İnsanların Önemsemediği, Sakınılması Gereken Haramlar


Altın ve Gümüş Kap Kullanmak ve Bunlarla Yemek-İçmek



Yüklə 341,17 Kb.
səhifə13/17
tarix02.08.2018
ölçüsü341,17 Kb.
#66119
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17

Altın ve Gümüş Kap Kullanmak ve Bunlarla Yemek-İçmek

Günümüzde mutfak eşyası satan işyerleri arasında altın ve gümüş ya da altın ve gümüşle kaplanmış kaplar bulundurmayan bir işyeri yok gibidir. Zenginlerin evleri ve bir çok otel de bu durumdadır. Hatta bu çeşit kaplar insanların davette birbirlerine verdikleri en değerli hediyeler arasında sayılır olmuş! Bazı insanlar da bu kapları kendi evlerinde bulundurmazlar fakat başkalarının evinde ve davetlerinde kullanırlar. Bunların hepsi şeriatta haram kılınmış şeylerdir. Rasûlullah’tan (s.a.v.) bu kapların kullanımıyla alakalı şiddetli bir uyarı gelmiştir. Ümmü Seleme’den rivayet edilen hadiste şöyle buyurur:

Altın ve gümüş kaplarda yiyen veya içen şüphesiz ki karnında cehennem ateşini fokurdatır.”113

Bu hüküm; tabak, çatal, kaşık, bıçak, servis tepsisi, düğünlerde tatlı sunulan kaplar ve benzeri yemek takımları için geçerlidir.

Bazıları “Biz bu kapları kullanmıyoruz, sadece süs olarak vitrine koyuyoruz” diyorlar. Kullanımına yol açabileceği için bu da caiz değildir.114

Yalancı Şahitlik Yapmak

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

Pis putlardan uzak durun; yalan sözden sakının. (Bunları) Allah’ı birleyerek ve O’na ortak koşmadan yapın.” (Hacc: 22/30-31)

Abdurrahman İbni Ebi Bekra (r.a.) babasından şöyle dediğini rivayet eder: Rasûlullah’ın (s.a.v.) yanındaydık şöyle buyurdu:

Size büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?”

(Bunu üç kez tekrarladı)

Allah’a ortak koşmak, anne-babaya kötülük etmek (yan tarafına yaslanmış iken doğruldu ve şöyle dedi) yalan yere şahitlik yapmak...” ve bunu o kadar tekrarladı ki “Keşke sussa!” dedik.

Yalancı şahitlikten sakınmanın burada tekrarla belirtilmesi; insanların yalancı şahitliği basit bir olay kabul etmesi, haset ve düşmanlık gibi yalancı şahitliğe sebep olabilecek şeylerin çokluğu ve yalancı şahitlik sonucu ortaya çıkabilecek bir çok kötülük nedeniyledir. Yalancı şahitlik sonucu ne haklar yenmiş ve suçsuzlara ne kadar zulmedilmiştir. Ya da bir takım insanlar hakları olmayan şeyleri elde etmişler, yalancı şahitliği kullanarak -onlardan olmadığı halde- kendilerini birilerinin soyuna nisbet etmişlerdir.

Bu konuda çekinilmeden yapılan şeylerden biri de bazı insanların mahkeme önlerinde yaptıkları şu davranıştır: Oracıkta karşılaştığı birine “Sen bana şahitlik yap ben de sana şahitlik yapayım” der. Arazi veya ev mülkiyeti ya da anlaştığı kişinin doğruluğu gibi olayın iç yüzünü bilmeyi gerektiren bir konuda şahitlik yapar. Halbuki onunla sadece mahkeme kapısında veya koridorunda karşılaşmıştır. Bu, yalancılık ve sahtekarlıktır. Şahitliğin, Allah’ın kitabında bildirildiği üzere olması gerekir:

Biz bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik.” (Yusuf: 12/81)



Müzik ve Müzik Aletleri Dinlemek

İbni Mes’ud (r.a.), Allah Teâlâ’nın:

İnsanlardan bazıları Allah yolundan saptırmak için boş sözü satın alırlar.” (Lokman: 31/6)

kavlinden maksadın müzik olduğuna dair, Allah adına yemin ederdi.115 Ebu Amir ve Ebu Malik El-Eş’ari (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:

Ümmetimden zinayı, ipeği, içki ve çalgı dinlemeyi helal kabul eden insanlar çıkacak...”116

Enes (r.a.) Rasûlullah’tan (s.a.v.) şöyle dediğini rivayet etmiştir:

Bu ümmet içerisinde yere batırılma, kazf ve hayvana dönüştürülme olacak. Bu, içki içtiklerinde ve kadın şarkıcılar edinip müzik aletleri çaldıklarında olacak.”117

Rasûlullah (s.a.v.) “kevbe”yi yasaklamıştır. Kevbe davuldur. Nefesli çalgıyı facir ahmakın sesi olarak tanımlamıştır. Geçmiş alimler -İmam Ahmed rahimehullah gibi- eğlence ve müzik aletlerinin haram olduğunu bildirmiştir. Ud, tambur, kaval, keman ve zil bunlardandır. Kemençe, kanun, org, piyano, gitar ve benzeri modern eğlence ve müzik aletlerinin; Rasûlullah’ın (s.a.v.) müzik aletlerini yasakladığı hadisin kapsamına girdiğinde şüphe yoktur. Üstelik bu aletler, coşturup eğlendirmede ve etkilemede bazı hadislerde haramlığı bildirilen eski enstrümanlardan çok daha ileridir. Hatta -İbni Kayyım ve benzeri ilim ehlinin değindiği gibi- müziğin coşkusu ve sarhoşluğu içkinin sarhoşluğundan daha büyüktür. Müziğe, şarkı sözleri ve çalıp söyleyen şarkıcı kadınların sesleri eklenince şüphesiz günah daha büyük olur ve bunun haramlığı daha kuvvetlidir. Şarkının sözleri aşk, sevgi, tutku ve güzelliklerin nitelendirilmesi olunca sorun daha da büyür. Bu nedenle alimler şarkının, zinanın postacısı olduğunu ve kalpte nifak meydana getirdiğini söylemiştir. Genel olarak, şarkı ve müzik konusu bu zamanın en büyük fitnelerinden birisi olmuştur.

Günümüzde; saatler, ziller, çocuk oyuncakları, bilgisayar ve bazı telefon cihazları gibi bir çok eşyaya müziğin girmesi sorunu daha da artırmış ve müzikten sakınmak kesin kararlılık gerektiren bir iş haline gelmiştir. Allah yardımcımız olsun!

Gıybet

Müslümanların gıybetini etmek ve aleyhinde konuşmak bir çok toplantının eğlencesi haline gelmiş! Halbuki, Allah bu davranışı yasaklamış, kullarına ondan nefret etmelerini bildirmiş ve nefislerin iğrendiği çirkin bir örnekle onu örneklendirmiştir. Allah azze ve celle şöyle buyurur:

Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” (Hucurat: 49/12)

Gıybetin ne anlama geldiğini Rasûlullah (s.a.v.) şu sözleriyle açıklamıştır:

Gıybet nedir biliyor musunuz?”

Dediler ki:

“Allah ve Rasulü en iyi bilendir.” Şöyle buyurdu:

Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde zikretmendir.”

“Söylediğim kardeşimde olsa da mı?” denildi. Buyurdu ki:

Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış olursun. Şayet bu onda yoksa şüphesiz ki ona iftira etmiş olursun.”118

Gıybet, müslümanı kendisinde bulunan hoşlanmadığı bir özelliğiyle anmandır. Bu; bedeniyle, diniyle, yaşantısıyla, ruhsal durumuyla, ahlakıyla, yaratılışıyla ilgili olabilir. Bunun çeşitli şekilleri vardır. Örneğin; kusurlarını belirtmek veya dalga geçmek kastıyla bir davranışını anlatmak...

İnsanlar, gıybet konusunda duyarsız davranırlar. Oysa gıybet, Allah katında kötü ve çirkindir. Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu sözü bunun kanıtıdır.

Faiz, yetmiş iki gruptur. En küçüğü kişinin annesiyle zina etmesi gibidir. Şüphesiz ki, faizin en şiddetlisi kişinin (gıybet ederek) kardeşinin namusuna dil uzatması gibidir.”119

Gıybet edilen toplulukta bulunan kimsenin bu kötü davranışı engellemesi ve gıybeti edilen kardeşini savunmasını gerekir. Rasûlullah (s.a.v.) şu sözleriyle buna teşvik etmiştir:

“Kardeşinin namusunu savunanın, Allah Kıyamet günü yüzünü cehennemden korur.”120


Yüklə 341,17 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin