KirkçEŞme tesisleri


LALE DEVRİ 182 183 LALE DEVRİ



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə285/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   281   282   283   284   285   286   287   288   ...   889
LALE DEVRİ

182

183

LALE DEVRİ

rahim Paşa'yı etkiledi. Versailles'i, Fonta-inebleau'yu örnek alan projeler uygulamaya konuldu. Avrupa'dan, Anadolu'dan ve İran'dan gelen mimarlar, mermer ustaları, tezyinatçılar Versailles üslubundan İsfahan tarzına değin çok değişik eserler ortaya koymaya başladılar. Devlet adamları, ulema ve zengin soylular, Boğaz'da ve Haliç' te kendilerine tahsis edilen arsalara yalı ve köşk yapmaya teşvik edilmekteydiler. İbrahim Paşa'nın damadan Kethüda Mehmed Paşa Ortaköy'de, Kaptan-ı Derya Kaymak Mustafa Paşa Anadoluhisarı'nda, oğlu Mehmed Paşa Hocapaşa'da yeni saraylar yaptırdılar. Çubuklu'da, Vefa bahçelerinde çok özenli mekânlar inşa edildi. Zeyrek'te Ayşe Sultan, Paşakapısı'nda Fatma Sultan sarayları, Boğaz'da Kandilli Sarayı yenilendi. Bunların iç dekorları ve örgütleri, Fransız saraylarını andıracak tarzdaydı. Topkapı Sarayı resmi kimliğim ve kışlık mekân olma özelliğini korurken padişah ve haremi için, Salıpazarı'nda Emnâbâd, Ortaköy-Ku-ruçeşme arasında Hümayunâbâd, Kuruçeşme'de Kasr-ı Süreyya, Defterdar'da Neş'atâbâd, Kâğıthane'de Hüsrevâbâd, Çengelköy'de Bağ-ı Ferah, Üsküdar'da Şe-refâbâd köşkleri inşa edildi. Bunlar da Do-



nâdir"dir ânı etmeyelim istiksâr. Yeni bir lalenin yetiştirilmesi şairleri ad verme yarışında heyecanlandırmış, laleyi yetiştiren gibi ona en güzel adı veren de ödüllendirilmiştir. III. Ahmed dönemi lale uzmanlarından Esseyyid Halil Efendi'nin yetiştirdiği "nebâtü'1-levn" için Seyyid Hanif Efendi Lâle-i rûhân hüsne verdi safâ-yı envâr/ Doğdu bugün çemende bir "âfi-tâb-ı gülzar" diyerek bu yeni lalenin "anasının" lale-i ruhân olduğunu, göbek a-dmın "nebatü'1-levn", asıl adının da "âfitab-ı gülzar" olması gerektiğini vurgulamıştır. Hanif Efendi bir kez aldığı ödülü de ima eden bir ad düşürmede bulunmuştur: Gülü bülbülden özge zevk verdi hâtır-ı lale / Çerağan i'nâyetde HanifIkram-ı hak'gördük. Şeyhülislam Veliyüddin Efendi, bir başka lale için "bedi-i çemen" adını yakış-ürmıştif.Mâ'nâ-şinâsebli bilürkadr-i laleyi/Gelmez beyâna vasfı bedi'i-çemen denür.

Divan Edebiyatı'ndan sonra, lalenin çokça tercih edildiği diğer sanat alanları çinicilik, camcılık, dokumacılık, ciltçilik, tez-hipçilik, taş işlemeciliği, kalem işleridir. Çini motifi olarak lalenin en güzel örnekleri 16. yy yapılarındadır. Topkapı Sarayı harem dairesi ile Rüstem Paşa, Sokollu (Kadırga), Atik Valide (Üsküdar) camilerinde Hürrem Sultan Türbesi'nde, lale motifleriyle dikkati çeken çiniler egemendir. Kalem işi lale desenleri sıva üstüne uygulandığından, zamanımıza kalan örnekler azdır. Topkapı Sarayı'ndaki III. Ahmed Odası, bu açıdan en iyi korunmuş tek mekân sayılır. Mermer üzerinde lale motifi örnekleri Saliha Sultan, Tophane, III. Ahmed ve Be-reketzade çeşmelerinde görülür. İstanbul' un eski mezarlıklarında da baş ve ayak uçlarına işlenmiş laleler vardır. Ali Üsküdarî ve Abdullah Buharî, 18. yy'da yazma eserlere lale minyatürleri ve desenleri çizen iki büyük sanatkâr olarak tanınır. Eskiden istanbullular, mevsiminde konuk odalarının köşe raflarına ve nişlerine "laledan" ve "lalelik" denen zarif vazolarla birer lale koymayı incelik gereği saymaktaydılar. Bu nedenle istanbul'da, Beykoz işi, çeşmibül-bül türü laledanlıklar imal edildiği gibi, dışarıdan da kristal ve Saksonya işi laledanlıklar getirilmekteydi.



Bibi. O. G. Busbecq, Türk Mektupları, ist., 1939, s. 38, 62; Von Diez, Tulpen-undNar-cissen-Bau in der Türkei aus dem Türkischen deş Scheich MuhammedLâlezâri, Berlin, 1815; Ayvansarayî, Hadîka, I, 190; Küçükçelebizade İsmail Âsim, Tarih-i Küçükçelebizade, İst., 1282, s. 1414; Ahmed Refik, Lâle Devri, İst., 1331, s. 43-48; (Altınay), Onikinci Asırda, 94-95; Cevad Rüşdi, "Sultan Mehmed-i Râbî Devrinde Çiçek Encümen-i Dânişi", Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası, S. 3, s. 57 vd; ay, "Fulya ve Girid Lâlesinin Tarih-i Zuhuru", ae, S. 40, s. 228 vd; ay, "Çiçek Edebiyatımız", ae, S. 35, s. 150 vd; ay, "Meşahir-i Lâle Perverandan Abdullah Efendi", ae, S. 55, s. 487 vd; ay, "Fenni Mehmed Çelebi", ae, S. 53; Mehmed Zeki, "Onbirinci ve Onikinci Asırlarda istanbul'da Bahçeler ve Mesireler", ae, S. 35, s. 76 vd; E. Ayverdi, Onsekizinci Asırda Lâle, İst, 1950; M. Aktepe, "Damad ibrahim Paşa Devrinde Lâle", TD, S. 7, 8, 9 (1952-1954); ay, "Mehmed Efendi, Lâlezârî", LA, VII, 579; ay, "Damad ibrahim Paşa Devrinde Lâleye Dair Bir Vesika",

Türkiyat Mecmuası, S. 11 (1954); A. S. Ünver, "Türkiye'de Lâle Tarihine Bir Bakış", Türk Yurdu, S. 2 (Mayıs 1960), s. 5; ay, The history oftulips in Turkey, Londra, 1969; T. Baytop, istanbul Lâlesi, Ankara, 1992; Ç. Gülersoy, Lâle ve istanbul, İst., 1980; C. Mackay, "Lâle Deliliği (Tulipomania)", TT, S. 72 (Aralık 1989), s. 35-39; F. Dayıgil, "İstanbul Çinilerinde Lâle", VD, S', l (1938), s. 90, S. 2 (1942), s. 223; O. Ş. Gökyay, "Divan Edebiyatında Çiçekler", TT, S. 76 (Nisan 1990), s. 30 vd.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   281   282   283   284   285   286   287   288   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin