Görüldüğü gibi liderle takipçileri arasındaki ilişki, onların birbirlerine olan yaklaşımı, liderle takipçilerin birbirlerine karşılıklı alakası, kişilerin liderden etkilenmeleri ve hepsinden de ötesi, takipçilere hizmete değersel bir boyut kazandırılması ve halkın velinimet olarak telakki edilmesi, İmam’ın önderliğini mümtaz kılmıştır. Liderlikte ve yöneticilikte ters piramit yaklaşımına sahip olmak ve bunun neticesinde insanların kalplerinde nüfuz kurmak, bu yöntemin bir gereği olarak görülmüş ve İmam’ın rehberlik tarzını bugünkü liderlik modellerine göre daha kapsamlı, derin ve etkili hale getirmiştir. Bu yüzden daha önceki incelemeler dikkate alındığında öyle gözükmektedir ki mevcut teori ve modellerin her biri, İmam Humeyni’nin liderliğinin çeşitli yönlerini tasvir etmektedir. Bununla birlikte bunlar, İmam’ın şahsiyetinin ve liderliğinin çok boyutluluğu sebebiyle onun önderliğini tüm açılardan ortaya koyabilecek durumda değildirler.
Bir başka deyişle geleneksel, davranışsal ve iktizai modellerin her biri, İmam’ın liderliğinin boyutlarından sadece birini kapsamakta; ancak onlar, halk kitlelerine liderlik konusunda İmam’ın şahsiyetinin tüm boyutlarını tasvir etmekte yetersiz kalmaktadırlar. Çünkü liderlik modelleri genellikle maddi çerçevede yorumlanmış, halis dini düşüncelere sahip olmayan liderler incelenmiş ve bu modellerde dini düşünürlerin boyutları konusunda gaflet gösterilerek yalnızca maddi boyutlar dikkate alınmıştır. Hâlbuki İmam Humeyni gibi liderlerin tarzları konusunda araştırmalar yapmak isteyen kimselerin dini düşünceyi ve onların manevi ve ilahi boyutlarına ilişkin ifadeleri dikkate almaları gerekmektedir. Bu tür ilahi liderleri, dini ve manevi bir çerçevede ve dini düşüncenin kaynaklarından ilham alarak incelemek gerekmektedir. Bu ön şartla İmam Humeyni’nin liderlik tarzına ilişkin inceleme, onun dini ve tevhidi düşüncesi dikkate alınarak yapılmalıdır, ancak bu şekilde İmam Humeyni’nin önderlik tarzı ortaya konabilir.
Bu bölümde İmam Humeyni’nin liderlik yaklaşımı incelendi. Şunu belirtmeden geçmemek gerekmektedir ki her şahsiyetin yaklaşımının tahlili ve açıklanması, onun düşünce, inanç ve pratiğinin çerçevesi dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu ön şart ile İmam Humeyni’nin düşünce ve inanç altyapısı, kendisinin liderlik konusundaki yaklaşımını maddi önderlerin yaklaşımından farklı kılmakta ve ona dini bir renk vermektedir. Bu mesele dikkate alındığında İmam Humeyni’nin liderlik yaklaşımında bu kavram araçsal bir öneme sahiptir ve değeri yüce hedeflerin temini aynasında tefsir edilmektedir. Bu yüzden bu yaklaşımda liderlik Allah’ın kullarına hizmet yönüyle değere ve itibara sahiptir. Bu çerçevede bu düşünce dikkate alındığında liderlik hizmetkârlık anlamına gelmektedir. Bu ilahi kavram çerçevesinde yöneticilik hizmet merkezli olarak tanımlanmıştır. Hatırlatmak gerekir ki bu yöneticilik tarzında lider, halkı “Allah’ın ailesi” (iyalullah) olarak görmekte ve ona hizmeti, kendisine temel ilke olarak almaktadır. İyalullaha hizmet yolunda Müslümanların ihtiyaçlarını gidermek için zorluk ve sıkıntıları canıyla satın almaktadır.
Şunu da hatırlatmak gerekir ki İslam Devrimi’nin ölümsüz lideri İmam Humeyni’den bize kalan yazı ve konuşmalar incelendiğinde önderliğin kardeşlik, fedakârlık, basiret, uyanıklılık gibi kavramların aynasında tanımlandığı görülmektedir. Bu kavramların ortaya konmasındaki önemli husus ise onların, İmam Humeyni’nin düşüncesindeki dini kültürün başlangıç zemini olmasıdır. “Kur’an’ın kardeşliğe daveti” ve dini referanslardaki “liderlikle fedakârlık arasındaki ilişki” ve “düşman komploları karşısında uyanık olmak” İmam Humeyni’nin liderlik yaklaşımını oluşturan kültürel unsurlardır. Bölümün devamında İslami kültürde liderliğin özellikleri ele alındı ve bu alanda zamanı tanımak, halkı tanımak, liderlik cazibesi, liderin öncülüğü ve hedefe inanmak dini açıdan tahlil edildi. Daha sonra da İmam’a göre liderler ve yöneticiler için öngörülen özellikler; iman, takva, sade yaşama, özgüven, sabır, istikamet zaruri unsurlar olarak telakki edildi. Anlatılanlar ışığında İslami liderlik modelinin, dini referanslarda ve İmam’ın sözlerinde vurgulanan birtakım özelliklere sahip olduğu görüldü.
Bölüm Soruları
1- İmam’ın yaklaşımında liderliğin araçsal bir nitelik taşıdığı nasıl iddia edilebilir?
2- İmam Humeyni’ye göre liderlik kavramlarını İslami liderlik modeline göre açıklayınız.
3- “Hizmetkâr yöneticiliği” açıklayınız.
4- İslam kültüründeki liderlikle fedakârlık arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
5- Sizce, İslami liderlik modelinde hangi özellikler bulunmaktadır?
6- Allah’ın Resulü’nün (s.a.a) halkı tanımasını tahlil ederek İmam Humeyni’nin halkçılığını bu çerçevede açıklayınız.
İmam Humeyni’nin Liderlik Modeli
Burada temel soru şudur: İmam Humeyni’nin liderliği hangi tarzlara dayalıdır? İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusunun sözlerine ve pratik hayatına şöyle bir göz gezdirildiğinde, liderlik tarzının dini temellere dayanan kendine özgü bir model olduğu anlaşılmaktadır. İmam Humeyni’nin yazıları, konuşmaları ve davranış şekilleri, arzulanan bir liderlik tarzını tanımlamaktadır ki biz buna kalpler üzerinde kurulu yönetim olarak adlandırıyoruz. İmam Humeyni, bu liderlik tarzını tatlı yönetim olarak telakki etmekte ve şöyle buyurmaktadır:
“Kalpler üzerinde kurulan hükümet, (kalpler üzerinde yönetim) bedenler üzerine kurulan ve kalplerin onlarla birlikte olmadığı kişilerin hükümetlerinin aksine tatlı bir hükümettir.”[1]
İmam Humeyni, bu liderlik yöntemini İslami yöntem olarak görmekte ve İslami toplumun yöneticilerine ve liderlerine şu tavsiyede bulunmaktadır:
“Sizler gayret gösterin, dostlarınıza da halkın kalbini kazanmaya çalışmalarını söyleyin. Tıpkı İslam’ın ilk dönemlerinde insanların kalplerinin hükümete yönelik olması gibi.”[2]
Doğal olarak bu İslami yöntemin uygulanması çok tatlı meyveler vermiş ve zaferi beraberinde getirmişti. Nitekim İslam’ın ilk dönemlerinde de bu liderlik yöntemi uygulanmıştı.
“İslam’ın ilk dönemlerindeki hükümet kalpler üzerine kurulmuş bir hükümetti. Bu yüzden de az bir topluluk, büyük imparatorluklara galip geldi.”[3]
İmam Humeyni, bu yöntemi İslam’ın ilk dönemlerinin yöntemi olarak niteledikten sonra onun tatlı eserlerini hatırlatmaktadır. Onu büyük ölçekte söz konusu etmekte ve İslam toplumlarına önererek şöyle demektedir:
“Ben, bazı İslam ülkelerinin başında bulunan siz beyefendilere bazı nasihatlerde bulunmayı gerekli görüyorum. Sizler, kendi ülkelerinizde kalpler üzerinde hükümet kurun. Bedenler üzerine hükümet kurmayın ki kalpler sizden uzaklaşmasın.”[4]
Kalpler üzerine yöneticilik kurma yönteminin kullanılması, nasıl İslam’ın ilk dönemlerinde imparatorluklara galip gelme sonuçlarını doğurmuşsa, bugün de aynı semereleri vermekte ve Müslüman halkları büyük güçlerin vereceği zararlarda korumaktadır. Devrimin büyük lideri, şu inançtadır:
“Eğer biz ruhlar üzerine hükümet kurarsak, İslam ülkelerinin liderleri, ruhlar üzerine hükümet kurar ve milletlerin kalplerini kazanırsa, bu büyük nüfusla ve bu zenginliklerle zarar görmeyeceklerdir.”[5]
Daha önce anlatılanlardan yararlanarak denilebilir ki Devrimin Büyük Lideri, liderlikte kalpler üzerine yöneticilik kurmayı önermekte ve bunu dini bir yöntem olarak kabul etmektedir. Daha genel düzeyde de İslam toplumlarının idaresi için onu, arzulanan bir yöntem olarak göstermektedir. İmam Humeyni, İran İslam toplumuna liderlik ettiği uzun yıllar boyunca bu yöntemi izledi, İranlıların hatta diğer Müslümanların kalplerini kazandı, onları, en iyi şekilde yönlendirdi. O kadar ki takipçilerinin ve onu sevenlerin gözünde onun liderlik tarzı, en etkili ve en işlevsel üslup oldu. Şimdi şu soru sorulabilir: Yöneticiliğin kalpler üzerine kurulması kavramı nedir ve bu nasıl sağlanabilir? Bir başka ifadeyle kalpler üzerine yöneticilik kurmak için liderlerin hangi özelliklere sahip olması ve hangi davranışları sergilemesi gerekmektedir?
[1] Sahife-yi İmam; c. 14, s. 179
[2] Age. S. 180
[3] Age.
[4] Age. C. 14, s. 179
[5] Age. S. 180
Dostları ilə paylaş: |