4.10.3.Denizyolu Ulaştırması
Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, deniz güvenliğini de kapsayan deniz ulaştırması hizmetlerine özel önem vermektedir.Yük ve yolcu taşımacılığı, gemi inşa, liman hizmetleri, denizcilikle ilgili yardımcı hizmetler ve yat turizmi gibi ticari ve endüstriyel faaliyetler denizcilik sektörünün temel alanlarını teşkil etmektedir.
Türkiye’nin deniz ulaştırmasına ilişkin yaklaşımı, Avrupa’nın deniz taşımacılığında serbest ve adil rekabet ortamının tesisi ile deniz güvenliğinin artırılması ve deniz kirliliğinin önlenmesi yönündeki genel prensipleri ile uyum içinde olup uygulamalar da bu doğrultudadır. Denizcilik sektörü, serbest piyasaya dayalı bir ekonomik yapıya sahip Türkiye’de, en liberalize sektörlerden birisini teşkil etmekte ancak milli güvenlik kaynaklı bazı kısıtlamalar bulunmaktadır.
Düzenli Hat Taşımacılığı (Liner Transport) Türk denizcilik sektörü içinde gelişen bir faaliyet alanı olup, Türkiye, Birleşmiş Milletler Düzenli Hat Konferansları Hareket Kodunu (Liner Conference Code) imzalamış ancak henüz onaylamamıştır.
Piyasa ekonomisi gereklerine uygun olarak Türk limanlarının etkin ve verimli işletilmesi doğrultusunda özelleştirme politikalarına ağırlık verilerek bugüne kadar Türk Denizcilik İşletmesine ait yedi adet liman işletme hakkı devri suretiyle özelleştirilmiştir.
Türk denizcilik faaliyetlerinin hukuki temeli ağırlıklı olarak 1959 tarihli Türk Ticaret Kanununa dayanmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin genel dış ticaret politikaları da hükümet tarafından dikkate alınmaktadır.
Türk Ticaret Kanununa göre her Türk gemisi Türk Bayrağı çekme hakkına sahip olup, yalnızca sahibi Türk olan gemiler Türk gemisi sayılır. Ancak, aşağıdaki gemiler de Türk gemisi sayılır: i) Türk mevzuatına göre kurulmuş ve yönetim kurulunun çoğunluğu Türk vatandaşı olan teşekkül, müessese, dernek ve vakıf gibi tüzel kişilere ait gemiler ii) Yöneticileri ve şirketi temsile yetkili olanların çoğunluğunu Türk vatandaşlarının oluşturduğu Türk Ticaret Siciline kayıtlı ticaret şirketlerine ait gemiler.
Avrupa Birliği’ne üye devletlerin ilgili kanunları dikkate alınarak Türk Ticaret Kanununu revize çalışmalarına Adalet Bakanlığı koordinatörlüğünde başlanmış olup bu çalışmalar sonucunda denizciliğe yönelik Türk Ticaret Kanunu hükümleri, ilgili Avrupa Birliği düzenlemeleriyle geniş ölçüde uyumlu hale getirilecektir.
Türkiye’de denizcilik sektörüne ilişkin temel düzenlemelerden bir diğerini 815 sayılı Kabotaj Kanunu oluşturmaktadır. Taşımacılık dışında Türk limanlarında ve sularında verilen yardımcı hizmetler de Kabotaj Kanununa tabidir.
Türk denizcilik sektörünün uluslararası rekabet gücünün artırılması ve bayraktan kaçışın engellenmesini teminen 1999 yılında Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Bu düzenlemenin deniz güvenliğine katkı sağlayacak genç bir filonun oluşturulması için yeni yatırımları teşvik etmesi beklenmektedir.
Türkiye’de büyük önem atfedilen, deniz güvenliği ve deniz çevresi ile ilgili konular, başta Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) faaliyetleri doğrultusunda yürütülmekte olup, OECD, KEIB ve özellikle Avrupa Birliği gibi uluslararası ve bölgesel teşkilatların denizcilik politikalarıyla uyum içinde olmaya özen gösterilmektedir.
Denizde can, mal, seyir ve çevre güvenliği sağlanması, deniz trafiğinin düzenlenmesi, arama kurtarma hizmet ve faaliyetlerinin yürütülmesi, gemilerin ve gemi adamlarının yeterliliklerinin ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelere uygunluğunun denetlenmesi amacıyla Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün; Denizde Can ve Mal Emniyeti Uluslararası Sözleşmesine (SOLAS 74), Denizlerin Gemiler Tarafından Kirliliğinin Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesine (MARPOL 73/78-Ek I,II ve IV), Yük Hatları Uluslararası Sözleşmesine (LL 66), Denizde Çatışmayı Önleme Uluslararası Kurallarına (COLREG 72), Gemiadamlarının Eğitimi, Belgelendirilmesi ve Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesine (STCW 78/95) ve Uluslararası Tonaj Sözleşmesine (TONNAGE 69) taraf olunmuştur.
Bayrak Devleti olarak uluslararası yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi; Türk Deniz Ticaret Filosuna kayıtlı gemilerin uluslararası standartta olmasının sağlanması amacıyla, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) A 739(18) sayılı İdare Adına Hareket Edecek Teşkilatların Yetkilendirilmesiyle ilgili Kararı uyarınca, Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği (IACS) üyesi American Bureau of Shipping (ABS) , Bureau of Veritas (BV), Det Norske Veritas (DNV), Germanisher Lloyd (GL), Lloyd Register of Shipping (LR) , Nippon Kaiji Kyokai (NKK), Registro Italiano Navale (RINA), Korean Register of Shipping (KRS), Russian Maritime Register of Shipping (RMRS) ve Türk Loyduna (TL) sörvey ve sertifikalandırma yetkisi verilmiştir.
Bayrak Devleti olarak, sicilimize kayıtlı gemilerin, ilgili uluslararası sözleşmelere uygun olarak donatılmasını teminen gemilerin belgeleri geçerli dahi olsa “genişletilmiş sörvey”e tabi tutulması uygulamasına başlanmıştır.
Ayrıca, limanlarımıza gelen yabancı bayraklı gemilerin uluslararası standartlara uygun olup olmadığının denetlenmesi amacıyla, Liman Devleti olarak “Akdeniz Liman Devleti Kontrolü Mutabakat Zaptı (MEDMOU)” ile “Karadeniz Liman Devleti Kontrolü Mutabakat Zaptı (BSMOU)” imzalanmış ve yüzde15’lik denetim oranı taahhüt edilmiştir. MEDMOU uygulamaları başlatılmış olup, BSMOU 12.12.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) deniz güvenliğini sağlamaya yönelik bütün çalışmaları takip edilmekte olup, 1 Temmuz 1998 tarihinden itibaren uygulanan ve SOLAS 74’e 9’uncu Bölüm olarak dahil edilen Uluslararası Güvenli Yönetim Kodu (ISM)’nun uygulamasına Klas Kuruluşlarına yetki verilerek geçilmiştir. ISM Kodunun uygulama takvimi uyarınca Ro-Ro ve yolcu gemilerinin ISM Kodu gereklerine uymaları sağlanmıştır. Ayrıca, diğer gemi ve deniz araçlarının ISM Kodu uygulamasına geçişi IMO tarafından belirlenen takvim çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Bunun yansıra, SOLAS 74 ve MARPOL 73/78 Sözleşmelerinin tadil protokolleri ve değişikliklerine taraf olmamamıza rağmen uluslararası sefer yapan ve bu Sözleşmeler kapsamında olan gemilere söz konusu protokol ve değişikliklerin, GMDSS ve Harmonize Sörvey ve Sertifikalandırma Sistemi (HSSC) gibi gerekleri uygulanmaktadır.
Uluslararası Deniz Örgütü’nün (IMO) A.739(18) sayılı İdare Adına Hareket Edecek Teşkilatların Yetkilendirilmesiyle ilgili Kararı uyarınca, IACS üyesi ABS, BV, DNV, GL,LR, NKK, RINA, KRR, RMS ve Türk Loyduna; Tehlikeli Yük Taşıyan Gemiler İçin Özel Gereksinimlere Uygunluk Sertifikası (Document of Compliance with the Special Requirements for Ships Carrying Dangerous Goods), BCH Kodu Tehlikeli Kimyasalların Dökme olarak Taşınmasına İlişkin Sertifika (Certificate for the Carriage of Dangerous Chemicals in Bulk according to the BCH Code), Sıvılaştırılmış Gazların Dökme Olarak Taşınması Sertifikası (Certificate for Carriage of Liquified Gases in Bulk, according to the Code for Ships Carrying Liquified Gases in Bulk), GC Koda göre Sıvılaştırılmış Gazların Taşınmasına İlişkin Sertifika (Certificate for Carriage of Liquefied Gases in Bulk, according to the GC Code), Katı Dökme Yükler için Güvenli Operasyon Koduna Uyum Belgesi (Document of Compliance with the Code of Safe Practice for Solid Bulk Cargoes), Yük İstifi ve Güvenliği için Güvenli Operasyon Koduna Uygunluk Belgesi (Document of Compliance with the Code of Safe Practice for Cargo Stowage and Securing), Güvertesinde Kereste Yükü Taşıyan Gemiler için Güvenli Operasyon Koduna Uygunluk Belgesi (Document of Compliance with the Code of Safe Practice for Ship Carrying Timber Deck Cargoes) düzenleme yetkisi verilmiştir.
Bu tür hukuki düzenlemelerin yanısıra, seyir güvenliğini sağlamaya yönelik projelere ve yatırımlara devam edilmektedir. Bu kapsamda çok riskli ve dar bir seyir alanı olan Türk Boğazlarına yönelik Gemi Trafik Yönetim ve Bilgi Sistemi (VTMIS) Projesinin ihalesi tamamlanmıştır. Ayrıca, acil müdahale istasyonları ve kılavuzluk istasyonlarının inşası çalışmalarına devam edilmekte olup söz konusu istasyonlarda kullanılacak teknik donanımların tedariki, yeni römorkör alımı ve inşası, ile seyir fenerlerinin ve diğer seyir yardımcılarının iyileştirilmesinin yanı sıra, yeni seyir yardımcılarının tedariki ve inşasına ilişkin projeler geliştirilmektedir.
Deniz çevresini koruma çerçevesinde Türkiye MARPOL 73/78 Konvansiyonu (the International Convention for the Prevention of Pollution from Ships) ve Ek I, II ve V’e taraf olmuştur. MARPOL Sözleşmesince belirlenen “Özel Alan” şartlarına istinaden Türkiye ana limanlarında atık alım tesislerini kurmuştur. Aynı zamanda gemilerden katı ve sıvı atıkların yüzer deniz araçlarıyla alınması için gerekli olan ilgili milli mevzuatın taslak metninin hazırlanması çalışmaları devam etmektedir.
Diğer taraftan, MARPOL 73/78’e göre “Özel Alan” olarak ilan edilen Akdeniz ve Karadeniz’in kirlenmeye karşı korunması amacıyla anılan denizlere kıyısı olan ülkeler arasında bölgesel olarak uluslararası sözleşmeler imzalanmıştır. Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesinin (Barcelona Sözleşmesi,1976) eki olan Acil Durum Protokolu ve bu Protokol çerçevesinde Malta’da bulunan REMPEC (Regional Marine Pollution Emergency Response Centre for the Mediterranean Sea)faaliyetleri takip edilmektedir. Karadeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) uyarınca Karadeniz’de deniz kazalarına karşı bölgesel acil durum müdahale planı oluşturulması yönündeki çalışmalar devam etmektedir.
Gemilerden kaynaklanan petrol kirliliği hasarı için gemi sahiplerinin sorumluluk kapsamını belirleyen, mecburi sorumluluk sistemi getiren Petrol Kirliliğinden Kaynaklanan Zararlar İçin Uluslararası Sivil Sorumluluk Sözleşmesinin (CLC-69) 1992 Protokolü, Petrol Kirliliği Zararları İçin Uluslararası Tazminat Fonu Kurulmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin (FUND 71) 1992 Protokolüne ve Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliğine Dair Uluslararası Sözleşmelerine (OPRC 90) taraf olma çalışmaları tamamlanmış, Resmi Gazetede yayımlanması beklenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti 20 Nisan 1989 tarihinden beri Gemi Adamlarının Eğitimi, Belgelendirilmesi ve Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesine (STCW) taraftır. 20 Nisan 1989 tarihinden beri Gemiadamlarına yönelik Türk mevzuatı STCW’ye (01.02.1997) göre düzenlenmiş olup ilgili AB düzenlemeleriyle geniş ölçüde uyumludur.
Gemiadamlarının Eğitimi, Belgelendirilmesi Esaslarını İçeren “Ulusal Rapor” ilgili sözleşmenin STCW, Bölüm IV, Hüküm ve Madde A Bölüm 1/7’ye göre hazırlanarak IMO Genel Sekreteryasına sunulmuştur.
İlgili AB Müktesebat listesi Cilt II de verilmiştir.
TAIEX tarafından verilen fakat sorumlu kuruluşlarca değerlendirilmesi yapılmayan AB müktesebatı listesi;
-
98/295/EC: 94/571/EC sayılı Konsey Direktifi ile bağlantılı olarak Yunan Gemiciliği kayıtlarının tanınması ile ilgili 22 Nisan 1998 tarihli Komisyon Kararı
-
98/41/EC: Topluluk üye ülkelerinde yolcu gemilerinde çalışanların kayıtına ilişkin 18 Haziran 1998 tarihli Konsey Direktifi
Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı,, Türk Telekomünikasyon Kurumu, Çevre Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı
AB’ye tam üyelik ışığı altında, deniz güvenliği de dahil olmak üzere deniz ulaştırmasına yönelik Türk hukuki alt yapısının bazı istisnalarla mukabil AB mevzuatına tam uyumu sağlanacaktır.
|
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
| -
29.04.1926 tarih ve 815 sayılı Kabotaj Kanunu
-
06.03.1980 tarih ve 8/522 sayılı SOLAS’ın Onaylanmasına dair Kanun
-
03.05.1990 tarih ve 90/442 sayılı MARPOL Ek: I-II’nin Onaylanmasına dair Kanun
-
10.06.1946 tarih ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun
-
14.04.1928 tarih ve 618 sayılı Limanlar Kanunu
-
Liman Tüzük ve Yönetmelikleri
-
31.12.1956 tarih ve 8250 sayılı Gemi Sicil Nizamnamesi
-
29.05.1959 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun Deniz Ticareti ile ilgili kısmı
-
1993 tarih 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili Yönetmelikler
-
05.04.1993 tarih ve 2813 sayılı Telsiz Kanunu
-
06.11.1998 tarih ve 23515 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü
-
21.12.1999 tarihli Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu
-
06.04.1952 tarih ve 3/14831 sayılı Tehlikeli Eşyanın Ticaret Gemileriyle Taşınması Hakkında Tüzük
-
14.03.1966 tarih ve 6125 sayılı Ticaret Gemilerinin Tonilatolarını Ölçme Tüzüğü
-
22.06.1966 tarih ve 6/6647 sayılı Ticaret Gemilerinin Yükleme Sınırı Tüzüğü
-
28.01.1998 tarihli Pilotaj ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmelik
-
31.12.1997 tarihli Kılavuz Kaptan Yeterlilikleri Hakkında Yönetmelik
-
1994 yılında yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu
-
04.10.1998 tarih ve 23483 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Akdeniz Liman Devleti Kontrolü Sözleşmesi
-
30.01.1997 tarih ve 22893 sayılı Gemi Adamlarının Eğitimi Belgelendirme,
-
Sınav, Vardiya Tutma, Kütükleme ve Donatılma Esasları Hakkında Yönetmelik
-
1998 ve 1999 tarihlerinde Denizcilik Müsteşarlığı ile Klas Kuruluşları arasında yapılan Yetki Devri Protokolü
-
06.11.1981 tarih ve 2548 sayılı Gemi Sağlık Resmi Kanunu
-
03.03.1996 tarihli 2548 sayılı Kanununun Uygulama Yönetmeliği
-
09.05.1975 tarihli İç Sularda Çalışacak Taşıma Araçları Yönetmeliği
Akdeniz ve Karadeniz Liman Devleti Kontrolü Mutabakatlarının bazı hükümlerinde, belirlenen denetleme oranı değerleri, ilgili AB Direktifindeki değerlerden daha düşüktür. Avrupa Birliği’ne tam üyelik söz konusu olduğunda, adı geçen denetleme oranları Avrupa Birliği Direktiflerinde belirtilen seviyeye getirilecektir.
Milli Deniz Kabotajı Ticaretinin tam üyeliğin gerçekleşmesinden önce başlamamak üzere, her iki tarafın uzlaşarak kararlaştıracakları bir zaman cetveline bağlı olarak AB’ye açılması gerekecektir.
Sörvey ve Sertifikalandırma hizmetlerinin yerine getirilmesi için yetki verilecek tanınmış organizasyonlarla ilgili olarak, AB düzenlemelerinde yer alan minimum kriterler hususunda (tonaj ve gemi adedi) milli klas kuruluşu Türk Lloydu için bir derogasyon alınması gerekmektedir. Nitekim bazı AB Üyesi Ülkeler de konuya ilişkin AB Direktifinin uygulanması hususunda benzer istisnalardan yararlanmıştır.
c) Gerekli kurumsal değişiklikler
| -
AB Direktiflerinde yer alan kriterlere uygun olarak yeterli sayıda personelle donatılmış Liman Devleti Kurulları oluşturulacaktır.
-
Bayrak Devleti kontrolüne yönelik uygulamalarda etkinlik sağlanması amacıyla doğrudan Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürlüklerine bağlı Gemi Sörvey Kurullarının kapasitesi artırılacaktır.
d) Yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesine bağlı olarak alınması gereken tedbirler
| -
Ayrılmış balast tanklı petrol tankerlerinde balast yerlerinin ölçülmesi,
-
Tehlikeli ve kirletici madde taşıyan gemilerin limanlara giriş-çıkışlarında uygulanacak minimum gereksinimler,
-
24 metre ve daha büyük balıkçı gemilerinin güvenlik rejimi,
-
Yolcu ve Ro-Ro / Yolcu gemilerinin güvenlik kural ve standartları hakkında yeni mevzuat düzenlemeleriyle,
-
Deniz taşımacılığında rekabet kurallarını düzenlenmesi ile ilgili mevzuat çalışmaları,
-
Deniz ekipmanlarına ilişkin AB Mevzuatında yer alan standart, sertifikalandırma ve uygunluk değerlendirmesi ile markalama zorunluluklarına tam uyum için hukuki düzenlemeler.
e) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı
|
Bayrak Devleti uygulamalarının etkinliğinin artırılması amacıyla Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürlüklerine bağlı Gemi Sörvey Kurulu uzmanlarının sayısının artırılması gerekmektedir. Bu nedenle gerekli vasıflara sahip seksen Gemi Sörvey Kurulu Uzmanının istihdam edilmesi hedeflenmektedir.
Buna ek olarak, seksen Liman Devleti Kontrol Memuru ve Uzman Eğitmen (senior staff) Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürlüklerinde ve on Merkez Teşkilatında istihdam edilecektir. On “Uzman Eğitmen” için gerekli olan yurtiçi ve yurtdışı eğitim olanakları sağlanacaktır. Bununla birlikte eğitim ihtiyacı bir yıl içinde hazırlanacak bir eylem planı dahilinde belirlenecektir.
2001 yılı içerisinde, Liman Devleti kontrolünü gerçekleştirmek üzere gemi sörvey kurulu uzmanlarının yetiştirileceği on haftalık bir eğitim programı ile liman devleti kontrolü uzman eğitmenlerin yetiştirileceği sekiz haftalık eğitim programları planlanmış olup, uygun finansal kaynağın Avrupa Birliği imkanlarından desteklenmesi için gerekli girişimlerde bulunulacaktır. Uzman eğitmenler aracılığıyla her yıl periyodik eğitim programı düzenlenecektir.
Bayrak, Liman ve Kıyı Devleti uygulamalarının daha etkin yapılabilmesi için gerekli bina, teçhizat, cihaz, malzeme, ekipman ve araç ihtiyaçları bir yıl içerisinde yapılacak bir eylem planı çerçevesinde belirlenecektir.
Kısa Vade
-
Uluslararası Denizcilik Örgütünün (IMO) SOLAS 78 ve 88 Protokolü ile LOADLINE 88 Protokolü onaylanacaktır.
-
Liman Devleti Kontrolü ve Bayrak Devleti Uygulamalarının etkinliğinin artırılması amacıyla eğitim programları planlanacak ve uygulamaya geçirilecektir.
Orta Vade
-
Deniz Güvenliği ile ilgili diğer IMO Konvansiyonları, örneğin; Balıkçı Gemilerinin Güvenliğine İlişkin Torremolinos Uluslararası Sözleşmesi 88 Protokolü (Torremolinos International Convention for the Safety of Fishing Vessels 88 Protocol), MARPOL 73/78 Annex III onaylanacaktır,
-
Bayrak Devleti, Liman Devleti uygulamalarının etkinliğinin arttırılması için mevcut idari, hukuki ve teknik altyapı yeniden ele alınacak ve gerekli eğitim, malzeme, maddi kaynak temini ve teknoloji transferi suretiyle yeni bir yapılanmaya gidilecektir,
-
Deniz Ekipmanları hakkındaki AB mevzuatına tam uyum sağlanacaktır.
-
Kabotaj kapsamında çalışan yolcu gemilerinin AB güvenlik kural ve standartlarına uyumu (bir geçiş süreci sonrası) sağlanacaktır.
Hazırlanacak eylem planı çerçevesinde finansman ihtiyacı günün koşullarına göre belirlenecektir.
4.10.4.Havayolu Taşımacılığı 4.10.4.1Piyasaya Giriş ve Piyasanın Düzenlenmesi
I. Öncelik tanımı
|
a) Mevcut durum
|
Türkiye’de sivil havacılık hizmetleri piyasası 1980’li yıllardan itibaren serbestleştirilmiş bulunmaktadır. Bu alandaki temel düzenleme 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunudur. Bu Kanun ile piyasa, özel girişimin faaliyetlerine de açılmış bulunmaktadır. Ancak piyasadaki en büyük firma halen devlete ait olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bilgisayarlı Rezervasyon Sistemleri (CRS) konusu henüz düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, THY Avrupa’daki mevcut sistemlerden birini kullanmaktadır.
Fazla rezervasyon nedeniyle uçurulamayan tarifeli yolcuların mağduriyetinin giderilmesine yönelik olarak yürürlükte herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, taşıyıcılarımız Avrupa uçuşlarında bu alandaki AB düzenlemesinin gerektirdiği uygulamayı yerine getirmek zorundadırlar.
Havayolu hatlarına giriş ve taşımacılık faaliyetinde bulunma ise, Ulaştırma Bakanlığına yapılacak başvurunun sonucuna göre gerçekleşmektedir. Dış hat yolcu taşımaları ikili uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yapılmaktadır. Bu anlaşmalar ise geleneksel olarak kapasite paylaşımı ilkesini içermekte ve karşılıklı olarak yalnız birer taşıyıcının faaliyetine imkan vermektedir. Öte yandan özel sektör taşımacılık şirketlerinin uluslararası tarifeli sefer yapmaları firmaların yapısal durumu ve ikili hava ulaştırma anlaşmaları çerçevesinde Bakanlığın onayı ile gerçekleştirilmektedir.
Ücret tarifelerinin yürürlüğe girebilmesi Ulaştırma Bakanlığının onayına tabidir. İç hatlarda ücretler onaylarını izleyen 15 gün içerisinde yürürlüğe girer. Dış hatlarda ise mevcut ikili anlaşmalara paralel olarak, IATA (International Air Tranport Assocaiation) konferansı sırasında tespit edilen ücretler karşılıklı olarak hükümetlerin onayına sunulur ve onaylandıktan sonra yürürlüğe girer.
Türkiye havalimanlarında yer hizmetleri pazarına girişin liberizasyonu süreci AB ülkelerine göre erken bir dönemde başlamıştır. Ülkemiz havaalanlarında yer hizmetleri özelleştirilmiştir.
Havalimanlarında slot tahsisatı konusunda artan trafik nedeniyle bazı tedbirler alma gereği son yıllarda ülkemizde de ortaya çıkmış bulunmaktadır. Nitekim 1993 yılından beri bazı havalimanlarında slot düzenlemesi uygulanmaktadır. Uygulamanın biçim ve koşulları "slot kitapçığı" ile ekinde belirlenmiş ve uluslararası yayımı yapılmıştır.Buna göre uygulama THY Slot Koordinatörlüğü ve DHMİ Atatürk Havalimanı Slot Koordinasyon Merkezi tarafından ortaklaşa yürütülmektedir. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden bir görevli de genel olarak slot uygulamasından sorumludur.
Herhangi bir kaza durumunda kazayı yapan uçak şirketinin sorumlulukları ile ilgili olarak Türkiye’de uluslararası sözleşmelerle oluşturulan sistem dahilinde uygulama yapılmaktadır. Varşova Sözleşmesi ile getirilen sistemde yapılacak değişiklikler takip edilmektedir.
İlgili AB Müktesebat listesi Cilt II de verilmiştir.
TAIEX tarafından verilen fakat sorumlu kuruluşlarca değerlendirilmesi yapılmayan AB müktesebatı listesi;
-
91/670/EEC: Sivil Hava sahasında faaliyet yapabilmek için personel lisans belgelerinin karşılıklı kabul edilmesine ilişkin 16 Aralık 1991 tarihli Konsey Direktifi
-
92/2407/EEC: Hava taşıyıcılarının lisanslandırılmasına ilişkin 23 Temmuz 1992 tarihli Konsey Tüzüğü
-
91/3922/EEC: Sivil Havacılık alanında teknik gereksinimler ve idari prosedürlerin uyumlaştırılmasına ilişkin 16 Aralık 1991 tarihli Konsey Tüzüğü
-
93/65/EEC: Hava trafiği yönetimi ekipman ve sistemlerinin satınalımına ilişkin teknik özelliklerin kullanım ve tanımına ilişkin 19 Temmuz 1993 tarihli Konsey Direktifi
-
94/56/EC: Sivil Havacılık kaza ve olaylarının yönetimiyle ilgili temel prensiplerin oluşturulmasına ilişkin 21 Kasım 1994 tarihli Konsey Direktifi
-
96/2176/EC: 91/3922/EEC sayılı Bilimsel ve teknik ilerleme hakkındaki Konsey Tüzüğünde değişiklik yapan 13 Kasım 1996 tarihli Komisyon Tüzüğü
-
97/15/EC: Hava trafik idaresi ile ilgili ekipman ve sistemlerin sağlanmasında uygun teknik özelliklerin tanımlanması ve kullanılmalarına ilişkin 93/65/EEC sayılı Konsey Direktifi değiştiren ve Euro kontrol standartlarını kabul eden 25 Mart 1997tarihli Komisyon Direktifi
-
80/51/EEC: Subsonik uçaklardan ses emisyonlarının limitine ilişkin 20 Aralık 1979 tarihli Konsey Direktifi
-
9/8629/EEC: Sivil subsonik jet uçaklarından ses emisyonlarının limitine ilişkin 4 Aralık 1989 tarihli Konsey Direktifi
Ulaştırma Bakanlığı
Söz konusu AB Mevzuatının üstlenilerek uygulanmasıdır.
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
| -
Havayolu hatlarına giriş ve taşımacılık faaliyetinde bulunma 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği, ikili Hava Ulaştırma Anlaşmaları çerçevesinde düzenlenmektedir.
-
Ücret tarifeleri konusu 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu ve SHY 6-A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği ile düzenlenmektedir.
-
Yer hizmetleri SHY-22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği ile düzenlenmektedir.
-
Slot tahsisi “Slot Book” çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
-
Kaza durumlarında taşıyıcının sorumlulukları, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu uyarınca Varşova Sözleşmesi sistemi çerçevesinde ele alınmaktadır.
b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
| -
Bilgisayarlı rezervasyon sistemleri konusunda AB’ye uyum için yeni yasal düzenleme gerekmektedir.
-
Fazla revervasyon nedeniyle uçurulamayan yolcuların mağduriyetinin giderilebilmesi açısından AB’ye uyum için yeni yasal düzenleme gerekmektedir.
-
Trafik hakları uygulaması konusu mütekabiliyet esasına göre düzenlendiğinden Avrupa Birliği ya da üyeleri ile havacılık ilişkilerimizde karşılıklı olarak yeni bir rejime geçilmediği sürece AB’ye tam üyelikten önce uyum yönünde yapılacaklar sınırlıdır. Ancak ikili anlaşmaların yapısı kısmen değiştirilebilir ya da karşılıklı olarak yeni bir anlaşma çerçevesi oluşturulabilir. Bununla birlikte, iç piyasadaki liberalizasyon sürecinin yönü belirginleştirilmeli, THY’nin statüsüne açıklık kazandırılmalı ve sektör güçlendirilerek AB firmalarıyla rekabet kapasiteleri geliştirilmelidir.
-
Ücret tarifeleri konusundaki uyum için 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 25.maddesi ile SHY 6-A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğinin ilgili maddelerinin değiştirilmesi gerekmektedir.
-
Yer hizmetleri konusunda tam bir uyumun sağlanabilmesi için SHY-22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliğinde bazı değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
-
Slot tahsisi konusunda uygulamada istikrar ve güveni sağlamak açısından slot kitapçığının AB düzenlemesindeki ilkeler ışığında geliştirilerek hukuki bir niteliğe kavuşturulması gereklidir. AB düzenlemesi gereğince, slot koordinatörünün tarafsız bir üçüncü kişi niteliğini taşıması gerektiği vurgulanmalıdır.
-
Bu açıdan, “Slot Book”un AB düzenlemesindeki ilkeler doğrultusunda geliştirilmesi ve hukuksal hiyerarşiye dahil bir düzenleme formuna kavuşturulması gerekmektedir.
-
Kaza durumlarında taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin herhangi bir yasal düzenleme gereği bulunmamaktadır. Ülkemizdeki uygulamalar taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere göre yapılmaktadır.
c) Gerekli kurumsal değişiklikler
|
Havayolu ulaştırması sektöründe genel olarak yapılması gerekli kurumsal düzenleme 8. Beş Yıllık Kalkınma Planında " Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün otonom ve yaptırım gücü yüksek bir yapıya kavuşturulması ve personelinin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi sağlanacaktır" şeklinde ifade edilmiştir.
Slot tahsisinin koordinasyonu için yeni bir kurumsal yapılanma gerekebilir.
d) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı
|
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün eleman sayısının sektörü denetleyebilecek düzeye çıkarılması gerekmektedir.
Kısa vade
Fazla rezervasyondan kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi konusunda yeni düzenleme yapılacaktır.
Orta vade
-
Bilgisayarlı rezervasyon sistemleri alanında yeni düzenleme yapılacaktır.
-
Ücret tarifelerinin belirlenmesinde daha liberal bir süreç için ilgili mevzuatta değişiklik yapılacaktır.
-
SHY-22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliğinde değişiklik yapılacaktır.
-
Slot tahsisini düzenleyen “Slot Book” hukuksal hiyerarşiye dahil bir düzenleme niteliğine kavuşturulacak ve AB düzenlemesine paralel değişiklikler yapılacaktır.
-
Trafik hakları konusunun tam üyelik sonrasına bırakılması uygun olacaktır.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün, personel eğitimi, bilgisayar alımı ve binalarının onarımı ile diğer ihtiyaçların karşılanması için yaklaşık 23 milyon Euro kaynağa ihtiyaç olacaktır.
4.10.4.2Lisanslar
I. Öncelik tanımı
|
a) Mevcut durum
|
Pilot lisanslarının kriterleri ve diğer ülkelerden alınan belgelerin karşılıklı tanınması konusunda SHDT-33 “Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Dairesi Pilot Lisans ve Sertifika Talimatı” yürürlüktedir. Ancak bu alandaki düzenlemenin JAR-FCL’e göre geliştirilmesi gerekmektedir. Uygulamada SHDT-33 ile JAR-FCL ile birlikte değerlendirilmektedir. İşletme lisanslarının verilmesi ve geçerlilikleri, SHY-6A “Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği” ile düzenlenmektedir. Havayolu taşımacılığında AB düzenlemelerine temel olan istikrar ve güven kaygı ve arayışının ülkemiz için de geçerliliği bulunmaktadır. İşletmelerin dinamik olarak denetimi ve değerlendirilmesi konusunda mevzuatımızın AB düzenlemesine paralel olarak geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, diğer mali ve mesleki hükümler konusunda AB düzenlemesiyle önemli farklılıklar söz konusudur.
İlgili AB Müktesebat listesi Cilt II de verilmiştir.
Ulaştırma Bakanlığı
Söz konusu AB Mevzuatının üstlenilerek uygulanmasıdır.
|
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
| -
Pilot lisansları, SHDT-33 Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Dairesi Pilot Lisans ve Sertifika Talimatı ile düzenlenmektedir.
-
İşletme lisansları, SHY-6A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği ile düzenlenmektedir.
b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
| -
SHDT-33 Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Dairesi Pilot Lisans ve Sertifika Talimatı’nın AB ve JAA standartları doğrultusunda geliştirilmesi gerekmektedir.
-
SHY-6A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği’nin AB düzenlemesine paralel olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
c) Gerekli Kurumsal Değişiklikler
|
Denetim ve değerlendirme yapacak kuruluşun (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
e) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı
|
Sivil Havacılık İdaresi personelinin nitelik ve nicelik bakımından takviye edilmesi gerekmektedir.
Uyum çalışmaları esnasında gerekli eğitim ve çeviri harcamaları ortaya çıkacaktır.
Gerek pilot lisansları gerekse işletme lisansları ile ilgili mevzuat değişiklikleri orta vadede gerçekleştirilecektir.
3 milyon Euro kaynak ihtiyacı doğacaktır.
4.10.4.3Havaaracı Gürültü Yayımları ve Gürültülü Uçaklar
I. Öncelik tanımı
|
a) Mevcut durum
|
Hava aracı gürültü yayımlarının sınırlandırılması ve gürültülü uçakların işletilmesinin kısıtlanması konusundaki Türk Mevzuatı, Birliğin Müktesebatına uyumludur. Bu alanda, Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğinde ECAC tavsiyelerine uygun değişiklik yapılmıştır. Mevcut gürültülü uçakların filodan çıkarılması konusunda da gerekli düzenleme SHT-36-1A Talimatı ile yapılmıştır. Bu Talimat ile ICAO Chapter II kategorisindeki uçakların kademeli olarak en geç 2002 yılı bitimine kadar filolardan çıkarılması ve yeni uçakların Chapter III kategorisinde olması şartı getirilmiştir. Hava aracı gürültü kriterleri ise Gürültü Kontrol Yönetmeliği çerçevesinde ele alınmaktadır.
İlgili AB Müktesebat listesi Cilt II de verilmiştir.
Ulaştırma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı
Söz konusu AB müktesabatı üstlenilecektir.
|
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
| -
Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği SHY-6A
-
SHT-36 1A sayılı Talimat
-
Gürültü Kontrol Yönetmeliği
b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
|
Mevzuatta herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek olmamakla birlikte, gürültü konusundaki mevzuatın etkin uygulanması için Ulaştırma ve Çevre Bakanlıkları arasında eşgüdüme ihtiyaç duyulmaktadır.
Hava limanlarında uçakların gürültü seviyelerini izleme ve değerlendirmeye yönelik yatırım ihtiyacı bulunmaktadır.
Mevzuatın etkin şekilde uygulanmasını teminen idari ve diğer tedbirler kısa vadede alınacaktır.
5 milyon Euro.
4.10.4.4Teknik ve Güvenlik
I. Öncelik tanımı
|
a) Mevcut durum
|
Teknik kural ve idari prosedürler alanında Avrupa ortak havacılık norm ve standartları anlamına gelen JAR’ların Türk sivil havacılık sektöründe de uygulanmasını sağlamaya yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
Hava trafik yönetimi ekipman ve sistemleri alanında üretici ülke olmayan Türkiye’de Eurocontrol’ün tavsiyeleri çerçevesinde uygulama yapılmakta ve bu alanda Avrupa’da ortaya çıkan gelişmeler yakından izlenmektedir.
Hava aracı kazalarının soruşturulması SHY-13 Sivil Hava Araç Kazaları Soruşturma Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Ancak, inceleme ve soruşturma kurullarının oluşum ve görev prosedürleri açısından söz konusu Yönetmeliğin AB düzenlemesine paralel olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
İlgili AB Müktesebat listesi Cilt II de verilmiştir.
Ulaştırma Bakanlığı
Söz konusu AB mevzuatının üstlenilerek uygulanmasıdır.
|
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
| -
Teknik konulardaki yönetmelik ve talimatlar
-
Sivil Hava Araç Kazaları Soruşturma Yönetmeliği (SHY-13)
b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
|
Teknik kural ve idari prosedürler konusunda JAR’ların Türk Sivil Havacılık sektöründe uygulanabilmesi için yasal ve idari tedbirler alınmalıdır.
SHY-13 Sivil Havaaraç Kazaları Soruşturma Yönetmeliği özellikle inceleme ve soruşturma kurulları açısından AB düzenlemesine paralel olarak geliştirilmelidir.
c) Gerekli kurumsal değişiklikler
|
İhtiyaç görülmemektedir.
Bu konularda eğitim, çeviri ve personel yatırımlarına ihtiyaç bulunmaktadır.
Teknik kural ve idari prosedürlerin geliştirilmesi ve kazaların soruşturulmasına ilişkin yönetmeliğin değiştirilmesi çalışmaları orta vadede gerçekleştirilecektir.
5 milyon Euro.
Dostları ilə paylaş: |