KOŞALAY, ÖMER BESİM
78
79
KOVUK KEMER
yerine "eseri-i istanbul" damgasının vurulmaya başlandığı bilinmektedir. Yabancı devletlerle imzalanan antlaşmaların İstanbul'da düzenlenen nüshalarına da daima "be-Makam-ı Darü'l-hilafeti'l-Kostantiniy-yeti'l-Mahmiyye" ibaresi konulmuştur.
Osmanlı edebiyatında ise Kostantiniyye adı, İstanbul kadar yaygın kullanılmamıştır. Bunun bir nedeni herhalde bu sözcüğün aruz vezni açısından çıkardığı güçlüktü. 15. yy şairlerinden Aynî, bir murabba-sında "Revnakı bu kâinatın şehr-i Kostan-tindedür" nakaratına yer vermiştir. Taşlıca-lı Yahya (ö. 1582) Şah ü Gedâ'smâa. İstanbul'u överken "Adı Konstantiniyyedür â-nun" der. Hoca Sadeddin Efendi de (ö. 1599) bir mesnevisinde "Kostantaniye"yi, Yenişehirli Beliğ (ö. 1760) ise bir gazelinde "Bel-de-i Kostantiniyye"yi zikretmişlerdir.
18. yy'da yazışmalarda ve sikkelerde görülmeyen Kostantiniyye adı, 19. yy'da, yabancıların ve yerli gayrimüslimlerin kullanmaya başladıkları Kostantinopl, Kos-tantinopolis adlarına koşut olarak yeniden gündeme gelmiş, İstanbul'da yayımlanan gazete ve kitaplarda basım yeri olarak gösterildiği gibi paralarda da yer almıştır. (Ayrıca bak. İstanbul'un adları.)
Bibi. C. Baysun "İstanbul-Şehrin Adı" lA, V/l 1143; İ. Galib Edhem, Takvim-i Meskûkat-ı Osmaniye, ist., 1307; Âli, Künhü'l-Abbar, V, ist., 1285, s. 260; Evliya, Seyahatname, I, 55-56; N. Sakaoğlu, "istanbul Efsaneleri", istanbul, 9 (Nisan 1994), s. 29 vd; R. Akyavaş, "Hazreti Muhammed-Hazreti Fatih", Resimli Tarih Mecmuası, S. 41 (Mayıs 1953), s. 2217-2219.
NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |