Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə62/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   980
NAKŞİDİL SULTAN

40

41

NALÇACI TEKKESİ

NAKŞİDİL SULTAN

(l 766?, ? - 22 Ağustos 1817, istanbul) I. Abdülhamid'in (hd 1774-1789) kadını, II. Mahmud'un (hd 1808-1839) annesidir. "Nakşî Kadın", "Nakşıdil Valide Sultan" olarak da bilinir. Osmanlı sarayına gelmezden önceki adının Marthe Aimee Dubuc de Rivery olduğu ileri sürülmüştür.

Adı etrafında bir dizi efsane ve serüven üretilen Nakşidil'in saraya nereden geldiği ve kimliği konusunda kesin bir bilgi yoktur. Gürcü asıllı olabileceği gibi, Cezayirli korsanlara tutsak düştükten sonra Cezayir Beylerbeyi Mehmed Paşa tarafından I. Abdülhamid'e sunulmuş bir Fransız kızı olması da muhtemeldir. Kadınlara düşkünlüğü ile tanınan I. Abdülhamid'den(->) 1785'te II. Mahmud'u(->) doğuran Nakşidil Kadın, I. Abdülhamid'in 1789'da ölmesi üzerine Eski Saray'a gönderildi. Burada 19 yıl kaldı. Oğlu II. Mahmud'un 1808'de tahta çıkışı ile "mehd-i ulyâ-yı saltanat" (valide sultan) sanını aldı ve 6 Temmuz 1808' de geleneksel valide alayı ile Topkapı Sa-rayı'na geldi. Tarih-i Şânizade'de Nakşidil'in bu dönüşü anlatılırken "Valide-i ci-han-bâni hazretleri ber-mûcib-i resm ü kanun Saray-ı Atik'da müretteb ve muhteşem alây-ı ferih-nümûneleriyle gerdûne-süvâr-ı hareket olarak bâb-ı hümâyûnu sebkat buyurduklarında teşrif-i kudûm-i meymenetlerine muntazır olan padişâh-ı salâh-haslet has furun önüne kadar istikbâl ve ol mahalde şükrâne-i ni'met-i visal ve temennây-ı resm-i istikbâli ikmâl buyurdular" denmektedir. Bu, Osmanlı tarihinde sonuncu valide olayıdır.

II. Mahmud üzerinde etkili olduğu sanılan Nakşidil'in, Osmanlı hanedanının Topkapı Sarayı'm boşaltıp Beşiktaş Sara-yı'na taşınmasını sağladığı tahmin edilmektedir. Bu olay gerek hanedan yaşayışının ve saray geleneklerinin gerekse istanbul yaşamının değişmesinde önemli bir adım olmuştur.

Valide sultanlığı 1817'ye değin 9 yıl süren Nakşidil'in, II. Mahmud'u Batılılaşmaya teşvik ettiği, padişahın birçok yeniliği, annesinin tavsiyelerine uyarak gündeme getirdiği ileri sürülür. Topkapı Sarayı'nda-ki Kafes Kasrı'nda iken annesinden uzak kalan II. Mahmud'un, tahta çıktığı ilk günlerde eski tarz giyimli ve sakallı iken annesiyle bir araya geldikten sonra Avrupa hükümdarlarına öykünmeye başlaması Nakşidil'in etkisine bağlanır.

Nakşidil'in hastalanması ve ölümü ile ilgili bilgiler Tarih-i Şânizade'de bulunmaktadır. Bir tür bayılma rahatsızlığı olan valide sultan, dönemin hekimbaşısı Me-sud Efendi ile iki Rum hekim tarafından tertip edilen ilaçlarla tedaviye çalışılmış, ancak art arda ve giderek sıklaşan bayılmaları önlenemediği gibi solunum güçlüğü de başlamıştı. Bu halde iken bir gün yemek yediği sırada cariyeleri arasındaki ani bir kavga yüzünden heyecanlandı ve ağzındaki lokmayı yutamayarak öldü. Beceriksiz ve esasen hekimlikle hiçbir ilgisi bulunmayan Mesud Efendi derhal azledilerek yerine Mustafa Behçet Efen-

di(-») hekimbaşı atandı. Nakşidil'in ölümünün veremden olduğu, hastalığı ilerleyince hava değişimi için' Çamlıca'da Gümrükçü Osman Ağa Köşkü'ne götürüldüğü, umutsuz durumda Beşiktaş Sarayı'na getirildiği ve burada öldüğü de kaynaklara geçmiştir.

Cenaze alayı ile Fatih Camii'ne götürülen Nakşidil, burada yaptırdığı türbesine gömüldü. Aynı türbeye ve dışına sonraki yıllarda ölen I. Abdülhamid'in kızlarından Ayşe Dürrüşşehvar (1826), II. Mahmud'un kadınlarından Zernigâr (1830), Zeynifelek (1841), kızlarından Fatma Sultan (1825), Mihrimah Sultan (1838), Münire Sultan (1825), Fatma Sultan (1830), Abdülme-cid'in ikballerinden Ceylanyâr (1855) gömülmüşlerdir.

Nakşidil'in soylu bir Fransız olduğuna ilişkin savlar ve söylentiler, ilkin II. Mahmud'un tahta çıktığı 1808'de İngiltere'de yayımlanan gazetelerde yer aldı. Daha sonra Fransa'da da merak uyandıran bir öyküye dönüştü. Bu uydurma ve hayallerle süslü öykünün özeti şudur: Martinique' de yerleşmiş Normandiya asıllı soylu Du-bucq de Rivery ailesinin kızı olan Aimee, 1763'te doğdu ve mutlu bir çocukluk-gençlik dönemi geçirdi. En yakın arkadaşı kuzeni Josephine Rose Tacher de la Pa-gerie idi. Bir gün bir falcı bunlara her ikisinin de dünyaca ünlü birer erkekle evleneceklerini söyledi. Aimee'ye ise korsanlara esir düşeceğini, götürüleceği sarayda doğuracağı çocuğun ünlü bir hükümdar olacağını da ilave etti. Aimee 1776'da Nan-tes'a gelip bir manastıra girdi ve 8 yıl eğitim gördü. 1784'te Martinique'e dönüşünde bindiği gemi, Gaskonya Körfezi'nde fırtınaya yakalanarak batmakta iken yolcuları bir ispanyol gemisi kurtardı. Fakat bu gemi de Palma açıklarında Cezayir korsanlarının tuzağına düştü. Tutsaklar arasında Cezayir'e götürülen Aimee'yi güzelliği kurtardı ve Cezayir dayısı onu Osmanlı padişahı I. Abdülhamid'e gönderdi. Josephine ise Fransa'da ilkin Beauhar-nais adlı bir soylu ile evlenip ondan ayrıldıktan sonra Napoleon Bonaparte ile ikinci evliliğini yaptı.

I. Abdülhamid'in gözdeleri arasında yer alan Aimee, Mahmud'u doğurarak "kadın efendi'liğe yükseldi.

Bu hayal ürünü öykü, 18ö7'de, Nakşidil'in torunu Abdülaziz'in Napoleon Bonaparte'ın üvey torunu III. Napoleon'un davetlisi olarak Fransa'ya yaptığı gezide bir kez daha tazelendi ve iki hükümdarın kardeş torunu oldukları kuruntusuna herkesin inanması arzu edildi. Konunun İstanbul'a da yansıması ve halk arasında konuşulması bundan sonradır. 18ö9'da ise Aimee Dubucq'ün eniştesi Marle, İstanbul'a kadar gelip Fransa Elçiliği'ne yazılı bir başvuruda bulunarak bilinen öyküyü yineledi. Kurnaz enişte, savı tutarsa büyük bir mirasa konacağını ummaktaydı. Oysa elçilik, bu başvuru belgesini önemsemeyerek arşive kaldırdı. Çünkü her şey bir yana 1778 doğumlu olan Aimee'nin 1785 doğumlu II. Mahmud'un annesi olması olanaksızdı.

Alberic Chuet ise 1931'de Hlustratiori da yayımlanan yazısı ile konuya, bilimsel bir araştırmaya dayalı açıklıklar getirdi. Gerçek bir şahsiyet olan Aimee'nin 1784'te değil, 1790'da (II. Mahmud'un doğumundan 5 yıl sonra) bir deniz yolculuğa faciasında kaybolduğunu kanıtladı.

Diğer yandan, Osmanlı haremine aşırı merak besleyen Batılı yazarlar, edinebildikleri bilgi kırıntılarını zengin hayallerle süsleyerek öykünün birçok versiyonunu kaleme aldılar. Nakşidil'i, III. Selimin eşi veya onunla gizli bir aşk yaşamış gösterenler dahi oldu. Birisi onu, merhametli kızlarağasının yardımı ile sevgilisiyle buluştururken bir başkası 1846'da öldüğünü, bir diğeri ise resmen Müslümanlığı kabul etmiş gözükmekle birlikte Katolik inancını koruduğunu, hattâ oğlu II. Mah-mud'a bu inancım açıkladığını, padişahın da annesi için Beyoğlu'ndaki Antoine Ma-nastırı'ndan Başrahib Pere Chysostome'u gizlice saraya getirtip Nakşidil'i onunla baş başa bıraktığını yazdılar. 1864'te Sydney Daney tarafından kaleme alınan Martini-que Taribi'nde de Aimee efsanesine yer verildi. Michel de Grece'nin Nakşidil'in bu uydurma öyküsünü konu alan Saraydaki Gece romanı da Jack Smight tarafından Gözde adlı sinema filminde işlendi.



Bibi. Tarih-i Şânizade, I, 34, II, 344-345; Hızır îlyas Efendi, Vekayi-i Letaif-i Enderun, İst., 1276; Ahmed Refik, "Mahmud-i Saninin Validesi", TOEM, S. 86 (1341), s. 217-224; F. N. Uzluk, Hekimbaşı Mustafa Behçet, Ankara, ty, s. 23-25; M. S. "İkinci Mahmud'un Annesi Nakşidil Valide Sultan Fransız Değildir", Resimli Tarih Mecmuası, S. 65 (Mayıs 1955), s. 3816-3819; Uluçay, Padişahların Kadınları, 107-108; G. Oransay, Osmanlı Devletinde Kim Kimdi-Osman Oğullan, I, Ankara, 1969, s. 237; O. Çalışlar, "Nakşidil Sultan'm Çözülemeyen Sırrı", Cumhuriyet Dergi, S. 429 (12 Haziran 1994), s. 2-4; A. L. Croutier, Harem, İst., 1990, s. 55, 106, 117 vd.

NECDET SAKAOGLU




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin