Tıp
Dr. Mirhauf Müslümanların tıp biliminde kaydettiği ilerlemeyi şöyle anlatır:
"Haçlı Savaşları'nda Müslümanların, Avrupalı dok-torlara güldüğü ve onların bilgi ve tekniğini çok ilkel buldukları kayıtlıdır. Hıristiyanlar, Müslümanların bu bilim gücünden faydalanabilmek için İbn-i Sina, Cabir, Hasan b. Haysan ve Râzi'nin kitaplarını Latince'ye çevirdiler,mütercimi belli olmasa da, bu çeviri eserler bugün mevcuttur. Keza 16. yy'da İbn-i Rüşd ve İbn-i Sina'nın kitapları İtalya'da da tercüme edildi ve bu kitaplar İtalya'yla Fransa üniversitelerinde ana ders kitapları olarak okutuldu." [1]
"Râzi'nin vefatından sonra İbn-i Sina, bilim dünyasında bir yıldız gibi parlamaya başladı (hk. 370- 429). Çeşitli bilimlerde uzman olan İbn-i Sina birçokları tarafından bugün de felsefe ve fizik bilimlerinin otoritesi olarak bilinirken onun tıp dalındaki ünü, bütün Avrupa'da dilden dile dolaşmaktaydı." [2]
Dr. Mirhouf bir başka yerde şöyle der:
"Kaldı ki İbn-i Sina'yla Râzi'den başka Ebu'l-Kays-ı Endülüsî, İbn-i Zehra Endülisî, Abbas İranî, Ali b. Rızvan Mısrî, İbn-i Butlan Bağdadî, Ebu Mansur Muvaffak Heratî, İbn-i Vefiyd İspanyaî, Mâseviyye Bağdadî, Ali bn İsa Bağdadî, Ammar Musalla ve Endülüslü İbn-i Rüşd gibi daha birçok seçkin ve mahir doktor İslâm beldelerinin çeşitli noktalarında yaşadıkları hâlde ünleri bütün Avrupa'ya yayılmış ve bu bilim adamlarının bütün eserleri defalarca Latince ve diğer Avrupa dillerine çevrilmiştir. Bugün bile batıda birçok bilim merkezinde bu kitaplar ana kaynak olarak kullanılmaktadır." [3]
"Müslümanlar birçok bilim dalında çağdaşları olan diğer bilim adamlarını geride bırakmış ve Avrupa'nın hayranlığını kazanmıştır. Müslümanlar Avrupa'ya ayak bastığında Avrupalılar henüz veba mikrobunun varlığından bihaberdi; nitekim İspanyollar vebayı ilâhî bir belâ olarak niteliyor ve günahkâr kulların cezalandırılması olarak değerlendiriyorlardı. Vebanın bulaşıcı bir hastalıktan başka şey olmadığını Avrupa'ya öğretenler, Müslümanlardır." [4]
Dr. Mirhauf, İbn-i Sina'nın "Kanun" adlı ünlü kitabı hakkında da şöyle yazar:
"Bu kitap tıp dalında İslâm dünyasının nadide şaheserlerinden biridir. 15. yy'ın sonlarında bu kitap Avrupa'da tam 16 kez basıldı. Bu baskıların 15'i Latince, biri İbranice'dir. Aynı kitabın, 16. yy'da yirmiden fazla baskı yapması İbn-i Sina'nın 'Kanun' adlı tıp kitabının ilmî değerini ortaya koymaya yetmektedir sanırız. Bu kitaba Latince ve İbranice dillerinde yazılan şerh ve açıklamalar da bir hayli fazladır. 'Kanun', 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar Avrupa'da defalarca basıldı ve üniversitelerde ana ders kitabı olarak okutuldu. Tıp sahasında hiçbir kitabın bu kadar etkili olmadığı bilinmektedir. Tıp ilminde kaydedilen bunca ilerlemeye rağmen bu kitabın hâlâ en önemli kay-naklar arasında yer alması bunun en bariz delilidir." [5]
Will Dorant şöyle yazıyor:
"Müslüman tıp uzmanlarının en ünlüsü ve öncelikli olanı Muhammed b. Zekeriya Râzi'dir. Yazdığı iki yüzden fazla eserin çoğu tıpla ilgili olup her biri birer şaheserdir. Râzi'nin kitapları arasında ikisinin apayrı bir yeri vardır:
1- Suçiçeği ve Kızamık: Bu kitap önce Latince'ye, sonra da diğer Avrupa dillerine çevrildi ve 1498'den 1866'ya kadar, yani 4 asır boyunca 40 defa çeşitli dillerde basıldı.
2- el-Hâvi'l-Kebîr: Râzi'nin bir ömür boyu yaptığı ilmî araştırmalarla tıbbî deneylerinin ürünü olan bu eser tıp bilimiyle ilgili hemen hemen bütün bilgileri kapsamaktadır. Tamamı 20 cilt olan bu muazzam eserin bugün sadece 10 cildine ulaşılabilmiştir. el-Hâvi'nin 5 cildi göz hastalıklarıyla ilgilidir. Bu kitap 1279'da Latince'ye çevrildi ve 1542'de 5 baskı yaptı. Tıp dalında en önemli kaynak oldu. 1394'te Paris Tıp Fakültesi kütüphanesine alınan 9 ana kaynaktan biridir." [6]
Dr. Gustave Lebon da şöyle der:
"Cerrahi tekniğini geliştiren de yine Müslümanlar olmuştur. Avrupa'daki okullar, yakın bir geçmişe kadar Müslümanların bu daldaki tasnifini esas almıştır. Hatta yeni buluşlardan biri olan anestezi ve ameliyat olacak hastayı bayıltma tekniği Müslüman hekimlerin asırlarca kullandığı bir tekniktir aslında, Müslüman hekimler 'bezr'ul-benc' denilen bir bitkiyle hastalarını bayıltıyorlardı." [7]
"Uzun süreli ateşleri düşürmek için soğuk su ve buz kullanan ilk hekim Râzi'dir. Ayrıca kalp sektelerinde hacamat ve sırta bardak atma, cıva merhemi, dikişte hayvan bağırsağından yapılma ince iplikler kullanma vb. birçok buluşun sahibi de yine Râzidir." [8]
"İbn-i Sina'nın eserleri dünya dillerinin tamamına çevrilmiş ve tam 6 yüzyıl boyunca tıp biliminin tek otoritesi ve temel kaynak eseri olmuştur. Fransa'yla İtalya'da tıp fakültelerinde İbn-i Sina'nın eserlerinden başka kitap okutulmamıştır. Fransa'da da elli yıl öncesine kadar tartışmasız tek kaynak olarak onun eserleri okutuldu üniversitelerde." [9]
"İslâm bilginleri tıp ve cerrahi sahalarında birçok buluşa imza atmıştır. Bunları ilgili kaynak kitaplarda bulmak mümkündür. Tırnak yoluyla verem hastalığının teşhisi, sarılığın tedavisi, soğuk su kullanarak kanamayı durdurmak, mesâne ve böbrek taşını parçalayıp düşürmek, fıtık ameliyatı vb. buluşlarda hep Müslüman bilim adamlarının imzası vardır." [10]
Yine Gustave Lebon şöyle der:
"Müslüman cerrahların en ünlüsü Endülüslü Ebu'l-Kasım'dır. (Ebu'l-Kays olarak bilinir.) 11. yüzyılda yaşayan bu müstesna bilim adamı kullandığı cerrahi aletlerinin çoğunu da bizzat icat etmiş olmasıyla bilinir. Onun icat edip kullandığı bu aletlerin resmini de, kendi kitaplarında bulabilmek mümkündür bugün. Haller şöyle yazar: 14. yy'dan sonraki cerrahların ilmî kaynakları Ebu'l-Kays'ın kitapları olmuş ve bu kitaplar Latinceye çevrilip defalarca basılmış, en son baskısı 1816'da yapılmıştır." [11]
[1]- İslâm Mirası, s. 132
[2] -İslâm Mirası, s. 116
[3]- age. s. 118
[4]- age. s. 128
[5]- age. s. 116
[6]- Medeniyet Tarihi, W. Dorant, c. 7, s. 759
[7]- İslâm ve Arap Medeniyeti, s. 637
[8]- age. s. 630
[9]- age. s. 633
[10]- İslâm Medeniyeti Tarihi, c. 7, s. 78
[11]- İslâm ve Arap Medeniyeti.
Dostları ilə paylaş: |