Dedi ki: 'Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va'di haktır.'
Edip Yüksel Meali
"Bu, Rabbimden bir rahmettir," dedi. "Rabbimin belirlediği an gelince onu paramparça eder. Rabbimin sözü gerçektir."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Zülkarneyn dedi ki: "Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.
Süleyman Ateş Meali
(Zu'l-Karneyn) dedi: "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin va'di gel(ip Ye'cuc ve Me'cuc'un çıkması, yahut kıyametin kopması gerek)diği zaman onu yerle bir eder; şüphesiz Rabbimin va'di gerçektir."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."
Yusuf Ali (English)
He said: "This is a mercy from my Lord:(2444) But when the promise of my Lord comes to pass, He will make it into dust; and the promise of my Lord is true." *
M. Pickthall (English)
He said: This is a mercy from my Lord; but when the promise of my Lord cometh to pass, He will lay it low, for the promise of my Lord is true.
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir araya getirmişiz.
Edip Yüksel Meali
O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır.
Süleyman Ateş Meali
Biz o gün (Ye'cuc ve Me'cuc'u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sur'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır. *
Yaşar Nuri Öztürk Meali
O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır.
Yusuf Ali (English)
On that day We shall leave them to surge like waves on one another:(2445) the trumpet will be blown, and We shall collect them all together. *
M. Pickthall (English)
And on that day We shall let some of them surge against others, and the Trumpet will be blown. Then We shall gather them together in one gathering.
Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı.
Süleyman Ateş Meali
Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur'an'ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
Yusuf Ali (English)
(Unbelievers) whose eyes had been under a veil from remembrance of Me, and who had been unable even to hear.(2447) *
M. Pickthall (English)
Those whose eyes were hoodwinked from My reminder, and who could not bear to hear.
Kehf Suresi 102
أَفَحَسِبَ
mi sandılar?
الَّذِينَ كَفَرُوا
o inkarcılar
أَنْ يَتَّخِذُوا
kendilerine edineceklerini
عِبَادِي
kullarımı
مِنْ دُونِي
benden ayrı olarak
أَوْلِيَاءَۚ
veliler (dost)
إِنَّا
şüphesiz biz
أَعْتَدْنَا
hazırladık
جَهَنَّمَ
cehennemi
لِلْكَافِرِينَ
kafirlere
نُزُلًا
konak olarak
Türkçe Transcript (*)
Efehasibe-lleżîne keferû en yetteḣiżû ‘ibâdî min dûnî evliyâ/(e)(c) innâ a’tednâ cehenneme lilkâfirîne nuzulâ(n)
Ali Bulaç Meali
İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız.
Edip Yüksel Meali
İnkarcılar, benim dışımda kullarımı veliler edinerek kurtulacaklarını mı sandılar. O inkarcıların konağı olarak cehennemi belirledik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık.
Süleyman Ateş Meali
O nankörler benden ayrı olarak kullarımı kendilerine veliler yapacaklarını mı sandılar? Biz kafirlere cehennemi konak olarak hazırladık.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Küfre sapanlar, beni bırakıp da kullarımı veliler edineceklerini mi sandılar. Biz cehennemi bir konuk evi olarak inkârcılar için hazırladık.
Yusuf Ali (English)
Do the Unbelievers think that they can take My servants as protectors besides Me? Verily We have prepared Hell for the Unbelievers for (their) entertainment.
M. Pickthall (English)
Do the disbelievers reckon that they can choose My bondmen as protecting friends beside Me? Lo! We have prepared hell as a welcome for the disbelievers.
Kehf Suresi 103
قُلْ
de ki
هَلْ نُنَبِّئُكُمْ
size söyleyeyim mi?
بِالْأَخْسَرِينَ
en çok ziyana uğrayanları
أَعْمَالًا
işleri bakımından
Türkçe Transcript (*)
Kul hel nunebbi-ukum bil-aḣserîne a’mâlâ(n)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Davranış (ameller) bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?'
Edip Yüksel Meali
De ki, "İş yapanların en kötüsünün kim olduğunu size bildireyim mi?"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi?
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Size işleri bakımından en çok ziyana uğrayacak olanları söyleyeyim mi?"
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Amelleri bakımından hüsrana en çok batanları size haber vereyim mi?"
Yusuf Ali (English)
Say: "Shall we tell you of those who lose most in respect of their deeds?-(2448) *
M. Pickthall (English)
Say: Shall We inform you who will be the greatest losers by their works?
İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.
Edip Yüksel Meali
Onlar, Rab'lerinin ayetlerini ve O'nunla karşılaşmayı inkar edenlerdir. Bu yüzden işleri boşa çıkar ve diriliş gününde de onlar için bir değer biçmeyiz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız.
Süleyman Ateş Meali
İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar eden, bu yüzden eylemleri boşa çıkan kimselerdir. (Yaptıkları işler tamamen boşa çıktığından) kıyamet günü onlar için bir terazi kurmayız (veya onlara hiçbir değer vermeyiz).
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na ulaşmayı inkâr etmişler de bütün amelleri boşa çıkmıştır. Bu yüzden kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız/onlara hiçbir değer vermeyiz.
Yusuf Ali (English)
They are those who deny the Signs of their Lord and the fact of their having to meet Him (in the Hereafter): vain will be their works, nor shall We, on the Day of Judgment, give them any Weight.(2450) *
M. Pickthall (English)
Those are they who disbelieve in the revelations of their Lord and in the meeting with Him. Therefor their works are vain, and on the Day of Resurrection We assign no weight to them.
Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler.
Edip Yüksel Meali
Orada sürekli kalıcıdırlar, orayı hiç bir şeyle değişmek istemezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İçlerinde ebedî olarak kalacaklar, oradan hiç ayrılmak istemeyeceklerdir. Bu hatırlatma ve uyarmayı yeterli görmeyip de daha fazla açıklama isteyenlere karşı ey Muhammed!
Süleyman Ateş Meali
Orada sürekli kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sürekli kalacaklardır orada. Çıkmak istemeyeceklerdir oradan.
Yusuf Ali (English)
Wherein they shall dwell (for aye): no change will they wish for from them.
M. Pickthall (English)
Wherein they will abide, with no desire to be removed from thence.
Kehf Suresi 109
قُلْ
de ki
لَوْ
şayet
كَانَ
olsa
الْبَحْرُ
deniz
مِدَادًا
mürekkep
لِكَلِمَاتِ
sözleri(ni yazmak) için
رَبِّي
Rabbimin
لَنَفِدَ
tükenir
الْبَحْرُ
deniz
قَبْلَ
önce
أَنْ تَنْفَدَ
tükenmeden
كَلِمَاتُ
sözleri
رَبِّي
Rabbimin
وَلَوْ
şayet
جِئْنَا
getirsek bile
بِمِثْلِهِ
bir o kadarını daha
مَدَدًا
yardım için
Türkçe Transcript (*)
Kul lev kâne-lbahru midâden likelimâti rabbî lenefide-lbahru kable en tenfede kelimâtu rabbî velev ci/nâ bimiślihi mededâ(n)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.
Edip Yüksel Meali
De ki, "Rabbimin sözleri için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden okyanus tükenir."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Deki: "Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti, bir mislini daha yardımcı getirsek bile."
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce deniz tükenir." Yardım için bir o kadarını daha getirsek (yine yetmez).
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez."
Yusuf Ali (English)
Say: "If the ocean were ink (wherewith to write out) the words of my Lord,(2453) sooner would the ocean be exhausted than would the words of my Lord, even if we added another ocean like it, for its aid." *
M. Pickthall (English)
Say: Though the sea became ink for the Words of my Lord, verily the sea would be used up before the Words of my Lord were exhausted, even though We brought the like thereof to help.
De ki: 'Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.'
Edip Yüksel Meali
De ki, "Ben sizin gibi bir insandan başka bir şey değilim. Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu bana vahyedildi. Rabbiyle karşılaşmayı uman herkes erdemli işler yapsın ve Rabbine olan kulluğa hiç kimseyi ortak koşmasın."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim. Ne var ki, bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım; Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu bana vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın!"
Yusuf Ali (English)
Say: "I am but a man like yourselves, (but) the inspiration has come to me, that your Allah is one Allah. whoever expects to meet his Lord, let him work righteousness, and, in the worship of his Lord, admit no one as partner.(2454) *
M. Pickthall (English)
Say: I am only a mortal like you. My Lord inspireth in me that your God is only One God. And whoever hopeth for the meeting with his Lord, let him do righteous work, and make none sharer of the worship due unto his Lord.