a) Bedihiyat ve vazıh olanlar,
b) Aşikâr kati deliller,
c) Bedihiyattan uzak önermelerden oluşan ve felsefede ispatlanmış temeller üzerine oturtulmuş, herkesin idrak edemediği, yalnızca filozofların veya yetenek sahibi kişilerin anlayacağı karmaşık felsefi deliller,
d) Yakin ve kesin olmayan mukaddimelerden oluşmuş zanna ve kıyasa dayalı deliller.
Zikredilen bulgulardan birinci ve ikinci kısmın karine oluşu inkâr edilemez. Dördüncü kısım ise asla karine sayılamaz ve zahiren bu konuda hiçbir ihtilaf da yoktur. Çünkü akıl erbabının akli karinelere itimat etme geleneği bu kısım hakkında geçerli olmamıştır. Akıl sahipleri kendi aralarındaki teamüllerinde zanna dayalı şeylere karine olarak itimat etmemişlerdir. Fakat üçüncü kısmın karine oluşunda teammül vardır. Şayet bu delilin kendileri için sabit ve aşikâr olduğu kimselerin ona itimat etmesinde bir mani yoktur ve onlar ayetlerin mefhumunu bu karineleri dikkate alarak elde edebilirler. Fakat bu delilin hakikati kendisi için meçhul olan ve onun sıhhatinde kuşkusu olan kimseler ona itimat edemezler.561
Muttasıl karinelerin ardından şimdi ise muttasıl olmayan (munfasıl) karineleri inceleyeceğiz.
Dostları ilə paylaş: |