ona gizemli dişi derler
ve gizemli dişinin kapısı t
cennet ve dünyanın çıktığı temeldir
her zaman içimizdedir... ^
Tiamat (şimdi okuduğumuz gibi) tanrılarla, çocukları ile savaşmak üzere hazırlandı. Ea bunu öğrendiğinde korkudan uyuştu ve yere oturdu. Babası Anşar'a gitti ve Tiamat'ın yaptıklarını bildirdi. Anşar gazapla bağırdı, Anu'yu çağırdı, en büyük oğlunu ve ona Tia-mat'a karşı çıkmayı emretti. O da öyle yaptı, fakat dayanamadı, döndü.
O zaman, bütün tanrılar toplandılar. Fakat sessizlik içinde, korkuyla oturdular. Ve Ea, onların durumunu görünce, oğlu Marduk'u çağırdı. Tapınağının ve yüreğinin sırrmı ona açtı. 'Sen benim oğlum-sun' dedi, 'babana kulak ver. Kendini savaşa hazırla ve Anşar'ın önüne dikil. Seni görünce huzura kavuşacaktın'
Efendi Marduk babası Ea'nın sözlerinden hoşnut oldu. Kendini hazırladı, yanma geldi ve Anşar'ın önüne dikildi. O da onu görünce, neşeyle doldu.» Onun dudaklarını öptü. Korkusu gitmişti 'Becereceğim' dedi Efendi Marduk, "bütün yüreğindekileri. Tiamat, bir kadm, silahlanmış üstüne geliyor. Birazdan onun boynunun üstünde gezineceksiniz. Fakat ulu tanrıların kaderi efendim, eğer senin öcünü alan olacaksam, Tiamat'ı kesecek ve seni yaşatacaksam, kurulu çağır ve be-
72
nim üstünlüğümü ilan et, yani bundan sonra senin değil benim tanrıların kaderini belirleyeceğimi ve ne yaratırsam değişmeden kalacağını bildir'.
Gerçekten iyi iş! Artık rasyonel, mistik olmayan zihnin yardımsız kavranmaya başladığı mitos tiyatrosuna girdik. Siyaset sanatı, insanlar üstünde güç kazanma sanatı, her zamanki semavi modeline kavuştu.
'Anşar veziri Kakaya seslendi ve ona tanrılar kurulunun toplanmasını emretti. 'Onları konuştur, bir banka oturt, ekmek yedir ve şarap içirt. Onlara Tiamat'ın, bizi karnında taşıyanın, bizden nefret ettiğini açıkla, bütün küçük tanrıların kendi yarattıklarımızın bile onun yanma geçtiğini, her şeye biçim veren Tiamat'ın şimdi silahlar, yılanlar, koca aslan ve çılgın köpekle geldiğini, Kingu'yu eş seçtiğini, Anu'yu ona karşı gönderdiğimi fakat başarısız olduğunu anlat ve şimdi Marduk, tanrıların en kurnazı, eğer öcümüzü alacaksa, dudaklarından çıkan bir emrin değişmemesini istiyor1 de.'
'Emir gitti, tanrılar toplandı, kurulda birbirlerini öptüler, konuştular, banka oturdular, ekmek yediler, şarap içtiler ve şarap korkularını giderdi. İçtikçe gövdeleri şişti, daha dikkatsiz oldular ve gururlandılar. Efendileri ve öç alıcıları Marduk için bir kral tahtı kurdular, orada yerini aldı ve babalarına baktı.'
'Ey Efendi', dediler, 'senin kaderin bunda böyle tanrılar içinde en üstün olmaktır. Yükselmek ve alçaltmak, bunlar senin elinde olacak. Senin sözlerin gerçek olacak, senin emrin karşı çıkılmaz tanrılar arasında karşı gelinmez buyruklar olacak. Seni evrenin kralı olarak selâmlıyoruz'.
'Ortalarına bir örtü yaydılar (gece göğünün yıldızlı örtüsü) 'senin sözünle' dediler, 'yok olsun, gene senin sözünle görünsün'; (güneşin geçmesi ile gece göğü gibi) Marduk konuşunca, örtü yok oldu, sonra gene göründü. Ve tanrılar bunu, işaretin yerini bulması sayınca, hoşnut oldular, biat ettiler ve açıkladılar, 'Kral Marduk'tur.'
'Tannlar bundan sonra Marduk'a asa, taht, soylu krallık ve karşı konulmaz fırtına ihsan ettiler. Yayım hazırladı, sopasını sağ eline aldı, Her bucaktan rüzgar ve bir sürü fırtına çağırdı, dört küheylanın çektiği Rüzgar arabasını getirtti. Atların adlan Katil, Acımasız, Gezgin ve Uçan'dı, ağızlan dudaklan ve dişlerinde zehir vardı. Sağına Savaş-Darbesi'ni yerleştirdi, soluna Kavga'yı, başında korkutucu sangı sarınmış, zırhı giydi, yüzünü öfkeli Tiamat'm olduğu yere
73
haklılığını gösteren ikinci derecede mitoslar uydurdular. Bu olayda mitolojik terimlerle yalnız yeni toplumsal düzen değil yeni psikoloji de geçerli kılmıyor. Bu boyutu ile yalnızca ince bir hile olarak değil, yeni gerçeğin temsilcisi olarak anlaşılmalıdır. İnsan düşüncesinde ve duygusunda yeni bir yapı, kozmik bir ulaşım olarak yorumlanmıştır.
Seyretmek üzere olduğumuz dünyanın başlangıcındaki tanrılarla titanların savaşı, gerçekte insan tarihinin kritik arımda insan ruhunun iki yönelişidir. Aydınlık ve rasyonel, ayrılık yaratan işlevler, Kahraman Erkeğin imgesi ile (yüksek uygarlıkların büyük kültürel bölgesi Batı dalında) ruhun daha derin düzeylerindeki karanlık gizin etkisini yendi. Tao Te Ching, bunu, ölümsüz Ruh Vadisi'nde çok güzel tanımlar:
Dostları ilə paylaş: |