiyaçlarının karşılanması, toplumla yeniden bütünleştirilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca risk altında bulunan çocuklar için önleyici müdahalelerde bulunarak çocukların sokakta çalıştırılmasını/yaşamasını önleyici tedbirleri de kapsamaktadır.55

Eğitim sektöründeki sosyal yardım programları: Ücretsiz kitap dağıtımı, taşımalı eğitim ve öğle yemeği. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na(MEB) aktarılan kaynaklarla ilk ve ortaokul kitaplarının ücretsiz dağıtılmasına yönelik kaynak aktarımı 2011 yılında 265 milyon olarak gerçekleşmiştir. Ders kitapları ayrım gözetilmeksizin tüm öğrencilere ücretsiz verilmektedir. Bu arada, muhtaç durumdaki öğrencilere yerel Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yılda iki kez önlük, çanta, ayakkabı ve kırtasiye yardımları yapılmaktadır. Dağınık yerleşimlerden ya da okulu olmayan semtlerden yaklaşık 800 bin öğrenci otobüslerle başka yerlerdeki ilk ve orta dereceli okullara taşınmaktadır. MEB bu taşımayı ücretsiz sağlarken Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu da çocukların öğle yemeklerini karşılamaktadır. 2011 yılında bu kalemde yapılan harcama 200 milyon TL olmuştur.

Hükümet/government son yıllarda başta devlet ilkokullarında okul öncesi eğitim sınıfları açarak okul öncesi eğitimi hızla yaygınlaştırmaktadır. Hükümet şimdi “48-60 aylıklarda” 2013 yılına kadar %100 okullaşma hedefini açıklamış bulunmaktadır (2012 yılı itibarıyla 60 aydan büyükler için ilkokul zorunludur). Ancak Dünya Bankası, 2011 yılında yayınlanan “Türkiye’de Temel Eğitimde Kalitenin ve Hakkaniyetin Artırılması: Görevler ve Seçenekler” başlıklı politika notunda bu konuda şöyle demektedir: “Okullaşma oranlarında bölgeler arasındaki önemli eşitsizliklere de dikkat çekilmektedir. Bakanlığın %100 okullaşma hamlesini yeterince tesisin bulunduğu ve okullaşmanın zaten yüksek düzeylerde olduğu illerden başlatması mevcut durumu daha da ağırlaştırmıştır. Uç bir örnek vermek gerekirse, Milli Eğitim Bakanlığı 2011-2012 ders yılı örgün eğitim istatistiklerine göre “4-5 yaş grubunda” okul öncesi okullaşma oranı Güneydoğu’daki Hakkâri ilinde yalnızca %20,91 iken Karadeniz bölgesindeki Amasya ilinde %80,52'dir.



Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması: “0-3 yaşlarındaki” çocukların çok küçük bir bölümü örgün gündüz bakım veya kreş hizmetlerinden yararlanırken, bugün 4-5 yaşlarındaki çocukların yarıya yakını okul öncesi eğitime katılmaktadır. Okul öncesi eğitime katılım, en başta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen hizmetlerin yaygınlaşmasıyla son on yılda beş kat artmıştır. Bakanlığın örgün eğitim istatistiklerine göre 2011-2012 ders yılında okul öncesi eğitime katılım 3-5 yaş grubu için %30,87, 4-5 yaş grubu için %44,04 ve 5 yaşındakiler için de %65,69’dur. Okul öncesi eğitime katılımda erkek çocuklar kız çocuklardan biraz daha öndedir: 3-5 yaş grubu söz konusu olduğunda net okullaşma oranı erkek çocuklar için %31,23, kız çocuklar için %30,49’dur. 5 yaşındakilerde erkek çocukların okullaşma oranı %66,20, kız çocukların ise %65,16’dır. Okul öncesi eğitimdeki 1,17 milyon çocuğun yaklaşık %90’ı devlet okullarındadır ve bu kapsamdaki her beş çocuktan dördü ilkokullara bağlı okul öncesi sınıflara devam etmektedir.

Sosyal yardım programları: Çocukların çeşitli alanlardaki ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için farklı programlar başlatılmıştır. Ailelere(ve özel olarak annelere) yönelik, haftada “30 ile 55 TL” arasında değişen Şartlı Nakit Transferleri, bu ailelerin çocuklarının okula devam etmeleri ve ayrıca gebe annelerle 6 yaşa kadar olan çocuklarının sağlık merkezlerine düzenli muayene için gitmeleri koşuluyla yapılmaktadır. Ayrıca, doğum için hastaneye giden kadınlara bir seferlik olmak üzere “70 TL” yardım yapılmaktadır. Bu yardım programından yararlanabilecek aileler merkezi/bilgisayarlı bir “gelir ve varlık testi” sonucunda belirlenmektedir. Programdan yararlanabilecek olanlar, nüfusun en yoksul yüzde 6’lık kesimine mensup olanlardır. ŞNT programında 2011 yılında toplam 541 milyon liralık transfer gerçekleştirilmiştir. Transfer programı önce bir Dünya Bankası projesi kapsamında başlatılmış, ancak daha sonra program Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından üstlenilmiştir.

Sağlık sektöründeki sosyal yardımlar ve hizmetler: Doğrudan merkezi bütçeden karşılanmak üzere 0-18 yaşlarındaki tüm çocukların genel sağlık sigortası kapsamına alınması, aile hekimleri arıcılığıyla sağlık hizmetleri, sağlık merkezleri, sağlık ocakları, hastanelerdeki kadın ve çocuk bölümleri, ev ziyaretleri aracılığıyla 5 yaşına kadar olan çocuklarda erken tanı hizmetleri ve çıraklar ve mesleki eğitim öğrencileri için iş kazaları ve mesleki hastalık sigortası(staj dönemindeki üniversite öğrencileri dâhil). Ayrıca, çocuklara doğrudan veya dolaylı yarar sağlayan engelli yardımları da söz konusudur. Engelli yardımı, engellilik oranı %40’ın üzerinde olan, sosyal sigortası ya da düzenli geliri olmayan ya da 18 yaşından küçük engelli çocuğu olan yetişkinlere yapılmaktadır. Nakit yardımlar, aylık aile gelirinin asgari ücretin üçte ikisinden az olması koşuluyla, engelli yetişkinlere ya da evlerinde engelli bir aile üyesine bakan ailelere yapılmaktadır. Ekonomik nedenlerden dolayı devlet koruması altında olan çocuklara bakan ailelere yapılan aylık nakit transferleri “314 TL ile 565 TL” arasında değişmektedir. Bu destek, çocuğun kuruma yerleştirilmesine alternatif olarak biyolojik aileye ya da vasi durumundaki aileye verilmektedir.

III- DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE ÇOCUK İŞÇİLİĞİ SORUNU

A.Dünyada Genel Durum

Çocuk işçiliğinin gelişmişlik farkı göstermeksizin dünyanın her yerinde değişik biçimlerde de olsa varlığı bilinen bir gerçektir. Çocuk işçiliği dünya gündeminin de üst sıralarında yer alan ve ivedi çözüm bekleyen bir sorundur. Ulusal yasaların ve uluslararası standartların varlığına rağmen, dünyanın her köşesinde milyonlarca çocuğun sağlıklarını ve geleceklerini tehlikeye atarak çocukluklarını yaşa(ya)madan, çoğunlukla sağlıklı gelişim şartlarına aykırı şekilde çalıştırıldığı izlenmektedir.56



Dünyada çalışan çocuklara ilişkin sayısal verilerin temin edildiği ILO’nun verilerine baktığımızda;




Toplam Nüfus


İstihdamdaki Çocuk

Oran(%)

Değişim(%)




2008

2012

2008

2012

2008

2012




Dünyada

1,586,288

1,585,566

305,669

264,427

19.3

16.7

-2.6

Erkek

819,891

819,877

175,777

148,327

21.4

18.1

-3.3

Kız

766,397

765,690

129,892

116,100

16.9

15.2

-1.7

5-14

1,216,854

1,221,071

176,452

144,066

14.5

11.8

-2.7

5-17

369,433

364,495

129,217

120,362

35.0

33.0

-2

Kaynak: http://www.ilo.org/ipecinfo/product/download.do?type=document&id=23015,Erişim Tarihi:11.04.2014
2008’den 2012’ye gidişatta “5-14 yaş” arasındaki istihdamda %2.7’lik bir düşüş olduğu görülmektedir. 176.5 milyon(o zaman istihdam içindeki oran %14.5’tir) gibi bir sayıdan 144.1 milyon(istihdam içindeki oran %11.8’dir.) gibi bir sayıya düştüğünü ve bu bağlamda 5-14 yaş arasındaki istihdamda yaklaşık 32 milyonluk bir azalma olduğunu görmekteyiz. Aynı zamanda “15-17 yaş” arasındaki istihdamda da yaklaşık “9 milyonluk” bir düşüş söz konusudur. 129.2 milyon çalışan sayısı, 120.4 milyona düşmüştür. Bu bağlamda da 2008’den 2012’ye gidişatta yaklaşık %2’lik bir düşüş sağlanmıştır. Tablo analizi yapıldığında bu düşüşlerin hiç de küçümsenecek bir rakamlar olmadığını söylemek mümkün. Özellikle bir yandan küreselleşme ve neo-liberal politikalar etkisini tüm bölgelerde sürdürmeye devam ederken, diğer yandan dünyanın en önemli sorunlarından birisi olan çocuk işgücü sayısında böyle bir düşüşün olması “küreselleşmeye rağmen” manidardır. Elbette ki bu düşüşlerde bir tek neden aramak veya söylemek yanlış olur. ILO, BM vb. uluslararası kuruluşların ve ulusal düzeyde bu konularda bilinçlenmenin artmış olmasının bu düşüşte büyük bir etkisinin olduğunu söylemek mümkündür.

Milyonlarca çocuk, fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimlerine zarar veren ve ulusal yasalarla uluslararası standartlara uygun olmayan koşullarda çalışmaktadır. Günümüzde çalışan çocukların sayısını kesin olarak söylemek mümkün olmasa da, ILO araştırmalarına göre 2012 yılında dünyada 5-14 yaş grubunda 120 milyon çalışan çocuk bulunduğu tahmin edilmektedir. Ve yine ILO verilerine göre bu sayı istihdamda %9.9 gibi bir orana tekabül etmektedir. ILO’nun verilerine göz attığımızda;



Çeşitli formlardan 5-14 yaş arası bölgesel tahminler 2008’den 2012’ye




Çoçuk

(BİN)

İstihdamdaki çoçuk

(BİN)

(%)

Çoçuk işgücü

(BİN)

(%)

Tehlikeli iş

Dünya

2008

2012

1.216.854

1,221,071

176.452


144,066

14.5


11.8

152.850


120,453

%12.6


9.9

% 4.3


3.1

Asya Pasifik

2008

2012

651,815


637,579

96,397


64,419

14.8


10.1

81,443


52,702

12.5


8.3



Latin Amerika ve

Karayipler

2008

2012

110,566


110,035

10,002


8,986

9.0


8.2

9,722


7,924

8.8


7.2



Sahra Güneyi Afrikası

2008

2012

205,319


220,077

58,212


57,623

28.4


26.2

52,229


47,735

25.4


21.7



Diğer bölgeler

2008

2012

249,154


253,380

10,700


13,038

4.3


5.1

9,456


12,091

3.8


4.8

….



Kaynak:http://www.ilo.org/ipecinfo/product/download.do?type=document&id=23015,Erişim Tarihi:11.04.2014
Çalışan çocukların dünyadaki dağılımına bakıldığında Asya Pasifik’te 2008’de %14.8 iken 2012 yılında %10.1’e, Afrika’da %28.4’ten %28.2’ye, Latin Amerika ve Karayipler’de ise %9’dan %8.2’ye düştüğünü görmekteyiz. Sahra Güneyi Afrikası ülkelerinde toplam işgücünün yaklaşık %26’sını çocuklar oluşturmaktadır. Söz konusu ülkelerde kayıt dışı ekonominin büyüklüğü düşünülürse bu rakamların daha da büyük olduğunu söylemek doğru olacaktır.

5-14 yaş arasındaki çocuk işgücünde tüm bölgelerde genel bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Özellikle Asya Pasifik bölgesinde ciddi bir düşüş var. Ayrıca Afrika bölgesinde ilk defa bu kadar ciddi bir düşüş sağlanmıştır. Çocuk işgücü sayısında 52.2 milyondan 47.7 milyona doğru bir düşüş gerçekleşmiştir.



A.1.Çocuk İşgücü İle İlgili Uluslararası Düzenlemeler ve Kurumlar

Çocuk işçiliğine ilişkin en erken düzenleme olarak, 1284 tarihli Venedikli cam tüccarları loncasının, cam ticaretinin tehlikeli işlerinde çocukların kullanılmasını yasaklayan kuralı gösterilmektedir. Ancak çocuk işçiliği konusu yaklaşık bir yüzyıl önce uluslararası hukukun dikkatini çekebilmiştir.57



1-Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)

Birleşmiş Milletlerin bir ihtisas kuruluşu olan Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO), sosyal adalet ve uluslararası çalışma haklarının iyileştirilmesi amacıyla 1919 yılında Cenevre’de kurulmuştur. ILO politika ve programları hükümet, işveren ve işçi temsilcilerini bir araya getirerek birlikte şekillendiren “üçlü yapıya” sahip tek Birleşmiş Milletler(BM) kuruluşudur.

ILO uluslararası çalışma standartlarını düzenleyen ve denetleyen küresel bir organdır. ILO; üye ülkelerle birlikte çalışarak çalışma standartlarına ilkesel olarak ve uygulamada saygı gösterilmesini temin etmenin yollarını araştırır. Başlıca hedefleri çalışma yaşamına ilişkin temel hakları korumak, insana yakışır iş/decent work olanaklarını desteklemek, sosyal korumayı genişletmek ve diyalogu geliştirmektir.58

Örgüt, sözleşme ve tavsiye kararları yoluyla, çalışma hayatına ilişkin temel haklar, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık, zorla çalışmanın engellenmesi, fırsat ve muamele eşitliği gibi konularda evrensel standartlar oluşturur. Çocuk işçiliği ile mücadele ILO’nun en çok önem verdiği konuların başında gelmektedir. Örgütün konu ile ilgili temel belgeleri; çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngören “1973 tarih ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi” ve “1999 tarihinde kabul edilen 182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesidir”. Örgüt, bunların dışında 182 sayılı sözleşmeyi tamamlayıcı nitelikte “En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılması için Acil Eyleme İlişkin Tavsiye Kararı”nı yayınlamıştır. ILO, konu ile ilgili uluslararası hukukun bir parçası olarak kabul edilen bu temel belgelerin yanı sıra, “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı(IPEC)” yoluyla da çocuk işçiliği ile mücadele etmektedir. Programın uzun vadeli asıl hedefi, çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak iken kısa ve orta vadeli hedefleri çocukların korunması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesidir.

Çocuk işçiliği ile mücadele etmek için ülkedeki konu ile ilgili bütün kurumların işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. Bunun için ulusal plan ve strateji oluşturulmalıdır. ILO/IPEC bu plan ve stratejilere destek vermek üzere ortaya çıkmış bir projedir. ILO/IPEC stratejisi hükümetlerin çocuk işçiliği ile mücadeledeki politik istek ve kararlılıklarını; işçi, işveren ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde üst düzeye çıkarmasına katkıda bulunmak olarak özetleyebiliriz. 2002 yılında düzenlenen konferansta ILO “12 Haziran’ı Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak ilan etmiştir.

Çocuk işçiliğini önlemeye yönelik politikaları kronolojik olarak sıralamak gerekirse;

• Uluslararası Çalışma Konferansı’nın 1919 yılında yapılan toplantısında çocuk işçiliğine ilişkin ilk sözleşme olan “5 numaralı En Az Çalışma Yaşı Sözleşmesi” kabul edildi. Bunu izleyen 50 yıl boyunca kabul edilen 9 sözleşme daha farklı sektörlerdeki en az çalışma yaşını düzenledi.

• 1973 yılında “138 sayılı En Az Çalışma Yaşı Sözleşmesi” ile bütün ekonomik sektörlerdeki çalışan çocuklar kapsam altına alındı.

• BM Genel Kurulu “1989’da BM Çocuk Hakları Sözleşmesini” kabul etti. Bu, dünya üzerinde çocuk hakları konusunda kabul edilen en kapsamlı sözleşmedir.

• Çocuk işçiliği ile mücadele eden ulusal programlara uluslar arası destek sağlamak amacıyla “1992’de ILO Çocuk İşçiliğinin Ortadan Kaldırılması Uluslararası Programı’nı (IPEC)” başlattı.

• “1995’de Kopenhag Sosyal Gelişme İçin Dünya Zirvesi”’nde bir bildirge ve eylem planı kabul edildi ve çocuk işçiliğinin yasaklanması için bütün ülkelere çağrıda bulunuldu.

• 1998’de Uluslararası Çalışma Konferansı “İşyerinde Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi”’ni kabul etti. Bu bildirge ile ilgili sözleşmeleri onaylasa da onaylamasa da ILO üyesi bütün devletlerin çocuk işçiliğini ortadan kaldırmakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir.

• ILO 1999’da “182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” ve “190 sayılı tavsiye kararını” kabul etti.

2-Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)

1946 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu adıyla kurulan UNICEF’in amacı İkinci Dünya Savaşı sonunda 13 Avrupa ülkesindeki çocuklara yardım etmekti. Ancak 1953 yılında Birleşmiş Milletler sistemine dâhil edilerek sadece acil yardım gerektiren durumlarla sınırlı kalmayıp tüm dünyadaki uzun vadeli kalkınma çalışmalarına katkıda bulunmasına karar verildi.59 UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, çocuk haklarının uygulanmasını destekleme konusunda uzmanlaşmış Birleşmiş Milletler kurumudur. Kurumun bütün çalışmaları, tarihte en yaygın olarak benimsenen insan hakları sözleşmesi olan BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme doğrultusunda yürütülmektedir. UNICEF çocuk haklarını, Birleşmiş Milletler Şartı’nda ve Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde de öngörüldüğü gibi, beşeri kalkınmanın vazgeçilmez bir bileşeni olarak görmektedir.

Küresel düzeyde, UNICEF dünyanın öncü çocuk savunucusudur. Yerel düzeyde ise çocukların refahını artırmak ve tüm kız ve erkek çocuklarına tam potansiyellerine ulaşma olanağını sunmak için çeşitli ortaklarla birlikte çalışır. UNICEF çocukların ihtiyacı olan bakım ve uyarımın sağlanmasına yardımcı olmakta, onların cinsiyet ayrımı yapmadan eğitilmeleri konusunda aileleri özendirmekte ve şiddet sömürü, taciz ve ayrımcılıktan uzak ve güvenli bir yaşam sürdürebilmeleri amacıyla çalışmalar yapmaktadır. UNICEF’in çalışmalarının büyük bir kısmı dünyanın en yoksul bölgelerinde ve özellikle de acil durumlarda çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgili olsa da, kurum toplam 190 ülkede güçlü bir varlığa sahiptir.

UNICEF tamamen gönüllü olarak verilen fonlarla desteklenmektedir. Kurumun finansmanının üçte ikisi hükümetlerden, kalanıysa UNICEF Milli Komiteleri tarafından özel gruplardan ve bireylerden toplanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde 36 UNICEF Milli Komitesi bulunmaktadır. Bu sivil toplum kuruluşları çocuk haklarını destekler, ortaklıklar kurar, bağışlar toplar ve UNICEF kartpostallarını ve ürünlerini satar.



UNICEF’in küresel öncelikleri şunlardır:

  • Tüm bebeklerin hayatta kalmasını ve tüm çocukların sağlık bakımı, beslenme ve duygusal ve bilişsel gelişimlerini destekleyen bir ortam dahil olmak üzere uygun erken çocukluk bakımını almalarını sağlamak;

  • Çocukların haklarını hayata geçirmek, toplumda toplumsal cinsiyet eşitliğinin temellerini atmak ve geleceğin çocuklarının eğitimli annelere sahip olmasını sağlamak üzere kız çocukları da dahil olmak üzere tüm çocukların ilköğretimi tamamlamalarını sağlamak;

  • Herkesi çocuklar için koruyucu bir ortam yaratma çabalarına dahil ederek tüm çocukları ve ergenleri şiddet, sömürü ve istismarın tüm biçimlerinden korumak;

  • HIV/AİDS’in gençler arasında yayılmasını önlemek ve HIV/AİDS’ten etkilenen çocuklara ve ailelerine yaşamlarını onurlu bir şekilde sürdürebilmeleri için yardımcı olmak;

  • Çocuk hakları için ikna edici kanıtlar oluşturmak, kaynak yaratmak ve ortaklıklar kurmak, ve kız ve erkek çocuklarına yaşamlarını etkileyen kararlara katılmaları ve seslerini duyurmaları için azami olanak sağlamak.

Bu genel çerçeve içinde, UNICEF’in öncelikleri ve belirlediği hedeflere ulaşmak için kullandığı stratejiler, çocukların karşı karşıya oldukları sorunlara ve mevcut kaynaklara bağlı olarak ülkeden ülkeye değişebilmektedir.

3-Avrupa Konseyi

5 Mayıs 1949’da kurulan ve merkezi Strazbourg’da bulunan Avrupa Konseyine bugün 47 devlet üyedir.60 Konsey başlıca hedefi “Avrupa ulus ve vatandaşlarının vakarını, demokrasiye, insan haklarına ve yasa düzenine saygıyı sağlamak yoluyla güvence altına almaktır” Konsey, “çocuk hakları”, “uyuşturucu bağımlılığı”, “hoşgörüsüzlük”, “azınlıkların korunması” ve “gençlere daha geniş eğitim fırsatları sağlanması” alanlarında Avrupa vatandaşlarının artan kaygılarına cevap getirmiştir.

Çocuk işçiliği sorunu, Avrupa Konseyinin temel belgelerinden olan Avrupa Sosyal Şartı’nda düzenlenmiştir. Avrupa Sosyal Şartı’nın 7. Maddesi “Çocukların ve Gençlerin Korunma Hakkı” başlığı altında çocuk ve genç işçilerin çalışma koşullarını belirlemiştir. Buna göre 15 yaşın altındaki çocukların istihdamının yasak olması ve “15-18 yaş grubundaki gençlerin de işyerinde korunması gerekmektedir” denilmiştir.61

25 Ocak 1996 tarihinde Strasbourg’da imzalanmış olan “Çocuk Haklarının Kullanılmasını İlişkin Avrupa Sözleşmesi”’nde ise genel anlamıyla çocukların haklarına vurgu yapmaktadır.

Türkiye’nin 25/10/2007 tarihinde Lanzarote’de imzaladığı “Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi” de özellikle son yıllardaki çocuk istismarı ile savaşmada son derece önemli bir sözleşmedir. Sözleşmenin 1. Maddesinde amacı şu şekilde belirtilmiştir:


  1. Çocukların cinsel sömürüsü ve istismarını engellemek ve bunlarla mücadele etmek;

  2. Cinsel sömürü ve istismara maruz çocuk mağdurların haklarını korumak;

  3. Çocukların cinsel sömürü ve istismara karşı ulusal ve uluslararası işbirliği geliştirmektir.

Unicef ve T.C. Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun 2010 yılında yayınlamış olduğu “Türkiye’de Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet Araştırması raporuna göre; Türkiye’de yaşayan 7-18 yaşlar arasındaki çocukların yüzde 56’sının fiziksel istismara, yüzde 49’unun duygusal istismara, ve yüzde 10’unun cinsel istismara tanık olduğunu görülmektedir.62

4-BM Ekonomik ve Kültürel Haklar Sözleşmesi

16 Aralık 1966 tarihli, 2200A (XXI) sayılı Genel Kurul kararıyla kabul edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti adına 15 Ağustos 2000 tarihinde New York'ta imzalamıştır. Sözleşmenin çocuklarla ilgili olan kısmı Madde 10, Fıkra 3’te şu şekilde düzenlenmiştir: “Bütün çocuklar ve gençler yararına, ebeveynlikten ya da başka koşullardan dolayı hiçbir ayrım gözetilmeksizin, özel koruma ve yardım tedbirleri alınmalıdır. Çocuklar ve gençler ekonomik ve sosyal sömürüden korunmalıdır. Onların ahlaki değerlerine ya da sağlıklarına zararlı olabilecek, hayatlarını tehlikeye sokabilecek ya da normal gelişmelerini engelleyebilecek işlerde çalıştırılmaları yasalarla cezalandırılmalıdır. Devletler, ayrıca, yaş sınırları koyarak, çocukların bu yaş sınırları altında ücretli olarak çalıştırılmasını yasalarla yasaklamalı ve cezalandırmalıdırlar.”



5-Avrupa Sosyal Şartı

Sözleşme 18 Ekim 1961'de Torino'da imzalanmış ve 26 Şubat 1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi 18 Ekim 1961 tarihinde imzalamış ve 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamıştır. Sözleşmenin çocuklarla ilgili olan kısmı Madde 7’de “Çocukların ve gençlerin korunma hakkı” başlığı altında şu şekilde düzenlenmiştir: Akit Taraflar, çocukların ve gençlerin korunma hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere;



1. Çocukların sağlık, ahlâk ve eğitimleri için zararlı olmayacağı belirlenen hafif işlerde çalıştırılmaları durumu, haricinde asgari çalışma yaşının en az 15 olmasını sağlamayı;

2. Tehlikeli ve sağlığa aykırı sayılan belirlenmiş işlerde asgari çalışma yaşını daha da yükseltmeyi;

3. Henüz zorunlu öğrenim çağında olanların, eğitimlerinden yararlanmalarını engelleyecek işlerde çalışmamalarını sağlamayı;

4. 16 yaşından küçüklerin çalışma sürelerinin, gelişmeleri ve öncelikle de meslekî eğitim gereksinmeleri uyarınca sınırlandırılmasını sağlamayı;

5. Genç çalışanların ve çırakların âdil bir ücret ve diğer uygun ödeneklerden yararlanma hakkını tanımayı;

6. Gençlerin, çalıştıranların izniyle normal çalışma saatlerinde meslekî eğitimde geçirdikleri sürenin, günlük çalışma süresinden sayılmasını sağlamayı;

7. 18 yaşın altındaki çalışan kişilere yılda en az üç haftalık izin hakkını tanımayı;

8. 18 yaşın altındaki kişilerin, ulusal yasalar veya düzenlemelerle belirlenen işler dışında gece işinde çalıştırılmamasını sağlamayı:

9. Ulusal yasalar veya düzenlemelerle belirlenen işlerde çalışan 18 yaşının altındaki kişilere düzenli sağlık kontrolünü sağlamayı;

10. Çocukların ve gençlerin özellikle doğrudan veya dolaylı olarak işlerinden doğan tehlikeler başta gelmek üzere, uğradıkları bedensel ve manevi tehlikelere karşı özel olarak korunmalarını sağlamayı taahhüt ederler.63

6-Çocuk Haklarına Dair Sözleşme

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Kasım 1989 tarih ve 44/25 sayılı Kararıyla kabul edilip imza, onay ve katılıma açılmıştır. Sözleşme 49. maddeye uygun olarak 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi 14 Eylül 1990 tarihinde imzalamış ve 9 Aralık 1994 tarihinde ihtirazı kayıtla onaylamıştır. 4058 Sayılı Onay Kanunu 11 Aralık

1994 gün ve 22138 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

B. Türkiye’de Çocuk İşçiliği Sorunu

Çocuk işçiliği sorunu gelişmiş veya gelişmekte olan her ülke için olduğu gibi, Türkiye için de önem taşıyan bir konudur. Sorun; nüfus, eğitim düzeyi, ekonomik gelişim ve sosyal kalkınma kavramlarıyla doğrudan ilgilidir. Çocuk işçiliği olgusu pek çok birbiriyle bağlantılı nedenden ortaya çıkmakta ve çok farklı boyutlarıyla değerlendirilme gereğini de beraberinde getirmektedir. Yıllar boyunca çocuk işçiliği Türkiye’nin ulusal gündeminde önemli yer tutmuş, özellikle 1990’lı yıllarda dünyanın her yerinde artan ilgiye bağlı olarak sorunun yoğunluk ve doğası nedeniyle mücadelede dikkate değer çabalar geliştirilmiştir.



1.Ülkemizde Çocuk İşçiliğinin Mevcut Durumu

Türkiye’deki çocuk işçiliğinin ne durumda olduğunu tespit etmek amacıyla Devlet İstatistik Enstitüsü(Önceki DİE, şimdiki adıyla TÜİK) tarafından 1994, 1999 ve 2006 yılında olmak üzere “Çocuk İşgücü Anketleri” yapılmıştır. Bu anketler ILO ile TÜİK arasında imzalanan projeler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Çocuk İşgücü Anketlerinin ilki (Ekim 1994) “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı”(ILO/IPEC), ikincisi (Ekim 1999) “Çocuk İşçiliğinin İzlenmesi ve İstatistiksel Bilgi Programı”(SIMPOC), 2006 yılında yapılan üçüncüsü ise yine ILO/IPEC Projesi kapsamında yapılmıştır.



Çocuk işgücü göstergeleri (bin)




1994

1999

2006

0-5 yas grubu çocuk nüfusu

8,469

7,930

8,479

6-17 yas grubu çocuk nüfusu

14,968

15,821

16,264

6 yas ve üzeri toplam istihdam

20,984

22,124

22,963

6-17 yas grubu çocuk istihdamı

2,269

1,630

958

6-17 yas çalışan çocuk oranı(%)

15,2

10,3

5,9

Kent

611

478

457

Kır

1,659

1,151

502

Erkek

1,372

955

632

Kadın

898

675

326

Tarım

1,510

990

392

Tarım-dışı

759

640

566

Ücretli

648

617

513

İşveren veya kendi hesabına

52

28

26

Ücretsiz aile isçisi

1,570

985

420

Kaynak:TÜİK,http://www.tuik.gov.tr/Start.do;jsessionid=VYvLTNtDzZKpDY6g0GVnTYv8gRMYDyWbGG117nSC2Zqld2wvYvyG!-2082113595, Erişim Tarihi: 09.04.2014

Çocuk işgücü araştırma sonuçlarına göre ülkemizde 6-17 yaş grubunda olup ekonomik faaliyetlerde çalışan çocukların sayısı 1994 yılında 2 milyon 269 bin iken, 1999 yılında 1 milyon 630 bine, 2006 yılında 958 bine düşmüştür.

Çocuk istihdamı cinsiyetler açısından değerlendirildiğinde, istihdam edilen erkek çocuk sayısı 1994 yılında 1 milyon 372 bin, 1999 yılında 955 bin, 2006 yılında 632 bin olarak tespit edilmiştir. İstihdam edilen kız çocuklarının sayısı 1994 yılında 898 bin, 1999 yılında 675 bin, 2006 yılında ise 326 bindir. Görüldüğü gibi 1994 yılından 2006 yılına kadar kız ve erkek çocuklarının istihdamında ciddi bir düşüş sağlanmıştır. Fakat istihdam edilen erkek çocuklarının sayısı kız çocukların iki katıdır. İstihdam edilen çocukların %66’sını erkek, %34’ünü kız çocukları oluşturmaktadır.

Ücretli veya yevmiyeli çalışan çocukların sayısı 1994 yılında 648 bine, 1999 yılında 617 bine, 2006 yılında ise 513 bine gerilemiştir. Kendi hesabına veya işveren konumunda istihdam edilen çocukların sayısı 1994 yılında 52 bin, 1999 yılında 28 bin, 2006 yılında ise 26 bine düşmüştür. Diğer taraftan konu ücretsiz aile işçisi boyutunda incelendiğinde 1994’de 1 milyon 570 bin, 1999’de 985 bin iken bu sayının 2006’da 420 bine düştüğü görülmüştü

Tablonun geneline bakıldığında çocuk istihdam oranında sistemli bir düşüş görülmektedir. TÜİK tarafından düzenlenen 2006 yılı Çocuk İşgücü Araştırması sonuçları 6-17 yaş grubunda ülkemizde ekonomik faaliyetlerde çalışan çocuk sayısının son 12 yılda tüm sektörlerde toplam olarak % 58 oranında azaldığını göstermektedir. 1994 yılında toplam 2 milyon 270 bin olan ekonomik faaliyetlerde çalışan çocuk sayısı 2006 yılında 959 bine gerilemiştir. Bu gerileme büyük ölçüde tarım sektöründe çalışan çocuk sayısındaki azalmadan kaynaklanmıştır. Son 12 yıldaki bu gerileme, 6-17 yaş grubu için, tarım sektöründe % 74, sanayi sektöründe % 30, ticaret sektöründe % 54 olarak gerçekleşmiştir. Ekim 1994 anketinde %15,2 olan oran, Ekim 1999 anketinde %10,3’e; 2006 anketinde ise %5,9’a gerilemiştir. Hiç şüphesiz bu gerilemenin gerçekleşmesinde, 1997 yılında kabul edilen “Zorunlu Temel Eğitim Yasası” ile eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıkması ve ILO/IPEC projelerinin başarılı olmasının yanı sıra bu projelerin sonucunda toplumda görülen bilinçlenmesinin de katkısı vardır.

Ayrıca İlköğretimde kız ve erkek çocuklar arasındaki farkı azaltmak üzere politikalar geliştirilmiş, çeşitli projeler ve eğitim programları yürütülmüştür. Bu bağlamda yürütülen projelerle birlikte 8 yıllık zorunlu ilköğretimi tamamlayan kız çocuklarının sayısı artmıştır. “Haydi Kızlar Okula” başlıklı ulusal kampanyada geleneksel topluluklarda eğitim yoluyla kız çocuklarının genel şartlarında güçlendirilmelerine yönelik çabalar gerçekleştirilmiş ve toplumun genelinin değerleri ve beklentilerinde duyarlılık artışı yoluyla bir değişim sağlanmıştır. Bu kampanya aynı zamanda çalışma yaşamındaki kızların sayısının azaltılmasına da katkıda bulunmuştur.



2.Türk Mevzuatında Çocuk İşçiliği ve Başlıca Ulusal Kuruluşlar

Çocuk işçiliğinin düzenlenmesine ilişkin kanuni hükümler hukuk sistemimiz içerisinde oldukça geniş bir yelpaze içerisinde bulunmaktadır. Başta Anayasa olmak üzere, 4857 Sayılı İş Kanunu, Mesleki Eğitim Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Sendikalar Kanunu, 506 yılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda çocuk haklarını koruyucu hükümler yer almaktadır. Ancak konumuzun kapsamı itibariyle sadece Anayasamızda ve İş Kanunu’ndaki düzenlemelere yer verilecektir.



A.Anayasa

Bilindiği gibi tüm yasalar kaynağını Anayasa’dan almaktadır. Bir başka ifadeyle “normlar hiyerarşisinde” en üstte yer almaktadır. Dolayısıyla Anayasa’da böyle bir kanunun varlığı/tecessümü bile bir değer atfetmektedir. 1982 Anayasası’nda çocuklarla doğrudan ilgili birçok hüküm yer almaktadır. Bunlardan 5 inci maddede, “Devletin temel amaç ve görevleri... insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmasıdır.” hükmü; 41’inci maddede, “Aile toplumun temelidir... Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması... için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” hükmü yer almaktadır. Burada aileye sunulacak hizmetler için örgütlenmeye gidilmesi ve idarece bu görevlerin yerine getirilmesi vurgulanmaktadır. 1982 Anayasa’sının 41. Maddesi; devlete başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere aileyi koruma görevi verirken 61. Madde korunmaya muhtaç engellilerin, yaşlıların ve çocukların korunması yükümlülüğünden söz etmektedir. Ayrıca Anayasası’nın 50. maddesine göre; “kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.” Bu maddede toplumda dezavantajlı durumda olan bazı grupların korunduğunu görmek mümkün. Ve ayrıca bu grupların pozitif ayrımcılığa tabi tutulabileceği ve bunun da Anayasa’ya aykırılık teşkil etmeyeceğinin ifade edildiğini söyleyebiliriz.



B.4857 Sayılı İş Kanunu

Kanunda öncelikle “genç işçiler” ve “çocuk işçiler” ayrımına yönelik bir tanımlama yapılmıştır. Bu bağlamda 4857 sayılı İş Kanunu’na göre; on sekiz yaşından küçükler “çocuk” ve “genç işçiler” olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. Kanunda yer alan ifadeye göre; “genç işçi”, on beş yaşını tamamlamış, on sekiz yaşını bitirmemiş kişiler için; “çocuk” ifadesi ise on beş yaşından küçükler için kullanılmaktadır.



İşe Başlamada Asgari Yaş

Madde 71. On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.

Madde 72. Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.

Madde 85. On altı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz.



Sağlık Muayeneleri

Madde 87. On dört yaşından on sekiz yaşına kadar (on sekiz dahil) çocuk ve genç işçilerin işe alınmalarından önce işyeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, hükümet veya belediye hekimlerine muayene ettirilerek işin niteliğine ve şartlarına göre vücut yapılarının dayanıklı olduğunun raporla belirtilmesi ve bunların on sekiz yaşını dolduruncaya kadar altı ayda bir defa aynı şekilde doktor muayenesinden geçirilerek bu işte çalışmaya devamlarına bir sakınca olup olmadığının kontrol ettirilmesi ve bütün bu raporların işyerinde saklanarak yetkili memurların isteği üzerine kendilerine gösterilmesi zorunludur. Sosyal Sigortalar Kurumu işe ilk giriş muayenesini yapmaktan kaçınamaz.



Çalıştırma Süreleri ve Yasaklar

Madde 71.- Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez.

Madde 73. - Sanayiye ait işlerde on sekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesine dayanılarak hazırlanan, Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, 6/4/2004 tarihli, 25425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmeliğin amacı, çocuk ve genç işçilerin sağlık ve güvenliklerini, fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişmelerini veya öğrenimlerini tehlikeye atmadan çalışma şekillerinin esaslarını belirlemek ve ekonomik istismarlarını önlemektir. Yönetmeliğe göre; çocuk işçi, 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamamış kişiyi, genç işçi, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi ifade etmektedir.



C.3308 Sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu

3308 sayılı Kanunun amacı; çırak, kalfa ve ustaların eğitimi ile okullarda ve işletmelerde yapılacak mesleki eğitime ilişkin esasları düzenlemektir. Çıraklık yanında, aday çıraklık uygulamasını da düzenleyen bu Kanuna göre; 14 yaşını doldurmuş 19 yaşından gün almamış olmak, en az ilköğretim mezunu olmak ve bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak çıraklığa girişte aranan şartlardır. 4702 sayılı Kanun ile 19 yaşından gün almış ancak daha önce çıraklık eğitimden geçmemiş olanların da çırak olabilmelerine imkân tanınmıştır.



D.222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu

Kanunun 59. maddesi çalışan çocuklarla ilgili düzenlemeler içermektedir. Bu maddeye göre, İlköğrenim çağında olup da mecburi ilköğretim kurumlarına devam etmeyenler, hiçbir resmi ve özel iş yerinde veya her ne surette olursa olsun çalışmayı gerektiren başka yerlerde ücretli veya ücretsiz çalıştırılamazlar.



E.1593 Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Bu Kanuna göre, on iki yaşından küçük çocukların fabrika ve imalathane gibi her türlü sanat müesseseleri ile maden işlerinde çalıştırılması yasaklanmıştır. On iki yaş ile on altı arasında bulunan kız ve erkek çocuklarının günde azami sekiz saat çalıştırılabileceği ve bu çocuklara saat yirmiden sonra gece çalışması yaptırılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, mahalli belediyelerce bar, kabare, dans salonları, kahve, gazino ve hamamlarda on sekiz yaşın altındaki çocukların çalıştırılması yasaklanmıştır.



F.2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu

2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu 14/07/1934 tarihli, 2751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanunun 12. maddesi ile eğlence, oyun, içki ve benzeri amaçlı umuma açık ve açılması izne bağlı yerlerde on sekiz yaşından küçüklerin çalıştırılması yasaklanmıştır.

Tüm bu yasal çerçeve çocuk işçiliği ile ilgili düzenlemeleri içerir.

3.Çocuk İşçiliğini Engellemeye Yönelik Çözüm Önerileri:

Sorunu ortadan kaldıracak politika ve programlar için bilgi sağlamak amacıyla, kapsamlı bir ulusal çocuk işçiliği araştırması yapılmalıdır. Ayrıca halihazırda çalışmakta oldukları için eğitim hakkını kullanamayan çocukların durumunu iyileştirmek için de bir dizi adım atılmalıdır. Bu adımlar aşağıdaki politikaları içermelidir:



  • Çocuk işçiliğinin çocuk üzerindeki zararlı etkileri hakkında kamunun farkındalığının arttırılması,

  • Çocukların ucuz işgücü olarak sömürülmesini önlemek için tarım sektörünün daha iyi düzenlenmesi,

  • Sokakta yaşayan çocukların sayısını azaltmak için şehir meclislerine destek verilmesi,

  • Okula dönen çocuk işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için esnek bir müfredat uygulanması,

  • Artan erişime uygun olarak okul ve derslik sayısının arttırılması,

  • Eğitim kalitesini iyileştirmek için daha fazla finansman sağlanması,

  • Çocuk işçiliğinin kolayca kabullenen ailevi ve kültürel geleneklere müdahale edilmesidir.

Sonuç olarak

Çocuk emeğinin üretim amaçlı olarak kullanımını ifade eden çocuk istihdamı "bilgi çağı" olarak adlandırılan günümüzde güncelliğini korumaktadır. Sorun yalnızca azgelişmiş ülkelere özgü bir nitelik taşımamakta ve sanayileşme sürecini tamamlamış batı ekonomilerinde de çeşitli örneklerine rastlanmaktadır.64 Çocuk hakları ve buna bağlı olarak da çocuk emeğinin sömürülmesi ve çocuk işçiliği ile mücadele dünyanın gündemine küreselleşmemin ivme kazandığı yıllardan itibaren girmiştir.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) önderliğinde başlatılan çalışmalar ışığında öncelikle çocuk işçiliğinin nedenleri araştırılmış ve çocuk işçiliğinin yoksulluk ve büyük ölçüde yoksulluktan kaynaklanan tali nedenlere dayandırıldığı tespit edilmiştir. Dünyada yoksulluk ortadan kaldırılmadıkça çocuk işçiliği son bulmayacağı suyun kaldırma kuvveti kadar net bir durumdur. Bu noktada ILO, çocuk işçiliğinin kabul edilemez bazı biçimleri olduğunu ve bunlarla acilen mücadele edilmesi gerektiğini belirterek “çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri” kavramını ortaya atmıştır. Bunun sonucu olarak “ILO/IPEC Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı”nı hayata geçirmeye çalışmıştır. Bugün dünyada çocuk işçiliği ile mücadelenin tamamına yakını bu program kapsamında yapılmaktadır.

Gelişmiş/developed ülkelerde yönetimlerin biraz daha inisiyatif kullanmaları, çocuk işçiliğini önleme konusunda daha fazla iyi niyet göstermeleri ve daha etkili yöntemler benimsemeleri gerekmektedir. Gelişmekte/less-developed olan ülkelerde ise halkın konuya daha fazla dâhil olması, daha fazla bilinçlendirilmeleri ve yönetimler tarafından çıkarılan mevzuatın tam ve doğru olarak uygulanıp uygulanmadığının takipçisi olmaları gerekmektedir. Çünkü çocuk işçiliğini önlemek ve çocuk refahını sağlamak, ancak toplumdaki bütün aktörlerin ortak ve etkin katılımıyla mümkün olabilecektir.

Kofi A. Annan’ın ifadesiyle; “Çocuk haklarının yaşama geçirilmesinde ne kadar ilerlersek, ülkeler de kalkınma ve barış hedeflerine o kadar yaklaşacaktır.”65

Kaynakça:

Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF–Türkiye, “Erken Yaşlarda Çocuk Refahı ve Kadın İstihdamı”, http://www.unicef.org.tr/files/bilgimerkezi/doc/erken-yaslarda-cocuk-refahi-ve-kadin-istihdami-politika-belgesi.pdf

Avşar, Zakir ve Öğütoğulları, Eren “Çocuk İşçiliği ve Çocuk İşçiliği ile Mücadele Stratejileri”, http://www.sgk.gov.tr/wps/wcm/connect/85034ee9-da80-48ba-ba4a-e19d1fd4d77f/makale_1.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=85034ee9-da80-48ba-ba4a-e19d1fd4d77f

Bütün, Melek “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden Çocuk Bakım Hizmetleri: Farklı Ülke Uygulamaları”, uzmanlık tezi, http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/eski_site/Pdf/uzmanlik_tezleri/melek_butun_tez.pdf

Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi: Türkiye Deneyimine Kapsamlı Bir Bakış”, http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/areas/cocukisciligipdf/turkcecocukisciliginekapsamlibakis.pdf,



Demir, Sezen “Türkiye’de ve Dünya’da Çocuk İşgücü”, yayımlanmış yüksek lisans tezi

ÇSGB, “Çocuk İşçiliği ile Mücadelede Öğretmen El Kitabı”, Ankara-2007

Dünya Bankası (Şubat- 2010) “Türkiye: Gelecek Nesiller İçin Fırsatların Çoğaltılması, Yaşam Fırsatları Konulu Rapor”, http://eaf.ku.edu.tr/sites/eaf.ku.edu.tr/files/conference_files/2010-06-04_world_bank_1.pdf s.

Günoz, Mustafa “Türkiye’de Çocuk İşçiği Sorunu ve Çözüm Önerileri”, http://statik.iskur.gov.tr/tr/rapor_bulten/uzmanlik_tezleri/MUSTAFA%20G%C3%9CN%C3%96Z%20(T%C3%9CRK%C4%B0YE%E2%80%99DE%20%C3%87OCUK%20%C4%B0%C5%9E%C3%87%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU%20VE%20%C3%87%C3%96Z%C3%9CM%20%C3%96NER%C4%B0.pdf,

Franklin, Bob, “Çocuk Hakları”, çev. Alev Türker, Ayrıntı Yayınları, Birinci basım. İstanbul-1993

İştar URHANOĞLU CENGİZ “4857 Sayılı İş Kanuna Göre Çocuk ve Gençlerin İş Sözleşmesi Ehliyetlerin Sınırlandırılmasına Yönelik Düzenlemeler” http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2012-98-1126, s.206

Lordoğlu, Kuvvet “Oyuna Zaman Yok, Ama Sokaklar Bizim”, http://mimoza.marmara.edu.tr/~klordoglu/yazilar/Oyuna_zaman_yok.pdf

Karabulut, Özcan “Türkiye’de Çalışan Çoçuklar”, Friedrich Ebert Stiftung yayınevi, İstanbul 1996

Keskin, Doğan (2007), “Anayasaya Çocuk İşçi Girmemeli”, Radikal Gazetesi, 24.09.2007, http://www.ekindusu.com/user/docs/haber/cocuk/c_isci.htm

Kılıç, Fatma “Çocuk İşçiliği ve Ailenin Rolü (Kütahya Örneği)”, yayımlanmış yüksek lisans tezi

Kılıç, Şebnem “Türk İş Hukukunda Çocuk İşçi Kavramı ve Çocuk İşçinin Hakları”, yayımlanmış yüksek lisans tezi,

Kurnaz, Avşar Şebnem “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu” http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/upload/sosyalyardimlar.gov.tr/mce/2012/genel/turkiyede_cocuk_yoksullugu.pdf

Küçükkalay, Mesud ve Dulupçu, Ali ve Turunç, Ömer “Dünyada ve Türkiye’de

Çocuk İşgücü İstihdamının Sorunları Ve Önlenmesi”, http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2000-1-7.pdf,



Öz, Sumru “Türkiye’de Eğitim Harcamaları ve Eğitim Reformu”, Koç Üniversitesi, http://eaf.ku.edu.tr/sites/eaf.ku.edu.tr/files/eaf_pn1202.pdf

Sapancalı, Faruk “Küreselleşme Bağlamında Çocuk İstihdamı ve Önlenmesine Yönelik Çabalar”, http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale-2.pdf,

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-UNICEF, “Türkiye Erken Yaşlarda Çocuk Refahı ve Kadın İstihdamı”, ©UNICEF, Şubat, 2013 s.29,

TİSK(2010), “Çocuk İşçiliği Konusunda Görüş ve Öneriler”, http://www.tisk.org.tr/ipec.asp?id=

Tor, Hacer “Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin Boyutları/Status Of The Child Labor In Turkey”, http://eds.a.ebscohost.com/ehost/pdfviewer/pdfviewer?sid=700ada76-8265-460d-8427-ec9d4e5cfbb5%40sessionmgr4001&vid=1&hid=4105,

Tunçcan, Nilgün "Çocuk İşçiliği: Nedenleri, Boyutları ve Küreselleşen Dünyadaki Konumu", Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi 43-44. 2012

www.tuik.gov.tr/Start.do;jsessionid=VYvLTNtDzZKpDY6g0GVnTYv8gRMYDyWbGG117nSC2Zqld2wvYvyG!-2082113595,

UNICEF (2007) Child poverty in perspective: An overview of child well-being in rich countries. Innocenti Research Center, Report Card 7, http://www.unicef-irc.org/publications/pdf/rc7_eng.pdf,

Unicef, “The State Of The World’s Children 2005”, “http://www.unicef.org/publications/files/SOWC_2005_(English).pdf,

Yenimahalleli, Gülbiye “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Özel Risk Grupları: ÇalışanÇocuklar”,2010,http://www.fisek.org/birliktelikler-isigkonf 2003.php#bildiri2

http://www.ilo.org/ipecinfo/product/download.do?type=document&id=23015

http://www.unicef.org.tr/files/bilgimerkezi/doc/cocukrefahbelgesi-tr.pdf

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4857.html,

http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.5457&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch,

http://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Konseyi, http://www.koruyucuaile.gov.tr/tr/html/120/Koruyucu+Aile+Nedir,

1 Küçükkalay, Mesud ve Dulupçu, Ali ve Turunç, Ömer “Dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşgücü İstihdamının Sorunları Ve Önlenmesi”, http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2000-1-7.pdf, Erişim Tarihi: 11.04.2014

2Sapancalı, Faruk “Küreselleşme Bağlamında Çocuk İstihdamı ve Önlenmesine Yönelik Çabalar”, http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale-2.pdf, Erişim Tarihi: 08.04.2014

3Küçükkalay, Mesud ve Dulupçu, Ali ve Turunç, Ömer a.g.e., s.3

4 Bob Franklin, “Çocuk Hakları”, çev. Alev Türker, Ayrıntı Yayınları, Birinci basım. İstanbul-1993, s.21-23

5 Günoz, Mustafa “Türkiye’de Çocuk İşçiği Sorunu ve Çözüm Önerileri”, http://statik.iskur.gov.tr/tr/rapor_bulten/uzmanlik_tezleri/MUSTAFA%20G%C3%9CN%C3%96Z%20(T%C3%9CRK%C4%B0YE%E2%80%99DE%20%C3%87OCUK%20%C4%B0%C5%9E%C3%87%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU%20VE%20%C3%87%C3%96Z%C3%9CM%20%C3%96NER%C4%B0.pdf, Erişim Tarihi: 09.04.2014

6 Günoz, Mustafa a.g.e., s.7

7 Günoz, Mustafa a.g.e., s.3

8 Kurnaz, Avşar Şebnem “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu” http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/upload/sosyalyardimlar.gov.tr/mce/2012/genel/turkiyede_cocuk_yoksullugu.pdf

9 Kurnaz, Avşar Şebnem a.g.e.,

10 Kurnaz, Avşar Şebnem a.g.e.,

11 Unicef, “The State Of The World’s Children 2005”, “http://www.unicef.org/publications/files/SOWC_2005_(English).pdf, Erişim Tarihi: 10.04.2014


12Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF–Türkiye, “Erken Yaşlarda Çocuk Refahı ve Kadın İstihdamı”, http://www.unicef.org.tr/files/bilgimerkezi/doc/erken-yaslarda-cocuk-refahi-ve-kadin-istihdami-politika-belgesi.pdf, Erişim Tarihi: 07.04.2014

13 Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF – Türkiye, a.g.e.,

14 Bütün, Melek “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden Çocuk Bakım Hizmetleri: Farklı Ülke Uygulamaları”,uzmanlık tezi, http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/eski_site/Pdf/uzmanlik_tezleri/melek_butun_tez.pdf,

15 Bütün, Melek a.g.e., s.17

16 Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF-Türkiye, a.g.e.,

17 Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF-Türkiye, a.g.e.,

18 Bütün, Melek a.g.e., s.15

19 Avrupa Yaşama ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı, 2008, file:///C:/Users/Guest/Downloads/EF0867TR.pdf, Erişim Tarihi:14.04.2014

20 Bütün, Melek a.g.e., s.41

21 http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4857.html, Erişim Tarihi: 13.04.2014

22 http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.5457&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=, Erişim Tarihi:13.04.2014

23İştar Urhanoğlu Cengiz “4857 Sayılı İş Kanuna Göre Çocuk ve Gençlerin İş Sözleşmesi Ehliyetlerin Sınırlandırılmasına Yönelik Düzenlemeler”, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2012-98-1126, s.206

24 ÇSGB, “Çocuk İşçiliği ile Mücadelede Öğretmen El Kitabı”, Ankara-2007, s.9.

25Karabulut, Özcan “Türkiye’de Çalışan Çoçuklar” ,  Friedrich Ebert Stiftung yayınevi, İstanbul-1996, s.7

26 Demir, Sezen “Türkiye’de ve Dünya’da Çocuk İşgücü”, yayımlanmış yüksek lisans tezi, s.21

27 ÇSGB (2007), a.ge., s.21

28 Yenimahalleli, Gülbiye (2010), “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Özel Risk Grupları: Çalışan

Çocuklar”, http://www.fisek.org/birliktelikler-isigkonf-2003.php#bildiri2



29 “Çocuk İşçiliğinin Tarihsel Gelişimi”, http://cocukolmayahaklarivar.blogspot.com.tr/2013/05/cocuk-isciliginin-tarihsel-gelisimi.html,

30 Lordoğlu, Kuvvet “Oyuna Zaman Yok, Ama Sokaklar Bizim”, http://mimoza.marmara.edu.tr/~klordoglu/yazilar/Oyuna_zaman_yok.pdf

31 TİSK (2010), “Çocuk İşçiliği Konusunda Görüş ve Öneriler”, http://www.tisk.org.tr/ipec.

asp?id=508 (18.03.2010)



32Keskin, Doğan “Anayasaya Çocuk İşçi Girmemeli”, Radikal Gazetesi, 24.09.2007, http://www.ekindusu.com/user/docs/haber/cocuk/c_isci.htm

33 Daha fazla bilgi için: About the International Programme on the Elimination of Child Labour (IPEC), http://ilo.org/ipec/programme/lang--en/index.htm





34 En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliği Sözleşmesi, http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/about/soz182.htm

35Avşar, Zakir ve Öğütoğulları, Eren “Çocuk İşçiliği ve Çocuk İşçiliği ile Mücadele Stratejileri”, http://www.sgk.gov.tr/wps/wcm/connect/85034ee9-da80-48ba-ba4a-e19d1fd4d77f/makale_1.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=85034ee9-da80-48ba-ba4a-e19d1fd4d77f

36 Kılıç, Fatma “Çocuk İşçiliği ve Ailenin Rolü (Kütahya Örneği)”, yayımlanmış yüksek lisans tezi, s.31

37 Kılıç, Fatma a.g.e., s.31

38 Kılıç, Fatma a.g.e., s.32

39 Bütün, Melek a.g.e. s.37-38

40 Bütün, Melek a.g.e., s.39

41 Araştırmanın Yürütücüleri: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, UNICEF–Türkiye a.g.e.,

42http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/table.do?tab=table&language=en&pcode=tsdec420&tableSelection=3&footnotes=yes&labeling=labels&plugin=1, Erişim Tarihi: 10.04.2014

43 Kılıç, Fatma a.g.e., s.34

44http://tr.wikipedia.org/wiki/T.C._Ba%C5%9Fbakanl%C4%B1k_Sosyal_Hizmetler_ve_%C3%87ocuk_Esirgeme_Kurumu, Erişim Tarihi:09.04.2014

45 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16054, Erişim Tarihi: 22.04.2014

46 Öz, Sumru “Türkiye’de Eğitim Harcamaları ve Eğitim Reformu”, Koç Üniversitesi, http://eaf.ku.edu.tr/sites/eaf.ku.edu.tr/files/eaf_pn1202.pdf

47 T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-UNICEF, a.g.e.,

48 T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-UNICEF, a.g.e.,

49 http://www.koruyucuaile.gov.tr/tr,

50 http://www.koruyucuaile.gov.tr/tr/html/120/Koruyucu+Aile+Nedir, Erişim Tarihi: 10.04.2014

51 http://www.cocukhizmetleri.gov.tr/tr/html/10568,

52Kahraman, Fatma a.g.e., s.54

53 http://www.cocukhizmetleri.gov.tr/tr/10561/Sosyal-ve-Ekonomik-Destekler,

54 http://www.cocukhizmetleri.gov.tr/tr/10563/Gonullu-Hizmetler,

55 http://www.cocukhizmetleri.gov.tr/tr/10585/Sokakta-Yasayan-Calistirilan-Cocuklar,

56 Tor, Hacer “TÜRKİYE’DE ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN BOYUTLARI/STATUS OF THE CHILD LABOR IN TURKEY”, http://eds.a.ebscohost.com/ehost/pdfviewer/pdfviewer?sid=700ada76-8265-460d-8427-ec9d4e5cfbb5%40sessionmgr4001&vid=1&hid=4105, Erişim Tarihi: 10.04.2014

57 Kılıç, Şebnem “Türk İş Hukukunda Çocuk İşçi Kavramı ve Çocuk İşçinin Hakları”, yayımlanmış yüksek lisans tezi,s.1

58 “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi: Türkiye Deneyimine Kapsamlı Bir Bakış”, http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/areas/cocukisciligipdf/turkcecocukisciliginekapsamlibakis.pdf,

59 UNICEF, (2010),“Tarihçe” http://www.unicefturk.org/index.php?p=unicefnedir&sub)

60 http://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Konseyi, Erişim Tarihi: 11.04.2014

61 Avşar, Zakir ve Öğütoğulları, Eren, a.g.e.,

62 http://atud.org.tr/kutuphane/unisefrapor.pdf, Erişim Tarihi:15.04.214

63 http://abmuzakere.bilgi.edu.tr/docs/avrupa_sosyal_sarti_metni.pdf, Erişim Tarihi: 12.04.2014

64 Tunçcan, Nilgün. "Çocuk İşçiliği: Nedenleri, Boyutları ve Küreselleşen Dünyadaki Konumu." Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi 43-44. 2012

65 http://www.unicef.org/publications/files/SOWC_2005_(English).pdf, “The State Of The World’s Children 2005”, Erişim Tarihi:14.04.2014



Yüklə 322,29 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin