SARAFİM KIRAATHANESİ
Beyazıt'ta Okçularbaşı Caddesi üzerinde bulunan ve 1857'den 1920'lere kadar faaliyet gösteren ünlü kıraathane.
Bulunduğu yerden dolayı Okçularbaşı
Kahvehanesi, dar kenarlı bir mimari alanı olduğu için Uzun Kahve de denilmiştir. Ancak sahibi Ermeni asıllı Sarafim Efen-di'den dolayı daha çok Sarafim Kıraathanesi olarak anılagelmiştir.
Bayezid Camii naziresinin güney köşesinde yer alan Mustafa Reşid Paşa Türbe-si'nin(-0 karşısında, no. 33'te bulunan Sarafim Kıraathanesi, ilk zamanlar daire müdürlerinin ve açığa alınmış eski devlet memurlarının devam ettiği bir kahvehane konumundaydı. Başlangıçta Takvim-i Veka-yi(r*) ve Ceride-i Havadis (->) gazeteleri okuma ihtiyacı duyan müşterilere sunulmuş, daha sonra Tercüman-ı Ahvali), Tasvir-iEfkâr (,-*'), Mecmua-iFünun(.-*), Mir'at gibi gazete ve dergilerle yeni çıkan risale ve kitaplar da bulundurulmuştur. O yıllarda süreli yayınların eski sayılarını koleksiyon halinde muhafaza eden halka açık yerler bulunmadığı için Sarafim Kıraathanesi, gerçek anlamda bir okuma salonu, hattâ halk kütüphanesi işlevi görüyordu.
Kıraathanenin bu işlevine bir süre sonra merkezden taşraya, taşradan merkeze gazete, dergi, risale ve kitap dağıtımı da eklenmiştir. 19. yy'm sonlarında İstanbul'un risale satışı ile de ün kazanmış olan tömbekicilerinden Çemberlitaş'taki Celil Ağa ile Bahçekapı'daki Hasan Ağa, Sarafim Kıraathanesi de bu işi yapmaya başlayınca eski önemini yitirmişti.
Süreli yayınlar ve kitaplar cilt, tarih ve sıra numarası verilerek saklandığı için aranılan her şeyin kolayca bulunması, merkez ve taşra yayınlarını izleyenlere kolaylık sağlanması sonucu bu kıraathaneye oldukça seçkin kişiler de devam etmiştir. Diğer kahve ve kıraathanelerde 15 ya da 20 paraya satılan bir fincan kahve, sunulan diğer hizmetler yüzünden, burada 40 paradan satılırdı.
Sarafim Kıraathanesinin, müdavimlerine, ciddiyeti, ağırbaşlılığı telkin eden bir havası vardı. Masalarda oturuştan, konuşma tarzına ve giyim kuşama varıncaya kadar belli bir düzen söz konusuydu.
Bir dönemde buraya devam edenler arasında Yeni Osmanlılar grubundan Namık Kemal(->), Ebüzziya Tevfik(->) ve Ayetullah Bey gibi aydınlarla, dönemin askeri ve mülki erkânından Vidinli Tevfik Paşa, Süleyman Paşa, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Maarif Nazırı Yusuf Paşa, Sadul-lah Paşa; Ceride-i Askeriye 'nin yazarlarından Kolağası Hacı Raşid Efendi, Kırımlı Doktor Aziz Bey gibi bürokratlarla Hersek-li Arif Hikmet ve Leskofçalı Galib gibi son Divan şairleri yer alırdı. Sarafim Kıraatha-nesi'nin diğer edebiyatçı müdavimleri arasında Abdülhalim Memduh, Muallim Naci, Ahmed Rasim(-»), Halit Ziya Uşaklıgil(->), Faik Esad(->), Müstecâbizade İsmet ilk akla gelenlerdendi. Edebi sohbetler, yeni yazılan şiirlerden örnekler sunulması, günler hattâ haftalar süren yarı ciddi tartışmalar buranın hizmet, devam edenler ve ortam bakımından benzerlerinden ayrılmasına, hattâ tek kalmasına sebep olmuştur.
Sarafim Kıraathanesi'ne devam eden, yazı ve kitaplarında burayla ilgili gözlem
ve anılarına yer veren yazarlardan Ebüzziya Tevfik, Ahmed Rasim, Halid Ziya Uşaklıgil ile buranın çöküş dönemindeki durumunu da gören Ahmet Süheyl Ün-ver(->), yazdıklarıyla önemli tespitlerde bulunmuşlar, bugün için bilinenlere kaynaklık etmişlerdir.
Sarafim Kıraathanesi de İstanbul'un diğer kahvehane ve kıraathanelerinde olduğu gibi ramazan aylarında özel programlar uygulardı. Eğlenceler, kıraathanenin alışılagelmiş ciddiyetiyle uyumlu olarak sahura kadar devam eder; fasıl heyetleri, Karagöz ve meddah gösterileri gecelere renk katardı. Ramazanın bir özelliği de kahve fiyatının iki katına çıkmasıydı. Böylece kıraathanenin ek masrafları karşılandığı gibi gelecek olan müşterilerin kalitesi de kontrol altında tutulurdu.
Ramazanlarda Sarafim Kıraathanesi, müdavimler arasında piyango çekilişi de yapar ve bu yolla devamlı müşterilerine hem kahveyi daha ucuz satar hem de kitap ya da gazete, dergi aboneliği gibi ikramiyelerle basın dünyasına katkıda bulunurdu.
Sarafim Kıraathanesi, Mütareke yıllarında da açık olmakla birlikte eski özellik ve işlevlerini yitirmişti. Bu dönemde kıraathaneye giden S. Ünver, salon duvarlarına dizilmiş olan kitap dolaplarının boş olduğunu yazmıştır. Sahibinin ölümüyle bağlantılı olarak yıllardan beri özenle biriktirilip ciltletilen gazete ve dergi koleksiyonlarıyla kitaplar büyük bir olasılıkla toptan satılmış olmalıdır.
Bibi. Ebüzziya Tevfik, "Kahvehaneler", Mecmua-i Ebüzziya, S. 129-131 (21 Muharrem 1330-5 Şafer 1330); ay, Yeni Osmanlılar Tarihi, II, ist., 1973; H. Z. Uşaklıgil, Kırk Yıl, İst., 1969; S. Birsel, Kahveler Kitabı, ist., 1975, s. 243-254; A. S. Ünver, "Yayın Hayatımızda Önemli Yeri Olan Sarafim Kıraathanesi", Belleten, S. 170 (Nisan 1979), s. 481-489; Ahmed Rasim, Matbuat Hatıralarından Muharrir, Şair, Edib, (haz. K. Yetiş), İst., 1980, s. 43, 48-49, 81, 163, 169-170.
M. SABRİ KOZ
Dostları ilə paylaş: |