Kelam tariHİ 10 Kelâmın Tanımı: 10


ÎBN KEMAL (873-940/1468-1533)



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə34/43
tarix15.01.2019
ölçüsü1,26 Mb.
#97180
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43

ÎBN KEMAL (873-940/1468-1533)

Kimlik

Kemal Paşazade Şemseddin Ahmed Osmanlı İnparatorluğunun yükseliş döneminde yetişmiş bir devlet ve çok yönlü bir ilim adamıdır,

Kemal Paşazade'nin doğum yeri hakkında çeşitli görüşler vardır. O'nun Edirne'de doğduğunu söyleyenler olduğu gibi Amasya'da dünyaya geldiğini belirtenler de olmuştur. Ancak Tokat'ta doğduğunu ve Tokat'lı olduğunu işaret edenler de vardır. Zaten O'nun Tokatlı olduğu konusunda ihtilaf yoktur.

İbn Kemal'in babası Süleyman Çelebi ile dedesi Kemal Paşa II. Beyazıt ve Fatih Sultan Mehmed devrinin tanınmış kumandanlarıdır. Annesi ise Fatih devrinin ünlü bilginlerinden İbn Küpeli'nin kızıdır.

Babası tarafından asker, annesi tarafından ilim ile meşgul bir aileye mensup olan Kemal Paşazade, iyi bir öğrenim görmüş, baba mesleği askerliğe intisap etmiştir.

İbn Kemal'in askerlikten ilim mesleğine geçmesine sebep olan hadiseyi anlat­makta yarar vardır:

"II. Bayezid zamanında genç bir sipahi olarak, Çandarlı Halil Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın maiyyetinde bulunduğu 897/1492 yılında yapılmış olan Arnavut­luk seferi dönüşünde ordu Filibe'de konaklar ve İbrahim Paşa'nın huzurunda bir top­lantı yapılır. Bu toplantıya Filibe'de otuz akçe ile müderris olan Molla Lütfi de iştirak eder. İbrahim Paşa'nın huzuruna giren Molla Lütfi, huzurda bulunan Paşa ve Beylere hiç önem vermeden ve bilhassa cesaret ve kahramanlığı ile Osmanlı Devleti ordusunda büyük bir şöhreti olan Evranos-zade Ali Bey'in üst tarafına geçip oturur."

Bu olay, İbn Kemal'in hayatında bir dönüm noktasıdır, O'nun hayat çizgisinin değişmesine sebep olmuştur. O, şöyle düşünmüştür: Sıradan bir müderris bu kadar değerli kumandan ve beylerden daha yüksek bir yere oturabilmektedir. Kendisi ne ka­dar çalışırsa çalışsın, Evranos-zade'nin kazanmış olduğu askeri şöhreti elde edemiyeceğini; buna karşılık, çalışırsa ikinci bir Molla Lütfi olmasının mümkün olabi­leceğini anlar, askerlikten ayrılıp ilim mesleğine geçer.

İbn Kemal, ordu ile Edirne'ye döner dönmez, askerlikle ilgisini kesip hemen, bu sırada Edirne'deki Daru'l-Hadis'e tayin edilmiş olan Molla Lütfi'nin derslerine başlar, kendisinden Şerhu'l-Metali ve haşiyelerini okur, daha sonra Kestelli ve Hatipzade'den usul ve tefsir dersleri alır.528

İbn Kemal'in ilmiyye mesleğindeki ilk görevi Taşlık Medresesi Müderrisliği olup, bu arada Sultan II. Bayezid'den Türkçe bir Osmanlı Tarihi yazma görevi de alır. Çeşitli görevlerden sonra Yavuz Sultan Selim zamanında Anadolu Kazaskeri olarak Mısır Seferine katılır. Mısır dönüşü, Şam'da Muhyiddin İbn Arabi'nin türbesinin yapımı için sultana fetva verir. Bu seferden dönüşle, atının ayağından sıçrayan çamurun Yavuz'un harmanisini kirletmesi üzerine Sultan:

"Ulemanın atının ayağından sıçrayan çamurlar medar-ı ziynet ve bais i mefha­ret olur" der ve bu çamurlu harmaniyi ölümünden sonra sandukasının üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunur.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Zenbilli Ali Efendi'nin 932/1525 yılında vefatı üzerine Şeyhu'l-İslam olan İbn Kemal, bu vazifesinde iken din ve mez­hep düşmanlarına karşı, ilim, fikir ve yazılarıyla mücadele eder, Kanuni'nin seferle­rine katılır. Molla Kabız'ın iddialarını çürütür.529


Kişilik, Görüşleri ve Eserleri

İbn Kemal, başta dini ilimler olmak üzere, dil, tarih, edebiyat sahalarında eserler vermiş, görüşler serdetmiş, çok yönlü velud bir bilgindir. O'nun şöhreti şer'i konulara dair verdiği fetvalarla özellikle artmıştır. O'nun hem insanlara ve hem de cinlere fetva verdiği, bundan dolayı kendisine, 'Mufti's-Sakalayn" yani iki alemin müftüsü unvanı verildiği bilinmektedir.

İbn Kemal'in şairliği de vardır. O, türkçe bir divan şairidir. O, ayrıca türkçe Yusuf ile Zeliha'nın, Kaside-i Burde'nin manzum tercümesinin ve manzum darb-i mesellerin sahibidir. "Besle kargayı gözlerini oysun" İbn Kemal'e ait bir darbı mesel­dir.

Türkçe, Farsça ve Arapçaya tam anlamıyla vakıf olan Kemal Paşazade Şemseddin Ahmed'in Farsça şiirleri bulunmaktadır.

İbn Kemal'in eserlerinin çoğunluğunu risaleler oluşturur. Nihal Atsız'ın yaptığı bir araştırmaya göre, 19’u türkçe, 7'si farsça ve 183'ü arapça olmak üzere 209 eserinin bulunduğu görülmüştür. O'nun bilhassa Tefsir ve Tevarih-i Al-i Os­man adlı eserlerinin bazı bölümleri risale olarak müstakil eser şeklinde tanınmıştır. Eserlerinin bir tasnifi yapıldığında şöyle bir tablo ile karşılaşılmaktadır:

Kur'an-ı Kerim'e dair

12

Hadis'e dair

8

Fıkh'a dair

43

Kelâın'a dair

50

Edebiyyat'a dair

22

Mantık'a dair

8

Tasavvufa dair

2

Ahlak'a dair

2

Ansiklopedik konulara dair

7

Arap Diline dair

21

Fars Diline dair

2

Çeşitli konulara dair

6

Kemal Paşazade'nin eserlerinden neşredileni fazla değildir. O'nun 36 tane risa­lesi Ahmed Cevdet tarafından (İst. 1316) Resail-i İbn Kemal adıyla yayımlanmıştır. Ayrıca Muferricu'l-Kulub (1268), Risaletü'l-Mumeyyize (1296), Risale fi Evsafı Ummi'l-kitab (1264) ve diğer bazı risaleleriyle Divan'ı Ahmed Cevdet tarafından (1313) neşredilmiştir.

O'nun meşhur eseri Tevarih-i Al-i Osman'ı tam olarak ilim dünyasının isti­fadesine sunulmamıştir, kısmi yayınları yapılmıştır. O, bu eseriyle Osmanlı tarih, kültür ve medeniyetinin önemli kaynaklarından birini oluşturmaktadır.

Kemal Paşazade'nin değişik eser ve risalelerinden, O'nun Kelâmî konulara bakışını genel tarzda şöyle ifade etmek mümkündür:

İbn Kemal Kelâm Tarihinde Müteahhirun denen sonrakiler Kelâm geleneğine bağlıdır. Ancak O, çeşitli eserlerinde geçmiş Mütekellim ve filozofları çok iyi tanıdığını, yer yer onlara iştirak edip bazen de onlardan ayrıldığını ortaya koymuştur.

Kemal Paşazade'ye göre, "Allah'ta zorunluluk ve genel imkan vardır. Bunlar birbirlerine aykırı değillerdir. Zorunluluğa karşı olan ancak özel imkandır ve genel imkan bu özel imkanı taşır."530

Çünkü Allah, zorunlu varlıktır, Vacibu'l-Vücud’dur. Vacibu'l-Vücud, varlığında başkasından müstağni olandır.

Allah'ın ilmi zamana bağlı değildir. Dolayısıyla O'nun bilmesi sonradan olma değildir, önce olma, sonra olma gibi hususlar zamana bağlı olan şeyler arasında ce­reyan eder. Bütün hadisler ve mümkünler zaman nisbetlerinden uzak Allah’ın ilminin huzuri olduğunu söyleyenler çıkmıştır. Bundan maksat bilinenin (malum) vücudunun hariçte bulunmasıdır.531

Kemal Paşazade Allah'ın zatı ve sıfatları hakkında kaleme aldığı Risale fil-Vacib mucibim bi'z-Zat adlı kitab hacmindeki risalesinde, bu konudaki görüşlerini ifade eder.

İbn Kemal, Kelâm bilim dalında 50 civarında eserin sahibi olarak, devrinin şartları da dikkate alındığında, önemli bir sima olarak karşımıza çıkmaktadır. O, Haşiye ala Şerhi'1-Mevakıf’ı yazmıştır.

el-Mevakıf’ın ve onun Şerhinin İslam ilim dünyasındaki itibarı bu Haşiye'nin değerini artırmaktadır.

O'nun bir başka Haşiyesi, Haşiye ale't-Tehafut adıyla Hocazade Muslihuddin Mustafa'nın Tehafutu't-Tehafut'una yaptığı haşiyedir.

İbn Kemal'in Haşiyeler zincirinde Haşiye ala Şerhi't-Tecrid adıyla Şii bilgin Nasıruddin Tusi'nin Tecrid'ine yaptığı haşiye de yer almaktadır.

İbn Kemal'in haşiyeleri, son devirde yazılan Felsefi Kelâm türündeki eserler üzerinedir. O, bu yönüyle Kelâmı ve Felsefeyi iyi tanıyan yönüyle temayüz etmekte­dir.

Kemal Paşazade'nin Kelâm'ın değişik konularına yazdığı risaleler, Onun Ke­lâm ilmine vukufiyetinin açık işaretleridir.

O, nübüvvet konusunda Molla Kabız'ın Hz. İsa'nın üstünlüğüne dair kışkırtıcı iddialarına karşı Risale fi Fazileti'n-Nebi ala Sairi'1-Enbiya'yı yazmıştır.

O, Vücud ve Mahiyet konusunda, Risale fi Ziyadati'l-Vücud ala'l-Mahiyet, Akıl hakkında, risale fi Beyani'1-Akıl, Yaratma konusunda, Risale fi Mana el-Ca'l risalesini kaleme almıştır. Bir fikir vermek için Risalelerinin bazılarının isimlerini zikretmekte yarar vardır:



1- Risale fil-Kaza ve'1-kader

2- Risale fi Tahkik Mana el-Eys ve'1-Leys

3- Risale fi’l-Vücudi'z-Zihni

4- Risale fi Takdimi'1-İllet ala'l-Ma'lul

5- Risale fi Halkı’l-Kur'an

6- Risale fi Beyanı'r-Ruh ve'1-Cesed

7- Risale fi'1-İman

8- Risale fi Tahkiki'l-Mu'cize

9- Risale fi Tahkiki'l-Haşr'il-Ecsad

10- Risale fi Hakikati'1-Maad

11- Risale fi'1-Cenne

12- Risale fı'1-Ecel

13- Risale fi İhtilaf Beyne'l-Eşariyye ve’l-Maturidiyye

İbn Kemal, Kelâm ve Felsefenin içiçe girdiği mes'elelerde risaleler yazıp görüşler belirtmiştir.

Kemal Paşazade İslam itikadi mezhepleri hakkında da sağlam bilgilere dayan­maktadır. el-Cebr ve'1-Kader isimli risalesinin sonunda, Ehl-i Sünnet'in yolunun en güzel şekilde takrir edildiğinden bahisle, bu akidenin zulmü tecviz etmeyeceğini be­yan etmektedir. O'na göre, insanı Mevla'sıyla eşit kılanın Tevhid ayında kesif bir ka­ranlık başlamıştır.

O, kaynaklarının sağlamlığıyla ve ilk elden oluşuyla, üslup ve ifadesinin açıklık ve akıcılığıyla, Arap Dilinin önceliklerine vakıf olup onu rahatça yazı dili olarak kullanışıyla, Kelâm Tarihinde orijinal bir alim olarak yerini almıştır. Ehl-i Sünnet'in iki kolu Eşariler ile Maturidiler arasındaki görüş ayrılıklarını on iki konu­da özetleyen İbn Kemal'in bu tasnifi İzmirli Hakkı tarafından Yeni İlm-i Kelâmda kullanılmıştır.

İbn Kemal, askeriyyeden ilmiyye'ye geçerek, bıraktığı eserlerle ilmin hakkını vermiştir. O'nu S. Taftazani ve S. Şerif Cürcani ile mukayese edenler haksız değillerdir. Zira O, geçmiş İslam alimleri ile aynı faziletlere sahip büyük bir İslam bilginidir.532


Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin