GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


/3. “Artık Rab'binin hamdıyla, hamdederek tesbihte bulun.”



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə127/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   123   124   125   126   127   128   129   130   ...   155
110/3. “Artık Rab'binin hamdıyla, hamdederek tesbihte bulun.”

Bütün bu hakîkâtleri idrâk ettikten sonra zâten kişinin nefsî ve beşerî kimliği kalmadığından, yaptığı tesbihatı “Rabbı’nın hamdı” ile olacağından, onun hakîkâtinin de “Elhamdülillâhi” olduğundan o tesbih ve hamdı ancak, kul ismi altında Rabb’ın yaptığı açık olarak ifâde edilmiş olmaktadır. İşte bütün bu hakîkâtleri kendine yani ”beşeri ve nefsi kimliğine” bağlayıp da, benliğe düşersen,“ondan mağfiret dile, şüphe yok ki: O tevbeleri çok kabul edici olmuştur.”

Bütün bu hususlar idrâklerinize sunulur. Yukarıda da fetihler’den basedilmişti bu kadarla bırakıp biz yine yolumuza devam edelim.

Kişilerin gece içinde uykuya yattıklarında gördükleri rû’yalar, rû’ya içinde rû’yadır. Fiziken uyandıklarını zanne-

214

denler, aslında hiç bir zaman uyanmamışlar, Hakk ve irfâniyyetten uzak, uzun bir ilmi gaflet uykusunda bulunmaktadırlar. Kişilerin gezmeleri, hareket etmeleri, gerçek ma’nâda yaşam değil, aynı uyurgezer kimseler gibidir ki, uykuda gezdiğinin farkında değildirler. Gerçek bir irfân ehlinden, “uykudan uyanma eğitimi” alınmazsa, kişi bu uyku dünyâsından ahiret âlemine yine uykulu olarak, rû’ya âleminden geçer gider haberi bile olmaz. Orada da hayatı, oranın şartlarına göre olan, rû’ya âleminde yaşamını sürdürür. Bunun çaresi bugün, bu âlemde uykudan uyanmaktır.



-------------------

















Fetih-48/29- (Muhammedun resûlullâh, vellezîne meahû eşiddâu alel kuffâri rûhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseris sucûd, zâlike meseluhum fît tevrât ve meseluhum fîl incîl, ke zer’in ahrece şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibuz zurrâa, li yagîza bihimul kuffâr, vaadallâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minhum magfireten ve ecren azîmâ. )

Allah'ın Resûl'ü Hz. Muhammed (s.a.v) ve O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli; kendi

215


aralarında çok merhametlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken ve Allah'dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. İşte bunlar, onların Tevrat'taki ve İncil'deki vasıflarıdır. Filizini çıkaran sonra onu kuvvetlendiren, böylece kalınlaşan, sonunda gövdesi üzerinde yükselen, çiftçilerin hoşuna giden ekin gibidir. Onlarla kâfirleri öfkelendirmek içindir. Ve Allah, onlardan imân edenlere ve salih amel işleyenlere mağfiret ve büyük ecir vaadetti.”

-------------------

Muhammedun resûlullah”

İşte Kûr’ân-ı Kerîm bu Resûl’e geldi ki o Resûl de onu yerine ulaştırsın. Hazreti Rasûlullah (s.a.v)’ın nebîliği genele yayması için, resûllüğü ise özel olarak yaymak içindi. Sahabeyi kiram ile yaptığı karşılıklı sohbetler bu özel biçim idi. Ddaha da özel olarak Hz.Ebû Bekir Sıddık (r.a) ile Hz.Âlî (k.a.v.) efendimize el tutmak sûretiyle kendi peygamberliğinin ilâhî hakîkâtlerini onlara vermesiydi. Bu çok önemli bir konudur çünkü bu oluşum nebîliği sûretiyle değil resûllüğü sûretiyledir. Tevhid’in Hz.Âlî (k.a.v) efendimize, ism-i Celâl’in Hz.Ebû Bekir Sıddık (r.a)’a verilmesi sûretiyle onlara özel talimler yapılmıştır. Onlar da aynı şekilde bu risâleti kendilerinden sonrakilere devrettiler Bu da aynı şekilde Hazreti Rasûlullah (s.a.v)’ın yaptığı risâlettir.

İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh” (Fetih, 48/10) “Siz mûbâyan edersiniz, mûbâyî yâni alışveriş yaparsınız ki bu risâlet alışverişidir”

Bu risâletin resûllüğü tâbî ki Efendimiz (s.a.v)’in şahsında olduğu gibi değildir. Efendimiz (s.a.v) risâleti o ana kadar dünyâ üzerinde olmayan bir ilmi ortaya getirmekti. Ondan sonrakilerin resûllüğü ise bu var olanı ulaştırmaktır. Bunu bu şekilde iyi ayırmak lazımdır.

Bu risâletin, alındıktan sonra bir başkasına devredilmesi gerekmektedir. Yoksa Kevser ırmağının o dalı orada kesilmiş olur. Kim ki bu risâlet ilminden el almış ve devam

216


ettirmiş ise, o el alındığından dolayı, Allah (c.c)’ın eli onla rın eli üzerindedir.

-------------------



NOT= Bu hususta (19-48-Fetih Sûresi isimli kitabımızdan, faydalı olur düşüncesiyle -29- aynı âyet-i kerimeyi özet yorumu ile ilâve etmeyi uygun buldum. )

-------------------

Muhammed -Aleyhisselâm- Allah'ın Peygamberi- Rasûlü’dür.”

Muhammedürrâsûlüllah” diye zâhiren ifade edilen bu terkip, yani birlikte söylenen iki kelimelik, kelâmın izahını yapmak gerçekten zordur. Bu kelâmın dehşetinden insan ürküyor. Beşer idrakinin, kâğıt ve kalemin, lisân ve kelimelerin yetmez olduğu bir vadide, orada olan yaşananları sınırlı kalıplar, heceler arasında sıkışarak anlatmak mümkün olamıyor. Ancak başka da çaremiz olmadığından. (Nun ve’l kalem) diyerek, yine de kalemle, yola devam etmemiz gerekiyor.

Âyet-i Kerîme’nin bu bölümünü dört aşamalı, özet olarak, gözlerinizden geçirerek, gönüllerinize sunmağa çalışacağım.

(1) Evvelâ, şunu çok iyi bilelim ki; âlem-i şehadet’te zuhurda olan Allah’ın en büyük ismi (ismi a’zamı) Hakikat-i Muhammedî’nin zuhuru Hz. Muhammeddir. Çünkü en geniş ve en son zuhur mahalli’dir. “Lâ ilâhe illâ Allah” ın açılımı, Hakikat-i Muhammedî, Hakikat-i Muhammedînin açılımı ise Hazret-i Muhammed’tir. Böylece bâtın ile zâhir arasında mâbeyinci-aracı olmuştur.

() “elif” ile () “te” nin arasında bulunan ()

“be” gibi dir. “Elif” deki, (İnniy’yet) ve (ene’iyyet) haki-katleri, () “te” ye yani () “ente” yani (sen) olarak () “be” aracılığı ile geçmiştir.

217

Böylece; () “elif” Ulûhiyyet mertebsi, () “te”



() “ente” Hakikat-î Muhammed-î, () “be” ise, Hz. Muhammeden-ül Emîn mertebesidir ki; bütün âlemlerde zuhurunu (emîn) olarak sürdürmüş ve sürdürmektedir.

() “ente” ( elif-nun-te) sembol harfleriyle yazılmakta’dır. Diğer bir ifade ile “elif” Hakikat-i İlâhiyye’yi, Zât mertebesi “Ene ve İnnî” yi. (  ) “nun” “Nûr-u İlâhiyye”yi, sıfat ve esmâ mertebelerini, noktası ile lâtif varlık birimlerini, () “te” ise (sen) muhatap ve zuhur yeri olan Hz. Şehadeti ve içinde bulunan İnsân-ı Kâmili (Muhammedürrâsûlüllah)ı ifade etmektedir, diyebiliriz.



  1. A’mâ’iyyet, Ahadiyyet’in kaynağı:

Ahadiyyet, Ulûhiyyet’in kaynağı, Ulûhiyyet ise Hakikat-i Muhammediyye’nin kaynağıdır.

Ulûhiyyet (akl-ı kül,) (akl-ı kül,) ün zuhur mahalli ise nefs-i kül olan Hakikat-i Muhammedînin zâhiri’dir. Zât mertebesinde, zât-ı akdes, kendi kendini sadece “Allah” ismi ile ifade ederken, (Taha 20/14) “İnnenî enellah” sıfat mertebesinden zât mertebesine doğru da, Hakikat-i Muhammedî, (Lâ ilâhe-illâ Allah) demektedir. Bendeki bu çoğalma-çokluk, aslında yoktur. Hepsinde zuhurda olan, sensin ya İlâh-î, demektir. (Lâ ilâhe) ilk zuhurdan sonra denmiştir. Zât mertebesinde zuhur olmadığından (Lâ ilâhe) lâfzına ve manâsına mahal yoktur. Ancak burada sadece (İllâ Allah) vardır.

Yani, ilk kelime-i tevhid, (Lâ ilâhe illâ Allah) ilk zuhurda-çoğalmada, Hakikat-i Muhammedî lisânından her bir lâtif (ayn) dan, varlıkların hakikatlerinden-gayb’larından peşinen söylenmiştir.

Rahmân’iyyet, mertebesinden ise (Muhammedür

218

rasûlüllah’)tır. Zât-ı mutlak’ın sıfat mertebesinden tasdik edilişi ve zât-ı mutlakın da, sıfat mertebesinde zuhur da olan Hakikat-i Muhammediyye yi tasdik etmesidir.



(3) Bütün varlıklar Rahmâniyyet, (Rûh) mertebesinden lâtif olarak, Rububiyyet, (Nûr) mertebesine nüzül ettiklerinde, kendilerinde var olan programları dolayısıyla kimlikleri şekillenmeye başladı ve varlık sahasına doğru bir aşama daha yapmış oldular. Bura da ervah’a; Cenâb-ı Hakk Rububiyyet mertebesinden,

-------------------

()


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   123   124   125   126   127   128   129   130   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin