KORUMALI TOPRAK İŞLEMENİN ESASLARI
Ekolojik tarımda öncelikle sahip olunan toprağın kaybedilmemesine ve korunmasına özen gösterilmelidir. Toprağın gerek su, gerekse rüzgar erozyonundan korunmasının en basit yolu ise toprak yüzeyinde artıkların bırakılmasıdır. Buna göre, ekolojik tarımda toprak işleme denildiğinde akla toprağın, suyun ve enerjinin korunmasının esas olduğu korumalı toprak işleme sistemleri gelmelidir.
Korumalı toprak işleme, çok sayıda değişkeni etkileyebilmektedir. Bunlar arasında;
-
Toprak yüzeyindeki artık miktarı,
-
Erozyon,
-
İnfilitrasyon ve yüzey akışı,
-
Kimyasal yapı,
-
Toprak yüzeyindeki organik madde ve pH durumu ve
-
Kullanılan pestisitlerin tipi ve miktarı
yer alır.
Daha öncede belirtildiği gibi ön bitkiye ait artıklar (residue), farklı toprak işleme sistemleri nedeniyle meydana gelen toprak kayıplarını kontrol etmede en önemli faktördür (Şekil 1).
Şekil 1 Toprak Kaybının Azalmasında Önemli Etkiye Sahip Olan Ön Bitki Artıklarının Kaplama Oranına Göre Toprak Kaybındaki Değişim
Buna göre, artıkların yüzeyi kaplama oranı %20 olduğunda toprak kaybında meydana gelebilecek azalma yüzdesi yaklaşık %50 iken kaplama oranı %30 a çıkarıldığında azalma %64 ler düzeyine ulaşmaktadır (Richards, 1994). Bu durumda korumalı toprak işlemede anahtar kelime toprak yüzeyindeki artıkların işletmeciliği (residue management) dir.
Erozyon; hareketli su, rüzgar, buzul veya yerçekimi etkisi gibi işlemleri de içine alan jeolojik etkilerle arazi yüzeyinin aşınması olarak tanımlanır. Su erozyonu, toprak parçacıklarının kesek ve diğer toprak agregatlarından uzaklaşması ile başlar. Yağmur damlalarının toprağa çarpması toprak parçacıklarının bulundukları ortamdan uzaklaşmasının temel nedenidir. Tek bir yağmur damlası önemsiz görünebilir. Ne var ki yağmur damlalarının birlikte toprak yüzeyine çarpmaları sırasında büyük bir kuvvetin toprak yüzeyine çarpması küçümsenmeyecek düzeyde enerjinin ortaya çıkmasına sebep olur (Şekil 2). Şiddetli bir fırtına ve yağmur 1 ha’lık bir alandan 250 ton a varan miktarda toprağın parçalanıp uzaklaşmasına neden olabilir. Toprak yüzeyinde ön bitkiye ait artıkların veya diğer örtü bitkilerinin bulunması yağmur damlalarının etkisini sönümler, erozyon da önemli ölçüde azalır (Richards, 1994).
Şekil 2 Yüzey Artıklı ve Artıksız Arazi Yüzeyinde Su Erozyonunun Etkisi
Kuvvetli türbülans etkili rüzgar, erozyon riski yüksek olan tarla koşullarında rüzgar erozyonuna neden olur. Toprak yüzeyinden 30 cm yukarıda, saatte 20 km hızla esen bir rüzgar, riski yüksek tarla koşullarında toprağın hareketlendirilebilmesi için yeterlidir. Erozyon riski yüksek tarla koşuları denildiğinde ise yüzeyi çıplak, gevşek, kuru ve ince bünyeli korumasız yüzey anlaşılır. Rüzgar hızının 30 km/h den 50 km/h e çıkması ile erozyon hızı üç katına ulaşır.
Çapları 0.1 mm den daha küçük olan toprak parçacıkları hava akımı içerisinde düşmeden önce kilometrelerce taşınabilir, hava akımında askıda kalırlar. Çapları 0.5 mm olan iri toprak parçacıkları bulundukları yerden toprak yüzeyi üzerinde sıçrayarak, daha büyük toprak parçacıkları (0.5 1.0 mm çapında) ise toprak yüzeyinde yuvarlanarak taşınırlar (Şekil 3).
Şekil 3 Rüzgar Erozyonunun Etkisi
Rüzgar erozyonunu önleyebilme veya azaltabilmenin değişik yolları vardır. Bunlardan toprak yüzeyinin bitki örtüsü veya ön bitkiye ait artıklarla kaplanması basit ve yaygın uygulamadır. Artık veya bitki örtüsü; toprak yüzeyindeki rüzgarın hızını azaltır ve toprak parçacıklarıyla temas eden rüzgar kuvvetini önler. Toprak yüzeyi veya yakınındaki vegetatif materyal aynı şekilde hareketli toprak parçacıklarını tutar ve çığ etkisini sınırlar. Rüzgar erozyonunu azaltmak için gerekli olan artık miktarı, artığın tipine, yüksekliğine, rüzgar yönü ve toprak tipine bağlı olarak artık konumuna göre değişir.
Korumalı toprak işleme, toprak yüzeyinde artık bırakarak ve toprağın pülverizasyonunu azaltarak rüzgar erozyonunu azaltır. Yapılacak her toprak işleme uygulaması yüzey artıklarını azaltır. Toprağı karıştıran toprak işleme makinaları yabancı ot kontrolü ve herbisitlerin karıştırılması için gayet yararlı olabilirler. Fakat rüzgar erozyonunu kontrol eden artıkların büyük bir bölümünün gömülmesine neden olur.
Korumalı toprak işlemenin etki etmiş olduğu değişkenlerden bir diğeri de topraktaki su ve suya bağlı olaylardır. Örneğin 750-900 mm yağış alan bir alanda geleneksel toprak işleme ile korumalı toprak işlemenin etkileri Şekil 4 de görülmektedir. Buna göre korumalı toprak işleme ile sedimantasyon kayıpları geleneksel toprak işlemeye göre %90 azalmaktadır. Diğer taraftan, kimyasal kayıplar toplam toprak kaybındaki düzeyde azalmamaktadır. Korumalı toprak işleme uygulamaları genellikle küçük kil parçacıkları veya organik maddeden çok kaba parçacıkların taşınmasını azaltır. Kil ve organik maddeler, kaba materyale göre daha yüksek kimyasal adsorbsiyon kapasitesine sahiptirler. Yüzeyden akan suyun hacmine korumalı toprak işlemenin etkisi erozyondakinden daha etkili olabilir. Çünkü pestisitler yüzey akışındaki suda çözüldükleri için kaybedilir.
Şekil 4. Hidrolik Çevrimde Toprak İşlemenin Olası Etkileri
KORUMALI TOPRAK İŞLEMENİN YARARLARI VE SAKINCALARI
Korumalı toprak işlemede, toprağın en az işlenmesi söz konusudur. Toprağı işlemenin düzeyi ve sıklığı azaltıldığında, anız veya bitki artıkları toprağa tamamen karıştırılmaz ve toprağın üzerinde bırakılır. Tohum; bu anız veya işlenmiş topraktaki küçük şeritlere ekilir. Yabancı ot kontrolü, toprağın işlenmesi ile değil herbisitlerle sağlanır. Kimyasal gübreler ekim öncesi toprak içerisine veya ekimle beraber toprağın üst katmanlarına yerleştirilir. Yabancı otları kontrol altına alan ve ön bitkiye ait artıkları yok eden herbisitlere olan bağımlılığın artması nedeniyle korumalı toprak işlemenin sürdürülebilir özellik taşıyıp taşımadığı sorgulanabilir (Peet, 1997).
Avantajları
-
Yetiştirilen ürünler, suyu daha etkin bir şekilde kullanır; toprağın su tutma kapasitesi artar ve yağışlardan dolayı su kayıpları ve buharlaşma azalır,
-
Kurak ve eğimli topraklara sahip kuru tarımda suyun daha etkin kullanımı ile daha yüksek verim elde edilir,
-
Toprağın organik madde içeriği ve faydalı böceklerin populasyonu korunabilir, toprak, bitki besin maddesi, gübre ve pestisit kaybı azalır,
-
Ekim işleminde tarlanın hazırlanması için daha az zamana gereksinim duyulur,
-
Ekim tarihinde hava koşullarına bağımlılık azalır,
-
Ekim öncesi toprak işleme çalışmaları azalır, böylece iş gücü ve yakıttan tasarruf sağlanır,
-
Ekim için daha az işlem yapılması, gerek traktör gerekse toprak işleme ve ekim makinalarının daha az aşınmasını, bu ise tamir ve bakım masraflarını azaltır,
-
Toprak yüzeyinde bırakılan ürün artıkları, su ve rüzgar erozyonunu azaltır,
-
Yapılan tarımsal uygulamaların daha az olmasından dolayı, toprağa uygulanan dış yükler azalır ve böylece toprak sıkışması en aza indirilir ve
-
Bitki çıkışını güçleştiren ve yüzey akışın neden olan kaymak tabakası oluşumunu engeller (Anonim, 1998a; Anonim, 1998d; Anonim, 1998e; Anonim, 1999; Anonim, 2000; Bennett ve ark., 1993; Dunn ve Zylstra, 1996; Melvin, 1990; Peet, 1997).
Dezavantajları
Özel ekim ekipmanının maliyetinin yüksek olması ve korumalı tarım sistemlerinin tamamen yeni bir sistem ortaya koyması, çiftçiler tarafından yüksek işletme başarısı ve öğrenme işlemi gerektirmesi kısa süreli dezavantajlarındandır. Dünyanın her yerinde geleneksel tarımda elde edilen uzun süreli deneyimler, korumalı tarımın bir çiftçinin çözülemeyen farklı problemleri için ne daha çok ne de daha az çözüm getirmediğini göstermiştir (Anonim, 1999). Bunun yanı sıra;
-
Su göllenmesi veya kötü drenaj gibi aşırı su problemleri ortaya çıkar,
-
Zararlı ve hastalık problemleri artar. Toprak yüzeyinde tutunan artıklar, bazı zararlı ve hastalıkları teşvik eder. Ürün artıkları ile ertesi döneme hastalık veya zararlılar taşınır,
-
İyi bir tohum-toprak teması sağlayarak tohumu nemli toprağa yerleştirebilen ve bunu yüzeydeki artıklarla tıkanmadan gerçekleştiren özel ekim makinalarına veya mevcut ekim makinalarında değişikliklere ihtiyaç duyulur,
-
Tarla yüzeyinde bulunan artıklar, sürgünlerin beslenmesini engeller,
-
Havalanma koşullarının yetersizliği, düşük toprak sıcaklığı ve aşırı nem, ürün yetiştirmek için genellikle uygun değildir,
-
İş gücü ve yakıttan tasarruf sağlanmasına rağmen, yabancı ot kontrolünde büyük oranda herbisit kullanımına bağımlılık, ek giderlere neden olur ve çevresel bir olumsuzluk oluşturur,
-
Daha güçlü bir traktör gerekecektir,
-
Gübreleme daha zordur. Gübrenin genel olarak verilmesi makina ile fiziksel olarak devirme yapılmadığından daha zordur, fakat ekim esnasındaki özel birleşimler söz konusudur ve toprak işlemesiz açıcıların özel tasarımlarının kullanılması arzu edilmektedir,
-
Pestisitlerin verilmesi daha zordur. Gübrelemede olduğu gibi, pestisitlerin genel birleştirilmesi toprak işlemesiz sistem ile mümkün değildir,
-
Besin dönüşümünü değiştirir. Topraktaki mikroplar tarafından organik maddelerin çürümesi, toprak işlemesiz sistemde üretilen bitkilerde mevcut besinlerin geçici olarak tutulmasını sağlar (Anonim, 1998a; Anonim, 1998e; Godwin, 1990; Peet, 1997).
Dostları ilə paylaş: |