KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə290/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   286   287   288   289   290   291   292   293   ...   889
.^ GmriK&KAKlut V^fa, •*«•§

SamsiMiDalıla

MATURE «


Lale ve Nerkis hanımlar İstanbul'da plak dolduran ilk kadın sanatçılar arasındadırlar. 1928-1933 arasında Columbia, Sahibinin Sesi ve Pathe şirketleri için Udi Nevres, Mesut Cemil, Nubar Tekyay ve Sadi Işılay eşliğinde ayrı ayrı ve birlikte 100'ü aşkın plak doldurdular. Sahneye hiç çıkmadıkları, radyoda da okumadıkları halde, 78 devirli taş plakların yayımlandığı yıllarda İstanbul'un musiki çevrelerinde büyük ilgi uyandırmışlardı. Yerinde süslemelerle örülü, sade ve temiz okuyuş üslupları günümüzde de zevkle dinlenebilecek musiki değerleri taşır. Birlikte doldurdukları plakların en çok dikkati çeken özelliği bir kişi tarafından okunmuşçasma belirgin bir uyum ve ses birliği göstermesidir.

Lale-Nerkis hanımlar zamanın ünlü piyanisti Voskovi ile ünlü kemancısı Zir-kin eşliğinde Batı müziği plakları da doldurmuşlar, mezzosoprano ve soprano sesleriyle ve Türkçe sözlerle Türkiye'de ilk kez plaklara opera aryaları ile liedle-ri başarıyla okumuşlardır. Küçük kardeşleri Aliye Belkıs da (1905-1981) ayrıca Türk musikisi plakları doldurmuş, 1940' larda İstanbul Radyosu'nda okumuştur. BÜLENT AKSOY

Lale Hanım (solda) ve Nerkis Hanım.

Marie Claire, no. 38 (Arahk 1991)/Gökhan Akçura koleksiyonu

LALELİ

Beyazıt ile Aksaray arasında, tarihi kentin ana aksı olan eski Meşe, bugünkü Ordu Caddesi etrafında uzanan semt. Güneydoğusunda, Koska(-0 diye adlandırılan, bugün semt adı artık pek kullanılmayan bir bölgeyi de içerir.

Eski belgelerde Laleli adı 18. yy'dan önce pek görülmemektedir. Fakat Laleli Ca-mii'ne ilişkin Ahmed Refik'in yayımladığı III. Mustafa dönemine (1757-1774) ait iki divan kaydında "Asitane-i saadetimde Laleli Çeşme kurbünde bina ve ihyasına ira-de-i hümayunum tealluk iden cami-i şerif" denildiğine göre, Laleli adı bu çeşmeden kaynaklanmaktadır. 1718'deki büyük yangında, yangının Laleli Çeşme ve Çukur Çeşme'ye kadar uzandığı söylendiğine göre bu çeşmenin 18. yy'ın başında tanınan bir yapı olduğu anlaşılıyor. Bu çeşme hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Fakat değişik kaynaklarda Laleli'deki bir Mezardan (lale bahçesi) ve Lalezar Mescidi'nden söz edilmektedir. Bütün bu olguların Lale Dev-ri(->) ile ilişkisi olduğu tahmin edilebilir. Laleli semtine ad verdiği sanılan Laleli Baba ise İstanbul evliyaları içinde çok önemli bir ad değildir (bak. Laleli Baba Türbesi). Semte ad verme açısından çeşmenin ya da Laleli Baha'nın öncelikleri konusunda kesin bir bilgimiz yoktur. Evliya Çelebi böyle bir evliyadan söz etmediği gibi, Hadî-ka'da. da bu dervişe ilişkin bir kayıt yoktur. III. Mustafa Türbesi ve Sebili'nin Aksaray'a doğru 15 m kadar aşağısında yoldan oldukça yüksek bir set üzerinde bulunan Laleli Baha'nın türbe ve çeşmesi 1957'de Beyazıt-Aksaray yolu açılırken yıktırılmıştır. Bugün Laleli Baha'nın mezar taşı Laleli Külliyesi' nin(->) kuzeybatısındaki Kemal Paşa Camii haziresindedir.

Laleli'nin, Laleli Külliyesi'nin yapılmasından önce Koska olarak anıldığı anlaşılıyor. Örneğin Sekbanbaşı Yakub Ağa'nın mescidi Koska'dadır. Onun yanında, 1745' te yapılmış olan Bayezid Hamamı karşısındaki Hasan Paşa Hanı(->) Koska'dadır. Hattâ Kemaleddin Bey'inO) Harikzedegân Apartmanları'nın yerindeki eski Laleli Medresesi de yazılı belgelerde Koska Medresesi olarak geçer. Bugünkü fen ve edebiyat fakültesinin yerindeki Zeyneb Hanım Kona-ğı(->), Koca Ragıb Paşa Külliyesi(->), Laleli Camii'nin karşısında bulunan ve Ordu Caddesi'nin açılışı sırasında yıkılan Mimar Kemaloğlu Mescidi de Koska'da sayılmıştır.

Laleli yöresi, Roma ve Bizans dönemlerinde Osmanlı dönemine göre daha önemli bir kent bölgesiydi. Çünkü kent merkezinden Yedikule'ye giden anayol (Meşe) bölgenin ortasından geçiyordu. Türk döneminde ağırlık Beyazıt-Edirnekapı yoluna geçince, Laleli bölgesi önemini bir ölçüde yitirmiştir. Tauri Forumu(-0 ile Bous Foru-mu(->) arasındaki bu semtte, Meşe üzerinde, kesin yeri saptanamamış olmakla birlikte, Kapitol bulunuyordu. Bunun büyük bir olasılıkla Koska'da olduğu düşünülebilir. Meşe üzerinde ve yolun kuzeyinde olduğu düşünülen Amastrianon Forumu(->)

da Laleli semtinin sınırları içinde önemli bir kent odağıydı. Varlığını en az 10. yy'a kadar korumuş olan Amastrianon'un güneyinde önemli yapılar vardı. Bunların da güneyinde Marmara kıyılarında, Heptaskalon Li-manı(-0 bulunuyordu. Mese'nin güneyinde dıştan dışa 41,80 m'lik çapı ile Roma döneminin Panteon'dan sonra en büyük "ro-tonda"sı bugünkü Laleli semtinin sınırları içindeydi. Bu rotonda'nın gerçek işlevi saptanamamıştır. Böyle bir yapının büyük yankılar bırakmadan yaşamış olması düşünülemeyeceğine göre büyük olasılıkla inşaatı bitmemiş ve sonradan bir sarnıca çevrilmiştir (bak. Bodrum Camii Sarnıcı). Bugün, yapının tarihi niteliğini bozan bir restorasyonla çarşı olarak kullanılan bu rotonda'nın yakınında 8. yy'da İmparatoriçe Ei-rene'nin sarayı bulunuyordu. Anlaşıldığı kadar Bous Forumu'nun hemen yakınında bulunan bu meydan oradaki etkinliklerin bir bölümünü de üzerine almıştı. 10. yy'da Mirelaion Manastır ve Kilisesi'nin bunun arsası üzerinde yapıldığı söylenir (bak. Bodrum Camii). İmparator I. Romanos Leka-penos'un (hd 920-944) sarayı da burada yapılmıştır.

Bizans döneminden günümüze kadar gelebilmiş iki önemli anıt, Bodrum Camii (Mirelaion Manastırı Kilisesi) ile rotonda'nın zemin katı ve sarnıca dönüştürüldüğü dönemde içine yapılan tonoz örtülü sistemdir. Bodrum Camii çevresindeki bu Bizans dönemi kalıntıları dışında, Türk döneminde, 1911 yangınına kadar bir mescit olarak yaşamını sürdüren Balaban Ağa Mescidi(->) de bir geç Roma mezar yapısı üzerine kurulmuştu. Bu bölgenin her noktası, birinci sınıf bir arkeolojik SİT niteliğindedir. Fakat yerleşmenin bu kadar yoğun olduğu, deprem ve yangınlarla sık sık yanıp yıkılmış, yüzyıllar boyu üzerine yeni inşaatlar yapılmış böyle bir bölgede arkeolojik araştırma yapma olanağı da her zaman çok sınırlı kalmıştır.

II. Mehmed (Fatih) döneminin (1451-1481) mahalleleri arasında bugünkü Laleli semtine tekabül eden ve hepsi mescitle-riyle bilinen Alem Bey (ya da İğciler), Balaban Ağa (bu mahallenin mescidi bir geç Roma mezarı üzerine yapılmış ve çeşidi tamirlerle 1911'e kadar yaşamıştır), Çakır Ağa (bu mahallenin mescidi aynı zamanda Nerdübanlu ve Mercimek mescitleri olarak da bilinir; 1934'te yıkılmıştır), Mesih Paşa, Mimar Kemaloğlu, Molla Kestel mahalleleri E. H. Ayverdi tarafından saptanmıştır. Bu mahallelerin adları uzun süre yaşamışsa da, mescitlerin hiçbiri özgün haliyle kalmamış, büyük bir kısmı da yangın, deprem ya da imar hareketleri sırasında ortadan kalkmıştır. Eski Odalar yakınında bulunan Molla Kestel Mescidi bugün mevcut değildir. II. Bayezid döneminde (1481-1512) Sadrazam Mesih Ali Paşa tarafından camiye çevrilen; büyük olasılıkla altındaki bodrum ve büyük sarnıçtan ötürü Bodrum Camii denen Mirelaion Kilisesi 1911 yangınına kadar kullanılmıştır. (1964-1965'te restorasyon görmüş olan kilise 1987'de bir kez daha restore edilerek ibadete açılmıştır.) Bodrum Camii'nin 1501 tarihli vakfiyesinde ca-

mi ile birlikte odalar, evler ve işyerlerinden söz edilir. Bu da, Mirelaion Manastırı'nın bazı bölümlerinin o sırada yaşadığı kanısını uyandırmaktadır. II. Bayezid'in, "küçük kıyamet" denen 1509 depreminden sonra giriştiği imar etkinliklerinden Laleli Camii'nin yapılışına kadar geçen uzun dönemde, bu bölgede önemli bir yapı kurulmamıştır. II. Bayezid döneminde Bali Efendi tarafından yaptırılan Kızıltaş Mescidi ve buna ek olarak oğlu Şehzade Kor-kud'un kızı Ferahşah Sultan'm yaptırdığı bir mektep ve türbe ile sonradan onlara eklenen bir çeşme, bir küçük külliye meydana getirmişse de, bunun yeri bile belli değildir. Hadîka'da, Kızıltaş adının eskiden burada sırt hamallarının dinlendikleri kızıl bir somaki seki taşından kaynaklandığı anlatılır. Büyük olasılıkla Roma dönemine ait olan böyle bir fragmanın Türk döneminde bir mescide ad vermiş olması, İstanbul kent tarihinin ilginç özelliklerinden biridir. I. Süleyman (Kanuni) döneminde (1520-1566) Koska'daki bir fildamının (Osmanlılar çok taşryıcılı büyük yeraltı sarnıçlarına fildamı demişlerdir) sultan tarafından Hekim Çelebi'ye verilerek üzerine bir tekke yapılması da, bu türden, anlam değiştiren süreklilikleri gösteren başka bir örnektir. Bu yapı üzerine ya da yanma Mimar Sinan tarafından bir medrese yapılmıştır. Hekim Çelebi Medresesi Balaban Ağa Mahallesi'ndeydi (1911'de yanmış olmalıdır). Kanuni döneminde yapılmış olan Papazzade Mustafa Çelebi Medresesi de yine Koska'da Koca Ragıb Paşa İl-kokulu'nun yerindeydi.

16. yy'ın ortasında İstanbul'da bulunan Pierre Gilles, Mirelaion Kilisesi'ni ve Roton-da Sarnıcı'nı görmüştür. Gilles, kilisenin yüksekçe bir tepe üzerinde olduğunu yazar. Bu da o sıradaki topografik durumun şimdikinden oldukça farklı olduğunu göstermektedir. 18. yy'da deniz kıyısına göre hâlâ belirgin bir yükseklikte olan Mirelaion' un oturduğu yükselti Kauffer Haritası yapılırken nirengi noktası olarak kullanıldığına göre 16. yy'daki topografyanın, bugünkünden farklı olarak 18. yy'ın sonunda da bir ölçüde bozulmadığı söylenebilir. Laleli Camii platformunda da görüldüğü gibi, kentin yapısal karakterini tanımlayan özellikler içinde Marmara'ya inen teraslara yerleşen yapılar ve bu teraslan birbirlerine bağlayan büyük merdivenler kent fizyonomisinin önemli öğeleriydi. Beyazıt-Aksaray arasında kalan eski yapıların, örneğin Hasan Paşa Ham'nın, Ragıb Paşa Külliyesi'nin, Laleli Külliyesi'nin platformlar ü-zerine oturdukları ve deniz taraflarında yüksek istinat duvarları ve bodrumlar olduğu görülmektedir.

Laleli, 18. yy'a gelene kadar, İstanbul tarihi içinde adı fazla geçmeyen semtlerden biridir. Belgelerde sözü edilen, fakat anlaşıldığı kadar önemli olmayan birçok yapı, deprem ve yangınlarda yok olmuştur. 1718 yangınından sonra Fatih'in kiremit-çibaşısmın yaptırdığı ve Laleli Çeşmesi civarında olan Kızıl Minare Mescidi'nin, III. Ahmed'in (hd 1703-1730) ük olarak onarttığı camilerden biri olduğunu biliyoruz. Ne


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   286   287   288   289   290   291   292   293   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin