1. Suçun Konusu
Suçun konusunu bina kavramı oluşturmaktadır32. Ancak Kanun koyucu her bina bakımından değil ancak belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde yapılan binalar bakımından suçun oluşabileceğini TCK’nun 184/4. Fıkrasında açıkça ifade etmiştir.
Bu bağlamda madde açıkça bina yapmaktan söz ettiğinden öncelikle yapı ruhsatiyesi alınarak yapılması gereken bir binanın varlığından söz edilmesi zorunludur. Ruhsatiyeye tabi olmayan binalar ve yerlerde yapılan binalar bakımından suçun oluşumundan söz edilemeyecektir.
Bu anlamda bir yapının bina kategorisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği öncelikle yapının bina sayılıp sayılamayacağı, ardından ruhsata tabi olup olmadığı noktasında ele alınmalıdır.
Yargıtay uygulamasına yansıyan kararlar incelendiğinde şu tablo ile karşılaşılmaktadır. Yüksek mahkememiz teras kat yapılmasını bina kapsamında değerlendirilmektedir. Karara göre “18.04.2005 tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında “zemin+1 normal kat üzerine 64 m2 ebadında 2. normal katın kaba inşaatının tamamlandığı, çatısının kaplandığının" belirtildiği, sanığın soruşturma evresindeki ifadesinde “2005 yılında, evinin üstünde bir kat daha yapıp, üzerini çatı ile kapattığını" söylemesi ve bilirkişi raporunda da "tutanak tarihinden sonra davaya konu teras katın sıvası yapılıp, pencerelerinin takıldığı, teras katın 2005 yılı mart-nisan aylarında yapıldığının" açıklanması karşısında, davaya konu teras katın "bina" niteliğinde ve yapımının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden ve bu hususlar tartışılıp reddedilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi” hukuka aykırı bulunmuştur33.
Yine bir başka kararda “sanık tarafından ruhsatsız olarak zemin kat üzerinde yapılan konutun birinci kat inşaatının anılan yasada açıklanan tarife uyduğu ve bilirkişi raporuna göre de, bu yapının yapılmasının ruhsata tabi olduğu hususları gözetilmeden, “inşaatın bina tarifine uymadığından” bahisle yerinde görülmeyen gerekçe ile beraat kararı verilmesi” hukuka aykırı bulunmuştur34. Yüksek mahkememiz bir inşaatın bina niteliğinde olup olmadığı hususlarının bilirkişi aracılığıyla incelenmesi gerektiğine işaret etmektedir35. Yüksek mahkemeye göre “sanığın ruhsatsız olarak yapılıp 2003 yılında satın aldığı iki katlı binanın zeminindeki kahvehaneyi (işyeri) odalar oluşturarak konuta dönüştürme biçimindeki (01.02.2005 tarihine kadar devam eden inşai faaliyetinin) İmar Kanunun 21. Maddesinin 3. Fıkrası kapsamında kalıp kalmadığının ilgili belediyeden sorulması” ve yapılacak incelemeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır36.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından hukuka uygun bulunarak onanan bir yerel mahkeme kararında suçun oluşmadığı zira yapılan inşai faaliyetin bina olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Karara göre imar mevzuatına aykırı her inşai faaliyet madde kapsamında değerlendirilemez.
Sanık hakkında her ne kadar kiracı sıfatı ile bulunduğu ... adresindeki işyerine ruhsat ve eklerine aykırı olarak asma kat inşa ettiğinden bahisle TCK. Nun 184/1. Maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, mahkemece yapılan keşif mahallinde yapılan gözlemler ve dosyaya sunulan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, sanık tarafından kiracı sıfatı ile kullanılan dükkan içerisinde bulunan asma katın arka yola bakan galeri boşluğuna ilave döşeme yapılarak asma kat alanına dahil edilmiş, ancak yapılan işlemlerin hepsinin daha önce mevcut dükkan alanı içerisinde yapıldığı, bu büyütmenin bina dışına taşmadığı ve diğer ana yapının ortak yerler kapsamına giren bölümlerine tecavüz etmediği, bağımsız bölüm hacmi içinde bir değişiklik yapıldığı ve bağımsız bölümün dış noktaları olan hacminin dışına bir taşma yapılmadığı, yapılan bölümlerin bu hali ile imar mevzuatına aykırı ise de, TCK. Nun 184. Maddesinde belirlenen bina vasfında kabul edilemeyeceği, TCK. nun 184. Maddesinde söz konusu yapılan ruhsatsız bölümün bina vasfında bulunması gerektiği suçun unsuru olarak kabul edilmiştir. Mevcut bina içerisinde herhangi bir taşma olmaksızın binanın bölümleri ayrılarak bina vasfını taşımayan değişiklikler yapılmasının bu yasa maddesi kapsamında kabul edilmesinin mümkün görülmediği anlaşılmakla, sanığın müsnet suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir37.
Buna karşın yüksek mahkememiz su basmanın bina olarak nitelendirilmemesini “sanığın ruhsatsız bina yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçundan hükümlülüğü yerine, su basmanı seviyesindeki yapının bina olmadığı biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi” şeklindeki kararı ile hukuka aykırı bulmuştur38.
Dostları ilə paylaş: |