ERMENİ KİLİSELERİ
istanbul'da Bizans dönemindeki Ermeni kiliseleri hakkında bilgi yok denecek kadar azdır, istanbul Ermeni Patrikliği'nin -kuruluşundan (1461) sonra inşa edilen 55 kiliseden 22'si yıkılmış veya değişik amaçla kullanılmaktadır. 33 tanesi ise ibadete açıktır.
Bugün ayakta olan kiliselerin en eskileri, istanbul'un fethinden sonra Ermenilere tahsis edilen kiliselerdir. Yerli Rum halkından alınarak Ermenilere verilen bu kiliseler doğal olarak Ermeni kilise planı ve işlevselliğinden çok uzaktırlar. Mimarisine fazla bir şey yapılamasa da ufak tefek değişikliklerle işlevsellikleri Ermeni kilisesininkine uydurulmuştur. Bu kiliselerin başında Kumkapı'daki Surp Asdvadzadzin Patriklik, Samatya'daki Surp Kevork eski Patriklik ve Balat'taki Surp Hreşdagabed kiliseleri gelir. Bunların ilk inşa tarihleri çok eski olmakla birlikte, ahşap vb az dayanıklı yapı malzemelerinden yapıldıklarından, deprem ve yangınlara karşı koyamamışlardır. Bu nedenle
birçok kez farklı planlarla yeniden inşa edilmiş olup, ilk planları hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.
istanbul'daki Ermeni kiliselerinin çoğu 18-19. yy'larda inşa edilmiştir. Bugün var olan kiliselerden 15'inin ilk tesisi bu döneme rastlar. Daha önce inşa edilen kiliseler de bu dönemde büyük onarımlar geçirmişlerdir.
Ermeni kilisesinin geleneksel mimari yapısı gereğince, ibadethane haçvari bir plan üzerine oturur. Bunu takip eden bir diğer plan şekli ise baziliktir. Bu yönden istanbul'da tipik Ermeni kilise mimari planına uygun bir kilise bulmak oldukça zordur. Yapının doğu ucunda sunak bulunur. Kiliselerin çatı örtü sisteminde geleneksel olan merkezi kubbedir. Osmanlı döneminde kubbe yapımına yazısız bir yasak olduğundan ya hiç uygulanmayarak bir tonozla geçilmiş, ya Beşiktaş'taki Surp Asdvadzadzin Kilisesi'nde(->) olduğu gibi kırma çatının içerisine saklanarak uygulanmış, ya da Kuzguncuk'taki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nde(->) olduğu gibi bir tek kez uygulanmıştır.
Kilise içerisinde sütun kullanımı hakkında özel bir kural olmamakla birlikte, istanbul Ermeni kiliselerinde geçilmesi gereken çok büyük açıklıklar olmadığından olsa gerek, sütun kullanımına çok seyrek gidilmiştir (Kumkapı'daki Surp Asdvadzadzin Kilisesi; Balat'taki Surp Hreşdagabed Kilisesi gibi).
Cumhuriyet döneminde ise kilise yapımı yasaklanmıştır. Bu dönemde kilise inşası olarak en büyük olay Karaköy'deki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nin(->) yeniden kısasıdır. Cumhuriyet döneminde rastlanan bir diğer kilise yapımı da Balıklı Ermeni Mezarlığındaki Surp Sarkis Şapeli'nin yapımıdır (1985).
istanbul'da günümüzde varlığını koruyan Ermeni Gregoryen kiliseleri şöyle sıralanabilir: Surp Asdvadzadzin Patriklik
ERMENİ KÜLTÜR KURUMLARI 184
185
ERMENİ MUSİKİSİ
Kilisesi (avlusunda ibadethanelik işlevini yitirmiş Surp Haç ve Surp Vortvotz Vorod-man kiliselerini, işlevini sürdüren Surp To-ros Ayazması'm kapsar) (Kumkapı), Surp Kevork (eski Patriklik) Kilisesi (Surp Hov-hannes Mıgırdiç Ayazması'm kapsar) (Sa-matya), Surp Hagop Kılkhatir Kilisesi (Al-tımermer), Surp Sarkis Şapeli (Balıklı), Surp Harutyun Kilisesi (Kumkapı dışı), Surp Hovhannes Avedaraniç Kilisesi (Ge-dikpaşa), Surp Tateos-Partoğomeos Kilisesi (Yenikapı), Surp Hovhannes Avedaraniç Kilisesi (Narlıkapı), Surp Nigoğayos Kilisesi (Topkapı), Surp Pırgiç Şapeli (Ye-dikule), Dzmunt Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Bakırköy), Surp Istepanos Kilisesi (Yeşilköy), Surp Hreşdagabedatz Kilisesi (Balat), Surp Yeğya Kilisesi, (Eyüp, Nişanca), Surp Asdvadzadzin Kilisesi, (Eyüp, İs-lambey), Surp Istepanos Kilisesi, Halıcıoğ-lu (istimlak dolayısıyla yıkıldığından Kara-köy Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'ne taşındı), Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Ka-raköy), Surp Yerrortutyun Kilisesi (Surp Minas Şapeli'ni kapsar) (Beyoğlu), Surp Harutyun Kilisesi (Taksim), Surp Varta-nantz Kilisesi (Feriköy), Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Beşiktaş), Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Ortaköy), Yerevman Surp Haç Kilisesi (Kuruçeşme), Surp Santuht Kilisesi (Rumelihisarı), Surp Yeritz Manganız Kilisesi (Boyacıköy), Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Yeniköy), Surp Hripsimyantz Kilisesi (Büyükdere), Surp Takavor Kilisesi
Karaköy'deki Surp Krikor Lusaroviç Kilisesi. Erkin Emiroğlu
(Kadıköy), Surp Haç Kilisesi (Üsküdar, Selamsız), Surp Garabet Kilisesi (Üsküdar, Yenimahalle), Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Kuzguncuk), Surp Yergodasan Ara-kelotz Kilisesi (Kandilli), Surp Nigoğayos Kilisesi (Beykoz), Surp Nişan Kilisesi (Kartal), Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Kınalı-ada).
Ermeni Katolik kiliseleri ise Anarad Hı-ğıtyun Kilisesi (Samatya), Anarad Hığut-yun Kilisesi (Pangaltı), Surp Andon Kilisesi (Tarabya), Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Beyoğlu, Sakızağacı), Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Büyükada), Surp Boğos Kilisesi (Büyükdere), Surp Hovhannes Mıgırdiç Kilisesi (Yeniköy), Surp Hovhan Vosgepe-ran Kilisesi (Taksim), Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Ortaköy), Surp Hisus Pırgiç Kilisesi (Galata), Surp Levon Kilisesi (Kadıköy), Surp Yerrortutyun Kilisesi (Beyoğlu) olmak üzere 12 tanedir.
Ermeni Protestanlara ait de Avedarana-gan Amenasurp Yerrortutyun Kilisesi (Ay-nalıçeşme-Beyoğlu), Emanuel Kilisesi (Fin-cancılar-Eminönü), Gedikpaşa Protestan Kilisesi, Halıcıoğlu Protestan Kilisesi ve
Üsküdar Şapeli vardır.
v İSTANBUL
ERMENİ KÜLTÜR KURUMLARI
Ermenilerde kültür kurumlarına ilk kez 17. yy'ın sonu ve 18. yy'ırı başlarında rastlanır. Bu dönemdeki kurumlar "kardeşlik" adı altında daha çok dinsel ve ha-
yırsever amaçlarla kurulmuşlardır. Ermeni kültür kurumları tarihsel olarak üç döneme ayrılırlar: 1) 1810 öncesi "eski dönem", genellikle "kardeşlik", 2) 1810-1908 arası "orta dönem", genellikle "kurum", 3) 1908 sonrası "yeni dönem", genellikle "dernek" adı altında toplanılır.
Yeni dönem öncesi kültür kurumları genel anlamda okullara yardım etmek dışında, okul olmayan yörelerde okul açma çalışmalarında bulunur. Ermeni kültür kurumlarının en hızlı ve verimli çalışma dönemi Tanzimat'la (1839) başlar, 18801i yıllarda son bulur. 1881'de okul ve dernek salonlarında toplantı ve konuşma düzenlemek yasaklanır. 1882'de Babıâli tüm kültür kurumlarının listesini, amaçlarını ve maddi durum raporlarını ister. 1895-1908 arasında istanbul'da kültür kurumlarının hayatı durmuştur.
19. yy'm ikinci yarısında Galata'da 41, Pera'da (Beyoğlu) 84, Feriköy'de 10, Pan-galtı'da 4, Dolapdere'de 2, Şişli'de 7, Sa-kızağacı'nda l, Taksim'de 2, Beşiktaş'ta 21, Ortaköy'de 29, Kuruçeşme'de 3, Ar-navutköy'de 5, Rumelihisar'da 9, Boya-cıköy'de 6, Istinye'de l, Yeniköy'de 2, Büyükdere'de 5, Sarıyer Yenimahalle'de 2, Beykoz'da 6, Kandilli'de l, Kuzguncuk'ta 3, Üsküdar Selamsız'da 53, Üsküdar Yenimahalle'de 20, Üsküdar îcadi-ye'de 4, Haydarpaşa'da l, Kadıköy'de 27, Kartal'da 2, Kınalıada'da 3, Tophane'de l, Etmeydanı'nda 5, Hasköy'de 33, Eyüp'te 7, Balat'ta 20, Karagümrük'te 7, Salma-tomruk'ta 10, Topkapı'da 14, Samatya'da (Kocamustafapaşa) 39, Narlıkapı'da 4, Samatya Yenimahalle'de 3, Gedikpaşa'da 17, Kumkapı'da 43, Kumkapı dışında 3, Makriköy'de (Bakırköy) 14, Yenikapı'da 21, Langa ve Musalla'da 10, Ayastefanos' ta (Yeşilköy) 2, Yedikule'de l, Nişanca' da l, Beşiktaş'ta l, Kasımpaşa'da l, semti saptanamayan 77 olmak üzere toplam 688 Ermeni kültür kurumu vardı.
Bu kültür kurumlarından bazıları günümüze ulaşabilmişlerdir. Bunlar ya kilise koroları (Tıbratz Tas) veya okullardan yetişenler dernekleridir (Sanutz Miutyun).
İstanbul'daki Ermeni kültür kurumları içerisinde kilise korolarının yeri büyüktür. 18. yy'ın başında kurulan düzenli kilise koroları arasında ilkler Kumkapı'da-ki Surp Asdvadzadzin Patriklik, Samat-ya'daki Surp Kevork ve Balat Surp Hreş-dagabed kiliseleri korolarıdır.
5 Şubat 1811'de Patrik XI. Hovhannes Çamaşırcıyan döneminde ilk Ermeni kilisesi koro tüzüğü yayımlanır. Surp Asdvadzadzin Basımevi'nde yayımlanan bu 9 maddelik tüzükten yaklaşık bir yüzyıl sonra, Patrik I. Mağakya Ormanyan döneminde korolora önem verilerek yeni bir yönetmelik hazırlanır. 70 maddelik bu tüzük 5 Şubat 1904'te onaylanarak yayımlanır.
1906'da Kumkapı'daki Patriklik Kilisesi Korosu 70 kişilik bir grup kurarak Ma-gar Yegmalyan'ın armonize ettiği üç sesli badarağı okur. 1906'da Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi Korosu, Levon Çi-lingiryan'ın, Beşiktaş Surp Asdvadzadzin
Kilisesi Korosu, Aram Pıjışgyan'ın, Yenikapı Kilise Korosu ise Yegmalyan'ın fa minör-karma armonizasyonlu badarağını öğretirler.
Bu çabalar sayesinde Ermeni kilisesinin diğer bazı ayinleri de çoksesli olarak armonize edilerek uzun yıllar okunur. Bu korolar dinsel müzik dışında halk müziğini de başarı ile okuyup birçok konser düzenlerler.
Cumhuriyet'in ilanından hemen sonra kilise korolarında tekrar canlanma başlar. Yeni korolar kurulur, eskiler yenilenir. Cumhuriyet döneminde kurulan ilk kilise korosu, Kumkapı Patriklik Kilisesi Korosu üyelerinin bir kısmının kurduğu Koğtan Kilise Korosu'dur (1924). Operaya da birçok solistler yetiştiren kilise korolarının son yönetmelikleri 27 Aralık 1991'de Patriklik Ruhani Meclisi tarafından onaylanarak 1992'de yayımlanır. 1994'te İstanbul'da 20 kilise korosu faaliyettedir.
Günümüze değin yaşayan diğer kültür kurumlan, okullardan yetişenler dernekleridir. Bunlar kültürel amaçlı konser, panel, açıkoturum, konferans, gösteri ve sergiler düzenlerler. 1994'te bu türden faaliyette bulunan dernek sayısı 2 5'tir.
VAĞARŞAG SEROPYAN
ERMENİ MEZARLIKLARI
Eski geleneklere göre İstanbul'daki Ermeniler de ölülerini kilise avlularına def-netmişlerdir. Ancak nüfusun çoğalmasıyla bu yol zorlaşmıştır. İstanbul'da 1560'ta meydana gelen veba salgını binlerce insanın canını alırken, yönetim salgını bir nebze olsun durdurmak için, şehrin ikamete açık bölgelerinde defin işlemini yasaklamıştır.
Bu dönemde boş arazi olan bugünkü Taksim çevresi Ermenilerin, Rumların ve Latinlerin mezar ihtiyacını karşılamaya tahsis edilmiştir. Bugün Askeri Müze'nin bulunduğu yerden Taksim Parkı'na dek olan geniş arazi Pangaltı Mezarlığı olarak İstanbul Ermenilerinin mezar ihtiyacını karşılamıştır. Üç yüzyıla yakın bir süre böyle sürdükten sonra, 1865 veba salgını halkı kırdığında Taksim çevresinin ikametgâh olduğu göz önüne alınarak burada da defin işlemi yasaklanmış, Ermenilere Şişli sırtlarında bir arazi verilmiştir.
Kaldırılan, istimlak edilen vb şekillerde yok olan mezarlıklarla buralarda gömülü bazı önemli kişiler şunlardır: Alem-dağ Mezarlığı, Beykoz Mezarlığı, Beşiktaş Mezarlığı (Garabed Amira Balyan ve Ni-goğos Bey Balyan, Doktor Mikayel Res-den Der-Bedrosyan), Davutpaşa Mezarlığı, Kartal Mezarlığı, Kuruçeşme Mezarlığı (tüm Düzyan ailesinden Hovhannes Amira, Garabed, Hovhannes, Sarkis Çelebi ve diğerleri), Pangaltı Mezarlığı (Baş-patrik Hagop IV. Cuğalı [günümüzde Beyoğlu Surp Yerrortutyun Kilisesi avlusuna taşınmıştır], Patrik Hagop Nalyan, tarih yazarı Rahip Mikayel Çamiçyan, Çayentz ailesi, Krikor Amira Çerazyan) ve Yeşilköy Mezarlığı.
Bugün kullanılmakta olan mezarlıklar ve buralarda gömülmüş önemli kişiler ise şunlardır:
Bakırköy Mezarlığı (Büyükelçi Sarkis Efendi Balyan, Bezazyan Okulu kurucusu ve eğitimci Boğos Bezazyan), Balıklı Mezarlığı (din adamlarından Patrik Gira-gos Yerevantzi, Sis Patriği Toros Sepasdat-zi, Patrik Istepanos Meğretzi, Papaz Go-midas Kömürciyan, gezgin, tarihçi ve yazar Eremya Çelebi Kömürciyan, Bağdasar Tıbir, Bedros Amira Aliksanyan, zil yapımcısı Zilciyan ailesi, hassa mimarı Edirneli Hagop Kalfa, şair Misak Medzarentz, Doktor Zakar Tarver), Boyacıköy Mezarlığı, Büyükdere Mezarlığı (eğitimci, müzisyen ve şair Sahag Hancıyan), Edirneka-pı Mezarlığı (hassa ressamı Rafayel, tarihçi ve eğitimci Sarkis Tıbir Saraf Hov-hannesyan, dil bilgini, tarihçi ve çevirmen Balatlı Kevork Tıbir Der-Hovhannesyan, yıllık hazırlayıcısı, matbaacı ve eğitimci Madteos Tıbir Hovnanyan ve diğerleri), Hasköy Mezarlığı (Bursa dini lideri Ba-şepiskopos Samuel Erzincanlı, Rahip Garabed Şahnazaryan, Mıgırdiç Amira Ce-zayirliyah, Posta ve Nafıa Nazırı Krikor Ağaton, Arakel Altun-Dürri, Başrahibe Sır-puhi Kalfayan ve diğerleri), Kadıköy Mezarlığı (Türk müziği ustası Tateos Ekserci-yan -Kemani Tatyos), Kandilli Mezarlığı (vaiz ve hayırsever Başepiskopos Eremya Tavukcuyan), Kınalıada Mezarlığı (Miralay Doktor Yenovk Bey Papazyan, hu-kukçu-yazar Sarkis Karakoç, Miralay Doktor Sarkis Bey Berberyan), Ortaköy Mezarlığı (Arakel Amira Dadyan, mizahçı ve gazeteci Hagop Baronyan, devlet adamı Simon Bey Maksud, hassa mimarı Bedros Nemize), Rumelihisarı Mezarlığı, Üsküdar Mezarlığı (Patrik Zakarya Vanlı, Patrik Hovhannes Çamaşırcıyan, Patrik Asdvadzadur, Patrik Garabed Balatlı, Patrik Sarkis Kuyumcuyan, hassa mimarları Kayserili Sarkis ve Bali kalfalar, Krikor Amira Balyan ve Sarkis Bey Balyan, Giragos Odyan, eğitimci Reteos Berberyan ve Hovhannes Hintliyan, şair Bedros Tutyan ve Madteos Zarifyan ve daha birçokları), Şişli Mezarlığı (patrikler Horen Aşıkyan, Mağakya Ormenyan, Hovhannes Arşaru-ni, Mesrob Naroyan, Karekin Haçadur-yan, Şınorhk Kalusdyan, Rahip Krikoris Apatyantz, Doktor Nahabed Rusinyan, Is-tepan Paşa Aslanyan, Mikayel Horasan-cıyan, Hagop Paşa Gosdantyan, Hagop Paşa Kazazyan, Hovhannes Nuryan, Sahag Abro, Harutyun Mosdiçyan, Prof. Krikor Kömürcüyan, yazarlar Hampartzum Harutyunyan, Hrand-Zabel Asadur çifti, Toros Azadyan, Hayganuş Mark, Püzant Keçyan, Istapan Gurdikyan, artistler Mar-diros Mınakyan, Arsak Benliyan, Felek-yan ailesi, Zabel Hekimyan, Aşod Madalyan, Bedros Baltazar, Torkom Sırabyan, Pakarad Tevyan, Kalfayan rahibeler topluluğu üyeleri, şövalye Asdvadzadur Çunt ve daha birçokları) ve Yeniköy Mezarlı-ğı'dır. Katolik Ermenilerin de Şişli'de bir mezarlığı bulunmaktadır.
VAĞARŞAG SEROPYAN
ERMENİ MUSİKİSİ
İstanbul kültür mozaiğinde kendine özgü rengiyle varlığını sürdüren Ermeni kültüründe, musikinin önemli bir yeri vardır. İstanbul'da dindışı kültürlerini yüzyıllardan beri Müslüman Türkler ve öteki azınlıklarla paylaşan Ermeniler, dinsel kültürlerini dış etkilere karşı olabildiğince korumaya çalışmışlardır. Bunun bir sonucu olarak Ermeni besteciler musiki etkinliklerini daha çok klasik Türk musikisi, 19. yy'm ortalarından sonra da klasik Batı musikisi çerçevesinde sürdürmüşlerdir; buna karşılık dinsel musikideki içe kapanma yaklaşık 700 yıllık bir repertuvarm büyük değişikliklere uğramadan geçen yüzyıl ortalarına kadar yaşamasını sağlamıştır. Ancak, Ermeni musikisinin Batı klasik musikisi alanındaki repertuvarı Türk musikisindekine oranla çok sınırlıdır.
Ermeni Apostolik Kilisesi ilk dönemlerinde musikisini, alfabesini ve ayin kitaplarını aldığı Süryaniler ve Yunanlarla sıkı bir ilişki kurdu. Ermeni kilisesinin bu bağımlılığı 5. yy'ın başlarında Surp Mes-rop Maştotz'un Ermeni alfabesini geliştirerek Süryanice ve Yunanca yazılmış birçok dinsel ve dindışı eserin çevirisini ger-çekleştirmesiyle sona erdi.
5. yy'da Surp Mesrop Maştotz'un Ermeni alfabesini geliştirmesiyle edebiyat alanında gerçekleştirilen reforma karşılık, Ermeni dinsel musikisindeki dışa bağımlılık 12. yy'da Başpatrik IV. Nerses Şınorha-li'nin çalışmalarıyla sona erdirilmiştir. Ner-ses'in dinsel şiirleri ve dinsel ezgileri Süryani ve Yunan etkisinden kurtardığı, bunun yerine halk musikisi üslubuna yaklaştırarak sadeleştirdiği kabul edilir. Nerses birçok "şaragan" (ilâhi) de bestelemiştir. Yaklaşık 1.200 şaragandan oluşan şaragan koleksiyonu son biçimini 1300'de almış ve büyük bir olasılıkla daha sonra değişmeden kalmıştır. Bunun dışında, 13. yy'm ba-
Orgu istanbul'da ilk kez kullanan Gomidas Soğomonyan.
Ara Güler fotoğraf arştın
ERMENİ MUSİKİSİ
186
187
ERMENİ OKULLARI
şmda komünyon ayininin (pazar ayini) kuralları ile metni de son biçimini almıştır. 15. yy'ın ikinci yarısında son şaraganın ya-zılmasıyla şaraganların toplandığı kitap olan Şaragnotz da son biçimine kavuşturulmuştur. 20. yy'ın başında kilise musikisine çoksesliliğin girmesi, kilise musikisi repertuvarınm bu yönde gelişmesine yol açmıştır. Ermeni kilise musikisindeki bu değişimler, Ermeni dinsel musiki tarihini kabaca şu üç döneme ayırır: 4-12. yy'lar arasında Süryani ve Yunan etkisi altındaki birinci dönem; 12. yy'dan 19. yy'ın sonuna kadarki, Ermeni halk musiki ile dinsel musikinin yakınlaştığı ve Ermeni li-turji (ayin düzeni) musikisinin son şeklini aldığı ikinci dönem; 20. yy'ın başından günümüze kadarki, çoksesli musikinin kullanılmaya başlandığı üçüncü dönem.
Ermeni kilise musikisinde "şaragan", "meğeti", "yerk", "dağ", "gandz" gibi ilahi formlarının dışında "badarak" ve "da-ğavar" (büyük bayramlar) gibi daha büyük çaplı formlar da kullanılır. Hıristiyanlığın temel ibadet biçimlerinden biri olan ve "Hz isa'nın son akşam yemeğf'nde ekmek ile şarabı kendi bedeni ve kanı olarak havarilerine sunuşunu anlatmak amacıyla düzenlenen komünyon ayini, Ermenice "badarak" (kurban) diye adlandırılır. 20. yy'ın başına kadar Ermeni kiliselerinde, "ana melodi" olarak adlandırılan bu badarak bestesi kullanılmıştır. Tekses-li makamsal ve anonim bir beste olan "ana melodi"nin ilk kullanılmaya başlandığı tarih kesin olarak bilinmiyor. Ancak, son şeklini 12. yy'da aldığına inanılıyor. Badarak ayini 20. yy'ın başından itibaren çoksesli olarak icra edilmeye başlamıştır. Badarak melodilerinin manevi önemi ve sayıca çoğalması dolayısıyla İstanbul Patriklik Ruhani Meclisi, düzenlediği Türkiye Ermeni Kilisesi Korolar Tüzüğü'nün 58. maddesiyle kilise korolarının aşağıdaki dokuz badarak melodisini kullanmalarına izin vermiştir: l- Ana melodi (Mayr Ye-ğanag), 2- Gomidas melodisi, 3- Yegmal-yan melodisi, 4- Çulhayan melodisi, 5- Çi-lingiryan melodisi, 6- Bartevyan melodisi, 7- Manasyan melodisi, 8- Atmacıyan melodisi, 9- Horenyan melodisi.
ilk sırada yer alan anonim melodi dışındakiler bestecilerinin adlarıyla anılır. Teksesli olan ana melodi dışında kalan badarak melodileri üç ya da dört seslidir, bazıları org eşliklidir. Bugün Türkiye'de bulunan Ermeni kiliselerinde genellikle Gomidas, Yegmalyan ve Mayr Yeğanag badarak melodileri kullanılırken, Ermenistan'da Gomidas ve Horenyan, Kudüs'te de Gomidas badarak melodileri kullanılmaktadır.
"Şaragan", "Meğeti", "Yerk", "Dağ", "Ganz" denilen ve tamamıyla teksesli olan bu ilahiler ayrı ayrı kitaplarda toplanmıştır. Bu kitaplar sırasıyla, Şaragnotz, Manrus-mun, Yergaran, Dağaran ve Gandzaran adlarını taşır. Makamsal olarak bestelenen bu ilahilerin içinde şaragan türünün ayn bir önemi vardır. 20. yy'ın başına kadar manastırlarda her gün düzenlenen kişerayın (gece duası), aravodyan (sabah duası), are-
vakal (şafak duası), caşu (yemek duası), ye-regoyan (ikindi duası), khağağayan (esenlik duası) ve hankistiyan (istirahat duası) ayinleri şaraganlardan oluşur. Bugün istanbul'da badarak ayininden önce yalnızca kişerayın ve aravodyan ayinleri düzenlenir, ayine ara vermeden badarak icra edilir.
Şaragnotz kitabındaki en eski şaraga-nı 426'da Sahak Bartev, son şaraganı ise Erzincanlı Rahip Giragos yazmışlardır. "Meğeti", "yerk", "dağ" ve "gandz" adı verilen dinsel musiki formlarında bestelenmiş eserler ise genellikle badarak ayini sırasında ortaya çıkan boşluklarda ya da bazı özel günlerde okunur. Dağavar (büyük bayramlar), Dzınunt (Noel), Zadig (Paskalya), Vartavar Aylagerbutyun (isa'nın suret değiştirmesi), Verapokhumn Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana'nın göğe alınması) ve Khaçveratz (Kutsal Haç'ın yüceltilmesi) için yazılmış dinsel musiki eserleri yine makamsal ve tekseslidir.
Ermeni kilisesi geleneksel musikisinde, Süryani ve Rum kiliselerinde olduğu gibi başlıca sekiz makam kullanılmaktadır. Bunlar sırasıyla, ayp tza, ayp gen, pen tza, pen gen, kim tza, kim gen, ta tza ve ta gen adlarını alan makamlardır. Her makam 8 sesten oluşur. Her makam dizisini bir bitiş -ya da başlangıç- (finalis) ve bir güçlü (dominant) notası belirler. Bu sekiz makam, klasik Türk musikisinde kullanılan heftgâh, şedacem, hüseyni, a-cemaşiran, hicaz, saba, neva ve uşşak makamlarına denk düşer.
Şaraganlar her hafta ya da her gün sırayla ayrı makamlardan okunur. Her yıl Paskalya günü birinci gün olarak kabul edilir ve şaraganlar birinci sıradaki makamdan okunmaya başlanır.
20. yy'ın başından itibaren çoksesli olarak, Batı nota yazım sistemiyle yazılmış badaraklar dışında kalan formların besteleri büyük ölçüde kulaktan kulağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Kim tarafından ve hangi tarihte geliştirildiği bilinemeyen "Khaz" nota yazım sisteminin en eski örneğine 9. yy'dan kalma elyazmaların-da rastlanır. Bu sistemde yaklaşık 26 işaretten başka Ermeni alfabesinin 12 ünsüzü de kullanılır. Kesin ses yüksekliğini (pitch) göstermeyen Khaz nota yazım sistemi makamsal sisteme göre belirlenmiş sınırlar içinde yorumda serbest çeşitlemelere izin verir. Khaz nota yazım sistemi 16. yy'dan itibaren daha karmaşık hale gelmiş ve sonunda kilise icraları için tam bir bilmeceye dönüşmüştür. Venedik St. Lazza-ro'daki Ermeni Mekhitarist Manastırı 17. yy Vağarşabat geleneğine uygun Khaz nota yazım sistemini kullanan tek yer olma özelliğini taşır. Çok karışık ve öğrenilmesi güç olan eski sistem yerine seslerin ve sürelerin daha kesin işaretlerle gösterildiği, daha anlaşılır yeni bir nota yazım sistemi için çalışmalara başlayan Hampart-zum Limoncuyan (1768-1839), 1813 dolaylarında kendi adını verdiği nota yazım sistemini geliştirdi. Hamparsum sistemi büyük ölçüde Khaz sistemindeki işaretlerden oluşmuştur. Ancak, bu işaretlerin Hamparsum sistemindeki anlamları farklıdır.
iki oktavlık bir ses genişliği olan bu sistem, sesleri ve süreleri gösteren işaretlerle, diyez, sus, tekrar ve ölçü işaretlerinden oluşur. Bu işaretler hecelerin üzerine gelecek şekilde yerleştirilir. Hamparsum nota yazım sistemiyle yalnız Ermeni musikisi değil, birçok Türk musikisi eseri de notaya alınmış, böylece sayısız eser günümüze kadar ulaşabilmiştir. Eçmiyadzin Başpatrikliği ile Kudüs Patrikliği'nde hâlâ Hamparsum sistemi kullanılmaktadır.
Ermeni Apostolik Kilisesi'nde öteki Ortodoks kiliselerinden farklı olarak insan sesinin yanısıra, varsa org veya armonyum da kullanılabilir. Org ilk defa 20. yy' m başında Gomidas Soğomonyan (1869-1935) tarafından istanbul'da kullanılmaya başlamış, daha sonra öbür kiliselere de yayılmıştır.
Geçmişi Hıristiyanlık öncesine kadar uzanan zil, hem dinsel, hem de dindışı musikide sıkça kullanılan bir vurma çalgıdır. Üç yüzyıldır bu işle uğraşan Zilci-yan ailesi zil yapımcılığının en büyük ustalarından biridir. Org ve zil dışında yine öteki Ortodoks kiliselerinden farklı olarak, meleklerin kanat seslerini simgeleyen ve kşotz adı verilen, ucunda minik zillerin bulunduğu bir tür çalgıya da yer verilir.
Bugün istanbul'da bulunan 33 Ermeni Apostolik kilisesinden 19'unda kilise korosu bulunmaktadır. Badarak ayininde, özel dini günlerde, düğünler ve cenazelerde görev alan kilise koroları zaman zaman düzenlenen konser programlarıyla çoksesli Ermeni halk musikisi ve klasik Batı musikisi repertuvarından da örnekler vermektedirler.
Özel giysileriyle badarak ayininde etkin bir rol üstlenen koro 20. yy'ın başına kadar yalnızca erkek üyelerden oluşurken, bu tarihten sonra ilk defa istanbul'da Gomidas tarafından kilise korosunda kadın sesi kullanılmıştır.
Günümüzde, Eçmiyadzin Başpatrikliği ile Lübnan, Kudüs ve İstanbul Patrikliği, Ermeni kilise musikisi eğitimindeki önemli merkezlerdir, istanbul'daki kilise musikisi eğitimi daha çok Meryem Ana Patriklik Kilisesi ile Samatya'da bulunan Surp Kevork Kilisesi'nde verilmektedir.
Eçmiyadzin, Lübnan, Kudüs ve istanbul musiki merkezlerinde çok önemli geleneksel farklılıklar görülmez. Ancak, Ermeni kilisesinin ilk dönemlerinde, kesin musiki kurallarının bulunmayışı ve ayin bestelerinin son şekillerini almamış olması yüzünden ortak repertuvarda bazı yöresel farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu ezgi-sel farklılığın bir nedeni de kesin süreyi ve ses yüksekliğini gösterecek nota yazım sisteminin olmayışıdır. 19. yy'a kadar kullanılan Khaz nota yazım sisteminin çok karışık olması ve tam olarak çözülmemesi yüzünden musiki geleneği kuşaklara kulaktan kulağa aktarılmış, bu aktarım sürecinde de her yörenin ezgisel motifleri geleneğe karışmıştır. Günümüzde bu farklılıklar mümkün olduğunca en aza indirilmeye çalışılmaktadır.
MUSTAFA SAKA
Dostları ilə paylaş: |