Eserin özgün adı: روش تفسیر قران Reveş-i Tefsir-i Kur’an Yayın Yönetmeni



Yüklə 3,24 Mb.
səhifə32/249
tarix03.01.2022
ölçüsü3,24 Mb.
#47656
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   249
İnceleme: Zikredilen rivayetlerin senet açısından itibarı yoktur. Bir rivayet (ikinci rivayet) dışında hepsi mürseldir. İkinci rivayetin de senedi zayıftır. Zira rical âlimlerinden hiçbiri bu hadisin ravilerinden olan “Bişr Vabeşi”yi veya “Şureys Vabeşi”yi176 güvenilir saymamışlardır.

Fakat mezkûr rivayetlerin senetlerine göz yumulsa bile onlarda Kurân’ın tüm ayetlerinin gayri masumlar için anlaşılamaz olduğunun kastedildiğine dair hiçbir karine ve ipucu bulunmamaktadır. Aksine bu rivayetlerin başı, sonu ve harici karinelerden ravinin sorusu veya ravi ve imamın görüşüne konu olan ayetlerin zahiri ve batini manalarından daha genel anlamda Kurân maarifinin tümünün manasına ulaşmanın kastedildiği anlaşılmaktadır. Ya da rivayetler Kurân öğretilerinden özel bir bölümün anlaşılmasına delalet etmektedir; yani onun batini manalarının anlaşılması kastedilmektedir. Bu rivayetlerdeki şahitlere dikkat edin:

1- Birinci rivayetin başı, Kurân’ı ancak bilge ve âlim müminlerin hakkıyla tilavet edip, iman getirdiği ve tanıdığı; onlardan başkaları içinse pek müşkül ve kalplerinin ulaşamayacağı birtakım örneklere münhasır kılmaktadır. Bunun sebebini de Peygamberden (s.a.a) nakledilmiş şu rivayet olduğunu söylemişlerdir:

“Gerçekten hiçbir şey Kurân tefsirinin insanların kalplerinden uzak olduğu kadar uzak değildir.”

Rivayetin altında da şöyle geçmiştir: Allah, Kurân’daki gizli ifadesiyle insanları kitabını ayakta tutanların ve emrini nakledenlerin itaatine yöneltmek istemiştir. Ta ki ihtiyaç duydukları şeyin içyüzünü yalnızca onlardan öğrensinler; kendilerinden ve başkalarından değil. Zira onlardan başkası asla onu bilemeyeceklerdir. Rivayetin sonu dikkate alındığında Kurân’ın maarifinden haberdar olan gruptan maksadın Peygamber (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s) olduğu ortaya çıkmaktadır.

2- Kurân’ın kendi açık ifadesiyle “bütün insanlar için bir örnek olduğu”, onun bütün insanlar için anlaşılıp, idrak edilmesi için de Arapça lafızlar kalıbında indirilmiş Allah’ın ilminden bir mertebe olduğu dikkate alındığında; yine bu görüşün birinci delilinin cevabı göz önünde tutulduğunda ve vicdanen bütün ayetlerin masumlar olmayanlar için müşkül ve anlaşılmaktan uzak olmadığından yola çıkıldığında bu rivayetin maksadının ayetlerin (ama bütün ayetlerin değil) zahiri manası olduğu ortaya çıkmaktadır. Rivayetin devamında geçen “onun teviline kadir değiller” karinesine dayanarak da şunu söylemek mümkündür: Bu rivayette geçen tefsirden maksat Kurân’ın tevilidir.

3- İkinci ve beşinci rivayetin başında Kurân’ın batını konusundan söz edilmesi, maksadın ayetlerin zahiri manalarının olmadığı ve “Kurân’ın beşerin aklından uzak olduğu” sözünün ise batini manaları ihtiva ettiğinin açık şahididir. Üçüncü ve dördüncü rivayet ise ikinci ve beşinci rivayetin uzantısına benzemesi karinesiyle aynı manayı ifade etmektedir.

Son rivayet ise Kurân’ın kapsayıcılığına dikkat çekmekte; üzerinde ihtilaf edilen tüm meselelerin hakikati ve hakkındaki sahih görüşün bir şekilde Kurân’da gelmiş olduğunu; Kurân’ın insanların hidayet ve saadetleri hususunda ihtiyaç duydukları konulardan hiçbirini esirgemediğini ifade etmektedir. Fakat bunların tümünü herkesin anlaması mümkün değildir. Söz konusu rivayet diğerlerinin ayetlerden bir kısmının manasını veya ayetlerin zahiri manasını anlamalarını olumsuzlaştırma makamında değildir.




Yüklə 3,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   249




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin