İ Ç İ ndek I l e r cilt I ab müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı



Yüklə 7,49 Mb.
səhifə51/171
tarix29.07.2018
ölçüsü7,49 Mb.
#62091
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   171

4.22.Bölgesel Politika


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

Günümüzde küresel ekonomik ilişkiler çerçevesinde geleneksel içe dönük kalkınma modellerine dayanan bölge kavramının yerini, yerel dinamikleri ile küresel pazarlarda yer arayan kent ve kent ağlarının oluşturduğu yeni bölge kavramları almıştır. Bu yeni yapı içerisinde kentler üretim ve yönetim merkezleri olarak ön plana çıkmakta ve sermayenin çekim merkezlerine dönüşmektedir. Küresel ekonomide yaşanan bu yeniden yapılanma, mekanda yeniden yapılanmayı zorunlu kılmaktadır.

Türkiye, sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmasını, 1960’ların başından beri, Beş Yıllık Kalkınma Planlarıyla yürütmeye çalışmaktadır. İlk Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963 yılında uygulamaya konulmuş olup, son plan olan VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı ise, 2001 ve 2005 yıllarını kapsamaktadır.

Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınması ile ülke bütünlüğünü güçlendirecek bölgesel politikaların temel amacı; bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması ve çarpık kentleşmenin önlenerek, ülke çapında metropolitan alanların geliştirilmesidir. Bu çerçevede, bölgesel gelişme politikalarının uygulanmasında; sürdürülebilirlik, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, fırsat eşitliği, kültürel gelişme ve katılımcılık ilkeleri esas alınmaktadır.

Bölgesel Farklılıklar

Türkiye; topoğrafya ve iklim koşulları yönünden, yedi farklı coğrafi bölgeden oluşmaktadır. Bu bölgeler; Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleridir.

Bu bölgeler arasında; kişi başına GSYİH, işsizlik oranı, okuma yazma oranı gibi çeşitli sosyo-ekonomik göstergeler itibarıyla kaydadeğer sosyal ve ekonomik farklılıklar bulunmaktadır. Bölgeler arası gelişmişlik farkları; kaynakların yetersiz dağılımı ve etkin kullanım eksikliği, uygun olmayan topografik yapı, zor iklim koşulları, iç ve dış pazarlara uzaklık, dağınık yerleşim yapısı ve yetersiz yatırım gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Göç, özellikle metropollerde olmak üzere, gelişmiş bölgelerde; işsizlik, yeni altyapı yatırımlarına ihtiyaç, kaçak yapılaşma ve çevre gibi birçok sorunları da beraberinde getirmektedir.

Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde kırsal alanlardaki dağınık yerleşim birimleri nedeniyle, bu birimlere fiziksel ve sosyal altyapı hizmetleri yeterince götürülememektedir. Hızlı şehirleşme de, ciddi çevre sorunlarına yol açmakta, özellikle kaçak yapılaşma altyapı sorunlarını daha da artırmaktadır.

1997 nüfus tespitine göre ülke nüfusunun yüzde 25,8’i Marmara Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Diğer bölgelere bakıldığında bu oran, İç Anadolu’da yüzde 16,9, Ege’de yüzde 13,4, Akdenizde yüzde 12,8, Karadeniz’de yüzde 12,5, Güneydoğu Anadoluda yüzde 9,8 ve Doğu Anadoluda yüzde 8,9 dur.

1990 – 1997 döneminde Türkiye nüfusu yüzde 1,5 oranında artmıştır. Bölgelere göre nüfus artış oranlarında önemli farklılıklar gözlenmektedir. Yıllık ortalama nüfus artış hızları; Marmara’da yüzde 2,8, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 2,4, Akdeniz’de yüzde 1,9, Egede yüzde 1,5, İç Anadoluda yüzde 0,9, Doğu Anadolu’da yüzde 0,7’dir. Karadeniz Bölgesi, nüfus artış oranında düşüşün (yüzde 0,5) gözlendiği tek bölgedir. Bu durum yüksek göç ile açıklanabilmektedir.

Türkiye’de 0-5 yaş arası bebek ölüm oranı, 1990-1995 döneminde binde 50,6’dır. Bu oran, orta düzey gelir grubundaki ülkeler ortalamasından (56) daha iyidir. Geri kalmış kırsal doğu illerindeki bebek ölüm oranı, batı illerindekinin iki katıdır. Kalkınmada Öncelikli Yöreler için bu oran binde 72-74 arasında değişmektedir.

Nüfus başına doktor oranı; Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde Türkiye ortalamasının altındadır. 1999 yılı itibarıyla Marmara Bölgesindeki hasta yatak sayısı, Türkiye’deki toplam yatak sayısının yüzde 39,9’udur. Bu oran Doğu Anadolu Bölgesi için yüzde 8,9’dur.

Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 1987 fiyatlarıyla 1987-1998 döneminde GSYİH yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 4,1’dir. Marmara Bölgesi yüzde 4,7 ile en yüksek büyüme oranına sahiptir. Büyüme oranı Türkiye ortalamasının üzerinde ve ona yakın olan bölgeler; Güneydoğu Anadolu (yüzde 4,2), Akdeniz (yüzde 4,1) ve Ege (yüzde 4,2) bölgeleridir. Büyüme oranı ortalamanın altında olan bölgeler ise; İç Anadolu (yüzde 3,4), Karadeniz (yüzde 3,3) ve Doğu Anadolu (yüzde 2,0) bölgeleridir.

1998 yılı GSYİH içerisinde bölge paylarına bakıldığında en büyük paya yüzde 37,8 ile Marmara Bölgesi’nin sahip olduğu görülmektedir. 1983-1998 döneminde Güneydoğu Anadolu Bölgesinin GSYİH’daki payı yüzde 3,9’dan yüzde 5,2’ye yükselirken, Doğu Anadolu Bölgesinin payında yüzde 4,5’ten yüzde 3,3’e düşüş gözlenmiştir.



İdari Yapı

Türkiye’nin idari yapısı merkezi ve yerel yönetimlerin uyum içerisinde çalışması esasına dayanmakta olup, idari yapının temel birimleri olan 81 il mevcuttur. Merkezi idare bakanlıklardan ve genel müdürlüklerden oluşmaktadır. Merkezde ‘ana hizmet birimleri’, ‘destek hizmet birimleri’ ve ‘danışma ve kontrol birimleri’ bulunmaktadır. Merkezi idare aşağıdaki görevlere sahiptir:



  • Bölgesel gelişmeye yönelik planlama ve politika belirlenmesi ve

  • Devlet kaynaklarının bölgesel gelişme amaçlı tahsisi.

Merkezi idarede; Devlet Planlama Teşkilatı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü “Bölgesel Politika” konusuyla doğrudan ilgilidir. Söz konusu Genel Müdürlük; il ve ilçe bazında araştırma ve planlama yapmak, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bu konularda yapacakları çalışmaların, Kalkınma Planları ve Yıllık Programlarla tutarlılığını sağlamak, yapısal uyum politikalarının uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek sorunların çözümü amacıyla projeler geliştirmek ve bu konularda yapılacak çalışmaları koordine etmek, yerel istihdamın ve girişimciliğin geliştirilmesi çerçevesinde küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin, esnaf ve sanatkarların ve kırsal kesimin sorunlarına yönelik politikalar geliştirmek, kurumsal ve hukuki düzenlemeler ile ilgili görüş vermek, uygulamayı yönlendirmek, Kalkınmada Öncelikli Yöreleri ve ihtiyaçlarını tespit etmek, bu yörelerin özelliklerini dikkate alarak, daha hızlı bir gelişme sağlanması amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, bölgesel kalkınma projeleri ile ilgili koordinasyonu sağlamak ve görev alanına giren konularda görüş vermek ve uluslararası kuruluşlarla temas ve müzakerelere iştirak etmekle görevlidir.

Bölgesel gelişimi sağlamak üzere küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve yatırımcıların desteklenmesi için 1998 yılında KOSGEB bünyesinde Bölgesel Kalkınma Enstitüsü kurulmuştur. Ülkemizdeki bölgeler arası farklılıkların en aza indirilmesi, işletmelerin bölgesel ve sektörel bazda ulusal ve uluslararası faaliyetlerinin artırılması ve kalkınmanın bölgelere dengeli yansıtılması yönünde programların geliştirilmesi misyonunu üstlenmiş olan Bölgesel Kalkınma Enstitüsü, yerel kaynakların harekete geçirilmesi ve bölgesel kalkınma sürecine katılması stratejisi ile proje ve faaliyetleri gerçekleştirmektedir.

Bölgesel Kalkınma Enstitüsü, yukarıda belirtilen faaliyet ve projelerini birinci hedef bölgeleri olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Karadeniz Bölgelerinde odak nokta olarak belirlediği Erzurum, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır, Malatya ve Trabzon illeri ile ikinci hedef bölgeleri olan Orta Anadolu ve Batı Karadeniz Bölgelerinde odak noktaları olan Çorum, Nevşehir, Zonguldak illerinde bulunan Küçük İşletme Geliştirme Merkez Müdürlükleri ile işbirliği içinde gerçekleştirmektedir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı da bölgesel politikada etkinlikleri olan diğer kurumlardır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı; ülkemizde bölgesel planların bir alt ölçeği olan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni (Territorial Plan) planlamadan sorumlu bir bakanlıktır. Bakanlığın kuruluş kanununda mevcut görev ve sorumlukları genel müdürlükleri tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye’nin temel ulaşım ve çevre altyapı yatırımlarını gerçekleştirmekten Sorumlu kuruluş olan Karayolları ve İller Bankası Genel Müdürlükleri de bu Bakanlığın bağlı ve ilgili kuruluşları olarak, teşkilat yapısı içinde yerlerini almaktadır.

Türk Anayasasında, yerel hizmetlerden sorumlu yerel yönetimler, karar birimleri halk tarafından belirlenen yasal kamu kurumları olarak tanımlanmıştır. Buna göre, il özel idareleri, belediyeler ve köy muhtarlıkları yerel yönetimlerdir.

İl özel idareleri merkezi hükümetin yetki ve sorumluluğuna sahip olup, Vali, idare başkanı olarak devleti temsil etmektedir. İl özel idareleri; karar organları olan il genel meclisi ve il daimi encümeniyle, uygulamadan sorumlu olan validen oluşmaktadır.

Nüfusu 2000'den fazla olan yerler ile il ve ilçe merkezlerinde belediye kurulur. Ülkemizde sayısı 3216 ya ulaşan belediyelerin karar organları belediye meclisi ve belediye encümeni olup, belediye başkanı uygulamadan sorumludur. Belediye meclisi ve belediye başkanı beş yılda bir seçilmektedir.

Köylerde yönetimden muhtarlar ve ihtiyar heyeti sorumludur ve seçimle iş başına gelirler. Köy yönetiminin çok sınırlı yetkisi ve bütçesi olup, daha çok il yönetimine ve merkezi hükümete bağlıdır.

Yerel yönetimlerin görevleri şunlardır:


  • Bölgesel gelişmeye ilişkin faaliyetlerin planlanması ve uygulanması,

  • Bölgesel bazda girişimcilik faaliyetlerinde liderlik rolü,

  • Kalkınma faaliyetleri konusunda gerekli bilginin sağlanması.

Yerel yönetimlere ilave sorumluluklar ve belirli görevler bazı bakanlıklar tarafından bölgesel birimleri aracılığıyla verilebilmektedir. Köy ve kent kalkınmasında etkin bir kurum olarak İller Bankası da görev yapmaktadır.

Bölgesel Gelişme Araçları

Bölgesel farklılıkları gidermek amacıyla ekonomik kalkınmaya yönelik üç temel araç söz konusudur: (i)Kamu sektörüne yönelik politikalar ve teşvikler, (ii)özel sektör teşvikleri ve (iii)bölgesel gelişme ve kırsal kalkınma projeleri.

Teşviklerin daha etkin olarak uygulanabilmeleri amacıyla; (i)gelişmiş,(ii)kalkınmada öncelikli ve (iii)normal bölgeler olmak üzere üç ayrı bölge grubu belirlenmiştir.

Gelişmiş Bölgeler:

İstanbul ve Kocaeli il sınırları içindeki alan ve Ankara, İzmir, Bursa, Adana ve Antalya büyükşehir belediye sınırları içinde kalan alan gelişmiş bölge olarak kabul edilmektedir.



Kalkınmada Öncelikli Bölgeler:

Bakanlar Kurulu tarafından 49 il ve 2 ilçe “Kalkınmada Öncelikli Yöreler” kapsamına alınmıştır. Bu iller Adıyaman, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bartın, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çanakkale (Bozcaada ve Gökçeada ilçeleri), Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kars, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Malatya, Mardin, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tokat, Trabzon, Tunceli, Van, Yozgat ve Zonguldak’tır. Kalkınmada Öncelikli Yöreler kavramı 1971 yılından bu yana kullanılmaktadır. “Kalkınmada Öncelikli Yöreler”, illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik göstergelerine göre belirlenmektedir. Gelişmişlik düzeyini belirlemede kullanılan bazı ekonomik ve sosyal göstergeler şunlardır:



  • Nüfus,

  • Eğitim,

  • Sağlık,

  • Sanayileşme ve madencilik,

  • Ticaret ve finansal gelişmeler,

  • Tarımsal gelişme ve modernizasyon,

  • Haberleşme ve ulaştırma,

  • Sosyal ve kültürel gelişme, vb.

Normal Bölgeler:

Gelişmiş ve “Kalkınmada Öncelikli Yöreler” dışında kalan bölgelerdir.



Bölgesel Gelişme Projeleri ve Kırsal Kalkınma Projeleri

Bölgesel Gelişme Projeleri:

Türkiye’de ilk bölgesel planlama girişimleri 1950’lerde başlamış olmakla birlikte, kaydadeğer çalışmalar 1960’lardan sonra, planlı dönem süresince yapılmıştır. Yerel yönetimlerin imar planlarını ve kentsel altyapı projeleri İller Bankası tarafından yapılmaktadır. Ancak yapılan çalışmalardan hiçbirisi, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gündeme gelinceye kadar, kapsamlı bir bölgesel gelişme projesi niteliğinde olmamıştır. Bu kapsamda, Türkiye’nin ilk ve en büyük projesi GAP’tır. Uygulanan ve hazırlıkları devam eden projelerle ilgili özet bilgiler aşağıda yer almaktadır.

1. Güneydoğu Anadolu Projesi

Güneydoğu Anadolu Projesi, Güneydoğu Anadolu’da bulunan toplam 6,2 milyon nüfusun yaşadığı dokuz ili kapsamaktadır. Bu bölgede kişi başına milli gelir, ulusal ortalamanın hemen hemen yarısı olan 1.619 Dolardır.

Proje geleneksel, sektörel ve merkezi planlamanın aksine, çok boyutlu, sektörler arası ve ademi-merkezi bir planlama yöntemine sahiptir. Geniş kapsamlı bu projenin temel amacı; bölgesel kaynakların harekete geçirilmesi, yeni iş imkanları yaratılması, gelir düzeyinin yükseltilmesi, kentsel merkezlerin geliştirilmesi ve böylelikle, proje bölgesinde ekonomik büyüme ve sosyal istikrarın sağlanmasıdır.

Güneydoğu Anadolu Projesi; Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santraller ile sulama tesislerinin yanı sıra, kentsel ve kırsal altyapı, tarımsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık, konut, turizm ve diğer sektörlerdeki yatırımları da içeren, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesini değil, tüm ülkeyi etkileyecek değişimleri de beraberinde getirecek, çok yönlü bir projedir.

Toplam yatırım tutarı 32 milyar Dolar olan GAP’a bugüne kadar 14 milyar Dolar tutarında bir harcama yapılmıştır. Yatırımların gerçekleşme oranı yüzde 44 olup, yapılan harcamanın büyük bir bölümü ulusal kaynaklardan karşılanmıştır.

GAP kapsamında enerji ve sulama amaçlı onüç adet büyük proje ile, Fırat Nehri kolları üzerinde on dört baraj, on bir HES; Dicle Nehri ve kolları üzerinde sekiz baraj, sekiz HES olmak üzere toplam yirmi iki baraj ve on dokuz HES’in yapımı planlanmıştır. Ayrıca, GAP kapsamında sulama amaçlı dört adet baraj ile bir adet HES ve on iki adet depolamasız sulamadan oluşan münferit projeler ve hizmetler sektöründe yer alan içme ve kullanma suyu teminine yönelik olarak geliştirilen projeler yer almaktadır.

2. Zonguldak-Bartın-Karabük Bölgesel Gelişme Projesi

Beş Yıllık Kalkınma Planı doğrultusunda, Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) küçültülmesi ve Karabük ve Ereğli Demir Çelik İşletmelerinin özelleştirilmesi ile bölgede meydana gelecek ekonomik ve sosyal sonuçların analiz edilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, çok sektörlü, kamu-özel kesim işbirliğine dayalı olarak Zonguldak-Bartın-Karabük Bölgesel Gelişme Projesi başlatılmıştır. Söz konusu projenin başlıca amaçları şunlardır:



  • Bölgede yer alan sanayi ve madencilik kuruluşlarından TTK’nın küçültülmesi ve Karabük Demir Çelik İşletmesinin özelleştirilmesi sonucunda ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal sonuçları analiz etmek,

  • Özel sektörün yeni yatırım alanlarında faaliyet göstermelerinin sağlanması amacıyla yeni yatırım seçenekleri belirlemek,

  • Orta ve uzun dönemde uygulanabilir bölgesel gelişme planı hazırlamak,

  • Bölgede yapılabilecek yatırımların tanımlanmasını sağlamak.

3. Doğu Anadolu Projesi (DAP)

Doğu Anadolu Bölgesinde ekonomik ve sosyal göstergeler ülke ortalamalarının çok gerisinde seyretmektedir. 1997 yılı itibarıyla, ulusal ortalaması 3.027 Dolar olan kişi başına GSYİH oranı, bu bölgede 1.347 Dolar olmuştur. Bölgenin geri kalmışlığı dikkate alınarak, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından 1998 yılında “Doğu Anadolu Bölgesel Gelişme Projesi” çalışmalarına başlanılmıştır. DPT’nin gözetiminde, projenin kapsadığı bölgede yer alan beş üniversitenin katılımıyla oluşturulan bir konsorsiyum tarafından Master Plan çalışmaları yapılmaktadır. DAP Doğu Anadolu Bölgesinde on altı ili kapsamaktadır. 2001 yılında uygulamaya konulacak olan projenin başlıca amaçları aşağıdaki şekilde sıralanabilir:



  • Bölgenin diğer bölgelere göre geride olan sosyo-ekonomik gelişmesini hızlandıracak politika ve uygulamaları ortaya koymak,

  • Sektörel gelişmeleri hızlandırmak üzere sektörel analizler yapmak ve öncelikleri belirlemek,

  • Bölgesel gelişmeyi, kamu, yerel yönetimler, özel kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde yapmak,

  • Bölgedeki ve/veya bölge dışındaki girişimcilere (yabancı sermaye yatırımları dahil) yatırım alanlarının belirlenmesi, yatırım projelerinin hazırlanması, uygulanması, işletme yönetimi, teknoloji, finansman, pazarlama imkanlarının geliştirilmesi ve nitelikli eleman temini konularında somut öneriler geliştirmek, bunları koordine edecek kurumsal düzenlemeler önermek,

  • Seçilmiş yatırım konularında, mevcut potansiyelin değerlendirilmesi ve yatırımcılara yön gösterilmesi amacıyla değişik konularda fizibiliteler hazırlamak,

  • Sektörel politika ve tedbirler önermek, önemli projelerin katılımcılık ilkesi içinde gerçekleştirilmesine yönelik öneriler hazırlamak,

  • Bölgesel istihdamın geliştirilmesi açısından önem taşıyan işgücü arz ve talebinin sektörel ve mekansal analizini yapmak, bölgedeki insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda sektörel yeni projeler önermek.

4. Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP)

Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı, Türkiye’nin geri kalmış bölgelerinden biri olan ve 1997 sayımına göre en çok göç veren Doğu Karadeniz Bölgesi için hazırlanmıştır. DOKAP bölgede yeralan yedi ili kapsamaktadır.

DOKAP’ın amaçları:


  • DOKAP Bölgesi ile Türkiye’nin diğer bölgeleri arasındaki bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak üzere, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kısa ve uzun dönemde gelişmesini sağlayacak entegre bir bölgesel gelişme planının ortaya konulması,

  • Bu plan çerçevesinde öncelikli sektörlerin ve yatırım projelerinin belirlenmesi ve çalışma süresince personel ile işbirliği yaparak, bu personelin planlama kabiliyetlerinin geliştirilmesi.

Hazırlık çalışmaları kapsamında, doğal yapı, sosyal yapı, kentsel etki alanları, sanayi, coğrafi bilgi sistemi araştırmaları yapılmıştır.

DOKAP kapsamında ilk saha çalışması çerçevesinde, bölgenin mevcut sosyo-ekonomik ve mekansal durumu analiz edilmiş, gelişme stratejisi ve senaryosu belirlenmiştir. Ayrıca entegre bir bölgesel gelişme planı taslağı ortaya çıkartılmıştır.

İkinci saha çalışması kapsamında ise; seçilen öncelikli projeler ve programlar için proje profilleri hazırlanmış ve eylem planının formülasyonu çalışması başlatılmıştır. DOKAP çalışmaları çerçevesinde hazırlanan Nihai Rapor; Master Plan, Sektörel Raporlar, Kurumsal Gelişme, Proje Raporları ve Yönetici Özetinden oluşmaktadır. DOKAP Master Planı on program ve elli üç proje içermektedir. Etüd olarak proje tamamlanmış olup 2001 yılında uygulamaya konulacaktır.

Kırsal Kalkınma Projeleri

Kırsal Kalkınma Projelerinin uygulamasına 1970’lerin sonlarında başlanmıştır. Bir veya iki il bazında uygulanan kırsal gelişme projeleri aşağıdaki alanları kapsamaktadır:



  • Sulama,

  • Sulu alanın ıslahı,

  • Köy yolları yapımı,

  • Orman yolları yapımı,

  • Hayvanlara su sağlanması,

  • İçme suyu sağlanması,

  • Tarımsal ve hayvansal üretimin artırılması,

  • Ağaçlandırma.

Kırsal gelişme projelerinin amacı, geri kalmış yörelerde tarımsal faaliyetlerin artırılması yoluyla insanların gelir düzeyinin yükseltilmesidir. Projelerin başarısında, proje faaliyetlerinin yönetimi önemli rol oynamaktadır. Projenin süresi ve belirli alanlara yoğunlaşılması da proje başarısı açısından dikkate alınması gereken diğer faktörlerdir.

1. Çorum-Çankırı Kırsal Kalkınma Projesi

Çorum-Çankırı Kırsal Kalkınma Projesi, Çorum ve Çankırı illerinde ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasına yönelik olarak uygulanmıştır. Proje kapsamında, çiftçilere tarımsal üretimin artırılması amacıyla, orta ve uzun vadeli düşük faizli krediler verilmiştir. Ayrıca mevcut altyapı yenilenmiş ve geliştirilmiştir. Projenin toplam maliyeti 207,2 milyon Dolar olmuştur.

2. Erzurum Kırsal Kalkınma Projesi

Türkiyenin ikinci kırsal kalkınma projesi olan ve 1982 – 1989 döneminde uygulanan Erzurum Kırsal Kalkınma Projesinin amacı; tarım üretiminin artırılması, çiftçilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi, iş imkanlarının geliştirilmesi olmuştur. Bu proje kapsamında 45 milyon Dolar kullanılmıştır.

3. Bingöl-Muş Kırsal Kalkınma Projesi (1990-1999)

Bingöl-Muş Kırsal Kalkınma Projesinin amaçları, mevcut altyapının iyileştirilmesi, tarım üretiminin artırılması, köylerde içme suyu ve yol ağlarının yapımı, sulama tesisleri ve enerji ormanları kurulması yer almakta olup, toplam tutarı 52,5 milyon Dolar’dır.

4. Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi (1991-2001)

Toplam tutarı 40,5 milyon Dolar olarak belirlenen proje kapsamında yetmiş köye içme suyu sağlanması, 125 km köy yolu yapılması, yetmiş sulama birimi inşa edilmesi, 6 sulama birimi rehabilitasyonu, Kadılı Araştırma Merkezinin geliştirilmesi, tarım ve hayvancılık üretimlerinin artırılmasına yönelik hizmetler sunulması yer almaktadır.

5. Ordu - Giresun Kırsal Kalkınma Projesi (1995-2003)

Ordu – Giresun Kırsal Kalkınma Projesinin toplam tutarı 59,7 milyon Dolar olarak öngörülmüştür. Projenin amaçları arasında küçük girişimcilik potansiyeli olan fakir ailelerin yaşam koşullarının ve gelir düzeylerinin yükseltilmesi, tarım ve hayvancılık üretiminin artırılması ve toprak, su, hayvan ve orman kaynaklarının daha iyi idaresine yönelik faaliyetlerin planlanması bulunmaktadır.

1991-2000 yılları arasında KOSGEB tarafından da kırsal alanlardaki yöresel üretimlerin geliştirilmesi, modern teknolojinin adaptasyonu, yaygınlaştırılması ve istihdamın artırılması ile göçün önlenmesine yönelik olarak projeler gerçekleştirilmiştir.



Mahalli İdareler

Türkiye’de yerel yönetim sistemi il özel idaresi, belediye ve köy olmak üzere üç kademelidir. Ancak bu üç kademe arasında tüzel olarak herhangi bir hiyerarşik ilişki bulunmadığı gibi eşgüdüm amaçlı ilişki de bulunmamaktadır. Bunların birbirleri arasındaki ilişkisizlik, genel yönetimin taşra kuruluşları olan ilçe (kaymakamlık) ve il (valilik) kanalları ile giderilmektedir.

Bütçe büyüklüğü itibarıyla değerlendirilirse, Türkiye’de yerel yönetimler içinde köyler yüzde 1, özel idareler yüzde 14, belediyeler ise yüzde 85 büyüklüğünde yer tutmaktadır. Köyler, doğrudan harcamacı kuruluşlar olmaktan çok, il özel idareleri ve merkezi yönetim tarafından hizmet götürülen yönetim birimleri olma özelliğine sahiptir. Belediyeler, yerel yönetim sistemi içindeki bu büyüklüğe koşut olarak, diğer iki yerel yönetim türüne göre daha fazla öne çıkmış bulunmaktadır.

İl özel idareleri 1983-1998 yılları arasında, dönem ortalaması olarak gelirlerinin yüzde 15’ini harcayamamış, bir sonraki yıla devretmiştir. Bunlar fazla bütçe ile çalışırken, belediyelerde durum tersinedir. Aynı dönemde belediyeler her yıl açık vererek çalışmış, dönem ortalaması olarak gelirlerinin yüzde 6’sı kadar fazla harcama yapmıştır.

Son yıllarda sayılarında önemli artışlar gözlenen belediyelerin, etkin ve verimli bir yapıya kavuşturulmamış olmasından kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır. Bu belediyelerde yatırımlara kaynak bulunmasından başlayarak, bunların projelendirilmesi, ihale edilmesi ve yatırımların izlenmesi başlıca sorunlardan biridir.

Ülkemizin Avrupa Birliğine adaylığı sürecinde üyelik yükümlülükleri olarak yapılması hedeflenen yasal ve idari değişiklikler arasında “Bölgesel Politikalar” başlığı altında mevcut bulunan ve yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren düzenlemeler mevcuttur. Yerel yönetimlerle ilgili yapılması öngörülen hukuki ve kurumsal düzenlemeler VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planında;



  • Merkezi idare ile yerel yönetimlerin koordinasyonu artırılacak, görev ve yetki dağılımı ile yerel yönetimlerin mali ve personel yapısı yeniden düzenlenecektir;

  • Yerel yönetimlerin düzenli gelir kaynaklarına sahip olması sağlanacaktır;

  • Belediye modelleri yeniden düzenlenecek, il ve ilçe belediyelerinin kurulmasına ilişkin kriterler yasal olarak belirlenecektir;

  • Yerel yönetimlerin dış kaynaklı proje kaynaklarından faydalanması yasal bir çerçeve ile düzenlenecek, İller Bankası’nın görevleri yeniden şekillendirilecektir;

  • Yerel yönetim birlikleri ve şirketleri yeniden düzenlenecek, kentsel rantların vergilendirilmesine yönelik yasal düzenleme yapılacaktır;

  • Halkın yerel yönetimlere katılımı artırılacaktır,

şeklinde yer almıştır.

Kalkınma Planında ortaya konulan bu çerçeve ve AB ile mevcut adaylık süreci kapsamında çeşitli yasal düzenlemeler yürürlüğe konulmaya çalışılmaktadır. Halen TBMM’de bulunan ve yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren Kanun tasarıları aşağıda sıralanmıştır;



  • Merkezi İdare ile Mahalli İdareler Arasında Görev Bölüşümü ve Hizmet İlişkilerinin Esaslarının Düzenlenmesi ve Çeşitli Kanunlarda Mahalli İdarelerle İlgili Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı,

  • Merkezi İdare ile Mahalli İdareler Arasında Görev Bölüşümü ve Hizmet İlişkilerinin Esaslarının Düzenlenmesi ve Çeşitli Kanunlarda Mahalli İdarelerle İlgili Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı.

Yukarıda yer alan Kanun tasarılarının yürürlüğe girmesiyle, yerel yönetimlerin hizmet üretimindeki etkinlikleri ve kaynakların akılcı kullanımı artırılarak kamu hizmetleri yerinden karşılanacaktır. Ayrıca söz konusu düzenlemelerle halkın ortak yerel ihtiyaçlarını karşılayacak kamu hizmetlerinin mahalli idarelerce yürütülmesinin sağlanması ve yerel yönetimlerin görevlerinin gerektirdiği gelir yapısına kavuşmasıyla, bu hizmetlere verimlilik ve hız kazandırılacaktır.

b) AB Müktesebatı

İlgili AB Müktesebatı listesi Cilt II de verilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Türkiye’de Bölgesel gelişmeden sorumlu ana kurum Devlet Planlama Teşkilatıdır. Aşağıdaki bakanlıklar ve kurumlar da bölgesel projelerin tahsisatı, uygulanması, idaresi ve izlenmesiyle ilgili faaliyetlerde bulunmaktadır:

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet İstatistik Enstitüsü, İller Bankası, DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, GAP İdaresi Başkanlığı, Kalkınma Bankası, Halkbank, KOSGEB.



d) Nihai hedef

Söz konusu AB Mevzuatının üstlenilerek uygulanmasıdır.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

  • 540 Sayılı Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (RG 24.6.1984/21970)

  • 3152 Sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (RG 23.2.1985/18675)

  • 1580 Sayılı Belediye Kanunu (RG 14.4.1930/1471)

  • 388 Sayılı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (RG 6.10.1989/20334)

  • 3621 Sayılı Kıyı Kanunu (RG 4.4.1990/20495)

  • 775 Sayılı Gecekondu Kanunu (RG 30.7.1966/12362)

  • 442 Sayılı Köy Kanunu (RG 11. Şaban.1342 ve 18 Mart 1340/336)

  • 3624 Sayılı Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun (RG 20.4.1990/3624)

  • 2510 Sayılı İskan Yasası (RG 21.6.1934/2733)

  • 6831 Sayılı Orman Kanunu (RG 8.9.1956/9402)

  • 3194 Sayılı İmar Kanunu (RG 9.5.1985/18749)

  • 3360 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu (RG 26.5.1987/19471)

  • 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapan Kanun (RG 9.7.1984/18453)

  • 4325 Sayılı Köylerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi Hakkında Kanun (RG 27.2.1998/23271)

  • 4369 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımlarına İlişkin Mevzuatta Değişiklik Yapan Kanun (RG 29.7.1998/23417)

  • 4759 sayılı İller Bankası Kuruluş Kanunu (RG 2.6.1945)

  • 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, İmar İskan Bakanlığının (RG 13.12.1983)

  • 3465 sayılı Otoyollar, Bakım ve Onarımı Hakkındaki Kanun

  • 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu (RG 9.8.1983)

b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

Katılım öncesi dönemde Türk mevzuatında herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmamaktadır. Ancak AB kriterlerine göre hedef bölgeler ve NUTs tanımlamaları yapılacaktır.

c) Gerekli kurumsal değişiklikler

Beş Yıllık Kalkınma Planında belirtildiği üzere, 2005 yılına kadar, ihtiyaç duyulan illerde Devlet Planlama Teşkilatının idari bölge birimleri kurulacaktır.

d) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

Devlet Planlama Teşkilatının her bir bölge birimi için, elemana ihtiyaç olacaktır. Bölge birimlerinin kurulmasına iki bölgeye öncelik verilerek başlanacaktır. Bu durumda başlangıçta nitelikli elemana, iki binaya ve yeterli teçhizata ihtiyaç duyulacaktır. Ancak öncelikli olarak Devlet Planlama Teşkilatında ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında bölgesel politika konusunda çalışan personelin, AB Bölgesel Politikası konusunda eğitimi gerekecektir.

III. Takvim

Kısa vade

AB kriterlerine göre hedef/kriter bölgeler ve NUTS’lar istatistiki olarak tanımlanacaktır.


Orta vade

DPT’nin bölgesel teşkilatları kurulacaktır. Bölgesel amaçlı devlet yardımları uygulamaları AB kriterlerine uyumlu hale getirilecektir.

Bölgesel ve yöresel potansiyeller yerel aktörlerin etkin şekilde katılımlarının sağlanması ile belirlenecek ve bu potansiyelin kalkınmaya kanalize edilmesi için gerekli projeler hazırlanacaktır.

IV. Finansman

Bölgesel politikaların uygulanması için gerekli organizasyon ve personel ihtiyacının karşılanması için 20 milyon Euro finansman ihtiyacı vardır.


Yüklə 7,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin