Kalkinma plani


SEKİZİNCİ BÖLÜM SOSYAL VE EKONOMİK SEKTÖRLERLE İLGİLİ GELİŞME HEDEF VE POLİTİKALARI



Yüklə 2,33 Mb.
səhifə15/40
tarix11.09.2018
ölçüsü2,33 Mb.
#80547
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   40

SEKİZİNCİ BÖLÜM




SOSYAL VE EKONOMİK SEKTÖRLERLE İLGİLİ GELİŞME HEDEF VE POLİTİKALARI




I. GİRİŞ

586. Son yıllarda dünyada artan küreselleşmeye ve hızlanan teknolojik gelişmeye paralel olarak ülkemizde de tüketici talep ve tercihlerinde, rekabet ortamında, iletişim ve bilgi edinme imkanlarında, işgücünün istihdam ve niteliğinde, kamu kesiminin rolünde önemli değişmeler yaşanmakta, bu durum ekonomik ve sosyal sektörlerde izlenen politikaların oluşturulmasında etkili olmaktadır.


587. Küreselleşme ile birlikte, ülkelerin sosyal ve ekonomik politikalarını oluşturmalarında etkileyici olan bir diğer unsur ise, iletişim teknolojilerinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşmasıdır.
588. Küreselleşme olgusu, ekonomik, sosyal ve kültürel sonuçları itibarıyla oldukça karmaşık bir gelişme göstermektedir. Küreselleşmeyle beraber, zaman ve mekan boyutları değişim geçirmekte, mesafe kavramı ortadan kalkmakta, milli kültürün diğer kültürlerle teması artmakta, ulusal ölçekte üretilen mal ve hizmetler uluslararası dolaşım özelliğine sahip ürünlerle rekabet ortamında tüketiciye sunulmakta, teknoloji tabanlı üretim ve verimlilik artmakta, toplumların hayat standartları bu gelişmelerden etkilenmektedir.

589. Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler; eğitim seviyesi yüksek, bilimsel araştırma ve geliştirmeye önem veren insangücünün yetiştirilmesini, üretimde verimliliği ve ileri teknoloji kullanımını ön plana çıkarmakta ve refahtan daha fazla pay alınması için fırsatlar sunmaktadır.


590. Mali piyasaların bütünleştiği dünyada, gelişmekte olan ülkeler kendi dışında gelişen mali krizlerden büyük boyutlarda etkilenebilmektedir.
591. 1997 yılında Güneydoğu Asya ülkelerinde ve 1998 yılında Rusya’da ortaya çıkan ve küresel nitelik kazanan krizleri takiben, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen iki büyük deprem felaketi hem ekonomik sektörler üzerinde hem de sosyal yaşamda derin etkiler yaratmıştır.
592. 2000 yılı itibarıyla ülke nüfusunun 65,3 milyona ulaşması, yıllık nüfus artış hızının yüzde 1,50, toplam doğurganlık hızının 2,53 ve doğuşta hayatta kalma ümidinin 69,1 yıl olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Nüfus artış hızı düşme eğilimine girmekle beraber, nüfusun yüzde 57'sine tekabül eden 37,3 milyon kişi 0-24 yaş arasında bulunmaktadır. Çocuk ve genç nüfusun toplam nüfus içerisinde önemli bir paya sahip olması bu kesime götürülen hizmetlerin ve imkanların artırılması gereğini ortaya koymaktadır.
593. 1999-2000 öğretim yılında okullaşma oranları, okulöncesi eğitimde yüzde 9,8’e, ilköğretimde yüzde 97,6’ya, yüzde 22,8'i mesleki teknik eğitim ve yüzde 36,6’sı genel lise eğitiminde olmak üzere ortaöğretimde yüzde 59,4’e, yükseköğretimde ise yüzde 18,7'si örgün öğretimde olmak üzere toplam yüzde 27,8'e ulaşmıştır. Okulöncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında toplam 14,2 milyon öğrenci, 484.089 öğretmen ve 64.169 öğretim elemanı bulunmaktadır.

594. Toplumun genel eğitim düzeyini yükseltmek amacıyla, 1997 yılında zorunlu temel eğitim süresi sekiz yıla çıkarılmış ve yasal düzenlemelerle ilave finansman kaynakları temin edilerek kısa sürede çağ nüfusunun tamamına yakın bir kısmı eğitim sistemine dahil edilmiştir.


595. Eğitimin her kademesinde fiziki altyapı ve insan gücü altyapısı eksiklikleri önemini korumaktadır. Eğitimde gerçekleştirilen iyileşmelere rağmen zorunlu temel eğitim süresi, mesleki eğitim, ortaöğretim ve yükseköğretimdeki okullaşma oranları, işgücünün eğitim seviyesi ve niteliği bakımından Avrupa Birliği ülkelerinin gerisinde kalınmıştır. Kalabalık sınıflarda eğitim, ikili eğitim, öğretmen ve öğretim elemanı sayısında yetersizlik ve dengesizlikler ve üniversite önündeki aşırı yığılma devam etmektedir.
596. Gelişmiş ülkelerin refah düzeyine ulaşmak, büyük ölçüde ülkemizin bilim ve teknoloji yeteneğinin artırılmasına bağlı bulunmaktadır. Bilim ve teknoloji kapasitesinin yükseltilmesi amacıyla Ar-Ge için ayrılan kaynakların artırılması, yeterli araştırmacı yetiştirilmesi ve bu faaliyetlerin eğitim-öğretim ve sanayi politikaları ile uyumlu olarak desteklenmesi önem kazanmaktadır.
597. Bilgi teknolojileri ülkelerin sahip oldukları nitelikli işgücü düzeyiyle doğrudan ilişkilidir. Bu potansiyeli harekete geçirememiş ülkelerde bilgi teknolojilerinden beklenen faydayı sağlamak mümkün olamamaktadır. Bu nedenle eğitim, toplumların bilgi toplumu haline gelmesinde hayati bir önem taşımaktadır.
598. Küresel kriz ve 1999 yılında yaşanan deprem felaketleri ekonomiyi olumsuz etkilemiş ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Çoğunluğu kayıt dışı sektörde kısmi zamanlı ve düşük ücretle çalışan eksik istihdamda bulunan kişiler işsizlik riski ile karşı karşıya kalmışlardır.
599. Bebek ölüm hızında gerileme olmuş ve doğuşta hayatta kalma ümidi 69,1 yıla yükselmiştir. Hekim başına düşen nüfus 807, yatak başına düşen nüfus ise 384 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, sağlık hizmetleri insan gücünün ve altyapısının artırılması ihtiyacı, dengesiz dağılım ve kuruluşlar ve hizmet basamakları arasındaki koordinasyon ve işbirliği eksikliği devam etmektedir.
600. Sosyal güvenlik kapsamındaki nüfus yüzde 91'e, sağlık sigortası kapsamındaki nüfus yüzde 86,4'e ulaşmıştır. Sağlık sigortası güvencesine sahip olmayan yoksul kişilere yeşil kart verilmesi uygulamasına devam edilmiş ve bu çerçevede 8,7 milyon kişi sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma imkanına kavuşturulmuştur.
601. Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması gayesiyle yapılan yasal düzenlemelerle emeklilik yaşı, prime esas ücret tavan ve tabanı yükseltilmiş ve emekli aylıklarının tüketici fiyatlarındaki aylık artış oranında artırılması esası getirilmiştir. Bununla birlikte uygulanan sigorta programları, üyelerin aylığa hak kazanma şartları, emekli aylıklarının alt ve üst sınırları, prim oranları, sağlanan haklar ve yükümlülükler açısından sosyal sigorta kuruluşları arasındaki önemli farklılıklar devam etmektedir.
602. İşini kaybeden kişilerin gelir kaybı riskini karşılamak amacıyla, 1999 yılında işsizlik sigortası ihdas edilmiştir.
603. Diğer taraftan aktif işgücü politikaları takip edilmiş ve bu çerçevede işsizlere beceri kazandırma kursları düzenlenmiş, kariyer danışmanlığı sistemi ve işgücü piyasası ihtiyaçları doğrultusunda 250 meslekte meslek standardı geliştirilmiştir. Ayrıca işsizliğin azaltılarak istihdam imkanlarının artırılması amacıyla yapılan yasal düzenlemelerle yeni teşvikler getirilmiştir. Ancak, kırsal kesimden kentlere göçün devam etmesi istihdamı olumsuz yönde etkilemektedir.
604. İstihdamın artırılmasında, istikrarlı bir ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi yanında istihdama yönelik üretken yatırımların artırılması, yerel ekonomik potansiyellerin harekete geçirilmesi, KOBİ'lerin istihdam yaratma kapasitelerinin desteklenmesi ve işgücünün genel eğitim ve beceri düzeyinin yükseltilmesi önem arz etmektedir.
605. Kırdan kente devam eden göç sonucu artan kentleşme, ekonomik ve sosyal yapıdaki gelişmeler sonucu aile yapısında oluşan değişim, sosyal yardım ve hizmetlere olan ihtiyacı artırmaktadır. Sosyal yardım ve hizmet sunan kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği ve ayrılan kaynakların yetersizliği muhtaç ve ekonomik yoksunluk içerisindeki gruplara ulaşılmasında aksaklıklara yol açmaktadır. Sosyal yardım ve hizmetlerin ihtiyaç sahiplerine etkin bir sistem çerçevesinde ulaştırılması önem arz etmektedir.
606. 1994 yılı itibarıyla, en zengin yüzde 10'luk hane halkı milli gelirden yüzde 40,5 pay alırken en fakir yüzde 10'luk hane halkı yüzde 1,8 pay almaktadır. Mutlak yoksulluk oranı yaklaşık yüzde 8’dir. Bu oran, kırsal ve kentsel yerler için sırasıyla yüzde 11,8 ve yüzde 4,6’dır. Gıda ve diğer tüketim ihtiyaçlarını bir bütün olarak dikkate alan temel gereksinimler yaklaşımına göre yoksulluğa düşme tehdidi altında bulunan nüfusun oranı ise yüzde 24 civarındadır.
607. Mutlak yoksul durumunda bulunan nüfusun yüzde 95’i, eğitim düzeyi ilkokul ve altında eğitim alanlar ile okuma-yazma bilmeyenlerden oluşmaktadır.
608. Yoksullukla mücadele amacıyla uygulanan sosyal koruma programlarında etkinlik sağlanamamıştır. Uzun süredir devam eden yüksek enflasyon ve faiz ödemelerinin bütçe üzerindeki yükü devletin genelde sosyal refahı, özelde ise gelir dağılımını düzeltici ve yoksulluğu azaltıcı politikalar uygulama imkanlarını daraltmıştır. Gelir dağılımında gözlenen dengesiz yapı, ekonomik büyümenin yoksulluğu azaltıcı etkilerinin ortaya çıkmasını güçleştirmektedir.
609. Yoksulluğun ortadan kaldırılmasında, makroekonomik istikrarın sağlanması, üretken yatırımların artırılarak istihdamın geliştirilmesi, sosyal koruma programlarının etkinleştirilmesi, eğitim, sağlık, beslenme ve barınma sorunlarının çözümlenmesi, iktisadi politikalar ile sosyal politikaların ahenk içinde uygulanması, gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi, bilgi ekonomisinin gerektirdiği becerilerin aktarılması ve kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
610. Göçler ve hızlı kentleşme eğitim, sağlık, içme suyu, kanalizasyon, konut, kentsel ulaşım gibi altyapı ihtiyaçlarının ve çevre kirliliğinin artmasına yol açmıştır. Bu durum özellikle şehirleşmenin yoğun olduğu büyük kentlerde kaynak ihtiyacını önemli ölçüde artırmıştır.
611. Doğal kaynakların etkin yönetimini ve gelecek kuşaklara daha sağlıklı doğal, fiziki ve sosyal çevre bırakılmasını sağlayacak yeterli çevresel gelişme kaydedilememiş olup, çevre politikalarının ekonomik ve sosyal politikalara entegrasyonu ihtiyacı devam etmektedir.
612. Bu çerçevede 2000 yılı ve sonrasında ekonomide amaçlanan sürdürülebilir bir büyüme ortamının sağlanması, ekonomik ve sosyal altyapı hizmetlerinde ihtiyaçlara uygun gelişimin temin edilmesi amacıyla bu alanlardaki yapısal sorunların hızla çözüme kavuşturulması önem arzetmektedir.
613. Bitkisel ve hayvansal üretimde verimin düşük kaldığı, toprak ve su kaynaklarının etkin kullanılmadığı, uygulanan destekleme politikaları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanamadığı gözlenmiş, dünya fiyatları üzerindeki destekleme alım fiyatları bazı ürünlerin ekim alanlarının genişlemesine, üretim fazlası oluşmasına ve devletin fazla alım yaparak yüksek stok maliyetine katlanmasına yol açmıştır.
614. Girdi destekleri ile piyasa fiyat oluşumu üzerinde olumsuz etkileri olan ürün fiyatlarına devlet müdahaleleri yerine, üretimin piyasa koşullarında talebe uygun olarak yönlendirilmesini sağlayacak politika araçlarının devreye sokularak, Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşmasının öngördüğü yükümlülükler ile AB'ye tam üyelik sürecine girerken AT Ortak Tarım Politikasına ve uluslararası gelişmelere uygun bir tarım politikası izlenmesi önem arzetmektedir. Ayrıca, örgütlü çiftçi kesiminin oluşturulması ve desteklenmesi, ürün borsalarının geliştirilmesi ve tarımla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden yapılandırılması yönünde girişimlerin hızlandırılması hususları ağırlık kazanacaktır.
615. Madencilik sektöründe; sanayinin hammadde ve enerji ihtiyacının güvenli bir biçimde karşılanabilmesi için son yıllarda arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesine önem verilmiştir.
616. İmalat sanayiinde AB ile gümrük birliği sağlanması sonucunda dış rekabete açılmada önemli mesafe alınmıştır. Ancak, son yıllarda yaşanan küresel krizler ve deprem felaketi sanayiyi hem talep hem arz yönüyle etkilemiş, üretimde gerileme, ihracatta durgunluk yaşanmıştır. Sanayide, başta fiziki altyapıdaki ilerlemeler, ülkemizin AB’ye aday ülke konumu ile genç ve dinamik işgücü potansiyeli gibi avantajlar dikkate alınarak; önümüzdeki dönemde bilgi ve teknoloji yoğun nitelik taşıyan sektörlerin gelişmesi, geleneksel sektörlerin rekabet gücünün artırılması, KOBİ’lerin geliştirilmesi ve girişimciliğin yaygınlaştırılması önem arzetmektedir.

617. VII. Plan döneminde birincil enerji tüketimi, yılda ortalama yüzde 4,5 oranında artışla dönem sonunda 78,8 milyon ton petrol eşdeğerine yükselirken, elektrik enerjisi tüketimi yılda ortalama yüzde 8,2 oranında artışla 126,8 milyar kWh’e ulaşacaktır.


618. Böylece 2000 yılı sonu itibarıyla kişi başına birincil enerji tüketimi 1.206 kilogram petrol eşdeğerine (kep), kişi başına elektrik arzı ise 1.940 kWh’e yükselecektir. Bu değerler, kişi başına 1.500 kep ve 2.200 kWh düzeyinde olan dünya birincil enerji ve elektrik tüketimleri ortalamalarının halen altında bulunmaktadır.
619. Ulaştırma sektöründe, alt sistemlerin birbirlerini tamamlayıcı bir yapı içerisinde gelişebilmesi, ekonomik ve sosyal yaşamın gereksinimlerinin yerinde, zamanında, en ekonomik ve güvenli biçimde karşılanabilmesi için sistemin bir bütün olarak ele alınmasını sağlayacak bir Ulaştırma Ana Planının bulunmaması, alt sektörlerin hemen hepsinde birbirinden bağımsız kısa vadeli çözümlere yönelinmesine neden olmuştur.
620. Ulaştırma sektöründeki yatırımcı ve işletmeci kuruluşların ayrı bakanlıklar ve müsteşarlıklar altında örgütlenmiş olması önemli eşgüdüm sorunları yaratmıştır.
621. Ulaştırma alt sektörlerinin niteliklerine uygun özelleştirme stratejilerinin geliştirilememesi ve sektörde düzenleyici kurulların oluşturulamaması, özelleştirme uygulamalarının kamu yararına uygun ve istenilen düzeyde yapılamamasına neden olmuştur.
622. Ulaştırma sektöründe proje stokunun kaynakların üzerinde oluşturulması, proje önceliklerinin yitirilmesine yol açmış, projelerde nakit akışının yeterli düzeyde sağlanamaması, projelerin zamanında tamamlanmasını engelleyerek beklenen ekonomik ve sosyal faydaların gecikmesine ve proje maliyetlerinin yükselmesine neden olmuştur.
623. VII. Plan döneminde, 570 km otoyol ve bağlantı yolu tamamlanarak toplam otoyol ağı 1.853 km’ye ulaşmış, 5 adet konvansiyonel boyutlarda yeni havaalanı hizmete alınmış, deniz ticaret filosu tonajı 10.444 bin DWT’a ulaşmıştır. Demiryolunda 139 km yeni yol, 820 km elektrifikasyon ve 779 km sinyalizasyon tesisi tamamlanmıştır.
624. Bilgi ve iletişim teknolojileri, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan gelişmelerle ülkelerin rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla kullandıkları en önemli araç olma niteliğini kazanmıştır.
625. Geleneksel tanımların ortadan kalkması anlamını taşıyan ve yakınsama olarak ifade edilen gelişmeler, bilgi teknolojileri, telekomünikasyon ve yayıncılık alanlarının birbirleriyle etkileşimlerini ve bunun sonucu olan uygulamaları ortaya çıkarmıştır.
626. Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin (Türk Telekom) özelleştirilmesi amacıyla bir strateji belirlenmiş, ancak uygulamaya geçilmesi konusunda gecikmeler yaşanmıştır. 4502 sayılı Kanunla mevcut Telsiz Genel Müdürlüğü Telekomünikasyon Kurumuna dönüştürülmüş, Türk Telekomun sahip olduğu tekel hakkının 31 Aralık 2003 tarihinde sona ermesi hükme bağlanmıştır.
627. İnternet erişiminde yaşanan yüksek maliyet ve düşük hız gibi sorunlar, yeni altyapıların devreye girmesi ve iyileştirme çalışmalarına rağmen devam etmektedir.
628. Tüketici taleplerinin mobil telekomünikasyon hizmetlerine kayması sonucu, bu pazarda yaşanan hızlı gelişim, teknolojik ilerlemeler ve maliyette yaşanan düşmelerin de etkisiyle artarak devam edecektir. Önümüzdeki dönemde başta internet erişimi ve elektronik ticaret uygulamaları olmak üzere birçok telekomünikasyon hizmetinde ağırlıklı olarak mobil şebekeler kullanılacaktır.
629. VII. Plan döneminde, sabit telefon santral kapasitesinde 21,2 milyon hatta, telefon abone yoğunluğunda yüzde 30 düzeyine erişilmesi beklenmektedir. Sayısallaşma oranı da yüzde 85 seviyesine ulaşacaktır. Mobil telefonda ise 2000 yılı sonunda, abone sayısında 12 milyona, yoğunlukta yüzde 17’ye ulaşılacağı tahmin edilmektedir.
630. Turizm sektöründe VII. Plan döneminde konaklama yatırımları yavaşlatılmış, altyapı, pazarlama ve yenileme yatırımları özendirilerek turizm hizmetlerinin niteliğinin korunması ve iyileştirilmesine öncelik verilmiştir. Ülkemize gelen turist sayısı 1995 yılında 7,7 milyon kişiden 1998 yılında 9,7 milyon kişiye, turizmden elde edilen gelir ise cari fiyatlarla 4,9 milyar dolardan 7,2 milyar dolara yükselmiştir. 1999 yılında deprem felaketi ve konjonktürel nedenlerle ülkemize 7,5 milyon turist gelmiş ve turizm gelirleri 5,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.


Yüklə 2,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin