Şeriat kurallarından biri de zarar vermenin ve zarara uğramanın olmamasıdır. Şer’i mirasçıların hepsini ya da bir kısmını zarara uğratmak bunun örneklerindendir. Kim böyle yaparsa Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu sözüyle tehdit edilmiştir:
“Zarar vereni Allah da zarara uğratır. Güçlük çıkarana Allah da güçlük verir.”158
Mirasçılardan birini şer’i hakkından alıkoymak, şeriatın belirlediğinin aksine mirasçılardan biri için vasiyette bulunmak veya malının üçte birinden fazlasını vasiyet etmek vasiyetle zarar vermenin örneklerindendir.
İnsanların şer’i hükmün buyruğuna boyun eğmedikleri yerlerde, şeriatın aksine hüküm veren kafir mahkemeler sebebiyle, hak sahibinin Allah’ın kendisine verdiği hakkı alması imkansızlaşır. Bu mahkemeler, avukata yazdırılan haksız vasiyetin yerine getirilmesini emreder. Elleriyle yazdıklarından dolayı onlara yazıklar olsun! Kazandıklarından dolayı onlara yazıklar olsun!
Zar Oyunları Oynamak
İnsanlar arasında yaygın olarak kullanılan oyunlardan bir çoğu haram kılınmış işleri içerir. Bunlardan biri de, tavla vb. bir çok oyunda taşların hareketi ve yer değiştirmesi işleminde kullanılan zardır. Rasûlullah (s.a.v.) kumara ve şans oyunlarına kapı açan zardan sakındırmıştır ve şöyle buyurmuştur:
“Zarla oynayan sanki elini domuz eti ve kanıyla boyamıştır.”159
Ebu Musa’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir;
“Zarla oynayan Allah’a ve Rasulü’ne isyan etmiştir.”160
Mü’mine Lanet Etmek ve Laneti Hak Etmeyene Lanet Etmek
İnsanlardan bir çoğu öfkelendikleri zaman dillerine hakim olamazlar ve başlarlar lanet etmeye... İnsanlara, hayvanlara, cansızlara, günlere, saatlere lanet ederler. Hatta, belki kendilerine ve çocuklarına lanet ederler; erkek, karısına veya kadın, kocasına lanet eder. Bu tehlikeli ve çirkin bir davranıştır. Ebu Zeyd Sabit b. Ed-Dahhal El-Ensari’den (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“... Kim mü’mine lanet ederse bu onu öldürmesi gibidir.”161
Lanet etmenin kadınlar arasında daha yaygın olması nedeniyle, Rasûlullah (s.a.v.) bunun, kadınların cehenneme girme sebeblerinden biri olduğunu bildirmiştir. Yine, çokça lanet edenler Kıyamet günü şefaatçi olamazlar. Bundan daha tehlikelisi eğer lanet eden haksız yere bunu söylemişse lanet kendisine döner. Ve kendi aleyhine, Allah’ın rahmetinden kovulmak ve uzaklaştırılmak için dua etmiş olur.
Ölünün Arkasından Dövünerek Ağlamak
Şeriatça yasaklanan oldukça çirkin davranışlardan biri de bazı kadınların ölünün ardından bağırarak seslerini yükseltmeleri, ölü için yas tutmaları ve yüzlerine vurmalarıdır. Elbiselerini parçalamaları, saçlarını kazıtmaları veya yolmaları da böyledir. Bütün bunlar, kadere razı olmanın ve musibeti sabırla karşılayamamanın işaretidir. Rasûlullah (s.a.v.) bu şekilde davranana lanet etmiştir. Ebu Usame’den (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.); yüzünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan ve feryat ederek dövünen kadına lanet ettiği rivayet edilir.162
Abdullah İbni Mes’ud’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Yanaklarına vuran, yakasını-paçasını parçalayan ve cahiliye adetleri üzere bağırıp çağıran bizden değildir.”163
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Ölü üzerine dövünerek yas tutan kadın ölmeden önce tevbe etmezse Kıyamet günü üzerinde katrandan bir gömlek ve uyuzlu bir yelek olduğu halde kalkar.”164
Yüze Vurmak ve Yüze Dağlama Usulüyle İşaret Koymak
Cabir’den (r.a.) şöyle dediği rivayet edilir:
“Rasûlullah (s.a.v.) yüze vurmayı ve dağlama yoluyla yüze işaret koymayı yasakladı.”
Bir çok baba ve öğretmen çocukları tokat vb. ile vurarak cezalandırırken bilerek yüze vuruyorlar. Yine bazı insanlar bunu yanında çalışanlara yapıyor. Bu, Allah’ın insanı onunla şereflendirdiği yüze hakarettir. Bununla birlikte, yüzde toplanmış olan önemli duyu organlarından bazısının zarar görmesine de yol açabilir. Ve yaptığına pişman olur. Belki de kendisinden kısas istenir.
Hayvanların yüzüne dağlama usulüyle damga vurmaya gelince, bu da haramdır. Her hayvan sahibinin kendi hayvanını tanıması ya da kaybolduğu zaman sahibine iade edilmesi için belirli bir işaret konulur. Bu, hayvana işkencedir ve hayvanın şeklini çirkinleştirir. Bazıları bunu, kabilesinin adeti ve belirgin işareti olduğunu öne sürse de dağlamayı yüzün dışında başka bir yere yapmak mümkündür.
Şer’i Bir Özür Olmaksızın Müslümana Üç Günden Fazla Küsmek
Şeytanın adımlarından biri de müslümanların arasında ayrılık oluşturmaktır. Şeytanın adımlarına uyarak müslüman kardeşleriyle şer’i olmayan sebeplerle alakasını kesenler çoktur. Bu, ya maddi bir anlaşmazlık ya da basit bir durum nedeniyledir. Ve küslük uzun süre devam eder. Onunla konuşmayacağına yemin eder, evine sokmamaya ahdeder. Yolda görünce ondan yüz çevirir. Bir toplulukta onunla karşılaşırsa ondan önce ve ondan sonraki kişiyle tokalaşır, onu atlar. Bu, İslami toplumdaki zayıflığın sebeplerindendir. Bu nedenle şeriatın hükmü kesindir ve tehdit ağırdır. Ebu Hureyre’den (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Bir müslümanın, kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz. Kim üç günden fazla küser ve bunun üzerine ölürse cehenneme girer.” 165
Ebu Hiraş El-Eslemi’den (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Kim kardeşine bir yıl küserse bu onun kanını dökmesi gibidir.”166
Müslümanlar arasındaki ayrılığın kötülüğüne, Allah azze ve celle’nin bağışlamasından yoksun bırakılmak yeterlidir. Ebu Hureyre’den (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Her Cuma iki kez, Pazartesi günü ve Perşembe günü insanların yaptıklarına bakılır. Kardeşiyle arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse hariç her kul bağışlanır. Denilir ki: “Bu ikisini bırakın ve (bağışlanmalarını) aralarındaki kardeşliğe geri dönünceye kadar erteleyin.”167
Aralarında düşmanlık bulunan iki kişiden Allah’a tevbe edenin, arkadaşına gelerek onu selamla karşılaması gerekir. Böyle yapar ve arkadaşı bunu reddederse sorumluluktan kurtulmuştur. Sorumluluk artık reddedenin üzerinedir. Ebu Eyyub’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Müslümanın, kardeşine üç geceden fazla küsmesi helal olmaz. İkisi karşılaşır; bu ondan yüz çevirir, o bundan yüz çevirir. İkisinden hayırlı olanı selamı vererek (konuşmaya) başlayandır.”168
İlişkiyi kesmek için namaz kılmaması, zinaya devam etmesi gibi şer’i bir sebep varsa ve ilişkiyi kesmesi hatalı kişiye fayda sağlayarak onu doğruya geri döndürür ya da hatalı olduğunu hissettirirse ilişkiyi kesmek vacip olur. Ama, günahkar kimseye böyle davranmak onun daha fazla uzaklaşmasına sabep oluyorsa ve ancak küstahlığına, nefretine ve inadına, daha fazla günah işlemesine yol açıyorsa bu durumda ilişkiyi kesmek doğru olmaz. Çünkü bu şekilde şer’i kazanç elde edilmez. Bilakis kötülük daha da artar. Doğru olanı, o kimseye iyilik yapmaya, nasihat ve uyarıda bulunmaya devam etmektir.169
Son olarak, yaygın olarak işlenen haramlardan derleyebildiklerim bu kadar.170
Allah Subhanehu ve Teâlâ’dan güzel isimleri (El-Esmau’l Hüsna) ile, bizimle günahlar arasına girecek korkusundan ve cennetine ulaştıracak taatinden bizlere nasip etmesini, günahlarımızı ve işlerimizdeki israfımızı bağışlamasını, helalinden vererek harama muhtaç etmemesini, kendisi dışındakilerden fazlı ile müstağni kılmasını, tevbemizi kabul etmesini, günahlarımızı silmesini dilerim. Şüphesiz O, her şeyi işiten ve karşılık verendir. Allah, ümmi peygamber Muhammed’e, ailesine ve tüm ashabına salat ve selam eylesin. Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’adır.
Muhammed Salih El-Müneccid
KARINCA CEP KİTAPLARI: 6
İnsanların Önemsemediği Sakanılması Gereken
HARAMLAR
Muhammed Salih El-Müneccid
İstanbul
Tashih
Faruk Doğan
Mizampaj
Hülya Aşkın
Kapak Tasarımı
Yunus Karaaslan
KARINCA YAYINLARI
Soğanağa Camii Sk. Büyüktulumba Çıkmazı
Beyem Han.No: 5/9
Beyazıt/İSTANBUL
Tel. 0212 638 46 66
İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken
HARAMLAR
İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken
HARAMLAR
Muhammed SalihEl-Müneccid
KARINCA YAYINLARI
Dostları ilə paylaş: |