Eserin özgün adı: روش تفسیر قران Reveş-i Tefsir-i Kur’an Yayın Yönetmeni



Yüklə 3,24 Mb.
səhifə98/249
tarix03.01.2022
ölçüsü3,24 Mb.
#47656
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   249
Sözün Tonu

Ton kelimesinin birçok manası vardır. Onlardan bazıları ise aşağıdaki gibidir:

1) Avaz, nağme, parça okurken avaz çekme, muhtelif ezgilerde durgun ve hızlı ritim tutmak.

2) Kelimenin telaffuz veya irabında hata yapmak, Kurân veya ezan okurken kısa okunması gereken yeri uzatmak ve uzun okunması gereken yeri kısa tutmak.

3) Sözün ahengi, sözden çıkan mefhum ve anlam, sözün üslup ve tarzı ve…521 Burada sözün ton ve lehninden maksat telaffuz edilen cümledeki söyleniş keyfiyeti, sözcüklerin niteliği ve yazılı sözlerde aralarındaki terkip şeklindeki özelliktir.522

Belirtilen anlamda sözün lehni, örfün konuşmalarında üzerinde durulan söz karinelerinden birisi olup, sözün zahiri anlamının vuku bulmasında ve konuşmacının maksadının tayininde etkilidir. Bu yüzden konuşmacılar kendi maksatlarını ifadede ondan destek aldıkları ve kelimelerin yanında onu kendi maksatlarına delil kıldıkları gibi muhatap ve dinleyiciler de sözün zahirini ve konuşmacının maksadını anlamada onu dikkate alırlar. Örneğin; “Zeyd fâkihtir” cümlesi, bir haber cümlesi olabileceği gibi soru cümlesi de olabilir. Birçok yerde konuşmacı, telaffuz şekli ve söyleyiş tarzı ile cümlesinin haber veya soru cümlesi olduğunu dinleyiciye hissettirir.

“Birbirlerine neyi soruyorlar? O büyük haberden mi? Ki onlar ondan ayrılığa düşmektedirler. Hayır, yakında bilecekler. Hayır, hayır, yakında bilecekler!”523

ayetlerinin tefsirinde bazı müfessirler şöyle demişlerdir: “Tehdit tonu, soru soranların ahireti inkâr eden müşrikler olduğuna dair bir karinedir. Burada sual edenler müminler olmadığı gibi müşrikler ve kâfirlerin geneli de değildir.

Burada sözün lehninden maksadın yukarıda geçen ayetlerdeki ifade biçimi ve söylem tarzı olmadığı açıktır. Çünkü bu sözlerin Cebrail (a.s) veya Yüce Peygamber (s.a.a) vasıtasıyla gerçekleşmiş telaffuz şekli ve söylem tarzı bize malum değildir. Dolayısıyla buradaki maksat sözcüklerin hususiyeti ve onların terkip niteliğidir. Yani “bilecekler” anlamına gelen “يَعْلَمُونَsözcüğünün başındaki “كَلَّاve “سَharflerinin tekrarlanmış olması, buradaki tonun tehdit lehni olduğunu göstermektedir.524

Buraya kadar yazılanlardan da anlaşıldığı üzere sözün lehni iki kısma ayrılır:

1) “Sözlü lehn” denilen telaffuz edilmiş sözün tonu.

2) “Yazılı lehn” denilen yazılmış sözdeki ton. Örfün teamülündeki konuşmalarda her iki kısım da sözün karinesi olabilmektedir.

Şunu da hatırlatmakta fayda var ki; “yazılı lehn”, siyaka oldukça yakın bir karinedir. Hatta o, kelimelerin siyakından onlar hakkında ton ismiyle kullanılmış olan bir bölümüdür denilebilir. Her halükarda bunun örfün geleneğinde karine olduğu hususunda en ufak bir şüphe yoktur.

Kurân ayetlerinde ise onun zahiri ifadelerinin akil insanlar arasında yerleşik olan konuşma kurallarına mutabık olması hasebiyle ayetleri anlamada lehnin karine oluşu, izaha gerek bıraktırmayacak ölçüde açıktır. Bu yüzden ayetlerin tefsirinde gerek “yazılı” gerekse “sözlü” ton muhakkak dikkate alınmalıdır. Ayetlerdeki “yazılı ton” kelimelerin özelliğinden, onların terkip ve siyakından elde edilmektedir. Onlardaki sözlü ton ise sağlam tarihi bilgilerde, masumlardan gelmiş muteber rivayetlerde ve diğer kesin belgeler arasında aramak gerekir. Zaten müfessirler de az-çok ayetlerin hitap tonuna istinat etmişlerdir. Bunlardan birisini az önce zikretmiş ve bir diğer örneğini de dipnotta değineceğiz.525




Yüklə 3,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   249




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin