KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə801/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   797   798   799   800   801   802   803   804   ...   889
Bibi. C. Mango, "Addendum to the Repoıt on Everyday Life", Jahrbuch der Österreichischen Byzantinistik, S. 32 (1982), s. 255.

AYŞE HÜR Osmanlı Dönemi

Eldeki belgeler Osmanlı döneminde mum-culuğun diğer mesleklerde olduğu gibi devlet denetiminde olduğunu göstermektedir. 17. ve özellikle 18. yy'larda devletin bu denetimi artırdığı, mum kıtlığı yüzünden aydınlatma sorunu ile karşı karşıya kalan İstanbul'da zorlayıcı önlemler alındığı görülüyor.

Evliya Çelebi'nin Seyahatname'de verdiği bilgiye göre 17. yy'ın ortalarında Emi-nönü'nde Odunkapısı (Hatap Kapısı) içinde büyük bir mumhane bulunuyordu. Ağası, emini ve 100 işçi ve ustasıyla bu mumhanede İstanbul'daki bütün selatin camileri, Topkapı Sarayı ve vezir konakları için mum dökülürdü. Bu mumhanede balmumu ya da içyağından olmak üzere iki çeşit mum yapılmaktaydı. Saf balmu-mundan yapılanlar daha kaliteliydi. Ayrıca yanma sırasında güzel kokmaları için değişik maddeler de katılırdı. Büyüklü küçüklü birçok kalıba göre dökülen mumların en büyükleri selatin camilerin mihraplarının sağ ve soluna konulan devasa mumlardır. Süleymaniye Camii'nin mihrap mumlarından her biri 880 okka (1.126 kg) tutmakta, fitilleri ise kol kalınlığında olmaktaydı. Uyandırılmak (yakılmak) için 10-15 ayaklı merdivene ihtiyaç gösteren bu mumlar heybetli görünüş ve yanışlarıy-la cami için aydınlatma yanında bir güzellik aracıydı. Ayrıca caminin iç ve dışını, gerektiğinde minarelerini aydınlatmada çok sayıda mum ve kandilden de yararlanılmaktaydı.

Zaman zaman üretim azlığından ya da dış ülkelere fazla ihracat yapıldığından İstanbul'da balmumu sıkıntısı çekildiği, devletin bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için balmumu ihracatım ya da serbest tacirlere satılmasını yasaklayan kararlar aldığı belgelerden anlaşılıyor. İzmir kadısına yazılan 1579 tarihli bir hükümde şemhane (mumhane) mülteziminin şikâyeti üzerine dışarıya balmumu satılmaması ve doğrudan doğruya İstanbul'a gönderilmesi çok sert bir biçimde buyurulmuştur. 1605 tarihli ve İstanbul kadısına yazılmış bir başka hüküm de içyağından üretim yapan mumcularla ilgilidir. Belgede Yedikule mezbahalarında kesilen koyun ve sığırların içyağ-lan öteden beri mumculuk yapan gayrimüslimlere verilirken başka kimselerin de devletin bilgisi dışında mumculukla uğraştığı ve içyağı satın aldığı için asıl üreticilere yeteri kadar hammadde ulaşmadığı, bu yüzden üretimin düştüğü ve Yeniçe-

ri Ocağı'nda ve diğer yerlerde mum sıkıntısı çekilmeye başlandığı belirtilerek mumcular dışında ellerinde içyağı bulunduranların cezalandırılması da buyurulmuştur.

İstanbul'da tüketilen mumların adileri kasaplık hayvanların içyağından, orta kalitede olanları içyağı ve balmumu karışımından, iyi mumlar ise balmumu ve diğer katkı maddelerinden yapılırdı. Halk büyük ölçüde ucuz ve orta kalite mum tükettiği için mumcularla kasapların işbirliği yapmaları zorunluydu. Bu yüzden Evliya Çelebi "Esnaf-ı Mumcuyân" başlığı altında tanıttığı adi mum yapanların kasapların yamağı olduğunu bildirir. Bu kaynağa göre içyağından mum imal eden 555 işyerinde 5.500 usta ve işçi çalışmaktaydı.

Evliya Çelebi "Esnaf-ı Tacirân-ı Sem'-i Asel" başlığı altında Zindan Kapısı dışındaki 55 dükkânda balmumundan mum yapanlardan da söz eder. Evliya Çelebi ayrıca "Esnaf-ı Mumcuyân-ı At Meydanı" başlığıyla, Yeniçeri Ocağı'na iş yapan ve yeniçerilere 3 mumu l akçeye satan 75 mumcu dükkânından da söz eder. Bu dükkânlarda askerlere ucuz mum satıldığı için esnafın zararını defterdar paşanın karşıladığım belirtir.

İstanbul'da mumculuğun 16-18. yy'larda genellikle gayrimüslimlerce yapıldığı belgelerden anlaşılmaktadır. Kaynaklarda "Şemhane mültezimi İshak nam Yehu-di"den (16. yy) ve "İstanbul'da mumculuk eden kefere taifesi"nden (17. yy) söz edilmesi, mumculuğun uzun süre Yahudi ve Hıristiyan mesleği olduğunu göstermektedir.

1640 tarihli "Es'âr Defteri"nde İstanbul'da uygulanacak mum fiyatları verilirken "yağ mumu"nun 20 dirheminin l akçeye; "şem'-i kâfur"un (kâfürulu mum) vu-kiyyesini (okka) "getürücü"nün (toptancı) 66, dükkân sahibinin 70 akçeye; "sarı balmumu"nun vukiyyesini "getürücü"nün 62, dükkân sahibinin 65 akçeye satacağı belirlenmiştir.

1766 tarihli İstanbul, Galata, ,Eyüp ve Üsküdar kadılıklarına yazılmış bir hükümde buralarda işlemekte olan 44 mumhane-den söz edilmiş, gedik usulüne göre çalışan bu işyerleri dışında herhangi bir mumhane açılmasına müsaade edilmemesi istenmiştir.

19. yy'da, İstanbul'un pek çok yeniliklere kucak açtığı yıllarda saray ve konaklarda Avrupa'dan gelen ispermeçet mumu kullanılmaya başlanmış, biraz daha yaygınlık kazandıktan sonra da 18ö3'te Beykoz'da bir ispermeçet fabrikası kurulmuştur. 1924-1925'e ait Türk Ticaret Salname-si'nde istanbul'da faaliyet gösteren 9 balmumcu, 11 mumcu ad ve adresleriyle yer almış bulunmaktadır.

Şehrin muhtelif yerlerinde bulunan "mumhane", "balmumu" ve "mumcu" adlarını taşıyan sokaklar ve ünlü Balmumcu semti bu mesleğin anılarım yaşatmaktadır.

Bibi. BOA, Cevdet iktisat, no. 1784 (Recep 1180); Evliya, Seyahatname, I, 559-560; Türk Ticaret Salnamesi. Birinci Sene. 1340/1341, İst., 1340/1341, s. 83, 206, 367; (Altmay), Onaltıncı Asırda, 112-113, 123; (Altmay), On-birinci Asırda, 28-29; "Balmumu", ISTA, IV,


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   797   798   799   800   801   802   803   804   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin