Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şarap içen bir kimse kızmızı istemeye ğeldiğinde, ona kız vermeyi-niz."1
Yine Resulullah (s.a.a) şarap içen kimseler hakkında şöyle buyurmuştur: "Ya Ali, şarap içen puta tapan ğibidir. Yüce Allah şarap içenin namazını kırk ğün kabul etmez ve kırkğün içerisinde ölürse de kâfir olarak ölür."2
Yine başka bir hadisinde Resul-i Ekrem (s.a.a) şöy-le buyurmuştur:
1- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl. 1, b:29, h. 2.
2- Bihar'ul-Envar: c.77, s. 47.
131
"Aziz kızını fasit, kötü huylu ve ahlâksız biriyle ev-lendiren babaya her gun bin kez lanet edilecektir."1
Yine Resul-i Ekrem (s.a.a): Şarap içen bir kimse hastalamrsa ziyaretine gitmeyiniz... ve eğer kızınızı is-terse ona kız vermeyiniz", şeklinde buyurmuştur.2
ICKININ AİLE ÜZERINDE ETKISI
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kızını şarap içenle evlendiren kimse, onu kaybetmiş sayı-lir."3
Islâm'da önemle üzerinde durulması gereken mü-him konulardan bir diğeri de, genelde eşlerin ayrılma-sma ve en azmdan aile içerisinde çeşitli huzursuzlukla-rın meydana gelmesine neden olan ayyaşlık veya baş-ka bir deyişle sarhoşluk meselesidir. Içkinin tıbben da-hi insan vücudun da zararlı olduğu sabit edilmiş, dini-mizce de içilmesi katiyen haram kılınmıştır.
Tıbbi açıdan içki, insan ruhunu altiist eden cinsel i-lişkilerde etkili olup çeşitli tehlikelerle yüz yüze getiren uyuşturucu bir içecek maddesidir. Kuşkusuz Yüce Islam dini içkiyi haram kılmış ve hatta bir damlasmdan dahi kaçınılmasını emretmiştir. Yüce Allah Mukaddes
l-Müstedrek'ül-Vesail, c.14, s. 192.
2- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl. 1, b:29, h. 4.
3- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl. 1, b:29, h. 1.
132
kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de bu dendi zararh bir mad-
deden kaçınmamız gerektiğini açıkça beyan etmiştir. Şarap içmenin büyük günahlardan olduğu birçok
hadislerde açıkça belirtilmiştir.
Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: "Ey inananlar! Şüphesiz şarap, kumar, tapınmak
için dikilen taşlar, şans okları Şeytan işi birer pisliktir.
Öyleyse kaçının (bunlardan) umulur ki kurtuluşa e-
rersiniz."
"Şeytan, şarap ve kumar (yolu) ile aranızda kin ve düşmanlık doğurmak, sizi Allah'ı anmaktan ve na-mazdan alıkoymak ister. Öyleyse artık vazgeçersiniz değil mi"?1
Evet, böylesine çirkin bir amelden yüce Allah'a sı-ğınmak gerekir.
Kur'ân-ı Kerim'de zikredilen bunca kötü amellerin vesilesiyle nice ocağın söndüğü ve nice eşlerin ayrıldık-ları inkâr edilemez bir hâle gelmiştir.
Ne yazık ki, bunların onca zararını bile bile kendilerine alışkanlık hâline getiren adı da Müslüman olan kimselerin sayısı da pek az değildir. Işin kötüsü böyle günahlara mürtekip olup ta eş ve çocuklarının hayatlarını da aynı şekilde karartmalarıdır. Şimdi bu konuya binaen ibret verici birkaç olay okuyalım.
l-Mâide/90-91.
133
1- İstenmeyen Evlilik
13 yaşındaki gencecik Atife'nin, 19 yaşındaki bir genç onu isteyene kadar mutlu bir hayatı vardı. Genç Atife'yi seviyordu. Ancak Atife onu hiç görmemişti. Kı-sacası varlığından habersizdi. Yine de genç anne ve babasını görücülüğe göndermiş gencecik Atife'yi ken-dine istemişti. Ati-fe; "Tanımadığım görmediğim biriyle evlenmem" diyordu. Ancak anne ve babasi onu bu ko-nuda zorluyorlardi. Sonunda Atife anne ve babasimn baskısına dayanamamış genç-le evlenmeye karar ver-mişti.
0 artık kocasına alışır olmuştu. Git gide onu seviyordu, mutluydu. Ancak bu mutluluk iki ay sürmüştü. Çünkü kocasının huyu, hareket ve tavırlarında bir deği-şiklik görmüş, git gide ona karşı duyduğu sevgi yok ol-maya başlamıştı.
Kocası gecenin geç saatlerine kadar meyhanelerde gününü gün ediyor eve sarhoş bir hâlde geliyordu. Yaşlı gözlerle kapıyı açan Atife, her gün içkinin tesiriyle ka-pının kenarında sızıp kalan kocasimn cansiz bedeniyle baş başa kalıyordu. Durum onu kahrediyordu. Içkiyi bı-rakması için elinden geleni yapmıştı ama hiçbir faydası olmamıştı. Çaresiz kurtuluşu baba evinde buldu.
Ancak, anne ve babasimn tekrar tekrar isran, ko-casimn pişmanlığıyla bir olunca yine koca evine dön-müştü. Ne yazık ki pişmanlık asıl pişmanlık değildi. Yine eski tatsız günler geri dönmüştü. Ne var ki, içki iç-
134
meler, köşelere sızıp kalmalar, eve geç gelmeler yeni-den başlamıştı. Sonunda Atife, böylesine kahredici or-tamdan kurtulmak için aldığı kesin kararla tekrar baba evine dönmüştü. "Artık ne olursa olsun dönmeyece-ğim" diyordu. Ne var ki anne ve babası onu yatıştırmış-lar, yine kocasına göndermişlerdi. Sözün kısası Atife çoğu kez baba evine gelip gitmiş, sonunda anlaşama-yarak boşanmak zorunda kalmıştı.
Atife 14 yil baba evinde kaldi. Bunca uzun bir miid-detten sonra yaklaşık 75 yaşlarında tekrar yaşlı bir adamla evlendi.
Yaşlı koca, Atife'den çocuğu olmasını istiyordu. An-cak Atife bunu kabul etmiyor her seferinde karşı çıkıyordu. Ne var ki dert, kahır, geçimsizlik derken Atife dayanamamış sonunda çareyi intiharda bulmuştu. Ar-tik Atife bir kurban olup çıkıvermişti...
...12 yaşında bir kızdı. Yaşam ve geçimin ne oldu-ğunun bilincinde bile olmadan evlenmiş her türlü tec-rübesizliğine rağmen kocasını mutlu etmek için elin-den geleni yapmaya çalışmıştı.
Ne var ki kocasmdan bir kez dahi olsa sevgi ve yakınlık görmüyordu, ilgisizdi. 0 (kocasi) asm derecede kötü bir ahlâka sahipti. Kafayı bulduğu zamanlar küfür-ler savuruyor, kırıcı ve kötü sözler söylüyordu. Belli bir mesleği de yoktu. Tek gelir kaynağı kumardı. Üstelik
135
evliliklerinden beş yıl bile geçmemişken üç çocuk sa-hibi olmuşlardı.
Zavallı, onu tatlı dille yaptığı bütün kötü işlerden menetmeye çalışıyordu ama, ağzını her açışında koca-sının çirkinlikleri daha da artıyordu. Kısacası, saadet ve mutluluk için atmış olduğu bütün adımlar sonuçsuz kalmıştı.
...18 yaşındayken çareyi boşanmakta bulmuştu Daha da kötüsü artık çocuklarını bile göremiyordu.
Dostları ilə paylaş: |