İ Ç İ ndek I l e r cilt I ab müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı



Yüklə 7,49 Mb.
səhifə23/171
tarix29.07.2018
ölçüsü7,49 Mb.
#62091
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   171

4.8.3.Bitki Sağlığı


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

AB üye ülkeleri arasında Bitki Sağlık Sertifikası yerine Bitki Pasaportu uygulanmaktadır ve bu uygulama, üretim yerinde kontrol esasına dayalıdır. Ancak üçüncü ülkelerle olan ticarette Bitki Sağlık Sertifikası geçerlidir. Türkiye’de Bitki Pasaportu uygulaması mevcut değildir. Bu uygulamanın yürürlüğe konabilmesi için gerekli olan üreticilerin (tohum ve bitkisel üretim materyali üretenler hariç) kayıt altına alınması konusunda bir uygulama halihazırda mevcut değildir.

AB sınırları dahilinde özellikle patates ve turunçgil üreticileri, depoları ve dağıtım merkezleri kayıt altındadır ve sürekli kontrol edilmektedir. AB'ye üçüncü ülkelerden gelen bitki ve bitkisel ürünler ilk giriş kapısında kontrol edilir ve alıcı ülkeye gider. Bu nedenle her üye ülke karantina laboratuarlarını standartlara göre kurmak zorundadır.



b) AB Müktesebatı

İlgili AB mevzuat listesi Cilt II’de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Türkiye’de bitki sağlığı ile ilgili konularda Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına bağlı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü yetkilidir. Bitki karantinası, bitki sağlığı uygulamaları ve kontrol hizmetleri adı geçen Genel Müdürlük tarafından yürütülmektedir.

d) Nihai hedef

Bitki hastalıkları ile mücadeleye ilişkin mevzuat uyumlaştırılması önceliği oluşturacak şekilde, Topluluğun bitki sağlığı sistemine uyum sağlanması öngörülmektedir. Ayrıca, Topluluk müktesebatında ortaya çıkan gelişmeler sürekli izlenecek ve uyum için gerekli önlemler alınacaktır.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Türk mevzuatının bitki sağlığı ile ilgili bölümleri önemli ölçüde Topluluk mevzuatı ile uyumludur. Konuya ilişkin AB yasal düzenlemeleri 77/93/EEC sayılı Konsey direktifi esas alınarak gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de ise 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu temel alınmaktadır. Ülkeye bitki ve bitkisel ürünlerin girişiyle ilgili Zirai Karantina Tüzüğü ve 1991 yılında yürürlüğe giren Zirai Karantina Yönetmeliği temel prensipler yönünden AB mevzuatı ile uyum içindedir. Özellikle, Zirai Karantina Yönetmeliği esaslar ve şekil olarak AB karantina yönetmeliği temel alınarak hazırlanmıştır. Bitki ve bitkisel ürünlerin dünyada dolaşımında kullanılan Bitki Sağlık Sertifikası standartlara uygun olarak aynıdır.

b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

Kısa vade

Patates Bakteriyel Kahverengi Çürüklük Hastalığı etmeni Ralstonia solanacearum’un kontrol altına alınmasıyla ilgili yasal düzenleme yapılması öngörülmektedir. Patates ve domateste önemli hastalıklarından biri olan R.solanacearumun durumu, izlenmesi ve kontrol altına alınmasıyla ilgili hususları içerecek olan bir yönetmeliğin hazırlanması hedeflenmektedir. Zira bu konu AB içinde mecburi tutulmaktadır (98/57/EC sayılı Konsey Direktifi).

Patates Halkalı Çürüklük Hastalığı etmeni Clavibacter michiganensis subsp. sepedonicus ile ilgili izleme ve kontrolü (93/85 sayılı Konsey Direktifi), Patates Kanseri Hastalığı etmeni Synchytrium endobioticum’un izlenmesi ve kontrolü (69/464/EEC sayılı Konsey Direktifi) ve Patates Kist Nematodları Globodera rostochiensisve G.Pallida’nın izlenmesi ve kontrolü ile ilgili (69/465/EEC sayılı Konsey Direktifi) düzenlemelerin yapılması öngörülmektedir.

İthal edilen bitki veya bitkisel ürünlerin kontrolü sonucunda şartlara uygun olmaması ya da zararlı bir organizmanın bulaşması durumunda gönderici ülkenin haberdar edilmesiyle ilgili bir yasal düzenlemeye gereksinim vardır ve bu uygulama mecburidir (94/3/EC sayılı Komisyon Direktifi). Mevcut Zirai Karantina Yönetmeliğine eklenecek bir madde ile konu çözüme ulaştırılacaktır.



Orta Vade

AB üye ülkeleri arasında bitki, bitkisel ürün ve diğer maddelerin dolaşımında bitki pasaportu uygulaması mevcuttur. Bu uygulama mecburi olup, gerekli alt yapı ve yasal düzenleme orta vadede gerçekleştirilecektir (92/105/EEC sayılı Komisyon Direktifi).

AB tarafından önem verilen patates ve turunçgil üreticilerinin (tohumluk üretim dışında), bu ürünleri depolayan ve dağıtımını yapan kişi ya da kuruluşların kayıt altına alınması ve bitki sağlığı yönünden kontrol altında tutulması (93/50/EEC sayılı Komisyon Direktifi) hususlarında, İl Müdürlükleri AB standartları esas alınarak bu tür yerleri kayıt altına alacak ve gerekli kontrolleri yapacaktır. Böylece, ürünlerin AB standartlarına uygun olması sağlanacaktır. Gerekli yasal düzenlemenin 2003 yılı sonuna kadar yapılması öngörülmektedir. Türkiye’de şu anda üretici kayıt sistemi mevcut olmadığı için konuyla ilgili düzenlemeler orta vadede gerçekleştirilecektir.

AB’de bitkisel üretim materyali dahil ithalat için önceden izin alınması gerekmemekte, ithal edilen ürün giriş kapısında kontrol edilip girmesine izin verilmektedir. Türkiye’de ise sadece bitkisel üretim materyali ithalatında önceden Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izin alınması gerekmektedir. Bu iznin kaldırılabilmesi için 6968 sayılı Kanun ve Zirai Karantina Tüzüğünde değişiklik yapılması önem arz etmektedir.



c) Gerekli kurumsal düzenlemeler

Türkiye’de bitki sağlığı uygulamaları konusunda Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü sorumludur. Adı geçen Genel Müdürlük bünyesinde bitki sağlığı hizmetlerinin yanı sıra hayvan sağlığı, su ürünleri kontrolü, pestisit ruhsat hizmetleri ve gıda kontrol hizmetleri gibi birimler de bulunmaktadır. Bitki sağlığı ile ilgili uygulamaların daha sağlıklı ve organize bir şekilde yürütülebilmesi ve daha üst seviyede temsil edilebilmesi amacıyla Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğünün kurulması ve bunun taşra teşkilatı ile doğrudan uzantısının olması gerekmektedir.

d) Gerekli yatırımlar

Karantina hizmetlerini yürüten Zirai Karantina Müdürlüklerinin AB standartlarına getirilmesi önem arz etmektedir. Türkiye’nin en önemli tarımsal ürün giriş kapıları olan İstanbul, İzmir ve İçel’de bulunan Zirai Karantina Müdürlükleri bünyesinde bitki sağlığı laboratuarlarının kurulması, söz konusu laboratuarlarda gerekli testleri yapacak eğitim görmüş eleman, teçhizat, depo, kapalı karantina alanlarının bulunması ve üye ülkeler dahil hızlı haberleşme sisteminin kurulması öngörülmektedir (98/22/EC sayılı Komisyon Direktifi).

Söz konusu üç Zirai Karantina Müdürlüğü bünyesinde tesis edilecek laboratuarların kurulması için laboratuar binası, karantina deposu, sera, laboratuar cihaz ve kimyasal maddeleri ve haberleşme sistemi için 584,000 Doların yeterli olacağı düşünülmektedir. Laboratuarlarda çalışması planlanan 15 teknik eleman (mikoloji, bakteriyoloji, viroloji, nematoloji ve entomoloji) ve bunların yanısıra 9 yardımcı personelin standart test yöntemlerini uygulamaları konusundaki eğitimleri Zirai Mücadele Araştırma Enstitüleri tarafından sağlanacaktır.



e) Yeni düzenlemelerin uygulanabilmesi için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

Zirai Karantina prensiplerinin AB’ye uyumu ve uygulamalar konusunda AB Bitki Sağlığı Dairesinden bir uzmanın Türkiye’ye gelerek uygulamaları yerinde görmesi ve seminer vermesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

III. Takvim

Takvime ilişkin olarak “Türk Mevzuatında Yapılması Gereken Değişiklik ve Yenilikler” başlığı altında bilgi verilmektedir.

IV. Finansman

Türkiye’de varlığı yeni tespit edilen önemli karantina organizmalarının yayılmasını engellemek amacıyla gerekli önlemleri almak için finansman desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, karantinaya yönelik eradikasyon uygulamalarında imha edilecek ürünün parasının ödenmesi uygulamanın başarısını artıracaktır. Bu nedenle her yıl bütçeye belirli bir miktar ödenek koyulmalıdır.

4.8.4.Hayvan Sağlığı


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

Türkiye’de hayvan sağlığına yönelik hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde yer alan Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce her il ve ilçede bulunan İl ve İlçe Müdürlükleri, 10 adet Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü, 6 adet Tahaffuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlüğü ile İl Kontrol Laboratuar Müdürlükleri vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu hizmetlerin temel dayanağını 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu (HSZK) ve bu Kanuna bağlı olarak çıkarılan yönetmelik, talimat ve tebliğler oluşturmaktadır.

3285 sayılı HSZK’ya göre 25 adet hastalığın ihbarı mecburidir. Bu hastalıklardan şap, brucella, koyun-keçi çiçek, koyun-keçi vebası, kuduz ve tüberküloz mücadelede öncelik taşıyan hastalıklardır. Hayvan hastalıkları ile mücadelede; aşılama, karantina, hayvan hareketlerinin kontrolü, kordon, itlaf, kesim takip ve izleme gibi kontrol metotları uygulanmaktadır.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Elazığ, Erzurum, Adana ve Samsun illerinde bulunan Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri ile Ankara’da bulunan Şap Enstitüsü ve Manisa’da bulunan Manisa Tavuk Hastalıkları Araştırma ve Aşı Üretim Enstitüsü Müdürlüğü tarafından hayvan hastalıklarına yönelik teşhis hizmetleri ile aşı, serum ve biyolojik madde üretim ve kontrolleri yapılmakta ve araştırma hizmetleri yürütülmektedir. Yine hayvansal menşeli gıdalara yönelik bir kısım analizler ile kalıntı kontrol analizleri bu enstitüler tarafından yapılmaktadır. Enstitülerde yapılan teşhis hizmetine ilaveten İl Kontrol Laboratuarının sekizinde de hayvan hastalıklarının teşhisine yönelik hizmet verilmektedir. Enstitülerde alet-ekipman ve personel yönünden eksiklikler bulunmaktadır.

Hayvan hastalıklarının önlenebilmesi ve halk sağlığının korunabilmesini teminen tüm canlı hayvan ve hayvansal ürün nakillerinde menşe belgesi düzenlenmesi ve bu belgenin veteriner hekim kontrolleri yapılarak sağlık raporuna çevrilmesi zorunludur. Canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ihracat, ithalat ve transit geçişlerinde kontroller Bakanlık İl, İlçe ve Tahaffuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlüklerince 3285 sayılı HSZK hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.

Canlı hayvan ve hayvansal ürünler için uluslararası ihracat sağlık sertifikaları Bakanlık İl Müdürlüklerinde görevli yetkili veteriner hekimlerce düzenlenmektedir.

AB’ye üçüncü ülkelerden ithal edilen canlı hayvan ve hayvansal ürünler veteriner kontrol noktalarında kontrol edilmekte, sağlık yönünden uygun bulunmaları durumunda ithal edilmektedirler. Bu sebeple, her üye ülke karantina tesis ve laboratuarlarını mevcut standartlara göre kurmak ve çalıştırmak zorundadır.

Mevcut Tahaffuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlükleri karantina imkan ve tesisleri yönünden AB sınır veteriner kontrol noktalarından oldukça geride bulunmakta olup, bunların bazı temel analiz işlemlerini yapabilecek laboratuar imkanları da bulunmamaktadır. Söz konusu tesislerin AB standartlarına ulaştırılması ve sınırlarımızın uygun noktalarında yenilerinin tesis edilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.

3285 sayılı HSZK gereğince belirlenen ihbarı mecburi hayvan hastalıklarının yabancı ülkelerde çıkması durumunda, insan ve hayvan sağlığını korumak maksadıyla söz konusu ülkelerden bulaşmaya vasıta olabilecek canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin Türkiye’ye ithalatı yasaklanmaktadır.

Canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ithalat sağlık şartları Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE) kuralları ve AB mevzuatı çerçevesinde belirlenmektedir. Canlı hayvan ve hayvansal ürünler için ihracatta Uluslararası Veteriner Sağlık Sertifikaları AB normlarında yeniden hazırlanmaktadır. Bu çerçevede, AB’ye at ihracatı sağlık sertifikalarının hazırlıkları tamamlanmış ve uygulamaya konulmuştur.

Salgın nitelikli bazı hastalıklar (özellikle şap hastalığı) için acil eylem planı bulunmakla birlikte bunun dışındaki diğer hastalıklar için de acil eylem planlarının devreye sokulması planlanmaktadır.

Türkiye’deki hayvan sağlığının takibini sağlayan bir bilgi-veri toplama sistemi mevcuttur. Bu sistem Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesindeki kuruluşlar arasında (Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, İl ve İlçe Müdürlükleri, Enstitüler, Laboratuarlar ve Tahaffuzhane ve Gümrük Müdürleri vb.) faks, yazışma ve telefon ile sağlanmaktadır. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü bünyesinde bir bilgisayar sistemi bulunmakta, bu sistem ile yurtdışı bağlantılar da sağlanmaktadır. Daha sağlıklı bir veri toplama sistemini oluşturmak için bu sistemin hayvan sağlığı ile ilgili tüm birimleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Türkiye’deki hayvancılık ile ilgili hizmetlerin daha etkin ve verimli yürütülebilmesini teminen hayvanların kayıt altına alınmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. AB mevzuatına uygun olarak yönetmeliği çıkarılmış ve bir kısım hayvanlar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve üretici birlikleri tarafından kayıt altına alınmış olmakla birlikte, bu konudaki çalışmalar henüz çok yeni ve yetersiz düzeydedir. Büyükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması için veri tabanının oluşturulması bu amaçla bilgisayar alınması, veri programı hazırlanması ve kullanıcılara eğitim verilmesi gerekmektedir. Yine aynı amaçla, hayvan nakli yapan araçların taşıması gereken asgari, teknik ve hijyenik şartlar ile ruhsatlandırılması hakkındaki yönetmeliğe ilişkin çalışmalar gerçekleştirilmiş olup, yönetmeliğin en kısa süre zarfında Resmi Gazetede yayımlanarak uygulanması öngörülmektedir. Hayvan park ve pazarları ise Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca yayımlanmış olan tebliğ çerçevesinde ruhsatlandırılmaya başlanmıştır.

Hayvan sağlığı hizmetlerine yönelik olarak kurulmuş özel veteriner hekim klinikleri, hastaneleri, laboratuarları vb. gibi kuruluşlar 3285 sayılı HSZK’ya bağlı olarak çıkarılmış yönetmelikler kapsamında, hayvan kesim yerleri, mezbahalar ile parçalama, soğuk depo, et ürünleri üretim tesisleri yine 3285 sayılı HSZK ve 560 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname kapsamında çıkarılan yönetmeliklere göre Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile İl ve İlçe Müdürlüklerince kontrol edilmektedir.

Damızlık kümes ve kuluçkahanelerde düzenli olarak sağlık kontrol programı uygulanmakta, bu kapsamda şartları iyi olan ve Salmonella ve Mycoplazma yönünden menfi olan işletmelere sertifika verilmektedir.

Türkiye’deki hayvan sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili mevzuat ve enstitü ve laboratuarlarımızda kullanılan metotlar uluslararası kabul görmüş bilimsel kriterlere uygundur. Türkiye, Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi’nin üyesidir ve bu kuruluşun kural ve önerileri takip edilerek uygulamalar bu temelde yapılmaktadır. Bununla birlikte hayvan sağlığı ile ilgili mevzuatın AB mevzuatı ile uyumlu olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. AB’nin ve Türkiye’nin hayvan sağlığı mevzuatının oldukça kapsamlı olmasından dolayı bu konuda detaylı bir çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

b) AB Müktesebatı

İlgili AB mevzuat listesi Cilt II’de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

d) Nihai hedef

Topluluğun veterinerlik mevzuatına uyum sağlanması konusunda bir strateji geliştirilmesi çerçevesinde zoonoz ve salgın hayvan hastalıklarıyla mücadeleye ilişkin düzenlemelerin üstlenilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, Topluluk müktesebatında ortaya çıkan gelişmeler sürekli izlenecek ve uyum için gerekli önlemler alınacaktır.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Hayvan Sağlığı ile ilgili hizmetlerin yürütülmesindeki temel kanun 1986 yılında yürürlüğe giren Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunudur. Bu kanun kapsamında çıkarılmış çok sayıda yönetmelik, talimat ve tebliğ bulunmaktadır.

Bunlar;


  • Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği (1989),

  • Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (1995),

  • Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (1999),

  • Kanatlıların Gumboro Hastalığına Karşı Korunma ve Mücadele Yönetmeliği (1995),

  • Serbest Veteriner Hekimlik Yönetmeliği (1995),

  • Serbest Veteriner Hekimlerin Salgın Hastalıklar Mücadelesinde İstihdamı Hakkında Yönetmelik (1995),

  • Kırmızı Et ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Kuruluş, Açılış, Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik (2000)

  • Kanatlı Hayvan Eti ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Kuruluş, Açılış, Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik (1996)

  • Veteriner Hekim Uzmanlık Yönetmeliği (1995),

  • Özel Veteriner Laboratuarları Yönetmeliği (1999),

  • Kuluçkahane ve Damızlık İşletmelerin Sağlık Kontrol Yönetmeliği (1998),

  • Kuluçkahane ve Damızlık İşletmeleri Yönetmeliği (2000),

  • Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliğinin Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (1998)

  • Hayvan Hastanelerinin Kuruluş, Açılış, Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

  • Hayvan Pazarlarının Ruhsatlandırma ve Denetleme Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ (2000),

  • Bazı Veteriner Sağlık Ürünlerinin İthalatında Uyulacak Esaslar Hakkında Tebliğ (1998),

  • 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun 4 üncü Maddesine göre Tespit Edilen İhbarı Mecburi Hastalıklar Hakkında Tebliğ (1998),

  • Bazı Veteriner Sağlık Ürünlerinin İthalatında Uyulacak Esaslar Hakkındaki Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (1998),

  • Sığır Tüberkülozu Mücadele Talimatnamesi (1978),

  • Brucellozis Mücadele Talimatnamesi (1990),

  • Ruam Mücadele Talimatnamesi (1977),

  • Newcastle Mücadele Talimatnamesi (1980),

  • Veteriner Kontrol, Araştırma ve Üretim Kuruluşları Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Hakkında Talimat (1995),

  • Damızlık, kasaplık ve besilik canlı hayvan ithali için gerekli karantina şartları ile ilgili Tebliğ (1996),

  • Kasaplık ve besilik sığırlar ile koyun keçi ithalatına ilişkin Tebliğ (96/4) (1996),

  • Sığır, koyun ve keçi etlerinin ithaline ilişkin Tebliğ (96/5) (1996),

  • Kasaplık Canlı Tavuk, Tavuk eti, Sakatatı ve Yumurtalarının İthalatında Kontrol Belgesi Düzenlenmesi için Gerekli Şartlar Hakkında Tebliğ (2000/3) (2000),

  • Damızlık Harici Canlı Hayvanlar ile Hayvan Maddelerinin İthalatında Kontrol Belgesi Düzenlenmesi İçin Aranacak Belgeler Hakkında Tebliğ (2000/32) (2000),

  • Aşı, Serum, Sulandırma Sıvısı ve Biyolojik Madde Gibi Veteriner Sağlık Ürünlerinden Numune Alma Esasları Hakkındaki Tebliğ (2000/44),

  • Ev ve Süs Hayvanları Satış, Barınma ve Eğitim Yerlerinin Kuruluş, Açılış, Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik (2000),

  • Geviş Getiren Büyükbaş Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği (2000).

b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

Türkiye ile Topluluk hayvan sağlığı politikasının muhtemel gelişme eğilimleri de dikkate alınarak hayvan sağlığı politikalarının ve mevzuatın sürekli uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

AB’nin Hayvan Sağlığı ile ilgili mevzuatına karşılık olarak, Türkiye’de Hayvan Sağlığı Hizmetleri 3285 sayılı Kanun ve buna bağlı yönetmelik, talimat ve tebliğler bulunmaktadır. Ancak 3285 sayılı Kanun, AB mevzuatı ile birebir uyumlu değildir. Bu nedenle, hayvan sağlığı hizmetleri ile ilgili mevzuatın AB mevzuatına uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Bazı veteriner sağlık ürünlerinin ithalatında uyulması gereken kuralların tespiti ve standardize edilmesi amacıyla 1998 tarihinde hazırlanan mevzuatla bir düzenleme getirilmiş olup, bu konuda AB’ye uyum çalışmaları devam etmektedir.

Canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin gümrüklerden çekilmesi konusunda sınır kontrol noktalarında denetimi etkin hale getirmek amacıyla Topluluk standartlarına uygun Karantina Laboratuarlarının oluşturulmasına yönelik düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.



c) Gerekli kurumsal düzenlemeler

AB’nin hayvan sağlığı alanında temel hedefi, temelde tüketicinin sağlıklı ve güvenilir beslenmesi ilkesinden yola çıkarak insan ve hayvan sağlığını korumak, buna bağlı olarak da iç ve dış ticaretin iyileştirilmesi ve gerekli yapılanmanın sağlamasıdır. Bu çerçevede oluşturulan Topluluk mevzuatı esas itibarıyla Topluluk içi ticarette veterinerlik kontrollerinin ortadan kalkmasını sağlayacak şekilde üye ülkelerdeki ilgili otoritelerin karşılıklı olarak birbirlerini tanımalarını esas almaktadır.

Bu amaçla Türk mevzuatının merkezden taşraya etkin bir şekilde yürütülebilmesi için yetki paylaşımını ve koordinasyon karmaşasını ortadan kaldıracak Merkezi Veterinerlik otoritesinin kurulması ve bunun taşra teşkilatı ile doğrudan uzantısının olması gerekmektedir.



d) Yeni hukuki düzenlemelerin yürürlüğe girmesine bağlı olarak alınması gereken ek tedbirler

Hali hazırda hayvan sağlığı konusunda bir bilgi toplama sistemi mevcuttur. Bilgi toplama sistemi İl Müdürlükleri ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı arasında faks, yazışma ve telefon ile yapılmaktadır. Kurum içerisinde bilgisayar sistemi bulunmakta, bu sistem ile yurtdışı bağlantılar da sağlanmaktadır. Önümüzdeki dönemde bu sistemin İl Müdürlüklerini de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması gerekmektedir. En kısa sürede tüm uzantıları ile ülke genelinde bir enformasyon ağı oluşturulacak, Toplulukta olduğu üzere, ülke içindeki veteriner otoritelerini (merkezi birim, enstitü, il kontrol laboratuarı, il ve ilçe teşkilatları gümrük veterinerlikler vb.) birbirine bağlayan bir bilgisayar sistemi teşkil edilecektir.

Ulusal kalıntı kontrol programı kapsamında Etlik, Pendik ve Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinin katılımı ile kanatlı etlerinde kalıntı izleme programı halen uygulanmaktadır. Ancak arzu edilen düzeyde bir sonuç alabilmek için personel eğitimi ile alet ve malzeme gibi teknik alt yapının geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

AB mevzuatının gerektirdiği ülke içindeki veteriner otoritelerini birbirine bağlayan bir iç bilgisayar sistemi, bir dış hareket kontrol sistemi (ANIMO) ve bir hayvan hastalıkları belirleme sistemi (ADNS)ne ilişkin alt yapı çalışmalarına devam edilmektedir.

e) Hedef, strateji ve yapılacak uygulamalar

Türkiye’nin hayvancılık sektörü için önemli sorun oluşturan hastalıkların mümkün olabildiğince kısa süre içerisinde kontrol altına alınarak eradike edilmesi hedeflenmektedir. Mücadele hizmetlerinin etkinleştirilerek belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için öncelik taşıyan husus, veteriner servisinin yapısının yeniden düzenlenmesi, hastalıklarla mücadele hizmetlerinde sağlıklı bilgiye en kısa sürede ulaşılmasını teminen bilgisayar sistemine geçilmesi, mücadele hizmetlerinde kullanılmak üzere yetiştiricilerin ve devletin katılımıyla oluşturulan Salgın Hastalıklar Mücadele Fonunun oluşturulması ve personel eğitiminin yapılması öngörülmektedir.

Bu amaçla aşağıdaki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir:



1. Hastalıkların teşhisinde etkinliğin artırılması;

  • Teşhis hizmeti yürüten enstitü ve laboratuarların alet ekipman yönünden güçlendirilmesi,

  • Kalifiye personel ihtiyacının karşılanması,

  • Yeni ve hızlı teşhis teknikleri konusunda personelin eğitimi ve metot birliğinin sağlanması,

  • Sahadaki veteriner hekimlerin teşhis materyali alma ve gönderme konusundaki eğitimi.

2. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele için eylem planlarının geliştirilmesi;

  • Salgın nitelikli hastalıklarla mücadelede mevcut eylem planlarının güçlendirilmesi,

  • Eylem planı olmayan hastalıklar için eylem planlarının geliştirilmesi,

Söz konusu eylem planlarının aşağıdaki unsurları içermesi öngörülmektedir:

  1. Hastalıkların kontrolü ve eradikasyonu için gerekli yetkiyi temin eden yasal temel,

  2. Acil hastalık durumlarında gerekli fonu temin edecek olan finansman,

  3. Acil hastalık durumlarında telekomünikasyonu sağlayacak olan Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi,

  4. Belirli coğrafi alanları kapsayacak ve acil durumlarda harekete geçebilecek olan bölgesel ofisler- Bölgesel Hastalık Kontrol Merkezi,

  5. Hastalık kontrolü alanında eğitilmiş uzman ekip,

  6. Teçhizat,

  7. Acil durumlarda yapılması gerekenlere ilişkin bilgi içeren rehberler,

  8. Teşhis laboratuarları,

  9. Aşı planları,

  10. Acil durumlara karşı her seviyedeki personelin düzenli eğitimi,

  11. Bilginin dağıtımı- Konuyla ilgili kişilerin (veteriner, çiftçi, tüccar vb.) hastalıklara ilişkin bilgi sahibi olmaları ve acil durumlarda yapılması gerekeni bilmeleri

3. Yeterli miktar ve kalitede aşı temini;

  • Mevcut aşı üretim birimlerinin teknolojisinin geliştirilmesi ve kapasitelerinin artırılması,

  • Türkiye’de mevcut bazı hastalıklara karşı üretimi yapılmayan aşıların üretimine başlanılması veya bu aşıların ithalat yolu ile karşılanması,

  • Saha ekibinin artırılarak, eğitim ve ekipman yönünden güçlendirilmesi.

4. Etkili bir koordinasyon sağlanması;

  • Veteriner servisinde merkez ve saha arasında doğrudan iletişimi sağlayacak etkin bir yeniden yapılanmanın oluşturulması,

  • Hayvan sağlığı ile ilgili tüm birimler arasında hızlı ve etkin iletişimi sağlayacak ağın kurulması,

  • Hayvan Sağlığı Danışma Kurulunun etkin çalıştırılması.

5. İzleme Değerlendirme;

  • Türk mevzuatının AB mevzuatına uyumlulaştırılması,

  • Hayvanların kayıt altına alınması,

  • Sınırların, park pazar kurumlarının ve hayvan hareketlerinin kontrolü,

  • Gözetim,

  • Finansman

Hayvan sağlığı hizmetlerinin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için yukarıda belirtilen konularda teknik ve mali yardıma ihtiyaç vardır.

f) Yeni düzenlemelerin uygulanabilmesi için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

AB’de mevcut veteriner uygulamalarıyla ilgili yapılan çalışmaların Türkiye’ye nasıl adapte edilebileceği hususunda mevcut personelin eğitime tabi tutulması gerekmektedir. Bu çerçevede bir eğitim çalışmasına başlanması hedeflenmektedir.

Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinde gerekli ekipman ve buna bağlı olarak tatminkar laboratuar teşhislerini sağlayabilmek için düzenli ve sürekli bir eğitim programına ve mali kaynağa ihtiyaç vardır. Bunların temin edilmesi ile teşhis ve analizler konusunda AB’ye uyum çalışmalarında büyük mesafe kaydedilebilecektir. Bu çerçevede yıllardır sürdürülmekte olan ekipman ve uzman desteği çalışmaları hızlandırılacaktır.



III. Finansman

Mevcut yapı içerisinde güvenli bir sağlık hizmeti sunulabilmesi için gerekli azami gayret sarfedilmekte, ancak mevcut yasal zorunluluklar bile yetersiz bütçe nedeniyle uygulanamamaktadır. Güçlendirilmiş bir bütçe ve yapılanma gereklidir.

Özellikle hayvan hastalıklarıyla mücadele konusunda kamu bütçesinin yetersiz olması nedeniyle AB bünyesinde de yer alan yetiştiricilerin ve devletin katılımıyla oluşturulan Salgın Hastalıklar Mücadele Fonunun oluşturulması büyük önem arz etmektedir. Bu fonun oluşturulması öncelikli hedefler arasındadır.

Enstitü ve laboratuarlardaki teşhis ve üretim hizmetlerinin geliştirilmesi için alet ve ekipman ihtiyacı ile enstitü, laboratuar ve sahada çalışan personele yönelik eğitim hizmetleri için mali desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Gerekli kaynağın tespiti için detaylı çalışma yürütülmekte olup, projelendirme sonucunda belirlenecek finansman ihtiyacı bilahare tespit edilecektir.

4.8.5.Hayvan Kimlik Sistemi


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut Durum

Hayvan kimlik sisteminin teşkili ve hayvan hareketlerinin kontrolü bulaşıcı hastalıkların denetim altına alınması açısından önem arz etmektedir. Hayvan hareketlerinin ve ticaretinin gerçekleşmesi temel olarak hayvan kimlik ve kayıt sisteminin teşkil edilmesine bağlıdır. Düzgün işleyen bir hayvan kimlik ve kayıt sistemi olmaksızın süt ve et ürünleri üreticisi çiftçilerin doğrudan gelir desteği sistemine dahil edilmeleri mümkün olmayacaktır. Söz konusu kimlik ve kayıt sistemi ile hayvanların soy kütükleri oluşturulacak ve üreme değerleri hakkında bilgi toplanabilecektir.

Sistemin oluşturulması için özellikle aşağıda sıralanan unsurlara ilişkin mevzuat hakkında Türk uzmanların bilgilendirilmesi gerekmektedir:



  • Hayvan kimlik ve kayıt sistemi,

  • Kimlik verilerinin kaydedilmesi ve transferi,

  • Hayvan sağlık sertifikaları,

  • Hayvan hareketlerinin denetimine ilişkin sistem,

  • Veterinerlik hizmetlerinin organizasyonu.

Türkiye’de büyükbaş hayvanların bir kısmı yurtiçi sevk raporları alırken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri, Damızlık Süt Yetiştiricileri Birliği ve diğer birlikler (Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Kooperatifler) tarafından kayıt altına alınmıştır. Ayrıca Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca 13.09.1999 tarihinden itibaren hayvan kaçakçılığını önlemek için Van ve Hakkari illerinde bulunan büyükbaş hayvanlar küpelenerek, küçükbaş hayvanların da sayımı yapılarak kayıt altına alınmıştır.

b) AB Müktesebatı

İlgili AB mevzuat listesi Cilt II’de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

d) Nihai hedef

Veterinerlik kontrolünün çiftlik ve hayvan kayıtlarına ulaşabilmesi, hayvan hareketleri kontrol sisteminin kurulması, hayvan kimlik verilerinin kaydedilmesi ve transferini sağlayacak bilgisayar sisteminin kurulması ve uygulamaya geçirilmesi hedeflenmektedir.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Hayvan hastalıklarının ve hayvan hareketlerinin daha etkin kontrolünü sağlamak, ülkesel ya da bölgesel eradikasyon programlarının etkin yürütülmesini desteklemek, aynı zamanda ilgili birimlerce gerekli sağlık ve ıslah kayıtlarının daha düzenli tutulması ve değerlendirilebilmesi amacıyla hayvancılık işletmelerinin belirlenmesi, tescili ile bu işletmelerde bulunan geviş getiren büyükbaş hayvanların tanımlanması, kayıt altına alınması ve işletmeler arası nakillerin takibi amacıyla 4 Haziran 2000 tarih ve 24069 sayılı Resmi Gazetede “Geviş Getiren Büyükbaş Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi” Yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu yönetmelik AB mevzuatı dikkate alınarak hazırlanmıştır.

b) Gerekli yatırımlar

Büyükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması için Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü ve İl Müdürlüklerinde veri tabanı oluşturulması gerekmektedir. Bunun için bilgisayar sistemi oluşturulması, bilgisayar programının hazırlanması ve İl Müdürlüklerine dağıtılması ile kullanıcıların eğitilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu ihtiyaçların karşılanması için merkez ünitede (Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü) veri tabanı ve bilgisayar sisteminin kurulması, program hazırlanması, ihtiyacı olan Bakanlık İl Müdürlüklerinin desteklenmesi, personel eğitimi ve yayım hizmeti için finansmana ihtiyaç vardır.

III. Takvim

Hayvan kimlik sisteminin geliştirilmesi çalışmalarına kısa vadede başlanacak ve orta vadede sonuçlandırılacaktır.

IV. Finansman

Gerekli sistemin kurulması amacıyla bilgisayar, bilgisayar programı, eğitim, yayım ve diğer hususların temini için ilk aşamada 105,000 Dolarlık bir parasal kaynağa ihtiyaç bulunmaktadır. İç yada dış kaynak kullanımı ile sistemin yerleştirilmesi çalışmalarına başlanmıştır.


İhtiyaç

Miktar (Adet)

Birim Tutarı

(Dolar)

Toplam Tutarı (Dolar)

Açıklama

Bilgisayar

2 Adet

2.500

5.000

Merkez Ünite için

Veri tabanı Programı

1 Adet

3.000

3.000

Merkez Ünite için

Program

1 Adet

5.000

5.000

Merkez Ünite ve Bakanlık İl Müdürlükleri için

Bilgisayar

81 Adet

1.100

89.100

Bakanlık il Müdürlükleri için

Eğitim

90 Adam/gün




1.500

Merkez ve Bakanlık İl Müdürlüklerinde görevli personel için

Yayım







2.000




TOPLAM







105.600



4.8.6.Arazi Kayıt Sistemi


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

OTP’ye uyum sürecinin önemli ayaklarından birini oluşturan Çiftçilere Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına geçiş açısından işleyen bir arazi kayıt sisteminin geliştirilmesi önem arz etmektedir.

Tarım sektörünün bütçe harcamalarındaki yükünün azaltılması amacıyla yeni bir tarımsal destekleme aracı olarak 2000 yılında Çiftçilere Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına ilişkin 2000/267 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 1 Mart 2000 tarihinde çıkarılmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca uygulanmakta olan Hedef Çiftçilere Pilot Bölgelerde Doğrudan Gelir Desteği Yapılması ve Kayıt Sisteminin Oluşturulması Projesi, Ankara-Polatlı, Adıyaman-Merkez ve Kahta ilçeleri, Antalya-Manavgat ve Serik ilçeleri ile Trabzon-Akçaabat ve Sürmene ilçeleri ve bu ilçelere bağlı köyleri kapsamaktadır. Çiftçi kayıtları ve ödemeler; pilot bölgelerden, Ankara-Polatlı ile Antalya-Manavgat ve Serik ilçelerine bağlı projeye dahil köylerde tapu ve kadastro kayıtlarına dayalı arazi sahibi olarak görünen şahıs esas alınarak, Adıyaman ve Trabzon’da ise tarımla uğraşan, bu hususu ilgili mercilerden aldığı Üretici Belgesiyle tevsik eden üreticiler üzerinden yapılmaktadır. Ödemeler, dekara (dönüme) 5 Dolar karşılığı Türk Lirası olarak saptanmış olup, 2000 yılı sonu itibarıyla tamamlanmıştır. Bu çerçevede, 9,654 çiftçi kaydı yapılarak toplam 2,3 milyon dolar karşılığı Türk Lirası ödeme yapılmıştır. Bu projeden elde edilen sonuçlara göre;



  • Aynı tescilli arazi kaydı (tapu) üzerinde birden fazla hissedar ve mirasçı bulunabildiği,

  • Kütüklerdeki tapu kayıtlarının büyük bir kısmının bilgisayar ortamına geçirilmediği,

  • Miras intikali sonrası bir kaç nesil tapu tescil işlemlerinin yapılmadığı,

  • Tanımı net olmayan arazi tescil ve kayıtlarının bulunduğu,

  • Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin sağlıklı çiftçi kayıtlarının bulunmadığı,

  • Ülke genelindeki arazilerin yüzde 83’ünde kadastro işlemleri tamamlanmış olup, yüzde 17’sinin henüz kadastro işlemlerinin tamamlanmamış olduğu,

  • Kadastro geçmemiş bölgelerde çiftçilerin doğru beyanda bulunmadıkları,

  • Kurumların bilgisayar ve ekipman eksiklikleri olduğu,

tespit edilerek çiftçi kayıtları basit bir şekilde excel programında oluşturulmuştur.

Pilot proje uygulamalarında elde edinilen sonuçlar da dikkate alınarak, sistem 2001 yılından itibaren tüm ülkede tedricen uygulanacaktır. Bu konuda Dünya Bankasından kredi temin edilecek olup, kredi temin edilmesi hususunda görüşmeler sürdürülmektedir.

Bu çerçevede, Hazine Müsteşarlığı bünyesinde bir Proje Koordinasyon Birimi ve uygulayıcı Bakanlıklarda (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) ise Proje Uygulama Birimleri oluşturulması öngörülmektedir. “Tarım Reformu ve Yatırımları Projesi” altında yer alan bu proje ile 2001 yılında tüm ülke çapında çiftçileri kayıt altına alıp, 2001 ve 2002 yıllarında doğrudan gelir desteği yapılması öngörülmektedir. Halen Dünya Bankası ile görüşmeler devam etmektedir. Projenin uygulanmasına yönelik kararname hazırlıkları tamamlanmıştır. Kararnamenin çıkmasını takiben uygulama tebliği yayımlanacaktır. Projenin başarı ile uygulanabilmesi ve sistemin oturtulabilmesi için;


  • Kayıt yapılması ve ödemelerde arazi sahibi, araziyi kullanan (belgeye dayalı) kiracı, diğer bir deyişle bizzat üretim faaliyetinde bulunan kişilerin hedef çiftçi olarak alınması,

  • Dekara ödenecek doğrudan gelir desteği miktarının belirlenecek kriterlere göre tespiti,

  • Ödemeye esas kayıtların ön denetime tabi tutulması,

  • Çiftçi kayıtlarının sağlıklı bir şekilde tutulması ve saklanması için uygun yazılım programının hazırlanması,

  • Projenin yaygınlaştırılmasından önce uygulamanın başlanacağı illerin elemanlarına yönelik eğitim programları düzenlenmesi.

Çiftçi kayıt sisteminin teşkil edilmesi ile araziler de kayıt altına alınacaktır.

Bunun yanı sıra, 2000 Yılı Yatırım Programında yer alan Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı tarafından yürütülen “Uzaktan Algılama ile Tarım Alanlarının Tespiti Amacıyla Arazi Örtüsü Belirleme Projesi” ile uydu görüntüleri kullanılarak Türkiye tahıl ekili alan tahmini çalışması gerçekleştirilmiştir. Yine söz konusu proje kapsamında konuma bağlı arazi bilgilerini içeren arazi örtüsü/kullanımı haritalarının oluşturulması planlanmaktadır. Böylece, kısa sürede geniş alanlara ait bilgilerin konumla ilişkilendirilmiş olarak derlenmesi mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede, Topluluğun gerçekleştirdiği “CORINE Arazi Örtüsü” (CORINE Land Cover) ve EUROSTAT Uzaktan Algılama Programı tarafından yürütülen “Arazi Kullanım İstatistikleri için Sınıflandırma” (Classification for Land Use Statistics) çalışmaları esas alınarak Türkiye’ye uygun bir metodoloji geliştirilmiş ve uygulama için çalışmalar başlamıştır.

Türkiye genelinde 21.12.1999 tarihi itibarıyla tesis kadastrosu çalışmaları alan olarak değerlendirildiğinde; şehir ve ilçe alanlarının kadastrolama çalışması yüzde 99 oranında, köy kadastrosu çalışmaları ise alan olarak yüzde 83 oranında tamamlanmıştır.

Tapu ve kadastro bilgileri 2 ana unsuru içermektedir:



  • Mülkiyet bilgileri ve diğer sözel bilgiler

  • Parselin konumunu ve diğer özelliklerini belirleyen grafik bilgileri

Tapu ve kadastroya ilişkin bilgi ve belgelerin bilgisayar ortamına aktarılması için otomasyona yönelik Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede, yeni yapılan tesis kadastrosu çalışmaları sayısal olarak yapılmakta, bilgisayar ortamında değerlendirilmekte ve arşivlenmektedir. Ancak daha önceki yıllarda yapılmış olan kurum bilgileri kağıt altlıklar üzerinde olup sayısal halde değildir.

Tapu ve kadastro bilgilerinin bilgi sistemi üzerinde tutulması ve kullanıcılara bilgisayar ortamında hizmet verilebilmesi amacıyla 2 önemli ve yeni proje hazırlık çalışmaları devam etmektedir. Bu projeler;



  • Marmara deprem bölgesindeki Kocaeli, Sakarya ve Yalova illeri kapsamında Dünya Bankası kredisi ile yapılacak olan Marmara Deprem Bölgesi Arazi Bilgi Sistemi (MERLIS) Projesi (projenin 2 yılda tamamlanması öngörülmektedir),

  • Türkiye genelinde yapımı planlanan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBIS) Projesidir. TAKBİS Projesi, bütün Türkiye’yi kapsayacak şekilde, her türlü Tapu ve Kadastro verilerinin bilgisayar ortamına aktarılarak bilgiye dönüştürülmesi ve kullanıma sunulması olarak tanımlanabilir. Bu Proje, 50’ye yakın toprak ve mülkiyetle ilgili disiplinleredeki çalışmalara altlık teşkil edecektir. Yaklaşık 150 Milyon Dolar gibi bir yatırım bütçesine ihtiyaç göstereceği ve 10 yıla yakın bir sürede tamamlanabileceği tahmin edilmektedir.

Öte yandan, arazi kayıt sistemi ile ilgili önemli bir diğer proje de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan “Doğrudan Gelir Desteği Sağlanması ve Çiftçinin Kayıt Altına Alınması Projesi” dir. Ancak, bu projenin tam olarak sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi büyük ölçüde MERLİS ve TAKBİS projelerinin işlemesi ile gerçekleşebilecektir.

Söz konusu projenin verileri çiftçilerle ilgili olarak;



  • Sahip oldukları taşınmaz mallar,

  • Kullandıkları taşınmazlar,

  • Kullanım şekilleri,

  • Ürün cinsleri,

  • Taşınmazların sulu/kuru tarım, toprak cinsleri, vb. gibi bilgiler içermektedir.

Çiftçilere doğrudan gelir destek hizmetlerinin verilebilmesi için toprağın kullanıcılarının tespiti ve takibi çok önemlidir. Çiftçilerin kullandıkları taşınmazları belirlemek için en kolay ve doğru yöntem, birinci aşamada, tesis kadastrosu görmüş olan alanlar için tapu sicil kayıtlarına ilişkin bilgilerin çiftçi kayıt sistemine sürekli ve güncel olarak aktarılması, ikinci aşamada ise bir anket yoluyla, sahibi ile kullanıcılarının aynı kişi olup olmadığının diğer bilgilerin de toplanmasıyla belirlenmesidir.

Ormanlık alanların kadastrosu ile ilgili olarak ise, 20.703.122 hektar civarındaki orman amenajman planları kapsamındaki orman varlığının, 15.700.294 hektarının kadastro çalışmaları bitirilmiştir. Ancak orman kadastrosu yapılan bu miktarın 2000 yılı sonu itibarıyla sadece 4.204,760 hektarının tapuya tescili yapılabilmiştir.



b) AB Müktesebatı

İlgili AB mevzuat listesi Cilt II’de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Bu konuda asli derecede sorumlu kuruluş Tarım ve Köyişleri Bakanlığıdır. Koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlar ise; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Orman Bakanlığı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı ve Maliye Bakanlığıdır.

d) Nihai hedef

İşleyen bir arazi kayıt sisteminin teşkil edilmesi öngörülmektedir.

Orman kadastrosunun nihai amacı; ormanların geometrik şekillerinin hukuki boyutta tespiti, teknik çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve bunların tapuya kayıtlarının yaptırılmasıdır. Bu şekilde kadastrosu yapılan ve tapuya tescilleri sağlanan ormanlık alanların üzerinde hak ve menfaatlerin yürütülmesi uygulamalar açısından kolaylıklar getirmekte, mülkiyet hakkının devamlılığını açıklığa kavuşturmaktadır.



Tüm Türkiye için konuma bağlı arazi bilgilerini içeren arazi örtüsü/kullanımı envanterini uydu görüntüleri kullanarak kısa sürede ve en az hata ile oluşturmak ve zaman içerisinde arazi örtüsü/kullanımındaki değişimleri de takip etmek öncelikli hedefler arasındadır.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Türkiye’de tapu ve kadastroya ilişkin düzenlemeler 3402 sayılı Kadastro Kanunu çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Orman kadastrosunun yaptığı tüm işlemler ise Anayasanın 169 ve 170. maddeleri kapsamındadır. Orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkarılan alanların değerlendirilmesi Anayasanın 170. maddesi kapsamında Orman Bakanlığının Ana Hizmet Birimi olan Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Orman kadastro çalışmaları 6831 sayılı Orman Kanununun 7-12. maddelerinde belirtilen hükümler kapsamında kurulan kadastro komisyonlarınca yürütülmektedir.


b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

Türkiye genelinde kadastro işlemleri tamamlanmamış olan % 17 oranındaki arazinin kadastrosunun hızla bitirilebilmesi için hazırlanan projenin maddi kaynaklarla desteklenmesi gerekmektedir. Daha önce kadastrosu yapılmış yörelerde ise, tapu kayıt maliklerinin güncelleşmesi amacıyla cins değişikliği işlemleri ile tapu kayıtlarında intikal işlemlerinin yapılarak tapu kütüklerinin aktif ve reel hale getirilmesi icap etmektedir. Ayrıca, tapuda kayıtlı olup da fiilen kayıt maliklerinden başkasının kullanımında olan arazinin mülkiyet tespitlerinin Kamu Sorumluluğu Taşıyan Lisanslı Ölçme Büroları oluşturulması suretiyle yapılması, teknik yönden uygulama kabiliyeti bulunmayan kadastral planların yenilenmesi amacıyla bir proje geliştirilmesi ve bu projenin maddi kaynaklarla desteklenmesi gerekmektedir. Bu düzenlemelerin yerine getirilebilmesi için aşağıdaki mevzuat değişikliklerine ihtiyaç duyulmaktadır:

  • 3402 sayılı Kadastro Kanununa bu amaçla Geçici ve Ek Madde eklenmesi,

  • Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, özel sektör imkan ve kabiliyetinden istifade ile belirtilen hizmetleri hızla görebilmesi ve yeniden yapılanması için 3045 sayılı Teşkilat Kanununda değişiklik yapılması, toprak ve gayrimenkulle ilgili Bakanlıkla hizmetlerin koordinasyonunun sağlanması için bu amaçlarla hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarının tek bakanlıkta birleştirilmesi,

  • Arazi toplulaştırma alanlarının yaygınlaştırılmasının, 3083 sayılı Kanunda yapılacak değişiklikle “arsa ve arazi düzenlemesi” şeklinde bir çalışma ile gerçekleştirilmesi.

Çiftçi kayıt sistemini yürüten birimin tespitlerinin ve hak kullandırma prensibinin gerçekleşmesi için ise;

  • Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünün koordineli çalışma yürütmesi,

  • Çalışmalarda iş ve zaman planlamasının birlikte yapılması,

  • Çalışmalarda kullanılabilecek personel ve donanım ihtiyaçlarının gözden geçirilerek karşılanması,

  • 1937 yılından günümüze kadar yürütülmüş olan orman kadastro çalışmaları neticesi tescil edilemeyen ve teknik bazda sorunlu bulunan orman kadastro çalışmalarının revize edilmesi amacıyla bazı yasalarda düzenlemelere gidilmesi,

  • Personel (teknik eleman ve diğer idari personel) yetersizliğinden, mevcut 200 adet orman kadastro komisyonu kuruluşunun sadece 105 tanesinin faal olduğu dikkate alındığında, personel istihdamında karşılaşılan zorlukların giderilmesi gerekmektedir.

c) Gerekli kurumsal değişiklikler

Ülke bazında sağlıklı arazi kayıt sisteminin oluşturulabilmesi için ilgili tüm kuruluşların katılımı ile bir proje hazırlanması ve koordineli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

d) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

Büro çalışması ve arazi çalışmaları için nitelikli ek personele ihtiyaç vardır. Büro personelinin konu ile ilgili teorik ve pratik eğitim alması ve bilgisayar ve yabancı dil bilgisi yeterli olmayanlara yönelik eğitim verilmesi gerekmektedir. Çalışmada uluslararası danışmanlık hizmetlerine de ihtiyaç olacaktır.

e) Gerekli yatırımlar

Gerekli yatırım: insan kaynağı, gerekli alet ekipman, taşıt, bilgisayar (yazılım ve donanım olmak üzere) ve uydu görüntüsünden oluşmaktadır.

III. Takvim

Arazi kayıt sistemi ile ilgili gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelere ilişkin çalışmalar kısa dönemde geliştirilecek ve orta dönemde sonuçlandırılacaktır. Arazi kayıt sistemine temel altlık olacak Tapu ve Kadastro bilgilerinin bilgisayar ortamında verilmesi için kısa ve orta vadeli olarak iki çalışma gerçekleştirilecektir:

Kısa Vade

Çiftçi kayıt sisteminin en önemli unsuru çiftçilerin sahibi olduğu taşınmazların ve taşınmaz niteliklerinin belirlenmesidir. Bu bilgiler tapu sicil kütüğü üzerinde mevcut bilgilerdir. Bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılması gerekmektedir. Bu iş için kaynak temini durumunda hızlı bir çalışma ile 2 yıl gibi bir zamanda tüm sözel bilgiler bilgisayar ortamına taşınabilecektir. Keza, ihtiyaç duyulan mali kaynağın sağlanması halinde de tesis kadastrosu tamamlanmış alanlar için tüm tapu sicil bilgileri bilgisayar ortamına aktarılacaktır. Bu bilgilerden yasal olarak verilmesinde sakınca bulunmayan bilgiler çiftçi kayıt sistemine sürekli ve güncel olarak aktarılabilecektir.



Orta Vade

Tapu ve Kadastro Bilgi sisteminin kurulması ile tapu ve kadastro bilgilerinin sözel ve grafik tüm bilgileri bilgisayar ortamına aktarılacaktır. Sözel bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılmasında sorun olmamasına karşın, grafik bilgiler için bazı sorunlar mevcuttur. Özellikle toprağın birim değerinin yüksek olduğu alanların tesis kadastrosu çalışmaları öncelikli olarak 1950-1970 yıllarında yapılmış fakat günümüz teknolojisi için yetersiz hale gelmiştir. Bu alanların grafik bilgilerinin bilgisayar ortamına aktarılması büyük sorun oluşturmaktadır. Yapılmış olan kadastro çalışmalarının yaklaşık yüzde 14’ü bu tür haritalardır. Bu nedenlerle TAKBIS kurulma çalışmaları için büyük finans kaynağı ve zamana ihtiyaç olacaktır. Bilgi sistemi kurulması ile diğer coğrafi bilgi sistemlerine tapu ve kadastro verileri sayısal olarak veri tabanında sunulabilecektir.

Öte yandan, kısa vadede tüm Türkiye uydu görüntüleri ile kapsanacak ve bu görüntülerin 1/100,000 ölçekli görüntü çıktıları üzerinden yapılacak görüntü yorumlama tekniklerine dayalı arazi kullanım/örtüsü sınıfları CORINE standartlarına bağlı olarak tespit edilecektir. Diğer taraftan, bu çalışma CBS ortamında tutulacak ve coğrafi veri tabanı tasarımı da yapılacaktır.

Orta vadede, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan sayısal ya da analog veriler incelenerek zamanla bu çalışmaya dahil edilecektir.



IV. Finansman

Yalnızca tapu sicile ait sözel bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılmasının maliyeti,

  • Donanım maliyeti : 25.911.100 Dolar

  • Bilgi giriş maliyeti : 21.739.130 Dolar

  • Toplam maliyet : 47.650.230 Dolar

olarak hesaplanmıştır. Ayrıca. uydu görüntüleri. makine teçhizat. yolluklar. tüketim malzemeleri vb. gibi harcamalar için de 500.000 Dolar maliyet öngörülmektedir.

  • Türkiye genelinde kadastro işlemleri tamamlanmamış olan % 17 nispetindeki arazinin kadastro işlemlerinin tamamlanması için hazırlanan projenin maliyeti 125 milyon dolardır.

  • TAKBİS Projesi yaklaşık 150 milyon dolarlık yatırıma ihtiyaç göstermektedir.

4.8.7.Kırsal Kalkınma Politikaları


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

Türkiye’de kırsal kalkınma sahasındaki mevcut çalışmalar, Güney Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (GAP-BKİ) Teşkilatı tarafından yürütülen Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP) ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülen muhtelif projelerden oluşmaktadır.

1. Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP)

Kırsal kalkınma konusunda Türkiye’deki en kapsamlı proje GAP olup, Türkiye yüzölçümü ve nüfusunun yaklaşık yüzde 10’una tekabül eden Güney Doğu Anadolu bölgesini kapsamaktadır. GAP için 1999 yılı sonuna kadar 14 milyar Dolar harcama yapılmış bulunmaktadır. Projenin toplam maliyeti ise 32 milyar Dolar olarak öngörülmektedir.

Temel hedefleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyini ve hayat standardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkanlarını artırarak, sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi ulusal kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan ve dünyada uygulanmakta olan bölgesel kalkınma projelerinin en büyüklerinden birisidir.

Önceleri Fırat ve Dicle Nehirleri üzerinde sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik 13 büyük toprak ve su kaynaklarını geliştirme proje demetinin toplamı olarak planlanan ve kapsamında 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralinin inşası öngörülen GAP, bugün bölgenin top yekun sosyoekonomik kalkınmasını hedefleyen, Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapımı öngörülen santraller ile sulama tesislerinin yanı sıra kentsel ve kırsal alt yapı, tarımsal alt yapı, ulaştırma, sanayi ve diğer sektörlerdeki yatırımları da içine alan, eğitim, sağlık, konut, turizm gibi, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesini değil tüm Türkiye’yi etkileyecek değişimleri beraberinde getirecek çok yönlü bir bölgesel kalkınma projesi olarak ele alınmaktadır.

Bölgede 2000 yılı itibarıyla Fırat ve Dicle havzalarında toplam 215.080 hektar alan sulamaya açılmış olup, 146.317 hektarlık alanda halen sulama şebeke inşaatı devam etmektedir. GAP’ın sulama projeleri tamamlandığında şimdiye kadar Türkiye’de devlet eliyle gerçekleştirilen sulama alanına eşit bir alan daha sulamaya açılacaktır. Böylece sulu tarım alanlarındaki artışa bağlı olarak ürün miktarı ve deseninde önemli değişiklikler olacağı hesaplanmıştır.

Şanlıurfa-Harran Ovaları’nda sulamaya geçilmeden önce toplam gayrisafi üretim değeri (GSÜD) 31,5 milyon Dolar ve aynı yılda yaratılan katma değer 18 milyon Dolardır. Kişi başına katma değer ise 596 Dolardır. 1995 yılında 30.000 hektar alanın sulamaya açılması ile elde edilen GSÜD 65,4 milyon Dolara yükselmiştir. Aynı yıl itibarıyla, toplam katma değer 49,8 milyon Dolar ve kişi başına katma değer ise 1.652 Dolardır. Hedef, GAP tamamlandığında 1,7 milyon hektar sulanan alan ve kişi başına 4.350 Dolar katma değer elde etmektir.

GAP’taki kırsal kalkınma programı, tarımsal çalışmalar ve araştırmaya yönelik sosyal projeler olarak iki kısımda irdelenebilir.

Mevcut Tarımsal Çalışmalar:


  • GAP Bölgesi Sulama Kanallarındaki Suyun Regülasyonu ve İşletilmesi ile Su Tasarrufu Sağlayan Sulama Metot ve Teknolojileri Projesi

  • Sulama Dışı Alanlarda Yürütülen Gelir Getirici Faaliyetler

  • GAP Bölgesindeki Sulama Sistemlerinin İşletme-Bakım ve Yönetimi Projesi

  • Tarımsal Araştırma ve Geliştirme Projesi Paketi II. Aşaması (Dünya Bankası kredisi kullanımını içermektedir)

  • GAP Bölgesinde Tarımsal Mekanizasyon İhtiyaçları

  • Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü

  • Sözleşmeli Hayvancılık Projesi

  • Yeni Sulama Metot ve Teknolojilerinin Tanıtılması ve Demonstrasyonların Kurulması Projesi

Mevcut Sosyal Projeler:

  • GAP Bölgesi Toplumsal Değişme Eğilimleri Araştırması

  • GAP Bölgesi Nüfus Hareketleri Araştırması

  • GAP Bölgesinde Kadının Statüsü ve Kalkınma Sürecine Entegre Edilmesi Araştırması

  • GAP Bölgesi Baraj Göl Aynasında Kalacak Yörelerde İstihdam ve Yeniden Yerleştirme Sorunlarının Araştırılması

  • GAP Sulama Sistemleri İşletme Bakım Yönetim Projesi Sosyo-Ekonomik Çalışmalar

  • Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM)

2. Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca Yürütülen Kırsal Kalkınma Faaliyetleri

Uygulaması Devam Eden Kırsal ve Bölgesel Kalkınma Projeleri

  • Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi

  • Ordu-Giresun Kırsal Kalkınma Projesi

  • Doğu ve Güney Doğu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi

Diğer Kırsal Kalkınma Faaliyetleri

  • Eğitim ve Yayım Faaliyetleri

  • Uygulanan ve Uygulaması Devam Eden Projeler

  • Hazırlığı Tamamlanmış ve Onay Aşamasındaki Projeler

  • Sivas-Erzincan-Tunceli Kırsal Kalkınma Projesi

  • Gümüşhane-Bayburt-Rize Kırsal Kalkınma Projesi

Kırsal Kalkınmada Kadının Rolü ve Kırsal Alanda Yaşayan Kadınlara Götürülen Hizmetler

Kırsal Alandaki Kadınlara Götürülen Eğitim ve Yayın Hizmetleri:



  • Ev Ekonomisi Eğitimi ve Yayın Faaliyetleri

  • Gıdaların Çeşitli Yöntemlerle Muhafaza Edilmesi Eğitim ve Yayın Faaliyetleri

  • Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayın Projesi ve Eğitimi

  • Uygulamalı Beslenme ve Sağlık Araştırma Projesi

b) AB Müktesebatı

İlgili AB mevzuat listesi Cilt II’de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı.

d) Nihai hedef

OTP’nin Ortak Tarım ve Kırsal Kalkınma Politikası olarak değişmeye başladığı dikkate alındığında, Türkiye’nin de kırsal kalkınma politikalarına özel bir önem vermesi gerekecektir.

Türkiye’de ana hatlarıyla belirlenmiş bir kırsal kalkınma politikası bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ülke şartları göz önünde bulundurularak, AB’nin kırsal kalkınma politikalarına paralel olarak işleyebilecek bir kırsal kalkınma politikasının belirlenmesi gerekmektedir.

Bu doğrultuda öncelikle, kırsal kalkınma kavramı AB’de olduğu şekliyle ele alınmalıdır. Kırsal alanların sadece tarımla ilgili olan ve tarım nüfusunu barındıran alanlar olmadığı; sosyal, ekonomik, kültürel ve doğal kaynakları barındıran ekonomik bir bütün olduğu kabul edilmelidir. Zira, sadece tarıma ve tarımsal alt yapıya yönelik bir politikanın kırsal kalkınmada yeterli olamayacağı ve kırsal alanlardaki problemleri çözemeyeceği bilinmektedir. Bu yüzden günümüzde AB’nin kırsal kalkınma politikası, siyasi bir bütünlük içinde rahat hareket edilmesini sağlayacak şekilde zengin bölgeler ile geri kalmış bölgelerdeki gelişmişlik farklılığının giderilmesini amaçlamaktadır.

AB ile siyasi bir entegrasyonu amaçlayan Türkiye için de kırsal kalkınma politikaları, sosyal ve ekonomik dengelerin kurulması ve kültürel çeşitliliğin sağlanmasını amaçlayacak doğrultuda sosyal ve bölgesel politikalarla entegre edilmeli, kırsal alanlardaki tarıma ve tarım nüfusuna yarar sağlayacak şekilde yönlendirilmeli ve Türk tarımının temel sorunlarını gidermesine yardımcı olmalıdır.

Kırsal alanlarda kişi başına gelir diğer bölgelere göre düşüktür. Ayrıca yüksek oranda işsizlik görülmekte, kırsal alanlardan kentlere doğru yaşanan göç, kırsal alanlardaki nüfusun azalmasına ve kentlerdeki işsizlik oranının artmasına neden olmakta, sosyal bir problem yaratmaktadır. Kırsal alanlarda eğitim seviyesi düşük, sosyal hayat yok denecek kadar azdır. Özellikle, eğitimli genç nüfus kırsal alanlarda yaşamayı tercih etmemektedir. Bunun sonucunda, kırsal alanlarda, tarım dışındaki iş kollarında çalışanların sayısı da azalmaktadır. Kırsal alanlardaki bu spesifik problemlerin yanı sıra Türkiye’nin tarım sektörünün, tarımda istihdamın yüksek olmasına karşın tarımın milli gelire katkısının giderek düşmesi, tarımsal işletmelerin küçük ve parçalı olması gibi temel problemleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu problemlerin aşılması için işletmelerin modernleştirilmesi, mesleki eğitim sağlanması, ulaşım, eğitim, haberleşme gibi konularda yaşam koşullarının iyileştirilmesi, özellikle turizm alanında küçük ve orta ölçekli teşebbüsler kurularak yeni iş sahalarının oluşturulması gerekmektedir. Böylelikle, kırsal nüfus korunurken kırsal ekonominin ve onun faaliyet alanının genişletilmesi sağlanacaktır.


Bu çerçevede, kırsal kalkınma politikaları ile ilgili mevzuata uyum konusundaki hazırlıkların orta vadede tamamlanması amacıyla öncelikle, Türkiye’nin kırsal kalkınma politikasının ana hatları çizilmelidir. Bunun için, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından kırsal alanların potansiyel önemine göre belirlenmesi ve bu alanlarda tarım sektörü ile ilgili önceliklerin tespit edilmesi önem arz etmektedir. Zira, farklı kırsal bölgeler farklı sosyo-ekonomik potansiyele sahip olabileceğinden farklı politikaların oluşturulması gerekecektir. Böylelikle, Türkiye’nin kırsal kalkınma politikasının hedefleri, AB’nin kırsal kalkınma politikasına paralel olarak belirlenebilecektir.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Kırsal kalkınma politikasına yönelik olarak hazırlanmış spesifik bir mevzuat mevcut değildir.

b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

AB mevzuatı incelenerek gerekli mevzuatın hazırlanması gerekmektedir.

c) Gerekli kurumsal değişiklikler

Kurumsal yapının bu politikaları uygulayabilecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

d) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

AB mevzuatının incelenmesi ve kırsal kalkınma politikalarının ve projelerin hazırlanması için personele ve eğitim programlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

III. Takvim

Kısa vadede, ilgili kurumlarla birlikte düzenlenecek panel, seminer ve toplantılar sonucunda belirlenen kırsal kalkınma ilkeleri, sosyal, ekonomik ve bölgesel politikalarla entegre edilerek kalkınma projeleri hazırlanmalıdır.

Orta vadede ise, AB’den alınacak teknik ve mali yardımların desteği ile kısa vadede oluşturulan projeler hayata geçirilmelidir.



IV. Finansman

Sözkonusu projeler ve politikaların AB politikaları ile paralel yürütülmesini sağlamak amacıyla Topluluktan mali ve teknik destek alınmalıdır.

Yüklə 7,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin