İstanbul ansiklopediSİ Büyükada Camii (Resim: Kemal Zeren)



Yüklə 4,97 Mb.
səhifə43/75
tarix07.01.2019
ölçüsü4,97 Mb.
#91759
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   75

1492 —

ÎSTANBÜL

ÂfASTKFANÖS




kiye ve askeriye ve ilmiyeden bir Myük şû-rayi saltanat tertib kılınarak Rusya askeri îs-tanbula girmek isterse harben müdafaa etmek mi lâzımgelir, yoksa bir mukavelei muslihane tahtında anların duhulüne müsaade etmek mi daha münasib olur maddesinin huzurda müzakere olunması emir buyurulmuş-tu. Meclis toplanacağı sırada zatı şahane (İkinci Abdülhamid) «Rusya askerinin İstan-bula duhulüne cevaz gösteremem. Ümerayi askeriyemiz izhari cebanet ediyorlar. Ben nefsimce her fedakârlıktan çekinmem. Sancağı Şerifi çıkarıp Rus ordusu üzerine varma ğa hazırım» diye irade edip işbu iradei seniye (sadırâzam) Ahmed Vefik Paşaya saraya gelince tebliğ olundukda: «O sözler cilvedir, meram bizi tecrübedir, biz işimize bakalım» diyerek bir tavrı mütebessimane ile yürüyüp meclise girmiştir. Granduk Nicola Ayastefa-nosu karargâh ittihaz eyledikten sonra Şûra-yi Devlet riyasetinden Hariciye Nezaretine tahvili memuriyet eden Devleti Aliyye murahhası Safvet Paşayı Edirneden oraya celb eyledi. İkinci murahhas Berlin sefiri Sadul-lah Bey o sırada İstanbula gelmekle o da Ayastefanosa gönderildi. Mükâlematı sulhiye orada cereyan etmiş ve takarrür eden şerait üzerine muahedenâme 3 Mart 1878 tarihinde orada imza edilmiştir. (Tarih musahabeleri).

Ayastefanos Muahedenâmesinin metninin hulâsası şudur:

«Osmanlı Devleti; Karadağ Emaretinin kat'î istiklâlini tasdik etmiştir. Aralarında hal edemedikleri meselelerde Rusya ve Avusturya devletleri hakem olacaklardır. Osmanlı Devleti ile Karadağ arasındaki daimî münazaalara nihayet vermek için hudut tashih olunacaktır. Emaretin kat'î hududunu, Osmanlı Devleti ile Karadağ tarafından da birer âza bulundurulacak olan bir Avrupa komisyonu tâyin edecektir.

Osmanlı Devleti; Sırbistanın kat'î istiklâlini tasdik etmiştir. Sırbistana ilhak olunacak arazide emlâki olan müslümanlardan Emaretin hududu haricinde yaşamak istiyen-ler, mülklerini diledikleri veçhile işletebile-ceklerdir. İslamlardan, sırplardan ve bir Rus komiserinden mürekkep bir komisyon, müs-lüman emlâkinin muayenesini iki sene zar-

fında ikmal edeceklerdir. Ayni komisyon, Sırbistanda bulunan vakıflar ile Sırbistanda-ki miri emlâkin Sırbistan Emaretine sureti terkini de üç sene zarfında tesviye edecektir. Doğrudan doğruya bir muahede aktedin-ceye kadar, Osmanlı Devleti, topraklarında bulunan sırplara, beynelmilel hukuk kaideleri tatbik edecektir.

Osmanlı Devleti; Romanyanın kat'î istiklâlini tasdik etmiştir. Doğrudan doğruya bir muahede aktine kadar, Osmanlı memleket lerinde bulunan Ronıariya tebaası, Avrupa tebaasına temin olunan haklardan istifade edeceklerdir.

Bulgaristan, Osmanlı Devletine vergi veren bir mümtaz emaret olacaktır. Bulgarista-nan kat'î hududu, Rumelinin Rusya askeri tarafından tahliyesinden evvel, Rus ve Osmanlı azalardan mürekkep bir komisyon tarafından tâyin olunacaktır. Bu hudut, bilâhare tanzim olunacak hudutlara esas teşkil edecektir. Bulgaristan Beyi, ahali tarafından serbestçe intihap olunacak, Büyük Devletlerin muvafakatinden sonra bu intihabı Osmanlı Devleti tasdik edecektir. Büyük Devletler hanedanlarından hiçbiri, Bulgaristan Beyi intihap olunmıyacaktır. Beylik münhal olduğu vakit gene intihap ile seçilecektir. Bulgar mutebe-ranından mürekkep bir meclis, Filibe veya Tırnavada, bir Rus komiserinin riyasetinde ve bir Osmanlı komiserinin huzurunda, Bulgaristan Beyinin intihabından evvel, müstakil Bulgaristan idare nizamnamesini tertip ve tanzim edecektir. İslâm, rum ve Ulahlarla karışmış olan mıntakalarda, bu ahalinin hukuku da nazarı dikkate alınacaktır. Bulga-ristanda bu yeni idarenin nezareti, iki sene için, bir Rus komiserine verilecektir; bir anlaşma hasıl olabilirse, Avrupa devletleri kabineleri de, Rus komiseri refakatinde birer memur murahhas bulundurabilecektir. Bulgaristanda bundan sonra osmanlı askeri bulunmayacaktır. Eski kalelerin hepsi, masrafları mahalli hükümet tarafından verilerek yıktırı-lacaktır. Osmanlı Devleti, mütareke mucibince, tahlife olunan Tuna kaleleriyle Şunınu ve Varna kalelerinde kalan ve kendi malı olan harp mühimmatı vesair eşyayı istediği gibi kullanacaktır. Bulgaristanın intizam, emniyet ve asayişi için, miktarı Rusya ve Osmanlı Devleti tarafından ittifakla tâyin olu-

nacak bir millî asker teşkil olununcaya kadar, Rus askeri, iki sene kadar Bulgaristan-da kalacaktır. Bulgaristanda kalacak olan Rus askerinin miktarı elli bini geçmiyecektir. Bu askerin iaşesini Bulgaristan temin edecektir.

Bu asker Rusya ile olan münasebetini Romanya tariki ile ve Burgaz ve Varna limanları vasıtası ile temin edecektir. Bulgaristanın Osmanlı Devletine vereceği senevi verginin miktarı Osmanlı Devleti, Rusya vesair devletler arasında kararlaştırılacaktır. Osmanlı Devleti, Bulgaristan Emaretinin ötesindeki eyaletlerine göndereceği veya oralardan celb edeceği askerler ve mühimmat vesaireyî Bul-ristandan geçirebilecektir, yalnız, yolları Bul- ' garistan Emareti tayin edecektir; bu hüküm yalnız muntazam asker içindir, gayri muntazam askerlerle başıbozuklar ve çerkesler bundan tamamen hariçtir. Osmanlı Devleti, Emaret dahilinde postasını geçirmek ve tergraf hattını kullanmak hakkını muhafaza etmektedir. Bulgaristanda emlâki olup Emaretin hududu dışında oturacak olan islâm vesair ahalinin emlâki üzerinde tasarruf hükümleri devam edecektir; iltizam ve icar ederek istifade edecektir. Âzası islâm ve bulgarlardan mürekkep olup bir Rus komiserinin nezareti altında ve başlıca merkezlerde teşkil olunacak komisyonlar, islâm ve sairenin alâkadar oldukları emlâkin muayenesini iki sene içinde kafiyen hal edecektir; miri emlâkin ve vakıfların da sureti ferağ ve idaresini iki sene içinde kat'î şekilde hal edecektir. Bu iki sene içinde aranmayan bütün emlâk müzayede ile satılacaktır, bedeli, son vakalardan zarar .görmüş olan islâm ve hıristiyan eytam ve eramiline tahsis olunacaktır. Tuna kaleleri tamamen yıkılacak, Tuna sahilinde müstahkem mevki, Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan sularında da harp sefineleri bulunmayacaktır. Yalnız karakol gemileri, nehir zabıtasına ve gümrük işlerine mahsus ufak gemiler bulunabilecektir. Tuna muhtelit komisyonunun hak, vazife ve imtiyazları olduğu gibi' bırakılmıştır. Osmanlı Devleti Sünne Boğazını tekrar açacaktır. Harpten, Tunada seyri sefainin tatilinden zarara uğrayan eşhasa tazminat verecektir; bu iki nevi masrafa mukabil, Tuna Komisyonunun kendisine vereceği paradan 500,000 frank tahsis edecektir.

İstanbul Konferansının ilk içtimaındaki Osmanlı Devleti murahhaslarına tebliğ olunan Avrupa teklifi, Osmanlı Devleti ile Rusya ve Avusturya arasında ittifak ile kararlaştırılacak tadilât ile birlikte derhal Bosna ve Hersekte tatbik olunacak, vergi bakayası is-tenmiyecektir. 1880 senesinden itibaren vergi, Rusya, Avusturya ve Osmanlı Devleti arasında kararlaştırılacaktır.

Osmanlı Devleti, Girit adası ahalisinin arzusunu nazarı dikkate alacaktır. 1868 nî-zamnamesinin dikkatle icrasını taahhüt etmiştir.

Osmanlı Devleti tarafından kendilerine bir idarei mahsusa tâyin olunmamış olan Ar-navudluk, Tırhala ve Rumelinin sair yerleri için de, buna benzer ve mahalli ihtiyaçlara göre bir dahilî nizamname yapılacaktır. As-yada, Rus askerinin istilâsı altında bulunan ve Osmanlı Devletinin iadesi lâzım gelen yerlerin tahliyesinde, bir karışıklığın çıkması muhtemel olduğundan, Osmanlı Devleti, buralarda oturan Ermenilerin emniyetini taahhüt etmiştir.

Osmanlı Devleti, son vakalarda medhal-dar olan bütün tebaasını af edecektir. Mah-bus ve menfi olanları' da derhal serbest bırakacaktır.

Osmanlı Devleti, mutavassıt devletler •komiserlerinin Kotur şehrinin tasarrufuna ait beyan ettikleri mütalâayı nazarı dikkate alacaktır, İran hududunun kat'î olarak tahliyesini taahhüt eder.

Rusyanın talep, Osmanlı Devletinin de kabul ettiği harp tazminatı bervechi atidir:

1 — Ordunun idaresi, mü-

himmatın nakli, ve
harp edevatının sipa
rişleri gibi muharebe
masrafları 900 000 000 Ruble

2 — Rusyanın cenup sa-

hillerinde ihracat ticaretine, sanayie ve demiryollarına olan



400 000 000

ziyan bedeli

İstilâ münasebeti ile


Kafkasyada edilen za
rarlara mukabil 100 000 000

AVASTEFANOS MUAHEDESİ

— 1494


istanbul

1495


AYASTEFANÖS MUAHEDESİ


4 — Osmanlı İmparatorlu-ğundaki Rus tabaası ve tesisatının zararı

10 000 000

Yekûn l 410 000 000 Ruble

Rusya bu tazminattan 1.100.000.000 rublesini almaktan feragat etmektedir, buna mukabil Osmanlı Devleti atideki araziyi Rus-yaya terketmektedir:

1 — Tolçi Sancağı (yani: Kili, Sünne,
İsakcı, Tolçi, Mâçin, Babadağı, Harsova, Kös
tence ve Mecidiye kazaları) ile Tuna Deltası
adaları ve Yılan Adası.

Rusya bu ülkeyi ve Delta Adasını kendi memleketine ilhak arzusunda bulunmadığı cihetle, bunları, Besarabya kıtasının kendisinden 1856 Paris Muahedesi ile alman parçası ile mübadele etmek selâhiyetini muhafaza eder.

2 —• Ardahan, Kars, Batum ve Bayazıt
ile Soğanlı dereye kadar olan yerler.

Rusya tebaasının ve tesisatının tazminatı olan 10.000.000 ruble müstesna, mütebaki 300.000.000 ruble tazminatı tediye sureti ittifak ile tayin olunacaktır.

Rusyaya terkolunan mahallerin ahalisi başka yerlere gidip ikamet etmek isterler ise, mülklerini satıp çekilmekte serbesttirler; bunun için kendilerine üç sene mühlet verilmiştir; bu müddet zarfında çıkmayanlar Rusya tabiiyetine geçmiş olacaklardır. Miriye aid emlâk ile vakıf emlâk, Türk ve Ruslardan mürekkep bir komisyon tarafından, keza üç sene zarfında satılarak tasfiye olunacaktır.

Rumeli veya Anadoluda oturan veya seyahat eden Rus tebaası ve ruhbanı, sair milletlere verilen hukuk ve imtiyazlar ve muafiyetlerden istifade edeceklerdir. Rus sefareti ile konsolosları, Rus ruhbanının tesisatı ruhaniye ve hayriyelerini resmen himaye etmek hak ve selâhiyetini haiz olacaklardır.

Aslen Rus olup Aynorozda oturan ruhbana, eski müstemlekât ve muafiyetleri iade olunacak, kendilerine aid olan üç manastır ile müştemilâtına, Aynorozdaki sair tesisatı ru-haniyeye ve manastırlara temin olunan hukuk ve imtiyazlar, eskiden olduğu gibi yine verilecektir.

Rusya ile evvelce akid edilmiş olan ve

harp dolayısiyle fesih ve ilga olunan ticaret muahedelerinin vesair bütün muahedelerin, mukavele ve taahhüdatm bu muahede ile nakzolunmayan hükümleri yine mevkii icraya konulacaktır.

Çanakkale ve Karadeniz boğazları, harp ve sulh zamanında, Rusya limanlarından gelen veyahut Rusya limanlarına giden bitaraf devletler ticaret sefinelerine açık kalacaktır; binaenaleyh Osmanlı devleti, 1856 senesi 16 nisanında Pariste imza olunan beyanname ahkâmı hilâfına olarak bundan sonra Karadeniz ve Âzakdenizin önüne itibari bir abluka kaymamasını taahüd eder.

Rusya ordusu, kati musalâhanın akünden sonra, üç sene zarfında, Bulgaristan müstesna, bütün Rumcliyi terkedecektir. Anadolu ise, kat'î musalâhanın akünden itibaren altı ay zarfında tahliye olunacaktır.

Osmanlı Devleti, muharebe esnasında Rus ordusu ile olan münasebetlerinden dolayı ittiham edilmiş bulunan tebaası hakkındaki umumî bir af ilân edecektir. Rus ordusu ile beraber, ailelerini de alarak vatanlarını terketmek istiyenlere mâni olamıya-caktır.

Bu sulh mukaddimalının tasdikini müteakip, harp esirleri, memurini mahsusa vasıtası ile Hocabey ve Sivastopolda mübadele olunacaktır. Osmanlı Devleti, kendisine teslim olunacak hesap üzerinden onsekiz taksit ile altı sene zarfında ödeyecektir.

Bu sulh mukaddematımn musaddak nüshaları, onbeş gün içinde Petersburgda teati olunacaktır. Kafi suih muahedesinin nerede ve ne zaman akid olunacağı Petersburgda karar laştırılacaktır.»

Aşağıdaki satırlar, Mehmed Galib Bey merhumun «Sadullah Paşa yahut Mezardan Nida» adındaki eserinden nekledilmiştîr ki, Ayastefanosda Türkiye ikinci murahhası olan paşanın ağzından yazılmıştır:

«Berlinde iken Safvet Paşa ile beraber bu muahedeyi akde memur oldum. Kalktım İstanbula geldim. Babıâli ye ve oradan Mabeyne azimet eyledim. Güya talimat aldım. Daha evvel Ayastefanosa 'gitmiş olan Safvet Paşa ile birleşmek üzere Sirkeci istasyonuna vardım. Lâkin trenlerin Yedikuleden aşağı gelmediklerini anlayarak bir kayıkla Yedi-kuleye gittim. Trene bindim; Ayastefanosa

vâsıl oldum. Safvet Paşa ile görüştüm. Merhumla olan hukukum kadîm ve kendisine hürmetim fevkalâde idi. Hem de Safvet Paşa kuvvei hâlikanın nadiren yetiştirdiği tâzkni siyasiyundan olmakla beraber sohbeti dahi dilnüvaz idi. Vakıa müşarünileyh ile birlikte bulunmak ve akdi muahede gibi mühim bir vazifenin ifası esnasında kendisine refakat etmek benim için bir şeref idi. Fakat iş de o nisbette müşkül idi. Her ne ise müsteinen billâh ifayı vazifeye başlanıldı. Rus murah-haslariyle mükâlemeye girişildi...

«Bizim oturduğumuz hane gerek Gran-dük Nikolanın ikametgâhına ve gerek muahedenin akdi için hazırlanan haneye pek uzak değildi. Müzakerat bâzan her gün ve bâzan da iki üç günde bir cereyan ederdi. Çünkü İstanbul ile lâyenkati muharebe olunurdu. Aradan epeyce günler geçti ve muahedenamenih bâzı mevaddı takarrür eyledi. Lâkin iş ehemmiyetli noktalara gelince bittabi bidayetteki sür'at görülmez oldu. Hattâ 'bir aralık mü-zakeratın inkıtaı ihtimali de yüz gösterdi. Safvet Paşa ile verdiğimiz karar üzerine sa-dırâzamın Ayastefanosa kadar gelmesini İstanbula teklif ettik; İsrar eyledik. Sadarette bulunan Ahmed Vefik Paşa geldi.

«Ben müşarünileyhi yakından tanımazdım; keşke davet etmiyeydikk. Çünkü Vefik Paşa az kaldı işimizi bozacak idi. Anladık ki bir şey becereceği yok! Her ne ise tatlılıkla İstanbula avdet ettirdik ve hakkında beslediğimiz hüsnü zandan dolayı büyük büyük esefler ettik!..

«Şu hale nazaran İstanbuldan bir haber beklemek boş bir şey olduğuna Safvet Paşa ile karar vererek teklifatı düşmanı biraz tahfif ve tâdile medar olur fikriyle zatı şahane tarafından Rusya Çarı nezdine fevkalâde bir murahhas izamını münasip gördük. Bunu Ruslara açtık. Lâkin General İğnatiyef bize şu cevabı verdi: — Hayır, hayır biz o tuzağa bir kere düştük, bir daha düşmek istemeyiz! Generalin bu sözünden bir mânâ çıkaramadığımızdan istiknah eyledik. Bakınız İğnati- • yef bize ne dedi: (Evet vaktiyle Edirne muharebesini müteakip Sultan Mahmudu Sâni tarafından fevkalâde elçi şifa tiyle Çar Birinci Nikolaya Damad Halil Paşa gönderilmiş idi. Halil Paşa Petersburga vardıkta Rusya hükümeti canibinden memuriyeti sorulmuş;

o da tarafı şahaneden Çara selâm getirdiğini ve iki hükümdar arasında ahiren caykir olan dostluğu takviye edeceğini ve politikaya dair memuriyeti olmadığını beyan etmiş; anın üzerine Birinci Nikolanın huzuruna kabul edilmiş; fakat Halil Paşa gayet zeki ve dirayetli olduğundan Çarın yanma girdikten ve metbuunun selâmım tebliğ ve hedayesını ita ettikten sonra sözü siyasiyata nakletmiş ve her ne kadar Çarın nezdinde bulunan hariciye nazırı ile sair siyasiyun Halil Paşanın bu bahiste devamını arzu etmemişlerse de paşanın etvar ve güftarından Çarın mahzuziyetini gördükleri ve Birinci Nikola öyle yanında söz söyletir adamlardan olmadığı cihetle çarnâçar sükût eylemişler. Halil Paşa ise meydanı müsait bulmakla Nikolanın hoşuna gidecek sözler söyleyip ve her dediğine de muvafakat cevabını alıp Edirnede münakid olan muahede ahkâmını küllî tâdile uğratmış ve en nihayet muvakkaten İstanbula avdet etmiştir. İşte Halil Paşanın bu memuriyeti bizim için bir ders olmuştur. O sebeple şimdi Petersburga öyle fevkalâde elçi melçi gönderilmesine muvafakat edemeyiz!..

«Tarafı padişahiden Petersburga bir, memur izamı.tedbiri de bu suretle boşa çıkınca ve teklifatı vâkia müşkülülkabul bir derece-y& gelince herçibâdâbad Makriköy 'taraflarındaki hattı müdafaa kumandanına iktizası veçhile bir haber irsali ve Ruslara karşı da ruyi celâdet iraesi son bir çare olmak üzere varidi hatır oldu. Çünkü o günlerde Rus murahhaslarının .gösterdikleri tavrı dilhiraş artık tahammül olunur şeylerden değil idi. Hattâ bir akşam Grandük Nikolanın yaverlerinden bir general bizim oturduğumuz eve gelerek bizimle görüşmek istediğini haber vermiş idi. Generali kabul ettik; içeri girdi. Askerce bir temenna çakarak: — Rus ordusu başkumandanı f ehametlû Grandük Nikola hazretleri sulhun tatlılıkla husulü emrindeki âmaü müsâlemetperverânesine rağmen Osmanlı murahhasları hazeratmm işi avk ve teahhüre uğratmalarından ve Rus askerinin uzaktan minarat ve mebanisini gördükleri İstanbula girmek arzusunu her an dermeyan eylemelerinden dolayı vukua gelebilecek her türlü hâdisei müessifenin mesuliyetimi Osmanlı murahhasları hazeratına terk eder ve müşarünileyhimadan yirmi dört saate kadar



AYASTEFANOS MUAHEDESİ

1496


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

1497

AYASTEFANOS MUAHEDESİ




Jtat'î bir cevap 'beklediğini tebliğ eyler!.. Sözlerini söyleyip gitti. Generalin bu gibi ziyareti 'kısa günde üç defa vâki olmağa başladı bizim tarafımızdan da keyfiyetin deri devlete yazıldığı ve akşama sabaha vürudu memul olan cevap üzerine iktizasının ifasına müsa-raat kılınacağı ve şöyle böyle olacağı cevabı verilir idi.

Fakat Grandük'ün tazyikatı biter tükenir şey olmadığından ve Rus murahhaslarına karşı daha ziyade dayanmak çaresi kalmadığı gibi muahedenin imza edilmesine de İstaa-buldan mezuniyet gelmiş idüğünden nâçar ol-suretle kabule karar verdik. Ancak böyle gayet müphem bir işde öyle kuru bir telgrafla verilen mezuniyete istinad eylemek sevab görülemediğinden akdi muahede için mutlaka tarafı şahaneden sadir olacak iradenin tahriren tebliğini yazdık ve ertesi günü matlûbumuz veçhile ruhsat gelmekle yüreklerimiz kan ağlaya ağlaya muahedenameye vaz'ı imza eyledik.

îşbu neticeden dolayı Rus ordusundaki şetaretler ve icra kılınan nümayişler cümlesinden olmak üzere Grandük Nikola bize bir ziyafet verdi. Mecburî hazır bulunduk. Gran-dükün sağında Safvet Paşa bulunuyordu. Solunda da ben oturuyordum. Sofrada ne kadar çatal 'bıçak, sürahi, bardak, tabak varsa hepsi bakırdan idi. Hattâ Grandük bize hitaben bu takımın kendi tarafından seferberlikte istimal için yaptırılmış olduğunu ve kusura ba-kdmamasını söyledi... Yemek yenildi, derken sağ kulağımın dibinde top patlar gibi, Grandük bir bağırdı! Meğer âdeti imiş hazır bulunan zabitlerin sigara içmesine müsaade ediyormuş!.. Ne ise sigaraları yaktık, biraz daha konuştuk kalktık evimize geldik. Vukuu hâli îstanbula yazdık... Al sana ertesi günü bir emir ki biz de Grandüke bilmukabele ziyafet vermeli imişiz!... Sandık sandık eşya, alay alay sofracı! Canım buna ne lüzum var; hem böyle şeylere vaktimiz müsaait mi de-dikse de anlatamadık. Sandıkları açtık. Bir de ne görelim tekmil takımlar, kahve zarflarına varınca hep murassa, hep müzeyyen şeyler! İçim taştı. Gözlerim karardı. Safvet Paşaya dedim ki «Dün verilen ziyafet galibin ziyafeti olduğu halde takımlarının neden mamul idüğünü gördük. Bu vereceğimiz ziyafet ise mağlûbun ziyafetidir. İnsaf buyurunuz şu

murassaat ile biz nasıl ziyafet veririz? Bu olacak iş değil. Yok eğer mutlaka verilecek ise şimdiden söyliyeyim ki ben öyle ziyafette bulunmam». Safvet Paşa reyime tamamiyle iştirak etti, ziyafetten miyafetten sarfınazar olundu; sandıklar sofracılara yükletilerek İs-tanbula iade kılındı!...

İçime derd olan hallerden biri de şudur ki, biz Ayastefanosda müzakeratla meşgul bulunduğumuz sırada müracaat edilebilecek adam akıllı bir haritamız yoktu. Bereket versin B erlinden gelirken yolda bakarım diyerek bir Rumeli, bir de Anadolu haritası almış idim. İşte hep o, hep o! Halbuki Rusların elinde bizim kendi memleketlerimizin hududunu, mikdarı nüfusunu ve daha bilmem nesini mükemmelen irae eder öyle muntazam haritalar vardı ki, tarif edemem!»

Aşağıdaki satırlar Ayastefanos sulh müzakerelerinin devam ettiği sıralarda ve muahedenin imzasından sonra İstanbul gazetelerinden çıkarılmış notlardır:

(Vakit gazetesi. 5 Marl 1878 Salı).

Ayastefanosda İngiltere sefareti tercümanı — İngiltere sefareti ikinci tercümanı Mösyö Marniç geçen gün seyahat tarikiyle Ayastefanosa gidip görüşmek üzere Devlet-lû Safvet Paşa Hazretlerinin dairelerine girerek (Rusya sefiri) General İğnatiyef dahi o esnada paşayı müşarünileyh ile mülakattan avdet etmek üzere iken kapuda tercümanı mumaileyhe tesadüf eyler ve buna: — Marniç sen misin? diye sual etmesi üzerine o da: — Evet benim! dediğinden generali mumaileyh: — Senin halin malûmdur, buradan çık git, zira kurşuna dizilebilirsin! demesi üzerine tercüman durmayıp İstanbula avdet eyler. Keyfiyet Dersaadette bulunan İngiliz gazeteleri muhabirlerinin mesmuu oldukda fev-kalede ehemmiyet verilip taraf taraf telgraflar çekmeğe başlarlar. Bize kalırsa bu keyfiyet generali mumaileyhin bir latifesi olmak gerektir.

(Vakit gazetesi 27 Mart 1878 Çarşamba).

Rus ordusu başkumandanı Grandük Ni-kolanın İstanbulda İkinci Abdülhamid ile mülakatı — Dünkü gün saat dört buçukta Grandük Nikola maiyeti erkâniyle beraber Rusya imparatorunun zatına mahsud olan Livadya nam vapura râkib olduğu halde Dolmabahçe

sahilsarayı hümâyunu pişgâhına muvasalat eylediklerinde tercümanı divanı hümayun teşri-fatii umumiye vekili saadetlû Münir Beyefendi hazretleri istikballerine memuren ve sarayı hümayundan tertip olunan kayıklar ile vapuru mezkûre giderek Grandük Nikola ve oğlu ve prens Lahtenberg ve diğer bir Rus prensi ve erkânı harb reisini bir kayığa ve General Gurko ve Skoblef ve oğlu diğer General Skoblef vesair generaller dahi ayrıca kayıklara bilirkâb sarayı hümayunun büyük iskelesine îsal eylemiştir.

Vükelâyı feham ve ünıerayi kiram üniformalarını lâbis oldukları halde Grandük Nikolayı binek taşı kurbunda istikbal eyledikleri ve yine orada hademei hassai şahane ile musikai hümayun dahi safbestei selâm oldukları halde Grandük ve maiyeti sarayı hümayuna çıkarılarak evvel emirde Grandük cenapları prensler te beraber lieclil istikbal salon kapusuna kadar ilerlemiş ve yalnız cuma selâmlığına mahsus olan üniformalarını lâbis ve nişanı osmanîyi hâmil bulunmuş olan zatı hazreti tacidârınin huzuru şehriya-rilerine vusul ve diğer generaller dahi süfe-rayi ecnebiyeje mahsus olan büyük odaya duhulden ve Zâtı şevketsematı hazreti tacidârı Grandük Nikola cenahları ile mülakat etmekle beraber prensler hazeratı dahi Grandük tarafından ayrı, ayrı takdim olunduktan sonra süfera odasında bulunan generaller dahi huzuru hümayuna davet olunarak cümlesi alâmeratibihim Grandük Nikola tarafından zatı şahaneye takdim olunmuş ve tarafı eşrefi hazreti şehriyaridea dahi başvekil fehametlû devletlû Ahmed Vevik Paşa ve hariciye nazırı devletlû Safvet Paşa ve Serasker devletlû Rauf Paşa ve Tophanei âmire müşiri devletlû Namık Paşa Ve devletlû Gazi Osman Paşa ve bahriye nazırı ve mabeyni hümayun müşiri devletlû Said Paşa ve İstanbul kumandanı saadetlû Fuad Paşa ve mabeyni hümayun erkânı kiramı adan ve serkurenayı hazreti şehriyari utufetlû Nafiz Paşa ve mabeyni hümayun serkâtibi utufetlû Lebib Efendi ve kâtibi sâni saadetlû Süleyman Beyefendi ve seryaveri hazreti şehriyarî saadetlû Meh-ffied Paşa ve yaveranı şehriyariden saadetlû Mehmed Zeki Paşa ve sertabib saadetlû Mav-royani Efendi hazretleriyle yaveranı şehriya-

riden izzetlû Tâhir Bey alâmeratibihim pre-zante edilmişlerdir.

Grandük Nikola ile sair prensler ve generaller huzuru hazreti şehriyaride gayet edibâne ve hürmetkârane evza' ve etvarda bulundukları gibi hazreti şehriyari dahi Grandük Nikolaya bir imparator biraderine lâyık olacak surette nüvazişlerde ve refakatinde bulunan zevata dahi nazikâne iltifatlarda bulunmuşlardır.

Hele Pilevnenin müdafii şecaatsematı devletlû Gazi Osman Paşa hazretleri tarafı eşrefi hazreti şehriyariden Grandük Nikolaya prezante edildiği sırada Grandük cenapları hakkı müşarünileyhde zatı şahaneye pek çok medayih ve sitayişde bulunup ezcümle «Böyle gayretli kumandanla muharebe etmek düşmanları için dahi şereftir.» sözü ile Gazii müşarünileyh hazretlerinin üluvvu kadri' askerilerini itirafda bulunmuşlardır ve müşarünileyh Grandük Nikolanın maiyetinde bulunan gener-aler ile erkânı harbiyesinin gerek Dolmabahçe ve gerekse Paşa hazretlerine tesadüfleri esnasında perestiş derecesinde fevkalâde bir riayet ve tazim eylediklerini reyülâyin müşahede edenler beyan eylemişlerdir. Dersaadet umum. kumandanı ferik saadetlû Fuad Paşa hazretlerinin Filibe önünde son defa olarak vukubulup kendi kuvvetinin üç dört misli bir kuvvete ,üç gün mukavemetten sonra fenni harbin cevaz verdiği bir suret üzre ricatı muntazame ile hareket eylediği gibi muharebedeki şecaatim takdirden Grandük Nikola müşarünileyhe hitaben ve rusca bir tâbir ile «Siz hakikaten kahraman bir askersiniz» demiş ve Filibe önünde müşarünileyhin kolordusu ile muharebe eden fırkalar kumandanı generalleri: «İşte sizin Filibe önündeki muharebede düşmanlarınız bulunan kumandanları size takdim ediyorum» diyerek general Gurko ve Şo-valof ile diğer iki generali dahi takdim etmiştir.

Takdim resmi bu suretle icra olunduktan sonra Grandük Nikola ile prensler huzuru hümâyunda kahveler ve şerbetlerle izaz olundukları esnada süfera odasına avdet eyliyen generaller ve yaverler dahi orada izaz ve ikram edilerek nihayet saat altı raddelerinde misafir Grandük Nikolanın zatine mahsus olan bir> küçük vapur ve lüzumu ka-




1499 —

— 1498
AYASTEFANOS MUAHEDESİ

dar kayıklarla Beylerbeyi sahilsarayı hümâyununa azimet etmişler ve vusulleri zaman olduğu gibi avdetleri esnasında dahi hademei hassa ve musikai hümâyun tarafından selâmlanıp Başvekil Paşa hazretleriyle Hariciye Nazırı Paşa hazretleri tarafından dahi iskeleye kadar teşyi olunmuşlardır.

Bundan sonra iadei ziyaret zımnında zati hazreti şehriyarî maiyeti şahanelerine mahsus olan Teşrifiye vapuruna ve vükelâyı feham vesair bendegânı kiram dahi kayıklara râkiben Beylerbeyi sarayı hümâyununa azimet buyuruldukda Livadya vapurundan evvelce çıkarılmış olan yarım bölük Rusya hassa askeri rıhtım üzerinde safbestei selâm oldukları ve bir bando Rusya musıkası dahi Osmanlı marşını terennümsaz bulunduğu halde şerefvüsulü hümâyuna muntazıran rıhtım üzerinde bekliyen ve cümlesi büyük üniformalarını Jâbis oldukları gibi evvelden haiz oldukları nişanı osmanîyi hâmil bulunan gerek Grandük NiJcola ve gerek prensler ve maiyeti generalleri cenabı şevketmaabı padi-şâhiyi istikbale müsaraat eyliyerek cümlece birlikte sarayı hümâyunu mezkûre varmış ve iadeten vizite zımnında yine icab eden iltifatı teşrifkârı bir sureti lâyıka ve faikada bilicra hini avdette çünkü Grandük Nikola Almanya sefiri asaletlû Prens Ravs cenaplarının kayın validesi anasıl Rusya imparator hanedanının akrabasından olan ve misafireten Dersaadette bulunan Saksvayver Grandüşesi cenaplarını da ziyarete gideceklerinden zati şevketsematı hazreti padişahı Grandük cenap-lariyle prensleri vapuru hümâyunlarına alarak vesair generaller dahi kayıklara irkâb edilerek Dolmabahçeye 'kadar birlikte gelmiştir. Zati padişâhi ile Grandük Nikolanm mü-kâlematı vakıalarında kâh Başvekil ve kâh Hariciye Nazırı paşalar hazeratı tercümanlık hizmetinde bulunmuşlardır.

Dolmabahçe sahilsarayı hümâyununa muvasalâtında Grandük Nikola ile prensler Es-tablı âmireden tahsis buyurulan dört atlı bir Establı âmire arabalarına râkiben Almanya sefarethanesine îsal olunub orada Grandü-şes cenaplarına vizite verilmiş ve sefaretha-nei mezkûrede de misafirini müşarünileyhlere bir gündüz ziyafeti keşide olunduktan sonra Ayastefanosa avdet olunmuştur.

Rusya sefarethanesi kapusundaki arma

istanbul


— İlânı harb olunduğu zaman Rusya sefarethanesinin gerek dahilinde ve gerek dış tapusunda muallak bulunan armalar üzerine alâmeti matem olarak bir siyah puşide çekilmiş ve dünkü güne kadar mezkûr puşide baki bulunmuş idi. Muahedei kat'iyyenin imza ve teati olunması ve Grandük Nikolanm dahi mülakatı seniyei cenabı padişahiye nailiyetle artık devleteyn beyninde münasebatı müsa-fatkârinin iade kılınması üzerine mezkûr puşide dün saat dokuz raddelerinde Grandük Nikolanm Rusya sefarethanesine gelmesini müteakip bir takım dualar ile kaldırılmış ve sefarethane kapusunun üstünde bulunan büyük kuş dahi yerine konulmuştur. Grandük Nikola bir mikdar sefarethanede kaldıktan sonra Dolmabahçe ve badehu Beylerbeyi sahilsarayı hümâyunlarına azimet etmiştir. Müşarünileyh Grandük'a bugün dahi Yıldızda bir ziyafet verilecekmiş.

(Vakit gazetesi. 28 Mart 1878, perşembe)

Yıldız ziyafeti — Tarafı eşrefi hazreti padişahiden fehametlû Grandük Nikolaya bir ziyafet keşide buyurulacağmı dünkü nüzha-mızda beyan etmiştik. İşbu ziyafet dün akşam Yıldız kasrı hümüyununda ve en üst katta gayet mükemmel ve mutazaı» surette ita buyurulmuştur.

On beş kişilik için tertip ve tanzim buyurulan sofraya zati hazreti padişâhi ile taamda bulunan zevat şunlardır: Grandük Nikola cenapları, Prens Lahtenberg, Prens 01-denburg, ihtiyar general Skoblef, Mösyö Ono Başvekil Paşa hazretleri, Serasker Paşa Hazretleri, hariciye nazırı devletlû Safvet Paşa hazretleri, devletlû Namık Paşa hazretleri, Bahriye Nazırı Said Pasa hazretleri, serku-renayi hazreti şehriyâri Nafiz Paşa hazretleri Başkâtip Lebib Efendi hazretleri, tercümanı divanı hümâyun Münir Beyefendi. Ziyafette Grandük Nikolanm mahdumu dahi davetli idiyse de muahhiren hastalanmış olduğundan gelememiştir.

Ayastefanosdaki Rus askerinin deniz yolu ile gittiği gibi dünkü gün dahi yine bir vapur dolusu Rusya askeri Hocobeye müte-veccihan Ayastefanostan hareket etmiştir. Rusya hassa askerinin cümle asakirden evvel Rusyaya avdet eylemesini imparator hazretleri talep ve arzu etmekte imiş.

Rusya ordularının Rusyaya nakline ne-

ANSİKLOPEDİSİ

zaret etmek üzere Rusya devleti tarafından memuren geçen gün devletlû ütufetlû Serasker Paşa hazretleriyle beraber Dersaadete gelmiş olan Rusya erkânı harbiye reisi muavini ferik general (Nikof) üserayi osmaniye-nin dahi nakline nezarete memur olup bu husus için tarafı devleti aliyyeden dahi erkânı harbiye mirlivalarından saadetlû Osman Paşa memur edilmiş ve paşayi mumaileyhin maiyetine icabı kadar zabıtanı askeriye ve ketebe verilmesi dahi tensib olunmuş olduğundan bunların generali merkum ile beraber birkaç güne kadar Sivastopola müteveccihen Dersaadetten hareket eylemeleri mukarrer bulunmuştur. Rusya memaliki içerilerinde bulunan üserayi osmaniyenin şimendiferler vasıtasiyle Sivastopol limanına indirilerek Rusya devleti tarafından istihzar edilen vapurlara râkiben Dersaadete nakledilecekleri ve mezkûr vapurların 'hini avdetlerinde Rusya askeriyle beraber Dersaadette bulunan Rusya üserasım dahi alıp götürecekleri ve memleketeynde bulunan ü s e r a y i osmaniyenin nakline nezaret etmek Varnada bulunan mirliva saadetlû Reşid Paşanın memur edilip Bük-, reşe azimet eyliyeceği istihbar olunmuştur.

(Bu notlar Reşit Halit


Yüklə 4,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin