Hazırlayan; Bekir Peker, Mustafa Karabal ve Musa karakaya etiK(moral) LİderliK



Yüklə 0,63 Mb.
səhifə9/9
tarix03.05.2018
ölçüsü0,63 Mb.
#49944
1   2   3   4   5   6   7   8   9




İÇ GÜVENLİĞİN ETİK VİZYONU VE POLİSİN ETİK MİSYONU

Etik Nedir?

“İnsanlar yarı melek yarı şeytan doğarlar. Gelişmiş ülkelerde insanların melek yönleri teşvik edilir, şeytan yönleri cezalandırılır. Hukuk çalışır, toplum cezalandırılan insanlara mesafeli davranır. Adalet sisteminin zayıfladığı ülkelerde ahlaksızlık daha çok pirim getirmektedir (Alaton, 2003).” diyor İshak Alaton konuşmasında. Bizce insan şeytan doğmamakta, bütünüyle melek doğmaktadır. Her halde onu şeytanlaştıran insan oğlunun ortaya koyduğu sistemler bütünü olsa gerek.

Ne insanlığın babası Adem’in yediği yasak elmayı, ne de Habil’in Kabili öldürmesini tartışacak değiliz. Bizim için ilk günahı kimin işlediği değil, kötülüklerle mücadele önemlidir. Mücadelemizi ise İsa’nın “İlk taşı, hiç günahı olmayan atsın.” söylemindeki hoşgörü felsefesiyle sürdüreceğiz. Sınırsız özgürlükler, şeytanların değil Tanrı’nındır. Tanrı’nın dahi kendisini kutsal kitabında merhamet etmeyle sınırladığını görmekteyiz.

Batıda Etik (Ethic) ve Moral olarak ifade edilen değerler şark kültüründe ahlak normlarında yerini bulmaktadır. Etik ve Ahlak günlük konuşmalarda birbirinin yerine sıkça kullanılmaktadır. Ancak bu ifadeler arasında da farklılıklar söz konusudur. Etik kavramının ahlaktan farklı olduğunu düşünenler, onun ahlaka kıyasla daha evrensel olduğunu ileri sürmektedirler. Ahlak milli bir olgu iken etik uluslar arası bir kavram olarak değerlendirilmektedir.

Etik ve Moral ifadeleri için çeşitli tanımlar yapılmaktadır. Dar anlamda etiğe; ahlak bilimi ve töre bilimi diyebiliriz. Moral ise ahlak ve ahlaka ait olgudur. Geniş anlamda etiğe yapılan tanımlardan bazıları da kısaca şöyledir:



Etik iyi ve doğru, mutlak iyi mutlak doğru olup olmadığı varsa buna ulaşılıp ulaşılamayacağını araştıran zihinsel çabadır. Etik, istenen bir yaşamın anlaşılması, araştırılması, neyin yapılıp neyin yapılamayacağının, neyin istenilip neyin istenilemeyeceğinin belirlenmeye çalışılmasıdır (Goksu ve Bilgiç)

Yaşam boyunca olumlu ve olumsuz yönleri ile karşımıza çıkan her olayı düşünürüz ve yeniden değerlendiririz. Benzer olayları yaşayan ve değerlendiren kişiler, eğer benzer sonuçlara varabiliyor ise, o zaman söz konusu süreci denetleyecek ve yönlendirecek bazı kuralların sağlıklı temelleri atılmış oluyor demektir.

İnsanlar var olduğu ilk günden beri hep “iyi” ve “doğru”ya yönelmiş, “kötü” ve “yanlış”tan sakınmış ve ondan uzak durmaya çalışmışlardır. Denebilir ki insanoğlunun iyiye doğru vazgeçemeyeceği sürekli bir eğilim ve yönelimi vardır. Dürüstlük, yardımseverlik, sadakat, doğruluk gibi değerler iyi değerler  olarak daimi kabul edilmiş, buna karşın yalancılık, hile, aldatma, sahtekarlık, hırsızlık, cana kıyma gibi davranışlar “kötü” olarak insanlık vicdanında yer almıştır. Bunlar gibi “değer öğeleri”, insanoğlunun bulunduğu her toplumda vazgeçilmez etik değerler olarak yer etmiştir (Aydın, 2000)

Etik ilkelere uymamanın sonucu, sosyal yaptırımdır. Bu ilkelere uymayan kişi anti-sosyal bir davranış sergilediğinden kendi onurunu ve toplumdaki saygınlığını zedelemiş olur. Ortak etik değerlere saygısızlık, mutsuzluğu, disiplinsizliği, dışlanmayı ve başarısızlığı doğurur (Goksu ve Bilgiç)

Yazılı olmayan kurallar, çoğu zaman yazılı olanlardan daha önemli ve yaptırım gücü daha yüksektir. Bu kurallar net çizgiler ile çizilemeyen, toplumdan topluma, kişiden kişiye değişebilen kavramlar üzerine oturduğu için tanımlamakta güçlükler yaşanır. Olması gerektiği hissedilir ama nasıl dile getirileceği bilinemez. Yazıldığı zaman uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek mekanizmalar güvenlik güçleri değil, bizzat bunları yaşayanlardır. Bu nedenle etik kurallar bir bakıma kişinin kendi kendine duyduğu vicdani yükümlülükler ile sınırlıdır.

“Etik kelimesi, köken olarak Yunan dilinde “karekter” anlamını içeren “ethos” kelimesinden türetilmiştir. Yani “ethos” kelimesinden “ethics” türetilmiştir. Ethics ise kavram olarak ideal ve soyut olanı  vurgulayarak; ahlak kurallarının ve değer yargılarının ele alınması sonucu ortaya çıkmaktadır (Mengüşoğlu, 1965)

“Etiğin kavram olarak başka bir şekilde tarifi ise; bireylerin toplumda ve birbirleriyle kurmuş oldukları ilişkiler sonucu ortaya çıkan, ahlaki görevler ve zorunluluklarla ilgili olarak; neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi, neyin kötü olduğuna ilişkin değerleri araştıran ve bunlarla ilgilenen bir disiplin dalına denmektedir. Daha genel bir anlamda etik kavramı ise; ahlak felsefesi olarak da adlandırılmaktadır (Cerrah ve Semiz, 2000)

“Etik kavramı, günlük bir çok söylemlerde de genel olarak ahlak veya ahlakilik kavramları ile eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Bilimsel bir çok çalışmada bile bazen etik; töre kelimesi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Genel olarak farklı anlamları içeren bu kavramların ortak tarafı ise bireylerin birbirlerine karşı davranış kurallarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen davranış ilkelerini içermesidir (Akarsu, 1997)

 “Etik kavramının ahlaktan farklı olduğunu düşünenler, ayrıca onun ahlaka kıyasla daha evrensel olduğu görüşünü ortaya atmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre ahlakın, toplumdan topluma hatta aynı ülke içerisindeki yöreden yöreye değiştiği ve göreceli değerleri içerdiği; etiğin ise bütün toplumlar için geçerli evrensel gerçekleri kapsadığı şeklinde ifade edilmektedir (Pehlivan ve Aydın, 2000).

“Ahlak; kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğruları, yanlışları; bunlara uygun olarak nasıl davranılması gerektiğini ortaya koyar. Ahlak, toplumda kabul görmüş yazılı olmayan kuralları içerir. Buna karşın etik ise daha soyut kavramlara dayalı ve bu kavramlardan ne anlaşılması gerektiğini tanımlamaya çalışır. Etik kurallarının belirli bir alana yönelik yazılı kuralları içermesi beklenir (Pehlivan, 1998)

Filozofların Ahlak Betimlemeleri

“Yasalar karşısında insan, başkalarının hakkına  tecavüz ettiği zaman suçludur.  Etiksel olarak ise bunu aklından geçirdiği anda bile suçludur. (Kant 1724-1804)”

“Ahlak bireyin kişisel bir görüş sorunudur. Ahlak her birey için kendi formüle ettiği ilkelerden ya da değerlerden oluşur. Ahlaksal ilkeler kamuoyu ile görelidirler. Toplumun onayladığı törel ölçütler ahlaksaldır, onaylamadığı ahlak dışı (Hume).”

“İyi ya da kötü, meydana gelen eylem değildir. İstenç iyi ya da kötü olur. Bu istek ussal, özerk bir istenç aracılığıyla anlığın içinde saptanabilir (Kant).”

“Tanrı evrenin ahlaksal düzenini oluşturur ve düzenler. Tanrı evrensel "ben"dir (Fichte).”

“Toplumsal törellik üç aşamada gelişir. 1- Aile 2- Toplum 3- Devlet. Ailede iki kişi, bir kişilik olur. Bir birey gerçek doğasını ve varlığını ancak başkalarında bulur. İlk olarak eşinde, ve sonra daha büyük toplumda, eşdeyişle aile, topluluk ve devlette ilişkileri genişledikçe yaşamı öncekine göre daha doyum verici ve tam olacaktır. Bir birey gizil bir kişidir. Aile, topluluk ve devlet ile ilişkiye girdikçe gerçek kişi olacaktır (Hegel).”

“Dünyanın etkin çabası iyi değil kötüdür. Mutluluk, kötülüğün ve acının geçici yokluğunda oluşur. Örnek hayvanlar dünyasındaki yaygın yabanilik, evrende kötülüğün ağır bastığını gösterir, çünkü bir hayvanın bir başkasını yemeden aldığı haz kurban tarafından çekilen acı ile orantılıdır (Schopenhauer).”

“İki tip ahlak vardır. 1-Kapalı: Birey toplum içinde geçerli olan tüm ahlaksal değerlere boyun eğer ve tam uyum içine girer. 2- Açık: Birey kendisi için, özgür bir ahlak anlayışı gösterir. Devrimsel bir ahlaktır ki katı, duruk, dışsal olarak dayatılmış kapalı biçimde daha yüksel bir düzeyde esin ve sezgi tarafından güdülür  (Bergson).”



Dünyada ve Türkiye'de Etik Çalışmalar

İş Ahlakı ya da etiğinin, etik alanının bir alt konusu olarak ağırlıklı biçimde gündeme gelmesi ABD'de 1960'larda başlamış,1980'lerde ise ABD'deki tüm büyük işletme ve şirketlerde "Etik İlkeleri" (Code of Ethics), "Etik Komiteleri", "Etik Hizmetiçi Eğitim ve Danışmanlık Birimleri" oluşmuştur. Bununla eş zamanlı olarak ABD'de neredeyse tüm işletme yüksek lisans programlarında "İş Ahlakı" başlıbaşına bir ders olarak yer almıştır.


Ayrıca "Etik Araştırma Merkezleri" kurulmuştur. Örneğin Georgetown Üniversitesi Kennedy Institute of Ethics; Arizona Devlet Üniversitesi, Lincoln Center of Ethics (Berkman) “Amerika’da 15 yıl önce bir ceza federasyonu oluşturduk. Bir şirkette yanlış bir eylem oluyorsa alarm sistemlerimiz devreye girmektedir. Elektronik devlet sistemimiz var. Her şey online görünüyor. Herşeyin açık olması gerekiyor. 7 yıldır her şey mükemel çalışıyor. Kamu etiğine bakacak olursak iyi etik programları kanunların uygulanmasından daha öne çıkabilir. Pek çok kurumun baş teftiş olayı var (Gilman, 2003) “Ülkemizde İş Ahlakı başlıklı bir ders ilk defa Bilkent Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans programında 1992'de yer almıştır (Berkman)” O günden bu güne bakıldığında Türkiye’de yapılan çalışmalar oldukça az ve yavaştır. Bu çalışmalar kısaca şunlardır:


24 Aralık 2002 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerince hazırlanan "3069 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun" ile "3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu"nda Değişiklik Yapılması ve "TBMM Etik Komisyonunun Kurulmasına" İlişkin Yasa (Siyasi Ahlak Yasası) Teklifi, TBMM Başkanlğı'na sunuldu.





TEDMER

Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı (TEDMER) 25 Aralık 2001 tarihinde kurulmuş ve kuruluşu 3 Mart 2002 tarihinde de resmi gazetede yayınlanmıştır. Vakfın vizyonu; ‘Daha yaşanılabilir bir Türkiye için "Etik" bir toplum’dur. TEDMER, Sektör ayırt etmeksizin, kurumsal etik kodlarını belirleyerek bir standarta oturtmak neticesinde Türkiye' nin ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.[xvi]


“Türkiye Etik Değerler Merkezi, Türkiye'deki kurumlarda ve kurumlar arası ilişkilerde etik anlayışı bilincinin oluşturulması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi için profesyonel ve bilimsel çalışmalar yapma amacını taşıyor. Büyük bir işadamına iki yıl önce TEDMER'in kuruluşunu anlattığımda bana "Göle yoğurt mayası çalmaya çıkmışsınız. Ama sizin mayanız tutacak" demişti. "Daha İyi Bir Türkiye İçin" bu maya tutmalı (Şenver, 2002) 


“TEDMER hiçbir zaman bir polis gibi görev yapmayacaktır. TEDMER'in hiçbir zaman etik değerlere uymayanları ortaya çıkarıp, onları teşhir eden bir görevi olmayacaktır. Etik değerler ve iş ahlakına sahip çıkan şirketlerin olumlu olan taraflarını görüp, ortaya çıkarıp onları TEDMER olarak ödüllendirmeyi ve özendirmeyi amaçlıyoruz (Şenver, 2002)




Üniversitelerin Çalışmaları

Türkiye’de 1992 yılından itibaren çeşitli üniversiteler etik çalışmalarında faaliyet göstermeye başlamışlardır. İlk olarak Bilkent Üniversitesinde bu alanda dersler verilmeye başlanmıştır. Sonraki yıllarda Boğaziçi Üniversitesi[xix], Yıldız Teknik Üniversitesi[xx], ODTÜ[xxi], İstanbul Kültür Üniversitesi[xxii] başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde Etik Kulübleri kurulmuştur.




Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Çalışmaları

“Türkiye’de polis etiği çalışmalarının tarihçesi üç-beş yıl ile sınırlı değildir. Türkiye’ de uzun yıllar önce yapılmış çalışmalar incelendiinde ‘etik’ kelimesine rastlanmasa da ‘meslek ahlakı’ ve ‘meslek terbiyesi’ gibi ifadeler ile meslek etiğine ilişqkin çalışmaların yapıldığı görülmektedir. 1939 yılına ait İstanbul Polis Mektebi diplomasında, o yıllar için polis okullarında sadece 13 dersin okutulduğu görülmektedir. Okutulan 13 dersten birisinin ‘Mesleki Terbiye’ adıyla polis meslek etiğine ilişkin eğitimi oluşturması,1900’ lü yılların başında bile polis etiğine verilen önemi göstermektedir. Yine aynı yıllara ait bir başka belge deş bu çalışmada değerlendirmeye esas alınan, Öğretmen Emniyet Müdürü İbrahim Feridun’ un 1910 yılında kaleme aldığı ‘Polis Efendilere Mahsus Terbiye ve Malumat-ı Meslekiye’ isimli kitabıdır (Beren, 2002:4)


“Avrupa konseyi bünyesinde 1997 yılından itibaren “Avrupa Polis Etiği” çalışması yürütülmektedir. Bu çalışmaya, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler adına katılan üst  düzey  polisler, sosyal  bilimciler, hukukçular ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşmaktadır. Çalışmanın arkasındaki ana tema, yasaları uygulamakla görevli güvenlik  personelinin davranışlarını kontrol etmede sadece yasaların  yeterli  olmayabileceğidir.  Son toplantısı, 2001 yılında yapılmış, toplantı sonunda hazırlanan sonuç belgesi, bir tavsiye niteliğinde tüm üye ülke polis teşkilatlarına sunulmuştur (Kırış, 2003)


Avrupa Polis Etiği Yönetmeliği’ nde, “ülkeler arasında sürekli seyahat halinde olan Avrupalı vatandaşların, emniyet güçlerinin herkese aynı biçimde, adil ve önceden kestirilebilir biçimde davranacakları konusunda kendilerini güvende hissetme güvencesi sağlanacak, hem de emniyet güçlerinin uluslararası suçla mücadelede işbirliği ve dolayısıyla, etkinliğinin arttırılması söz konusu olabilecektir. (cerrah, Eryilmaz; 2001:25)





İç Güvenliğimizin Vizyonuna Etiksel Bir Bakış

Kanımızca suç ve suçlarla mücadelede örnek alınması gereken “Proaktif Polislik” sistemidir. Proaktif Polisliği kısaca suç oluşmadan önce suçun unsurlarını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır diye tanımlayabiliriz. Buna göre iç güvenlik yasama, yargı, başta istihbarat örgütleri, polis ve eğitim kurumları olmak üzere yürütme erklerinin koordineli bir çalışması ile sağlanmaktadır.



Adalet Sisteminin bugünkü durumu utanç vericidir. Yabancı sermayenin gelmeyişi adaletsizlikten kaynaklanmaktadır (Alaton, 2003). diyerek başta Alaton olmak üzere zirveye katılan tüm özel sektör ve iş adamları Yargı Sistemimizin etik çalışmadığını ve bunun sonucu olarak ta güvenilirliğini yitirdiğini vurgulamışlardır.

“Ahlak, yönetimi yargılayabilmek demektir. Yabancı sermayenin gelmeyişinde sizin muhitiniz iyi değil mesajı verilmetedir. Türkiye’nin yabancı sermayeyi istememesinin temelinde ahlaksızlığı hedef alan bir iç sömürge vardır (Altan, 2003). diyerek Mehmet Altan da Türkiye’nin etik dışı uygulamalarına ışık tutmuştur.


Bununla beraber “milletvekillerinin yargıya güven tartışmaları” ile “milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması tartışmaları” da bu konuyu kamuoyunun gündemine taşımıştır.


“Yasa çıkartmak yeterli değildir. Ancak Türkiye de uygulayabileceğimiz yasa konusunda da eksikliğimiz var. Kamu görevlilerinin yargılanabilmesi, dokunulmazlıkların kaldırılabilmesi gerekmektedir. Yolsuzluklar sadece yukarıdan aşağıya değildir. Biz parlementer olarak çok sayıda yolsuzlağa alet olmuşuzdur. Bu noktada da işlemin yürümesinde ciddi yasal boşluklar var. Önemli olan yasaların uygulanmasını sağlamaktır (Gürkan, 2003)


“Kültürümüzde, "bal tutan parmağını yalar", "devletin malı deniz, onu yemeyen domuz" gibi "özdeyişler" yer almıştır. İşin daha da acıklısı, bu "özdeyişlere" kısa bir zaman önce, "benim memurum işini bilir" biçiminde çok daha "çağdaş" ve hatta güncel sözlerin de Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst makamlarına gelmiş kişiler tarafından katılmış olmasıdır. Böylece, "toplumsal değerlerimiz" adeta rüşveti özendirir bir hale gelmiştir (Kongar)


“Türkiye 1.3 Milyar $’ı yabancı sermayeyi şeffaflık ve güven sebebiyle kaybetti. Güveni oluşturan unsurlar, açıklık, netlik, etkin uygulanması, dürüstlük, tarafsızlık, öngörülebilirlilik, hesap sorulabilirliliktir. Kamu gereken düzenlemeleri yapmadığı için etik anlayışını sergileyemiyor, hayata geçiremiyor. Özel sektörde etik davranışın kanunlardan öte bir yaşama biçimi olarak uygulanması gerekmektedir (Erdikler, 2003)


Türkiye Etik alanında yapılan çalışmalarda gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmıştır. Bu çalışmaların yetersizliği nedeniyle devletin tüm organlarında etik dışı davranışlar ortaya çıkmıştır. Bu davranışları Prof. Dr. Ömer PEKER şöyle açıklamaktadır:




  1. 1.Ayrımcılık

  2. 2.Kayırma

  3. 3.Rüşvet

  4. 4.Yıldırma-Korkutma

  5. 5.İhmal

  6. 6.Sömürü (İstismar)

  7. 7.Bencillik

  8. 8.Yolsuzluk

  9. 9.İşkence (Eziyet)

  10. 10.Yaranma-Dalkavukluk

  11. 11.Şiddet-Baskı-Saldırganlık

  12. 12.İş İlişkilerine Politika Karıştırma

  13. 13.Hakaret ve Küfür

  14. 14.Bedensel ve Cinsel Taciz

  15. 15.Kötü Alışkanlıklar

  16. 16.Görev ve Yetkinin Kötüye Kullanımı

  17. 17.Dedikodu

  18. 18.Zimmet

  19. 19.Dogmatik Davranış

  20. 20.Yobazlık-Bağnazlık (Peker, 2002)

Bu etik dışı davranışların tümü iç güvenliğimizi tehdit edecek boyutlara varmıştır. Bu nedenle kamu yönetiminin etik kodları belirlenmeli ve standart yönetim modeli oluşturulmalıdır. Prof. Dr.Ömer PEKER, Kamu Yönetiminde etik ilkelerini de şöyle açıklamıştır:




  1. 1.Adalet

  2. 2.Eşitlik

  3. 3.Dürüstlük ve Doğruluk

  4. 4.Tarafsızlık

  5. 5.Sorumluluk

  6. 6.İnsan Hakları

  7. 7.Hümanizm

  8. 8.Bağlılık

  9. 9.Hukukun Üstünlüğü

  10. 10.Sevgi

  11. 11.Hoşgörü

  12. 12.Laiklik

  13. 13.Saygı

  14. 14.Tutumluluk

  15. 15.Demokrasi

  16. 16.Olumlu İnsan İlişkileri

  17. 17.Açıklık

  18. 18.Hak ve Özgürlük

  19. 19.Emeğin Hakkını Verme

  20. 20.Yasa Dışı Emirlere Karşı Direnme (Peker, 2002)





Emniyet Teşkilatında Yapılması Öngörülen Etik Projesi

“Güvenlik  hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi ve insan hakları ihlalllerinin en aza indirilmesi için yasal düzenlemelere ilave olarak bir de meslek ahlakına ihtiyaç vardır. İnsanları sadece cezai müeyyidesi olan yasalarla caydırmak ve kontrol etmek mümkün olmayabilir. Yasanın olmadığı bir yerde insan üzerinde etkili olan ancak onun vicdanıdır. Vicdanı etkileyen en önemli faktör ise, insanın ahlaki değer yargılarıdır (Kırış, 2003)


Polis Meslek Ahlakı eğitimi ile güvenlik mensuplarının davranışlarını daha iyi kontrol edilebileceğine inanılmaktadır. Güvenlik personeli için önerilecek her ne kadar bazı evrensel doğrular ve ilkeler bulunsa da, evrensel etik ilkelerin farklı toplumlara uyarlanması yine farklı şekilllerde olmaktadır. Bu nedenle Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan  meslek ahlakı ilkelerinin Türk polisine aynen adapte edilmeye çalışılması, arzu edilen sonuçları doğurmayacağından, yapılması gereken şey, gerek Avrupa ülkelerinde ve gerekse Amerika’da bu alanda yapılan bilimsel çalışma ve uygulamalar da göz ardı edilmeksizin, ama ağırlıklı olarak kendi sosyal ve kültürel yapımız ve değerlerimiz dikkate alınarak Türk Polisine yönelik yeni bir meslek ahlakı çalışması daha isabetli olacaktır. Zira farklı toplumların ahlak anlayışlarının  oluşumunda  her  toplumun din ve inanç sistemlerinin önemli bir etkisi olduğu muhakkaktır (Kırış, 2003)


Bütün bu bilgiler ışığında görülen o ki; Emniyet Teşkilatı, kısa, orta ve uzun vadeli etik projeleri geliştirmeli ve bu projeleri sırasıyla hayata geçirmelidir. Etik projeleri kapsamında yapılması öngörülen çalışmaları şu şekilde sıralamaktayız:





Etik Projesi Kapsamında Eğitim Çalışmaları


  1. 1.Polis Akademisi, Koleji ve PMYO’da etik dersleri verilmelidir.

  2. 2.Güvenlik Bilimleri Fakültesinde etik kulübü oluşturulmalıdır.

  3. 3.Güvenlik Bilimleri Enstitüsünde etikle ilgili yüksek lisans ve akademik çalışmalar yapılmalıdır.

  4. 4.Polis Akademisinde etikle ilgili konferans, sempozyum, panel vb. Etkinlikler düzenlenmelidir.




Etik Projesi Kapsamında EGM Bünyesindeki Çalışmalar


  1. 1.EGM ve Taşra teşkilatlarında etik ilkeler belirlenerek tüm güvenlik teşkilatları arasında etik standartizasyonu sağlanmalıdır.

  2. 2.Teşkilat mensuplarını etik dışı davranışlara iten nedenleri anket çalışmaları ile tespit ederek sorunun kaynağına inmeli ve daha sağlıklı çözüm yolları bulunmalıdır.


Hazırlayan; Bekir Peker, Mustafa Karabal ve Musa KARAKAYA

Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin