I raporu hazirlayanlar


Kadınlara ve Kız Çocuklarına İlişkin Bin Yıllık Kalkınma Hedeflerinin Uygulanmasında Karşılaşılan Güçlükler ve Elde Edilen Başarılar



Yüklə 376,42 Kb.
səhifə7/17
tarix18.05.2018
ölçüsü376,42 Kb.
#50681
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   17

6.5. Kadınlara ve Kız Çocuklarına İlişkin Bin Yıllık Kalkınma Hedeflerinin Uygulanmasında Karşılaşılan Güçlükler ve Elde Edilen Başarılar


Panele BM Kadın Biriminin başkanı Michelle Bachelet, Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu akademisyenlerinden Naila Kabeer (Bangladeş), Birleşik Krallık Doğum, erken doğan ve sağlık Sekreterliği Direktörü Carole Presern, Hindistan Kalkınma Enstitüsü’nden Araştırmacı Lyla Mehta katılım sağlamıştır.

Açılış konuşması Bachelet tarafından yapılan panelde sırasıyla Toplumsal Cinsiyet ve Yoksullukla Mücadele: Kadın ve Kız Çocuklarının Durumu, Binyıl Kalkınma Hedeflerinde Sağlık: Kazanımlar, Başarısızlıklar ve Planlar, Kadın ve Kız Çocuklarının Su ve Hijyen Hakkı konuları ele alınmıştır.

Açılış konuşmasını yapan Michel Bachellet, Binyıl Kalınma Hedeflerine ulaşılabilmesi bağlamında küresel düzeyde konsensus sağlanmasını mümkün gördüğünü ifade etmiştir. Ancak, üreme sağlığı, anne-çocuk ölümleri, sağlık hizmetlerine erişim, temiz suya erişim, erken yaşta zorla evlendirme, HIV/AIDS, çocuk yaşta anne olma gibi sorunlar tüm dünyada devam etmektedir.

2015 yılında tamamlanacak Binyıl Kalkınma Hedeflerinin devamında, tüm bu sorunlarla mücadelenin daha güçlü devam edilebilmesi için, odağına toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştiren yeni bir çerçeveye ihtiyaç vardır.

Yoksulluk ve açlıkla mücadele hedefi konusunda söz alan Kabeer, hedefe ulaşılmasında kadın, erkek, genç ayrımı yapmaksızın sürekliliği sağlanmış istihdama ve açlıkla mücadeleye ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir.

Kadın yoksulluğunun giderilmesi eğitim ile birlikte diğer bin yıl hedeflerine ulaşılmasında kritik bir rol oynamaktadır, ayrıca kadın yoksulluğu ile mücadele genel çerçevede ekonomik kalkınma açısından da oldukça önemlidir.

Öte yandan kadının istihdama katılımı önemlidir ama bu çalışmanın niteliği toplumsal cinsiyet uçurumunun kapanabilmesi bağlamında önemlidir. Halen kayıt dışı ve düşük ücretli çalışma bir sorun olmaya devam etmektedir. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da ataerkil yapılanmadan kaynaklanan engellerle karşılaşılmaktadır. Bu alanda; sektörel politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca kadınların iş yükünün azaltılması, sosyal güvenlik konusunda toplumsal cinsiyet duyarlı gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç vardır. Kadına yönelik şiddetin aynı zamanda ekonomik bir problem olduğu unutulmamalıdır. Çok sayıda kadın korku nedeni ile çalışmayı bırakmaktadır. Yoksullukla mücadele, ekonomik olarak güçlendirmede ekonomik kaynaklara erişim önemlidir ancak ne şekilde erişim sağlandığı, insanların buna ulaşım şekilleri de bir o kadar önemlidir. Nicelikten öte niteliğe odaklanmak gerekmektedir.

Presern ise konuşmasını sağlık konusunda gerçekleştirmiştir. Bu alanda yalnızca üreme sağlığı konusunda ilerlemeler dikkat çekmektedir; ancak yapılması gereken çok şey vardır. Bu alanda özellikle erken doğumlar ciddiyetini korumaktadır. Ana-bebek ölümleri oranları halen endişe verici düzeydedir. Erken yaşta zorla evlilik de üreme sağlığı sorunlarının temel nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.

Sağlık hakkı yoksullukla mücadelede de kritik bir rol oynamaktadır. Yemek, su, ilaç, çevre vb. sağlık hakkı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu alanda politik kararlık çok önemlidir. Bu alanda ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler, politik kararlılık ve yeterli bütçe ayrılması büyük önem arz etmektedir. Ancak bütçe, insan kaynağı ve ilaç yetersizliği engel oluşturmaya devam etmektedir. Bu alanda sağlık çalışanlarına eğitim verilmesi büyük önem arz etmektedir. En çok odaklanılması gereken alan ise anne bebek ölümleridir; çünkü doğmamışsanız diğer haklardan yararlanma hakkınız da yoktur.

Mehta sunumunu su ve hijyene erişim üzerine gerçekleştirmiştir. Su ve hijyene erişim İnsan Hakları Konseyi tarafından insan hakkı olarak kabul edilmiştir. 780 milyon insan halen suya erişimde 1.2 milyar insan hijyene erişimde sorun yaşamaktadır. Suya erişimin sağlanması, insanların bundan yararlandığı anlamına gelmemekte, hizmet kalitesi bunu belirlemektedir.

Afrika ve Kuzey Asya bu alanda sorun yaşayan esas bölgedir. Bölgesel farlılıklar, yerel ve kırsal alanlar gözden kaçırılmaktadır ve politikalar, cinsiyete duyarlı değildir. Çalışmalarda süreklilik olmaması ve konu hakkında veri olmaması da diğer sorunlu noktalardır. Eşitlik, bütünlük, gizlilik ve eşit koşullarda yaşam için su ve hijyen hakkı büyük önem arz etmektedir. Binyıl Kalkınma hedeflerine ulaşılabilmesi açısından da kritik rol oynamaktadır.

7. YAN ETKİNLİKLER

7.1. “Yasal Reformlar ve İyi Uygulamalar” Yan Etkinliği


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen yan etkinliğin moderatörlüğünü, KSK Türkiye delegasyonundan Dr. Selma ACUNER yapmıştır. Panelist olarak (konuşma sırasına göre), Hollanda Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanı Jet Bussemaker, Sayın Bakanımız Fatma ŞAHİN, Endonezya Kadınların Güçlendirilmesi ve Çocukların Korunmasından Sorumlu Devlet Bakanı Linda Amalia Sari, İngiltere Uluslararası Kalkınma Parlamento Müsteşarı Lynne Featherstone, Azerbaycan Aile Kadın ve Çocuk Problemleri Devlet Komitesi Başkan Yrd. Aynur Sofiyeva, UN Women İcra Direktörü Yardımcısı John Hendra yer almışlardır.

Yan etkinlik, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele konusunda ülkelerin mevcut durumunun tespitinin yanı sıra tecrübelerinin aktarımı, yasal reformlar ve yasaların uygulamaya yansıtılması için yapılması gerekenler, kurumsal hizmet modelleri ve sistemleri, farklı ve iyi uygulama örnekleri ile gelecekte yürütülmesi planlanan diğer yenilikçi çalışmalar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Panelde dikkat çeken hususlardan biri Hollanda temsilcisi tarafından dile getirilen ve Hollanda’da 2008’den beri uygulanan “Turuncu Ev-Orange House” sistemi olmuştur.

Bu isim kuruluşa risk değerlendirmesinde kullanılan renklerden yola çıkarak konmuştur. Buna göre risk değerlendirmesinde üç renk kullanılmaktadır: sığınmaevi gerektirmeyen, daha hafif ve kısa süreli tedbirlerle çözülebilecek vakalar için yeşil, çok ağır tehdit halinde kırmızı; kapsamlı bir hizmet gerektiren ancak ağır risk taşımayan vakalar içinse turuncu kullanılmaktadır.

Turuncu Evin dışında Hollanda genelinde 30’un üzerinde sığınma evi bulunmaktadır. Bu kuruluşu diğerlerinden ayıran temel özellik gizlilik esasına dayanmıyor oluşudur; bir başka deyişle bu sistemde sığınmaevinin yeri gizli değildir, tamamen topluma açık şekilde hizmet vermektedir.

Burada topluma ve hizmet sunulan gruba da kadına yönelik şiddetin ya da ev içi şiddetin saklanmaması –utanılmaması gereken bir olgu olduğu, tüm toplumu etkilediği ve önlenmesinin mümkün olduğu mesajı verilmektedir. Ayrıca gizliliğin yarattığı izolasyon hissinin kaldırılması amaçlanmaktadır.

Sistem açıklık ve erişilebilirlik, yalnızca kadına değil tüm aileye hizmet sunma, sığınma ve destek hizmetlerinin aynı binada yürütülmesi, güvenlik esası ve danışma hizmeti ve ikametin birbirinden ayrılması olmak üzere 5 ilkeye dayanmaktadır.

Kuruluş içinde aynı çatı altında bir taraftan destek hizmetleri yürütülürken diğer taraftan acil sığınmaevi bulunmaktadır.

Destek hizmetleri kapsamında ev içi şiddet konusunda bilgi edinmek isteyen herkese danışmanlık sunulmakta, grup çalışmaları yapılmaktadır.

Acil sığınmaevinde ise, kadın ve çocuklarına 6 haftaya kadar kalma olanağı sağlanmakta, tüm aile bireyleri danışmanlık hizmeti sunulmakta ve güvenlik planı ve aile planı hazırlanmaktadır.

Kuruluşta güvenlik büyük önem arz etmektedir. Kişilere yönelik risk değerlendirmelerinin ardından yüksek risk halinde ilgili yeri gizli sığınmaevlerine gönderilmektedir. Ayrıca yeri belli olan ve erişim kolay yerde olduğu için 7/24 personel görev yapmakta, bina içeriden ve dışarıdan kameralarla izlenmekte, giriş ve çıkışlar sıkı takip altında tutulmaktadır. Altı çizilmesi gereken nokta ise güvenlik konusunda ne bina içinde ne de dışında polis ya da özel güvenlik bulunmamasıdır. Zira polisle çok güçlü bir işbirliği bulunmakta, ortak çalışmalar yürütülmekte ve ihtiyaç halinde polisin çok kısa sürede olay yerine intikal etmektedir.

Sayın Bakan Fatma ŞAHİN konuşmasında kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali ve aynı zamanda bir halk sağlığı problemi olduğuna ve insani gelişme önünde büyük bir engel olup toplumları ekonomik, kültürel ve politik yönden yoksullaştıran bir olgu olduğuna dikkat çekmiştir.

Sayın Bakan konuşmasında son 10 yılda gerçekleşen Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi temel yasal metinlerde kadın haklarını güçlendiren değişikliklerden ve 6284 Sayılı Kanunun kadına yönelik şiddetle mücadelede getirdiği yeniliklerden bahsetmiştir. Bakanlığımıza bağlı olarak hizmet sunan kadın konukevleri ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri konusunda da katılımcılar bilgilendirilmiştir.

İngiltere temsilcisi Lynne Featherstone ise kadına yönelik şiddetin kadın ve erkek arasında sürekli devam eden eşitsizliklerin bir sonucu olduğunu ve eşitlik hedefinin önünde bir engel olmaya devam ettiğini belirtmiş, konuyla ilgili yasal çerçevenin çok önemli olduğunu ifade etmiştir. Temsilci aynı zamanda iyi eğitilmiş profesyonellerin işbirliği içerisinde çalışmasının şiddetle etkin mücadele için önemine dikkat çekmiş ve İngiltere’nin konuyla ilgili deneyimlerini aktarmıştır.



Yüklə 376,42 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin