Kehf Suresi (18/110)



Yüklə 1,78 Mb.
səhifə3/54
tarix07.01.2022
ölçüsü1,78 Mb.
#80558
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   54
Edip Yüksel Meali

Bunun üzerine sayılı yıllar süresince mağarada kulaklarını kapadık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.

Süleyman Ateş Meali

Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.

Yusuf Ali (English)

Then We draw (a veil)(2339) over their ears, for a number of years, in the Cave, (so that they heard not): *

M. Pickthall (English)

Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years.

Kehf Suresi
12


ثُمَّ

sonra


بَعَثْنَاهُمْ

onları uyandırdık



لِنَعْلَمَ

bilmek için



أَيُّ

hangisinin



الْحِزْبَيْنِ

iki zümreden



أَحْصَىٰ

daha iyi hesabedeceğini



لِمَا لَبِثُوا

(onların) kaldıkları



أَمَدًا

süreyi
















Türkçe Transcript (*)

Śumme be’aśnâhum lina’leme eyyu-lhizbeyni ahsâ limâ lebiśû emedâ(n)

Ali Bulaç Meali

Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık.

Edip Yüksel Meali

Sonra onları dirilttik ki onların orada kalış sürelerini hangi grubun daha iyi hesaplayacağını bilelim.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sonra da iki gruptan hangisinin, onların mağarada kaldıkları süreyi daha iyi hesapladığını anlamak için, onları tekrar uyandırdık.

Süleyman Ateş Meali

Sonra onları uyandırdık ki, (onların uyuma müddetleri hakkında ihtilaf eden) iki zümreden hangisinin, (onların) kaldıkları süreyi daha iyi hesabedeceğini bilelim.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra onları dirilttik ki, iki zümreden hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap edebileceğini bilelim.

Yusuf Ali (English)

Then We roused them,(2340) in order to test which of the two parties was best(2341) at calculating the term of years they had tarried! *

M. Pickthall (English)

And afterward We raised them up that We might know which of the two parties would best calculate the time that they had tarried.

Kehf Suresi
13


نَحْنُ

biz


نَقُصُّ

anlatıyoruz



عَلَيْكَ

sana


نَبَأَهُمْ

onların haberlerini



بِالْحَقِّۚ

gerçek olarak



إِنَّهُمْ

muhakkak onlar



فِتْيَةٌ

gençlerdi



آمَنُوا

inanmış


بِرَبِّهِمْ

Rablerine



وَزِدْنَاهُمْ

biz de onların artırmıştık



هُدًى

hidayetlerini








Türkçe Transcript (*)

Nahnu nakussu ‘aleyke nebeehum bilhakk(i)(c) innehum fityetun âmenû birabbihim vezidnâhum hudâ(n)

Ali Bulaç Meali

Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarıyoruz. Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık.

Edip Yüksel Meali

Onların haberini sana gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar Rab'lerine inanmış gençlerdi. Onların hidayetini arttırmıştık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.

Süleyman Ateş Meali

Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık.

Yusuf Ali (English)

We relate to thee their story in truth: they were youths who believed in their Lord, and We advanced them in guidance:(2342) *

M. Pickthall (English)

We narrate unto thee their story with truth. Lo! they were young men who believed in their Lord, and We increased them in guidance.

Kehf Suresi
14


وَرَبَطْنَا

metanet bağlamıştık



عَلَىٰ

üstüne


قُلُوبِهِمْ

kalblerinin



إِذْ قَامُوا

kalktılar



فَقَالُوا

ve dediler ki



رَبُّنَا

Rabbimiz


رَبُّ

Rabbidir


السَّمَاوَاتِ

göklerin


وَالْأَرْضِ

ve yerin


لَنْ نَدْعُوَ

biz asla demeyiz



مِنْ دُونِهِ

O'ndan başkasına



إِلَٰهًاۖ

Tanrı


لَقَدْ

yoksa


قُلْنَا

konuşmuş oluruz



إِذًا شَطَطًا

saçma sapan














Türkçe Transcript (*)

Verabatnâ ‘alâ kulûbihim iż kâmû fekâlû rabbunâ rabbu-ssemâvâti vel-ardi len ned’uve min dûnihi ilâhâ(en)(s) lekad kulnâ iżen şetatâ(n)

Ali Bulaç Meali

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.'

Edip Yüksel Meali

Kalktıklarında kalplerini sağlamlaştırmıştık. "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başka tanrı edinmeyeceğiz. Yoksa, yanlış söz söylemiş oluruz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

Süleyman Ateş Meali

Kalblerinin üstüne metanet bağlamıştık. Kalktılar, dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa saçma söylemiş oluruz."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."

Yusuf Ali (English)

We gave strength to their hearts:(2343) Behold, they stood up(2344) and said: "Our Lord is the Lord of the heavens and of the earth: never shall we call upon any god other than Him: if we did, we should indeed have uttered an enormity! *

M. Pickthall (English)

And We made firm their hearts when they stood forth and said: Our Lord is the Lord of the heavens and the earth. We cry unto no god beside Him, for then should we utter an enormity.

Kehf Suresi
15


هَٰؤُلَاءِ

şunlar


قَوْمُنَا

şu kavmimiz



اتَّخَذُوا

edindiler



مِنْ دُونِهِ

O'ndan başka



آلِهَةًۖ

tanrılar


لَوْلَا يَأْتُونَ

getirmeleri gerekmez mi?



عَلَيْهِمْ

onların


بِسُلْطَانٍ

bir delil



بَيِّنٍۖ

açık


فَمَنْ

kim olabilir?



أَظْلَمُ

daha zalim



مِمَّنِ افْتَرَىٰ

uydurandan



عَلَى

karşı


اللَّهِ

Allah'a


كَذِبًا

yalan













Türkçe Transcript (*)

Hâulâ-i kavmunâ-tteḣażû min dûnihi âlihe(ten)(s) levlâ ye/tûne ‘aleyhim bisultânin beyyin(in)(s) femen azlemu mimmeni-fterâ ‘ala(A)llâhi keżibâ(n)

Ali Bulaç Meali

'Bunlar, bizim kavmimiz; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira edenden daha zalim kimdir?'

Edip Yüksel Meali

"Şu halkımız O'ndan başkasını tanrılar edindi. Onların tanrı olduğunu açık bir delille kanıtlamaları gerekmez miydi? ALLAH'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Şu bizim kavmimiz, Allah'tan başka ilâh edindiler. Onların ilâh olduğuna dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

Süleyman Ateş Meali

Şunlar, şu kavmimiz O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların tanrı olduğuna açık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Şunlar, şu kavmimiz O'ndan başka ilahlar edindiler. Onlar hakkında açık bir kanıt getirselerdi ya! Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir?!"

Yusuf Ali (English)

"These our people have taken(2345) for worship gods other than Him: why do they not bring forward an authority clear (and convincing) for what they do? Who doth more wrong than such as invent a falsehood against Allah. *


Yüklə 1,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin