İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı



Yüklə 1 Mb.
səhifə39/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   46

Bölümün Özeti


Bu bölümde “kalpler üzerine yöneticilik” söz konusu edildi ve unsurları açıklandı. Kalpler üzerine yöneticilik modelinde liderin Allah’la ilişkisini güçlendirmesi ve kendini halkın hizmetkârı ve bu hizmetkârlığı da Allah’ın bir lütfu olarak görmesi gerekmektedir.

Bu modelin unsurları, liderin ilahi motivasyonu, mükellefiyet eksenliliği ve halkçılığıdır. Bu bölümde liderin ilahi motivasyonu açıklanarak etkileri dikkatlere sunuldu ve devamında da amelde ihlas, söz konusu motivasyonun temel özelliği olarak tanıtıldı. Uygulama, hedef merkezlilik, sabır, işlerde zafer yaklaşımı ve hizmet karşılığında bir şey beklememek unsurları sunuldu ve bu ilahi motivasyonda İmam Humeyni, pratik olaylarla anlatıldı.

Liderin mükellefiyet eksenliliği bölümünde de dini düşüncede mükellefiyet kavramı açıklandı. Liderin mükellefiyet eksenliliğinin uzun vadeli hedeflerdeki etkileri, ruhi sükûneti ve kendini kontrolü özetlendi ve İmam Humeyni’nin mükellefiyet eksenliliğine dair davranışları ortaya kondu.

Liderin halkçılığı bölümünde ise halk kavramı açıklandıktan sonra İmam Humeyni’nin yaklaşımında İran milletinin tarihin aydınlık çehresi olarak ortaya konduğu gösterildi. Daha sonra lider, yönetici ve halk arasındaki ilişki değerlendirildi. İmam Humeyni’nin bu yaklaşımındaki kazanımlar, liderlikte ters piramit modeli olarak ortaya kondu.

Kalpler üzerine yöneticilik modelinde arzulanan halk için; iman, içsel değişim, İslamcılık, dini gelişmişlik ve uyanıklık, dünyada mustazaf milletlere model olmak gibi unsurlar açıklandı ve şu nokta vurgulandı: Ancak halkçılık özelliğinin yüksek olması durumunda bu model nesnel bir şekilde gerçekleşebilir. Bu bölümün sonunda da İmam Humeyni’nin halkçılığına ilişkin davranış modeli onun hayatından örneklerle açıklandı. İslam Devrimi’nin Lideri İmam Humeyni, pratikte de ekonomik hayat standardı bakımından yoksul insanlarla aynı düzeydeydi, onlarla beraberdi. Bu çerçevede liderlik çizgisinde İmam’ın hizmetkârlığı ve bunun neticesinde de kalpler üzerine yöneticiliğin ters piramit temelinde kurulduğu açıklandı.

Bölüm Soruları


1-  İmam Humeyni’nin liderlik modelinde kalpler üzerine nasıl yöneticilik kurulabilir?

2-  Kalpler üzerine yöneticilik kavramını açıklayarak onun önemli unsurlarını belirtiniz.

3-  İlahi motivasyonun genel ve pratik özelliklerini açıklayınız.

4-  İmam Humeyni’nin ilahi motivasyonu, pratik sahada gösterilebilir mi? Örneklerle açıklayınız.

5-  Dini düşüncede mükellefiyet eksenliliği İmam Humeyni’nin yaklaşımı çerçevesinde açıklayınız.

6-  Liderlikte mükellefiyet eksenliliğin önemli etkilerini açıklayınız.

7-  İmam Humeyni’nin mükellefiyet eksenliliğini, bir davranış modeli olarak pratik alandan örneklerle açıklayınız.

8-  Örnek millet modelini dikkate alınarak İmam Humeyni’nin halkçılığını açıklayınız.

9-  İmam Humeyni’nin yaklaşımında arzulanan milletin özelliklerini belirtiniz.

10-  İmam Humeyni’de ters piramit modelini açıklayınız ve onun halkçılığını örneklerle ifade ediniz.


Sonuç

İmam Humeyni’nin Liderlik ve Yöneticiliğine İlişkin Özel Konular


Bu bölümde İmam Humeyni’nin yöneticiliğine ilişkin bakış açılarını ortaya koymak amacıyla öncelikle bazı İslami lider ve yöneticilerin görüşleri incelenmektedir. Bu amacı gerçekleştirmek için lider ve yöneticilerin gözlemleri ve hatıraları aktarılmakta, daha sonra da İmam Humeyni’nin döneminde ortaya çıkan bazı gelişmeler ve olaylar incelenmektedir.

A) Bazı Lider ve Yöneticilerin Gözüyle İmam Humeyni’nin Yöneticiliği

1- İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei’nin Hatıraları


İmam Humeyni döneminin önde gelen yöneticilerinden biri de Ayetullah Hamenei idi. İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei’nin, İmam Humeyni’nin yöneticiliğine ve bazı olaylara yönelik tutumuna ilişkin anlattıkları okunmaya değerdir. O, İmam’la ilgili bir hatırasını şöyle anlatıyor: Recai ve Bahoner’in şehid olmalarından sonra Beni Sadr, İmam’ın çevresinde onun yöneticiliği üzerinde etkili olan bazı kişilerin olduğunu, bunların ortadan kaldırılması durumunda İmam’ın yalnız kalacağını ve ülkeyi idare edemeyeceğini söylemişti. Beni Sadr, bu yanlış tahlil ile toplumu yalnızca küçük bir grubun idare ettiğini düşünmüştü. Onun tahlili iki açıdan yanlıştı. Birinci yanlışı, seçkin ve etkili kişilerin kolayca ortadan kaldırılabilecek birkaç kişiden ibaret olduğunu düşünmesiydi. Birincisinden daha büyük yanlışı ise İmam’da bir yumuşama ve uzlaşma olacağını varsaymasıydıi. Yani o İmam’ın birkaç kişiyi kaybedince Beni Sadr ve arkadaşlarına tevessül edeceğini sanıyordu. Hâlbuki çok iyi hatırlıyorum, bir gün İmam’ın yanına gitmiştik. O gün biz; yani, Merhum Dr. Beheşti, Sayın Haşimi Rafsancani, Merhum Bahoner, ben, Sayın Musevi Erdebili ve Beni Sadr, İmam’ın huzurunda bulunuyorduk. İmam, toplantıya Sayın Mühendis Mehdi Bazergan’ın da katılmasını istedi. O gün aramızdaki ihtilafları konuşacaktık.

Beni Sadr, “Bırakın ben bu savaşı bitireyim, daha sonra kenara çekileyim” dedi.

İmam şöyle buyurdu: “Sen olmazsan savaş sona ermez düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Eğer sen çekilirsen bizzat ben bu savaşı sona erdiririm.”

Ülkenin idaresiyle ilgili konular görüşüldüğünde de İmam şöyle buyurdu: “Sizin hepiniz kenara çekilseniz de ben kendim bu ülkeyi idare ederim.”

Bu bir gerçekti. Bizim hiçbirimiz olmasaydık dahi İmam ülkeyi idare edebilirdi. Çünkü İmam, halk güçleriyle ve güçlü halk unsurlarının bileğinin kuvvetiyle ülke idaresinde geri kalmıyordu. Gerçekte birçok mümin, fedakâr ve muhlis unsur, devrime ve İmam’ın hedeflerine hizmet için sahada yer almaya hazırdı.

İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei, hatırasının devamında şöyle diyor: İmam’a göre zafer, mükellefiyeti yerine getirmekti. Bu ruhla, bu duyguyla ve bu amaçla mücadelesini sürdürdü. Bir başka özelliği daha vardı ki bunların varlığı ancak ilahi bir ruhaniyetle mümkündü. Bunlar da şunlardı: 1) Düşmanı tanıma, 2) Dostları tanıma. İmam, dostları ve düşmanları tanıma konusunda hiçbir zaman yanlışa düşmedi. En başından, düşmanı tanıdı ve onu ifşa etti, sonuna kadar da onlara karşı durdu. En başından dostları tanıdı, bunları açıkladı ve bunların dostluklarından da sonuna kadar yararlandı. O, millete dayanıyordu.[1]

Yukarıda anlatılanlardan anlaşılıyor ki İmam öncelikle yöneticiliğini kişilere değil, halka dayandırıyordu. İkinci olarak teşhis ettiği mükellefiyeti ve görevi yerine getiriyordu. Bu yüzden de hem halkçılık hem de mükellefiyetçilik, onun yönetiminde en iyi şekilde dikkate alınmıştı. Dikkate değer olan bir diğer nokta da şudur: İmam Humeyni, her zaman devrim güçlerini örgütlemede ülke yönetimini kurumsallaştıracak şekilde teşkilatçı davranıyordu. Bu da İmam Humeyni’nin yöneticiliğinin güçlü boyutuydu. 

[1]      Sutude, Pa be Pa-yi Afitab, c. 2, s. 201, 202


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin