Teferrücgâh ı bâğ ı İremezât: Her cânibi mesîregâh ı merâmdır. Ammâ yetmiş yerde mahsûs teferrücgâh ı nişîmenleri var kim her biri birer ravza i Rıdvân ı bâğ ı cinândır. Evvelâ; Hezârbâğ ve Çârbâğ ı şâhân ve Kuyâh ı bâğ ı şâhân ve Hıyâbân ve Mendîmâh misilli bâğlardır.
Evsâf ı aded i bâğavât: Hoca Bâlî nakli üzre cümle on yedi bin bâğ u bâğçe ve cinîn ve gaytândır. Suları kıllet üzre olmağile bârân ı rahmet ile reyy olunur, yahûd sevâkîler ile çâh ı mâlardan çekilüp saky olunur.
Der-beyân ı ahâlî i ıstılâhât: Cümle halkı lisân ı Kürdî ve Yaka Türkmanî ve Fârisî ve Arabî ve lisân ı Pehlevî bilirler ammâ haşerât ı nökerât ı tülüngîleri lisân ı Kaytakî ve lisân ı Moğolî lehcesi vâr güft ü gû ederler. İnşâaallahu Ta‘âlâ mahalliyle terkîm olunur.
Binâ-yı ibret-nümâ-yı acâ’ibât: Şehr i Kazvîn'in acâ’ib [ü] garâ’ibindendir kim niçe bin yıldan berü gûristân ı Yahûdîsi vardır, asla eser i binâ pâyidâr olmazdır. Bir Yahûdîyi defn etseler bir taşı taş üzre komağa kâdir değillerdir. Hemân taşları ka‘r ı zemîne geçer. Eser i binâdan aslâ bir alâmet yokdur. Hemân bir vâdî i gûr be gûrândır.
İbret i garîbe i acîbe: Bu şehr i Kazvîn halkının bir atı ve gayrı hayvânât ı devâbâtı şikeminde merg i mafâcânı olsa helâk mertebesinde iken mezkûr hayvânâtları vec‘i hâlinde zikr olunan Yahûdîlerin gûristânında ol atları birkaç def‘a deverân ve seyerân etdirseler bi-emrillahi Ta‘âlâ ol hayvânların sancısı def‘ olur, gâyet mücerrebdir.
Diğer şey i acîbi: Bir bâğda bir bî-âb çâh ı kadîm vardır. Kâtil zann olunan kimesneyi hâkim ol çâhın kenârına kayd [u] bend ile korlar. Eğer mücrim herîf hakkâ ki kâtil ise kuyudan bir dûd ı siyâh {çıkup} bed râyiha i mühlik şemm olunur. Ba‘dehû herîfi katl ederler. Eğer herîf mazlûm kâtil değilse kuyudan duman çıkmayup herîfi âzâd ederler.
Diğer temâşâ-yı garîb: Hazret i Danyal Deyri kurbünde yine bir bâğda bir çâh vardır. Bir harâmî veya bir dûzd i zâğî bir şeyi serîka eylese hâkimü'l-vakt ol herîfi ol çâh kenârına kor. Hakkâ ki ol herîf i zarîf dûzd i tarrâr ise çâhdan "Budur" deyü bir sadâ istimâ‘ olunur. Ba‘dehû herîflerin ödün ağzından çıkarırlar. Eğer herîfler bî-günâh ise çâhdan bir sadâ çıkmayup bî-günâhları rehâ ederler. Anınçün şehr i Kazvîn'de kâtil ü harâmî ve dûzdân ı himyân yokdur, ammâ ayyâr ı {tarrâr-ı} tayyârları çokdur. Ve bu şehr i Kazvîn'de niçe yüz aded a‘ceb ü garâ’ibât ve mutalsımâtlardan bî-hisâb ibret-nümâ âsâr ı binâlar vardır. Niçesi Hazret i Risâlet vilâdetinde münhedim olup amelleri bâtıl olmuş, niçesi hâlâ zikr olunan gibi râygân olmuş.
Sitâyiş i tetimme i şehrengîz i şehr i Gazvîn: Bu şehr i Kazvîn'in cânib i ( ) şehr i Deylem ( ) karîbdir ve şehr i Bağdâd cânib i kıblesinde ( ) merhale menzildir. Ve gurûbundan cânib i şarka Isfahân on menzildir. Şâhrâh üzre [316b] ulu şehirlerin evveli şehr i Sâve'dir ve şehr i Kum'dur ve şehr i Kâşân'dır. Andan üç menzilde Isfahân ı nısf ı cihândır ve hâlâ tahtgâh ı Şâh ı şâhândır. Ammâ bu şehr i Kazvîn kadîm taht ı İrân'dır. Hâlâ bir şâh taht-nişîn oldukda ibtidâ bu şehr i Kazvîn'e gelüp ber-taht cülûs etmeyince müstakil şâh olamaz. Andan şehr i Erdebil'e gidüp cümle ecdâdların ziyâret edüp tekbîr i şemşîr etdirüp kemerine bend kılur. Kânûn ı İrân-zemîn budur.
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı ziyâretgâh ı belde i kadîm şehr i Gazvîn i azîm
Evvelâ Deyr i Danyal kurbünde bir bâğ ı İrem-misâl hıyâbân ı kûyâh içre, ziyâret i Hazret i Danyal. Gerçi kıbâblar ile mebnî değildir ammâ kabr i münevveri üzre bir seng i azîm mestûrdur kim bu kevnde eyle rengâreng bir seng i bukalemûn ı ibret-nümûn görülmemişdir. Üzerinde lisân ı İbrî ve lisân ı Yunanî hatlar kazılmışdır. Hakkâ ki sihr i i‘câz yazılmışdır.
Anın kurbünde ziyâret i Hâmeys ibn Yâfis ibn Nûh aleyhimü's-selâm merkadidir, deyü kavm i Yarmeniyân i‘tibâr ederler. Ve mülûk ı selâtînden ziyâret i Şâh Gıyâseddîn bânî i Gazvîn ve ziyâret i Emîr Zâhid, Hamâ’i baş câmi‘ i müşebbek i ibret-nümâ sâhibidir ve ziyâret i Candemâh Hanım bint i Hârûnu'r-Reşîd bir kubbe i âlîdir ve ziyâret i Efkende Şâh ibn Ferruhzâd, hâkim i Bağdâd iken bunda merhûm olmuşdur.
....................(2.5 satır boş)....................
Ve ziyâretgâh-ı Karâke i Kübrâ: Sûr ı Kazvîn'in müşebbek kapusu kurbünde bir mezâristândır kim seng i mezârlarında olan târîhlerin bir âdem bir sâlde kırâ’at edemez. Bu vâdî i hâmûşânda niçe yüz evliyâ-yı kirâm ve meşâyih i ızâm ve niçe bin musannifîn u mü’ellifîn ve müfessirîn ü muhaddisînden kümmelîn kimesneler var kim tahrîr ü terkîm olunmak mümkin değildir. Hatta Kân ı Sahbâ nâm bir mekân ı cebbâne i benâm vardır. Ol Mahall i İcâset'de üç bin sahâbe i güzîn medfûn olduğu muhakkakdır. Zîrâ şeb [u] rûz bu mahalde nûr berk urup rûz ı nevrûz olur.
Ve bu mahalle karîb ziyâret i Kân ı Şühedâ derler bir âsitânedir kim her leyle i Cum‘ada niçe yüz aded kavm i zühhâd bu Mahall i İcâbet'e gelüp ol şeb i yeldâlarda sabâha dek ibâdet edüp niçe yüz kimesneler alâ melei'n-nâs râygân ı nûr ı münevveri müşâhade ederler, ulu âsitânedir, kaddesenallahu bi-sırrıhi'l-azîz, rıdvânullahi Ta‘âlâ aleyhim ecma‘în.
Bu şehri seyr [ü] temâşâ edüp ve hândan ihsânlar alup cânib i şimâle 6 fersah gidüp,
Sitâyiş i şehri'l-mevt kal‘a i Mut
Vilâyet i Yunan'da Lârende kal‘asıyla Silifke sûru mâbeyninde bir dahi Mut kal‘ası vardır ammâ bu Mut Kazvîn i Irâk'dır. Kazvîn hükmünde kelenterlikdir. Kal‘ası {Rûybâr nâm bir nâhiye i nazargâhlı ve} bir ferah-fezâ-yı çerâgâhlı yerde şekl i murabba‘dan tûlânîce bir kal‘a i sultânîdir. Bânîsi Hadramut Sultân binâ etdiğinden kal‘a i Mut derler. Cirmi ma‘lûmum değildir, ammâ küçükdür ve etrâfında handakı vardır. Üç yüz dizçöken neferâtları vardır ve kifâyet mikdârı cebehâne ve şâhî topları var.
Eşkâl i rabta i bîrûn: Taşra kal‘asın sene 246 Hasan b. Zeydü'l-Bâmir binâ etmişdir. Orta kal‘ayı ihâta etmişdir. Şekl i muhammes hâk i pâk top ve çim ve rıhtım ile mebnî bir kal‘a i kavîdir kim gûyâ Tebrîz kurbünde şehr i Rûmiyye'nin Toprak kal‘asıdır. Dâ’iren-mâdâr cirmi altı bin zirâ‘ ı Mekkî arşındır kim on bin hatve yer eder. Bir fecc i amîk handakı vardır ve iki dervezesi vardır. Cânib i kıbleye Gazvîn kapusu ve cânib i şarka şehr i Deylem dervezesi ve bu kal‘a içre cümle bin altmış hânedir. Müte‘addid câmi‘leri ve ( ) ( ) ( ) mesâcidleri ve hammâmları ve kifâyet kadar çârsû-yı şâhîsi ve hammâmları vardır. Fezâsında elli yedi pâre avâdân kend i mu‘azzamları vardır ve ba‘zı kendlerde ma‘mûr kal‘aları var ammâ anlara varmayup ayne'l-yakîn hâsıl etmediğimizden ma‘lûmumuz olmayup tahrîr olunmadı ammâ ganîmet ülkedir. Gendümü firâvândır ammâ nânı esmerü'l-levn çendândır. Meyvesi kezâlik hadden bî-pâyândır.
....................(1.5 satır boş)....................
Andan cânib-i şarka, [317a]
Sitâyiş i şehr i kadîm i mu‘azzam, dâr ı âlimân ı kal‘a i Deylem
Irâk ı Acem'de hâk i Gazvîn'de hâlâ sultânlıkdır kim bin nökere mâlik Pîr Yâr Sultân'dır. Bânîsi Âl i Abbâsiyân'dan el-Müstekfî Billah'dır. Gazûb pâdişâh olmağile oğlu el-Müstemsik Billah'ı bu kende nefy i beled edüp bu kal‘ayı evlâdı haps olmağiçün binâ edüp ismine anınçün Deylem dediler. Hâlâ Deylem i Irâk derler, ya‘nî Irâk zindânıdır. Irâk ı Arab deylemi Kudüs kurbünde kal‘a i Kerek'dir. Rûm'da mahbeshâne kal‘a i Rodos'dur. Diyâr ı Acem'de deylem kal‘a i Kahkahâ'dır, diyâr ı Kırım'da kal‘a i Menkup'dur, diyâr ı Leh'de kal‘a i Kamaniçse'dir, diyâr ı Budin'de Usturgon kal‘asıdır ve diyâr ı Alman'da kal‘a i Pojon'dur. Bu mezkûr kal‘alar cümle zikr olunan diyârların esfeli gibi sicin deylemleridir. Ammâ bu Deylem i Irâk cümleden eşeddir. Gerçi sarp kayalı değildir ammâ binâ cihetinde Deylem i Müstekfî deyü nâm ı bed-nâm vermişdir. Lâkin cirimde Sorhbîd kal‘asına mânenddir. Kûh ı Deylem dâmeninde bir pest-pâye püşte üzre nümâyişli bir kal‘a i sicn i Irâk'dır. Aşağı varoşu ancak iki bin hânedir ammâ binâları gâyet atîkdir. Halkı ulemâ olmağile her mülûka itâ‘at edüp şehri gâret olunmadığından köhne binâ hâne i zîbâları vardır ve câmi‘ ü hân u hammâm u çârsû-yı şâhîsi vardır. Hevâsı gâyet latîf olduğundan necîb ü reşîd püserleri ve ders i Aristo Şâfi‘îyyü'l-mezheb âdemleri vardır. Hatta Tefsîr i Deylemî sâhibi ( ) ( ) hazretlerinin maskat ı re’sleri bu şehr i imâr olduğiçün Tefsîr i Deylemî derler. Bâğ u bâğçesi ve meyvesi firâvândır. Andan gendümü danedâr sorh-endâmdır. Lâkin nânı gâyet lezîzdir kim gûyâ nân ı Hemedân'dır. En a‘lâ ve matîf gendümü Kal‘atü'l-Mut binâ olduğu Rudbâr nâhiyesinden gelir ammâ terbiye ile hûb nânı olur. Bu şehir,
....................(3 satır boş)....................
Evsâf ı şehr i kadîm i dilâvîz, ya‘nî kal‘a i Kasrü'l-Lusûs ı Şâh Pervîz
Sene ( ) târîhinde zamân ı Pervîz Şâh'da âbâdân olmuş bir belde i mu‘azzam idi. Niçe mülûkdan mülûka harâmîlik ile alınup kalmak ile kal‘a i Lusûs ya‘nî Harâmî kal‘ası derler. Ammâ aslında ismi Pervîz-âbâd kal‘asıdır. Timur Hân harâb etmezden mukaddem bu kal‘a evsâfın müverrihân ı Acem eyle tahrîr ü terşîd eylemişler kim, "Bu kal‘a hemân bir kasr ı azîm olmak içün binâ olunup on iki tabaka imiş kim beş menzil yerde Kabr i Hazret i Alî nümâyân olmak içün eyle âlî binâ olunmuş ve cümle tabakâtında on iki bin revzenleri var idi." deyü tahrîr etmişlerdir. Hâlâ eser i binâları âşikârdır.
Ancak hâlâ hâk i Irâk'da hükm i Kazvîn i Acem'de başka sultânlıkdır. Bin mikdârı nökere mâlikdir. Fezâlarında Urbân ı Keys ve Mevâl sâkin olduklarından ol kadar âbâdân değildir. Kal‘a kezâlik dahi imâr değildir ve bunda bir câmi‘ i pür-nûr var kim binâsı midhatinde ve vâsi‘liği cihetinde misli meğer şehr i Dımışk'da Câmi‘ i Ümeyye ola. Ammâ cemâ‘ati yokdur. Şî‘îler içre garîb kalmışdır. Şehri kal‘a i Esedâbâd'a karîbdir. Hemedân ve şehr i Kazvîn'e dahi karîbdir. Sahrâsında tâ Diyâle şehrine varınca pembesi ve hubûbâtı firâvândır. Ve halkı cümle Şî‘î ve melâhide ve zenâdıkalardır ve cümlesi harâmîler ve kemândârlardır kim bir kırçıl âdemîsi on âdemden yüz çevirmez sâhib cür’et hırsızlardır. Ve Kasrü'l-Lusûs te’sîriyle ekseriyyâ halkı Lıslardır kim Çerâkise kavmi gibi sürmeden gözü çalup sürme gözde kalır. Tâ bu mertebe harâmî harâmzâdelerdir.
Ziyâretgâh ı Kasrü'l-Lusûs: Evvelâ Şeyh Şücâ‘eddîn i Gazvînî ve Şâh Mansûr ı Bazravî ve Hazret i Alî i Tirmidî,
....................(1 satır boş)....................
Andan cânib i kıbleye,
Sitâyiş i belde i bî-dâd, kal‘a i Esedâbâd: Irâk ı Acem'de Hemedân hâkinde bin nökerli sultânlıkdır ve Hemedân ı Irâk'a giderken iki menzil yoldur. Sene ( ) târîhinde Esedüddîn Kirmânî nâm bir şâh ı benâm binâ etmeğile kal‘a i Esedâbâd derler. Kal‘ası bir vâdîde şekl i murabba‘ bir kal‘a i musanna‘dır. ( ) ( ) ( ) ( ) [317b]
Evsâf ı belde i hûbân
kal‘a i Bâğ ı Cinân;
Irâk ı Acem'de Musul hâkiyle Hemedân mâbeyninde bir sa‘b ü çengelistân ve hıyâbân içre bir yalçın püşte i bülend üzre kehkeşân-âsâ semâya ser çekmiş bir kal‘a i ser-bülend, Bâğ ı Cinân ı cihândır.
İbtidâ bânîsi Me’mûn Halîfe'dir derler ammâ kal‘a kapusunun atabe i ulyâsı üzre "Şâh ı şâhân Şâh İsmâ‘îl Şâh." deyü tahrîr etmişdir. Sene 941 târîhinde Süleymân Hân vezîri Rüstem Paşa feth etmişdir.
Andan sene 1032 âmında Acem ma‘a Cem istîlâ etmişdir. Ba‘dehû sene 993 târîhinde Sultân Murâd Hân ı Sâlis asrında Cığalzâde Sinân Paşa feth etmişdir.
Yine Acem müstevlî olup sene 1039 târîhinde Murâd Hân ı Râbi‘ vezîri Hüsrev Paşa deryâ-misâl asker ile Hemedân ve Dergezîn'i ve Cem-cenâb ve Pilever kal‘aların dest i kahr ile feth etdikde bu Bâğ ı Cinân kal‘asın muhâsara etmek murâd edindikde gördü kim bunu muhâsara etmek bir emr i asîrdir. Hemân ığmâz ı ayn edüp cümle cüyûş ı muvahhidîne çapkunlar ve çapullar fermân edüp Bâğ ı Cinân sahrâsında vâki‘ Çiğ Alî nâm kal‘aya varınca sekiz yüz pâre şehr-misâl kend i kebîrleri gâret ü âlân u tâlân ve halkını büryân u nâlân edüp mâl ı firâvân ile cümle guzât Bâğ ı Cinân altında ordu-yı İslâm'a sâlimîn ü gânimîn vâsıl oldukların kal‘a i Bâğ ı Cinân'dan Kızılbaş ı evbâş {görünce} "Âmân el-amân ey güzîde i Âl i Osmân" deyüp kal‘a i Bâğ ı Cinân'ın miftâhların Serdâr Hüsrev i Şîr'e teslîm edüp Palu Hâkimi Alî Beğ muhâfazacı ta‘yîn olunup vezîr i dilîr azm i Irâk edüp Bağdâd ı behişt-âbâddan bî-feth avdet etdikde bu kal‘a i Bâğ ı Cinân Hüsrev i Şîr i gurrende ve dirrende pençesinden rehâ bulmuş yaralı ve maralî gazâl gibi halâs olup ilâ hâze'l-ân dest i Acem'de kalmışdır.
Ba‘dehû bizzât fâtih i Bağdâd Sultân Murâd Bağdâd ı Irâk'ı feth edüp avdetde Hemedân ve Dergezîn ve bu Bâğ ı Cinân taraflarına nazar etmeyüp Dârü's-saltanati'l-aliyyesine vardıkda bi-emri Hudâ sene 1048 târîhinde vâsıl ı cinân olup bu kal‘a i Bâğ ı Cinân dest i Acem'de kalup hâlâ eyle imâr olmuşdur kim hakkâ ki bâğ ı cinândır. Dest i Acem'de başka hânlıkdır kim hânı üç bin nökere mâlikdir ve monlâ ve hâce i İslâmı ve nakîbi ve On iki İmâm aşkına düvâzdeh hâkimleri vardır.
Eşkâl i binâ-yı kal‘a i Bâğ ı Cinân:
....................(18 satır boş).................... [318a]
Andan cânib i kıbleye,
Kend i Yasavul: Beş yüz hâneli kenddir, anı ubûr edüp yine taraf ı kıbleye gidüp Çiğ Ahmed Kal‘ası sahrâsında,
Kend i Badanlıca: Mukaddemâ Şehrezûl hükmünde imiş. Hâlâ Mihribân kal‘ası hükmünde sekiz yüz hâneli ve bâğ u bâğçeli ve câmi‘ ü hân u hammâmlı ve çârsû-yı şâhîli kend i mu‘azzamdır. Andan yine cânib i kıbleye ( ) sâ‘atde,
Evsâf ı taht ı şâh ı şâhân, ya‘nî kal‘a i latîf Mihribân: Irâk ı Acem hâkinde ibtidâ bânîsi Pervîz Şâh'dır. Ba‘dehû Âzerbaycân Şâh, andan Sultân Uzun Hasan Şâh-ı Bayındırî Bağdâd'a mâlik iken bu kal‘a i Mihribân'ı sene 873 târîhinde müceddeden binâ etmişdir. Ba‘dehû sene 941 de Süleymân Hân destine girmişdir. Ba‘dehû sene 995 de Sultân Murâd Hân ı Râbi‘ vezîri Hüsrev Paşa fethidir kim ma‘lûmumuz olmağile ale'l-ihtisâr tahrîr olunur.
{Der-beyân ı feth i kal‘a i Mihribân ve inhizâm ı Zeynel Hân}
Çünki Serdâr ı mu‘azzam Hüsrev i Şîr diyâr ı Acem'de Hemedân ve Dergezîn ve Bâğ ı Cinân'ı ve Hille ve niçe nâmdâr kal‘aları muhâsara edüp amân u zamân vermeyüp on yedi pâre kılâ‘ ı metîneleri bilâ-ceng ü bilâ-cidâl feth edüp kendüleri Çiğ Ahmed kal‘asın ve Hille kal‘asın ta‘mîr ü termîm ederken kal‘a i bâlâ Mihribân üzre gâret etmeğe Rûmeli eyâletiyle Arnavud Deli Yûsuf Paşa'yı ve Haleb Paşası Çerkes Muhammed Paşa'yı ve yeniçeri ağasıyla kırk oda kapu kulların ve dörd aşağı bölük sipahîlerin ve kifâyet mikdârı topçu ve cebeciler ile seksen aded şâhî toplar verüp kırk bin asker ile kal‘a i Mihribân'ı muhâsaraya gönderir. Çünki asker i İslâm kal‘a i Mihribân altına varup vaz‘ ı hıyâm etdiler. Şâh ı gümrâh tarafından elli bin güzîde pür-silâh ile Zeynel Hân nâmına bir hânlar hânı asker i İslâm'ın mukâbelesinde meks i çetr i mülammâ‘ eder.
Serdâr ı âkıbet-efkâr ol ân Hüsrev Paşa-yı azîmü'ş-şâna haber gönderüp istimdâd taleb eder. Der-ân serdâr ı bâ-vakâr on bin aded güzîde "Benem, diğer nîst!" diyen sâhib i şecâ‘at fetâlardan imdâd gönderir. Çünki Zeynel Hân bu kadar cünûd i cünüb i gümrâhân ile asker i İslâm'a mukâbil olur. Ammâ Kızılbaş ı kallâşın hakkâ ki evvel hamlesi yamandır. Asâkir i İslâm üzre sehel galebe eder şekilli olurlar ve Kızılbaş ordunun bir cânibine girerler ve mâl ı ganâ’im hasâresine düşerler ve niçe yüz haymeleri kabza i tasarrufa alırlar. Çün Halîl Paşa ve Hasan Paşa bu hâl i perîşânı görüp "Oldu olacak, Serdâr Hüsrev Paşa'ya ne cevâb virelim?" deyüp cümle guzât ı müslimîn, dalkılıç "Allah Allah!" deyü Kızılbaş ı evbâş üzre "Hû! Hû!..." deyüp Kızılbaş'a aslâ göz açdırmayup cenge âheng ederler.
Bir tarafdan dahi Rûmeli eyâleti gâzîleri Kosdaniçse sırıkların toplarından bagallarında zabt edüp anlar da hücûm ederler. Kızılbaş görse kim iki askerin mâbeyninde kalmış ve Kızılbaş'ın çoğu şaşmış. Hemân Kızılbaş cân u baş halâsı kaydına düşüp Halîl Paşa üstüne düşer. Halîl Paşa da anlara girişir. Kızılbaş bu beş yerden asâkir i İslâm'ın hücûmuna tâkat getiremeyüp sahrâ-yı Mihribân'da nehr i Mihribân üzre Şâh Cisri'ne cân havliyle uğrarlar. Akîblerince asker i İslâm kovup kırarlar ve merkûm cisrden asker i Acem birbirlerin ta‘kîb ederken niçe bini cisirden düşüp gark ı âb olurlar. Cisri geçemeyüp gerü kalanları cümle kırarlar.
Bu ceng i azîmde guzât ı müslimîn ol kadar zî-kıymet tefârûk akmişe i fâhire ve cevâhirli bisât avânî i nâdireler ile mu‘tenim olurlar kim hadd i hasrın Cenâb ı Kibriyâ bilir. Hattâ bir harbende bir katar bâr ı şütüre mâlik olup "Ayâ, ben bu kadar mâlı neylesem?" deyü serserî gezermiş.
Ba‘dehû guzât ı müslimîn sâlimîn ü gânimîn ordu-yı İslâm'a kelle ve baş diller ve hân u sultânları kayd ü bend ile kerrenâyı ve köslerin çaldırarak huzûr ı Hüsrev Paşa'ya gelüp dîvân ı Âsaf ı Berhıyâ'da cümle vüzerâ ve mîr i mîrânlara ve sâ’ir iş erlerine mertebelerince ta‘zîm ü tekrîm olup ol sürûr u şâdımân ile Serdâr ı mu‘azzam azîmet i kal‘a i Mihribân edüp Çiğ Ahmed kal‘asından cânib i şarka iki merhalede gelüp kal‘a i Mihribân'ı muhâsara edüp meterise asker i kerrâr döküp aslâ amân vermeyüp sene 1039 târîhinde kal‘a i Mihribân feth olup derûn ı kal‘aya Mar‘aş Paşası Süleymân Paşa muhâfazacı ta‘yîn olunup Serdâr ı mu‘azzam Bağdâd'ı muhâsarâya gitdi.
Hikmet i Hudâ fethi müyesser olmayup [318b] hâ’ib [ü] hâsir avdet edüp kal‘a[y]ı Musul'a vâsıl olup kal‘a i mücedded ta‘mîr ü termîm edüp bir kulle i azîm dahi inşâ etdi. Andan Şehrezûl kal‘asın dahi imâr etdi. Ve ol müştâyı kal‘a-i Tokat'da etdi ve anda şehîd olup dâr ı ukbâya gitdi. Beri tarafda Kızılbaş ı kallâş şükr i Yezdân edüp çerâğân u şâdumânlar etdiler. Ba‘dehû sene 1048 de Murâd Hân bizzât kendüleri Bağdâd'ı feth edüp kal‘a i Mihribân tarafına vechen mine'l-vücûh nazar etmeyüp ol dahi Der i sa‘âdet-hânesine vardıkda dâr ı gurûrdan dâr ı sürûra ubûr etdikde beri tarafda şehr i Mihribân dest i Acem'de kaldı.
Eşkâl i kal‘a i binâ-yı zemîn i sûr ı Mihribân:
....................(3.5 satır boş)....................
Der-beyân ı hâkimân ı Mihribân: Hâlâ dest i şâhda ve hâk i pâk i Irâk'da başka hânlıkdır kim dörd bin çörek çeken ve donluk giyen nökere mâlik bir hân ı âlîşânlıkdır. Zamânımızdaki hânın ismi Tolabar Hân idi. Hâk i Kehrevân'dan bir şecî‘ ü dilîr idi. Mihribân şehrinin monlâsı ve hâce i İslâm'ı ve şerîf i şürefâ-yı hasîb [ü] nesebi vardır. Ve kelenter ve münşî ve daroğa ve yasavul ağası ve dizçöken ağası ve şâhbenderi ve'l-hâsıl on iki kadağa hâkimi vardır. Zîrâ hudûd ı Bağdâd'da intihâ-yı serhaddir. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Der-beyân ı imâret i şehr i Mihribân: Evvelâ cümle ( ) aded mihrâb mesâcid i gülrûhlar vardır ammâ binâ-yı müzeyyenlik ile ma‘mûr olan câmi‘ i pür-nûr,
....................(1.5 satır boş)....................
Sitâyiş i dârü't-tedrîs i âlimân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı mektebhâ-yı tıflân ı püserân:
....................(1.5 satır boş)....................
Evsâf ı dârü'l-hadîs i peygamberân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ta‘rîf i tekyegâh ı dervîş i dilrîşân:
....................(1.5 satır boş)....................
Çeşme-sâr ı hayrât ı âb ı revân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı selsebîl i cân-sitân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-vasf ı cereyân ı enhâr ı âb ı hayvân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-medh i zülâl i çâh ı hânedân:
....................(1.5 satır boş)....................
Tavsîf i esmâ i mahallât ı büldân:
....................(1.5 satır boş)....................
Sitâyiş i sarây ı kibâr [u] a‘yân:
....................(1.5 satır boş)....................[319a]
Alâmet i hân ı hâcegân:
....................(1.5 satır boş)....................
Şinâsden i çârsû-yı şâhân:
....................(1.5 satır boş)....................
Hammâm ı gâsilân ı rûşenâsân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı nökerân ı a‘yân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ulemâ-yı tabîbân ı hâzıkân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ta‘rîf i cerrâhân ı fassâdân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ümmet i sulehâ-yı meşâyihân:
....................(1.5 satır boş)....................
Na‘t ı musannif i şâ‘irân:
....................(1.5 satır boş)....................
Müşerref olduğumuz erbâb ı ma‘ârifân:
....................(1.5 satır boş)....................
Sitâyiş i reng i rûy ı pîr [ü] cüvân:
....................(1.5 satır boş)....................
Manzara i mahbûb [u] mahbûbân:
....................(1.5 satır boş)....................
Hevâ-yı hûb ı râhat ı cân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı iklîm i büldân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-ayân ı tâli‘i i imâristân:
....................(1.5 satır boş)....................
İbret-nümâ-yı alâmet i âbâdân:
....................(1.5 satır boş)....................
Bâ-zikr i düyûr ı bıtrîkân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı hubûbât ı mahsûlât:
....................(1.5 satır boş)....................
Ve me’kûlât ı müsmirrât:
....................(1.5 satır boş).................... [319b]
Envâ‘ ı et‘ıme ve envâ‘ ı meşrûbât
....................(1.5 satır boş)....................
Der-na‘t ı ârâmgâh ı bâğ ı İremezât:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı aded i bâğ-ı cennât:
....................(1.5 satır boş)....................
Tetimme i şehrengîz i külliyât: Bu Mihribân ile Bâğ ı Cinân şehri mâbeyni iki merhale menzildir. Bağdâd'a ( ) menzildir.
....................(3 satır boş)....................
Der-beyân ı ziyâretgâh ı şehr i Mihribân ı kibâr ı evliyâullah:
....................(1.5 satır boş)....................
Andan cânib i şarka,
Evsâf ı kal‘a i dâr ı harîr i medîne, ya‘nî mahmiyye i atîk şehr i Sîne
Sene 616 târîhinde Luristân ı Kürdistân hâkimlerinden Emîr Gıyâseddîn binâsıdır. Vech i tesmiyyesi oldur kim bu şehr i Sîn'de niçe bin sahâbe i kirâm kabri vardır. Anınçün Sîn derler. Niçe mülûkdan mülûka kalmış bir şehr i Luristân'dır kim hâk i Irâk ı Acem'de Bağdâd ı behişt-âbâdın cânib i şarkîsinde ( ) karîb bir vâsi‘ sahrâda türâb ı hâk i pâk, tîn i amber i hâm ile mebnî bir sûr ı kavîdir. Hâlâ dest i Acem'de başka sultânlıkdır kim serhadd i Bağdâd ve Musul ve Şehrezûl'da vâki‘ olmağile ma‘mûr kal‘a i türâbdır. İçinde iki bin güzîde nökeri vardır ve kifâyet mikdârı hâne i dardır, vâsi‘ değildir. Derûn ı kal‘ada bir câmi‘ ve üç gılâl anbarları vardır. Gayri âsâr ı binâları kal‘a hâricindeki varoşdadır.
Der-beyân ı eşkâl i kal‘a i varoş ı Sîn
Cümle altı yüz hâk i pâk ile mestûr kal‘a i ma‘mûrdur. Etrâfı altı bin adım cirminde kerpiç binâ kal‘a i ra‘nâdır ve kavî handakı vardır ve iki dervezesi vardır. Cânib i kıbleye Bağdâd kapusu ve taraf ı şimâle Musul kapusudur. Derûn ı sûrda altı yüz hânedir. Cümleden mükellef sultân sarâyıdır ve Monlâ hânesidir. Ve on iki zâbiti vardır. Câmi‘i ve hân u hammâm ve kifâyet mikdârı endek dükkânı vardır. İntihâ-yı serhad olmağile ol kadar imâr değildir. Etrâfı çöl olmağile bâğ ı İremezâtı endekdir. Ve şehrinin etrâfı cümle handakdır. Kadîm-i kühenden bu kal‘a çîm ile mebnî olmağın mürûr ı eyyâm ile harâba müeddî olup ba‘dehû sene 1039 târîhinde Murâd Hân ı Râbi‘ vezîri Hüsrev Paşa-yı dilîr Bağdâd üzre serdâr ı mu‘azzam olup bu kal‘a i Sîn kurbüne karîb geldikde derûn ı kal‘ada mütahassın olan Kızılbaş ı ser-tıraş deryâ-misâl asker i sâhib savaş gelişine tâkat getiremeyüp derûn ı kal‘adan zî-kıymet metâ‘ların alup bâr ı sakîl cebehânelerin bırağup dâr ı nîrân ı İrân'a revâne olurlar.
Hüsrev i serdâr ı kerrâr ı bâ-vakâr dahi deryâ-misâl askeriyle kal‘a i Sîn zîrinde meks i hıyâm edüp kal‘ayı temâşâ eder, görse kim Bağdâd fethinin sebebine elzem i levâzımından bir kal‘a i lâzımdır ve Bağdâd ı behişt-âbâdın cânib i şarkîsinde bir cây ı menâsdır kim her vech ile Bağdâd'ın imdâdına elyak ve enfa‘ kal‘a i musanna‘ olacak zemîndir. Ammâ pek harâb olup kal‘a demeğe müsta‘idd değil bir kân ı bûm [u] gurâb âşiyânı olmuş bir sûr ı harâbdır. Derhâl asker i deryâ-misâle kol kol fermânlar edüp ve her diyârın üstâd ı kâmil bennâların getirdüp ve handak i azîm hafr edüp ma‘cûn-misâl tîn ı top ve kerpiç ve cibis ve kireç ile bir kal‘aya mübâşeret edüp kâmil bir ayda kerpiç binâdan bir kal‘a i ra‘nâ ve bir şehr i zîbâ eder kim ta‘bîr olunmaz.
Ba‘dehû [320a] bâr ı sakîl olan cebehâne ve hayme vü hargâh makûlesi eşyâları bu kal‘a i Sîn'e leb-ber-leb edüp kal‘a i Sîn'i cebehâne ile gereği gibi pür-silâh edüp âmâde eder ve Halîl Paşa ile Zülfikâr Paşa'yı ve niçe ümerâları muhâfazasına ta‘yîn edüp kendüleri Bağdâd muhâsarasına revâne olup bi-emri Hayy ı Kadîr Bağdâd'ın fethi müyesser ve mukadder olmayup avdet etdikde şâh ı Acem gördü kim bu kal‘a i Sîn ve kal‘a i Çiğ Ahmed dest i Âl i Osmânî'de oldukda Bağdâd üzre rahneden hâlî değillerdir deyü kal‘a i Sîn üzre ve Çiğ Ahmed kal‘ası üzre Irâk askeriyle gelüp cenge âheng olmadan derûn ı kal‘a i Sîn'de mahsûr olan asker kal‘ayı cümle cebehânesi ve mühimmât ı levâzımâtıyla bırağup firâr ederek kal‘a i Musul'a vâsıl oldukları sâ‘at Sîn kal‘asın Kızılbaş ı bed-ma‘âşa viren mîr i mîrânları ve gayrı ümerâları ve cümle iş erlerin katına kığırup eydür:
"Bre mel‘ûnlar, ben size vakfullahdan bu kadar bî-hisâb cebehâne verdim. Ol Sîn kal‘asın ben eyle metîn eyledim ki bir ay muhâsarâya tahammül ederdi. Bâri üç gün cenge tahammül ederdi. Bi-emrillâh iki günde ben imdâda giderdim. Niçün ceng etmeden Sîn kal‘asın bu kadar mâl ı firâvân ile Kızılbaş'a verdiniz?" deyü cümle ser i kârda olan kimesnelerden serâperde i Hüsrev önünde yüz elli nefer mankâle âdemlerin kellelerin bedenlerinden cüdâ etdirir.
Ol asırdan berü kal‘a i Sîn dest i Acem'de kalmışken sene 1047 târîhinde Bayrâm Paşa Bağdâd üzre serdâr ı mu‘azzam olup giderken Şâm Vezîri Küçük Ahmed Paşa'yı eyâlet i Şâm'ın kırk bin güzîde askeriyle Ahmed Paşa talî‘a i asker olup bu kal‘a i Sîn altına geldikde on bir aded hân yetmiş bin asker i İrân ile Küçük Ahmed Paşa'yı karşulayup cenge âheng etdiklerinde hikmet i Hudâ Küçük Ahmed Paşa taht ı revân içre haste-hâl iken başsız ve buğsuz asker i İslâm içre cünd i cünüb i Sürhserân girüp ceng i firâvân edüp âhir asker i İslâm münhezim olup kırıla kırıla az kimesne seyf i Acem'den halâs oldu. Hâlâ Sîn kal‘ası sahrâsında şühedâ-yı Âl i Osmân'ın üstühânları üç yerde {ve kal‘a i Sîn'de} püşte püşte yığılmışdır ve bir küme Kızılbaş kemikleri bir yerde yığılmışdır. Bu minvâl i meşrûh üzre kal‘a i Sîn dest i Acem'de deştile kalmışdır. Hâlâ ol asırdan berü gâyet âbâdân olmuşdur.
Dostları ilə paylaş: |