K. S.Ü. İLahiyat fakültesi temel iSLÂm biLİmleri BÖLÜMÜ arap diLİ ve belagati ana biLİm dali avrupa’da şarkiyatçilik bağlaminda


Oryantalizm ve Medeniyet Çatışması



Yüklə 0,72 Mb.
səhifə5/22
tarix10.11.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#31308
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22

Oryantalizm ve Medeniyet Çatışması


Oryantalizm’in öneminden bahsederken şuna da temas etmek gerekir: Bildiğimiz ve gördüğümüz gibi, dünyayı en çok meşgul eden konulardan biri, kültür ve medeniyet çatışmasıdır. Özellikle İslâm ve Batı medeniyetinin mücadelesidir. Çünkü asırlardır dünyanın ve insanlığın büyük ekseriyetinin durumunu, bu iki medeniyetin mücadelesi tayin etmektedir. Oryantalizm ise, bu meselenin ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta denebilir ki, oryantalizm bu çarpışmanın arka planında etkili olan Batı fikir ve zihniyetini temsil etmektedir.86 Batılıların Müslümanlar ve İslâmî değer hükümlerinin oluşmasında önemli rol oynayan oryantalizmi küçümsemek mümkün değildir. Batı’ya karşı tavır koyan, Batılılaşma sancıları çeken, kültür hükümranlığına hedef olan İslâm dünyasında-kabul etsek de etmesek de-oryantalizmin tesirleri büyük olmuştur ve olmaktadır. 1800 ile 1950 arasında Şark’ı ele alan 60.000 kitap yazılması87-ki bu yıllar emperyalist amaçların oryantalist çalışmalara hâkim olduğu yıllardır- Batılıların, bu konuya verdikleri önemi ortaya koyması açısından önemlidir. Dünya ticaretinde büyük söz sahibi olan ülkeler, süper güçler, İslâm ve Müslümanlar hakkında fikirlerini, değerlendirmelerini büyük ölçüde bu oryantalist çalışmalardan almakta, dolayısıyla icraatlarında da onlardan etkilenmektedirler. Mesela, Napolyon 1798’de Mısır’ı işgal ettiğinde beraberinde bir oryantalist ekibi bulunmuş ve onlar üç yıllık işgal döneminde çeşitli yönleriyle Mısır’ı anlatan La Description de I’Egypte adında muazzam bir bilimsel eser hazırlamışlardır.88 Bu çalışma, Mısır’ı tarih, coğrafya, dini inançlar, dil, etnik yapı, ekonomi, ziraat, ticari yönlerden ayrıntılı olarak incelemiştir.

I. BÖLÜM

HOLLANDA’DA İSLAM VE ŞARKİYAT ARAŞTIRMALARI


Hollanda, temelinde köklü geleneğe sahip olmanın verdiği bir avantajla İslâm araştırmaları açısından önde gelen Avrupa ülkelerinden biridir. Hollanda’da İslâm ve Şarkiyat çalışmaları 16. yüzyılın sonlarına doğru “Leiden Üniversitesi”nin kurulması (1575) ve üniversitede eskiden beri okutulmakta olan Grekçe, Latince ve İbrânice yanında 1593’ten itibaren Arapça, Farsça ve Türkçe öğretiminin programlara alınmasıyla başlamıştır.89

İlk Arapça kürsüsü 1599’da kurulmuş ve 1613’te ilk profesörü olan Thomas ERPENİUS (1584-1624) atanmıştır.90 Bu zat, Arapça grameri ve diğer ilmi konulardaki çalışmaları ile iki asra yakın bir zaman diliminde Hollanda’nın Avrupa’da Doğu araştırmaları sahasında önde olmasını sağlamıştır.91 Fakat şunu ifade etmek gerekir ki bu dönemde İslâm ve Şarkiyat araştırmalarında “tarafsız ve önyargısız” bir tutum içine girilememiş ve bu anlayış Erpenius’a da yansımıştır. Jacobus GOLİUS, Levinus WARNERUS gibi oryantalistler de bu dönemde önemli araştırmalar yapmışlardır.92 Golius ve Warnerus gibi birçok oryantalist, Hollanda elçilik ve başkonsolosluklarında elçilik ve tercümanlık hizmeti yanı sıra Doğu dilleriyle ilgili bilgilerini geliştirmek için Osmanlı devletine gelmiş ve bu burada bir takım faaliyetlerde bulunmuşlardır. Ayrıca topladıkları elyazmalarıyla Leiden üniversitesini Avrupa’daki en zengin yazma eserler koleksiyonuna sahip üniversiteler arasında olmasını sağlamışlardır.93

17. asrın başında yeni bir gelişme olarak Utrecht üniversitesi teolog ve oryantalistlerinden Adrianus RELANDUS (Ö:1718) İslâm araştırmalarında “tarafsızlık” ilkesini geliştirmiştir. Relandus’un Latince olarak yazdığı “De Religione Muhammedica” (Utrecht, 1705, 1717) adlı eseri, Hz Muhammed hakkında o döneme kadar var olan efsane ve hurafeleri eleştirmesi ve İslâma “önyargısız” yaklaşımı açısından çığır açıcı bir niteliktedir.94

Batı düşüncesindeki aydınlanma çağı (17. yy.) Hollanda’da az yankı yapmıştır. Bu dönemde Leiden üniversitesinde ders veren Albertus SCHULTENS, Arapça eğitimini İncil tefsirinin hizmetine sunmuş ve bu ilim dalını Hıristiyan teoloji araştırmalarına önemli bir yardımcı ders haline getirmiştir. Bu dönemde H.E. WAYERS Arabiyât ve İslâmiyât araştırmalarını yeniden yüksek bir seviyeye çıkararak, Leiden adını tekrar dünya’da tanınmasını sağlayacak öğrenciler yetiştirmiştir. Bu dönemden sonra İslâmiyat sadece teologların değil, teologların yanında filologların şarkiyatçıların ilgi alanı haline gelmiştir. Bu ilim adamları, Batı’da süren pozitivist görüşlerin etkisi altında kalmalarına rağmen olayların kökenine karşı açık fikirliydiler ve İslâm’ı, modern Ortadoğu’nun tarihi gelişmesinde en önemli faktör olarak görüyorlardı. Bu dönemde şarkiyatçıların birçoğu, kendilerini Hıristiyan dogmalarından sıyırmış olarak İslâmiyet’e bakabilmiştir.95 A. MEURSİNGE, P.J. VETH ve A. W. JUYNBOLL bu yeni ekolün en önemli isimleridir.

19. asrın ortalarına kadar Leiden üniversitesinde Şarkiyat araştırmaları hep mevcut olmuş ve genelde iki kürsü bünyesinde götürülmüştür: İbrâni ve Doğu dilleri. 19. asrın başında Şarkiyat çalışmalarında dünya çapındaki değişime ayak uydurmak üzere, biraz geç de olsa Leiden üniversitesi İslâmi bilimler bölümüne bağlı olarak Farsça ve Türkçe okutmanlığı ihdâs edilerek bu göreve Picter De JONG getirilmiştir.96

19. asrın ikinci yarısında Hollanda’nın “sömürgecilik” faaliyetlerine paralel olarak ülkedeki Şarkiyat ve İslâmiyat çalışmalarında bir yoğunlaşma görülür.97 Bu dönemde S.KEİJZER, L.W. C. VAN DEN BERG gibi oryantalistler, yaptıkları araştırmalarla ve yayınladıkları eserlerle Hollanda’nın sömürgesi durumundaki Endonezya’da çalışacak Hollandalı yönetici ve memurların eğitiminde önemli rol oynamıştır. Endülüs tarihi üzerinde çalışan Reinhart Pieter Anne DOZY, İslâm medeniyetine yaklaşımı genel önyargılardan uzak olan Jan de GOEJE, II.Abdulhamid’in pan-İslamizm politikasının Endonezyalı hacıları nasıl etkilediği konusunda Hollanda hükümetine raporlar sunan Christian Snouck HURGRONJE, bu dönemin önemli oryantalistlerindendir.98

Ayrıca “Orientalia” dergisini çıkaran Th.W. JUYNBOLL, T. ROORDA, H.E. WEİJERS, “The Encyclopaedia of Islam “ın ilk edisyonunun yayın kurulu başkanı Martin HOUTSMA, ikinci edisyonunda önemli görevler üstlenen Johannes Heindrik KRAMERS ve Hz. Muhammed ile Medine Yahudileri ile ilgili araştırmaları ile tanınan Arent Jean WENSİNCK de bu dönemde Hollanda Şarkiyat araştırmalarına önemli katkısı olan oryantalistlerdendir.99

Hollanda’da İslâmi ilimler çalışmaları II. Dünya savaşından sonra geçici olarak zayıflamıştır. Bunda, önde gelen oryantalistlerin ölümü yanı sıra Endonezya’daki sömürge idaresinin sona ermiş olması önemli bir rol oynamıştır.100

İslâmiyat araştırmalarının bu ülkedeki başlangıçtan itibaren süregelen filolojik yaklaşım günümüzde yerini daha çok İslâm tarihi, İslâm’ın yerel kültürlerde algılanış biçimlerini ve Ortadoğu politikasını içeren bir yaklaşıma bırakmıştır. Bunun sebebi politik ve ekonomik gelişmelerle, aralarında Türklerin de bulunduğu birçok Müslümanın bu ülkede yaşamasıdır. Bundan dolayı araştırmalar sadece Edebiyat Fakülteleri’nin dil bölümleriyle sınırlı kalmamakta, sosyal bilimler, tarih ve sanat tarihi gibi diğer bölümlerde de gerçekleştirilmektedir.101

Son yıllarda Hıristiyanlık-İslâmiyet ilişkileri açısından yapılan araştırmalar da giderek artmaktadır. Leiden üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde kurulan ”İslâmiyet-Hıristiyanlık Dökümantasyon Merkezi” bunun bir göstergesidir.102

Aynı şekilde, günümüzde, Hollanda’da Şarkiyat ve İslâm araştırmaları özel ve devlet üniversitelerine bağlı ilgili enstitü, fakülte ve kürsülerde yapılmaktadır.


Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin