Helmuth von Moltke
Galeri Alfa
İstanbul'da bulunduğu sırada Moltke'ye İstanbul'un bir haritası ve bir de planı yaptırılmıştır. Bu planın kendisinden önceki küçük çaplı bir-iki mevzi plan sayılmazsa İstanbul'un ilk imar planı olduğunu söylemek mümkündür.
Halihazır durumu gösteren harita üzerinde imar kararlarının işaretlenmesi yoluyla hazırlanmış olan plan halen kayıptır. Osman Nuri Ergin, Haliç'te Halıcıoğ-lu'ndaki eski Mühendishane Kütüphane -si'nde bulunan haritanın 1914-1915'te belediyeye getirilerek incelenmiş olduğundan söz etmektedir. Yine O. N. Ergin'e göre Moltke'nin İstanbul'un imarıyla ilgili önerileri tam olarak ortaya çıkmış değildir. Sadece Divan-ı Hümayun defterlerinde "ilmühaber" adı altında bu önerilere ait bazı özet bilgiler yer almaktadır.
Buna göre İstanbul'da yeni yapılacak binaların kagir olması ve ahşap yapıya kesinlikle müsaade edilmemesi, yeni yapılacak mahallelerin geometrik şekilde planlanması ve yeni yolların doğrusal şekilde açılması Ebniye-i Hassa Müdüriyeti'nin(-0 sorumluluğuna yeriliyordu. Yeni yapılacak yollar da, 10, 12, 15, 20 zira (l zira= 75,8 cm) genişlikte olmak üzere dört kademeye ayrılıyor, çıkmaz sokaklara müsaade edilmemesi emrediliyordu. Moltke'nin planında yeni açılacak yollara "top,
tüfek, süngü, alay" sokağı gibi mesleğiyle ilgili isimler verdiğinden de bahsedilmiştir. Anayollar üzerindeki yapı yükseklikleri de 20 zira ve 3 kat olarak sınırlandırılıyor, uygun yerlerde de meydanlar açılmasından söz ediliyordu. İlmühaberde 20 zira genişlikte açılması önerilen anayollar da şunlardı: Bâb-ı Hümayun-Divanyolu-Ak-saray ve buradan Silivrikapı ile Mevlevîha-ne Kapısı (Mevlanakapı) yönüne olan yollar, Beyazıt'tan Edirnekapı'ya, Çarşamba' dan Eğrikapı'ya ve Kadırga Limanı'ndan Yedikule'ye, Unkapanı'ndan Eyüp'e, Yalı Köşkü'nden Unkapanı'na uzanan güzergâhlar. Bu güzergâhlarda yolun her iki yanında 4'er zira genişlikte yaya kaldırımı bırakılması ve araç kullanımı için geri kalan 12 zira genişliğindeki yolun ayrılmasından bahsediliyordu ki bu da o dönem İstanbul'u için önemli bir yenilikti. Doğan Ku-ban Haliç üzerinde bir köprü yapılması fikrinin de bu planda olabileceğinden bahsetmiştir.
Moltke Planı'mn başlıca üç amacı olduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan ilki şehirde yangınların ve yangınların yarattığı tahribatın bir ölçüde önlenmesidir. İkincisi ise, yeni geniş yollarla şehir içinde erişilebilirliğin artırılarak sağlık koşulları ve asayişin iyileştirilmesidir. Üçüncüsü de erişilebilirliğin artırılmasıyla bağlantılı olarak, özellikle II. Mahmud döneminde hissedilmeye başlanmış bir sorun olarak, dağınık yapıda bir şehir olan İstanbul'un iç bütünlüğünün sağlanmasıdır. Suriçinde genişletilmesi önerilen yol güzergâhlarının şehrin idari ve ticari merkezlerini doğrudan ve doğrusal olarak giriş kapılarına bağlamak suretiyle hem böyle bir amaca, hem de ulaşımın kolaylaştırılarak ticaretin de canlanmasına yönelik olduğunu düşünmek mümkündür.
Moltke Planı sadece mevcut şehir dokusunda kararlar üretmekle kalmamış, şehrin yeni gelişecek alanlarında uyulması gereken kuralları da tanımlayarak kontrollü ve düzenli büyüme prensiplerini de ortaya koymuştur. Bu özelliği Moltke Planı'nı Cumhuriyet'e kadar İstanbul için gündeme gelen birçok imar teşebbüsünden de farklılaştırmıştır.
O. N. Ergin, Moltke Planı'mn büyük o-lasılıkla uygulanamadığından söz etmiş, hattâ, 10 yıl sonraki ebniye nizamnamelerinde yol genişliklerinin azami 10 zira olarak kabul edilmiş olmasını gerekçe göstererek planın yeterince etki dahi uyandırmadığını iddia etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda kent bütünü ölçeğinde ilk imar planı sayılabilecek bu çalışmanın daha sonra da etkisini bir süre koruduğu, en azından İstanbul'da benzer çalışmalar için etkisini günümüzde de devam ettiren bir ivme yarattığı gerçektir. Osmanlıların ilk imar mevzuatı olan 1848 tarihli Ebniye Nizamnamesi'ndeki kurallar ile ilmühaberde söz edilen büyük benzerlik bu yönde bir etkinin varlığına işaret etmektedir. Bununla birlikte, İlhan Tekeli 1839 tarihli ilmühaberin hazırlanmasında Moltke'nin mi, yoksa Balyan ailesine ait mimarların önemli bir güce sahip ol-
dukları hassa mimarlarının mı daha etkili olduğunun belli olmadığını ifade etmektedir.
Şehircilik faaliyetlerinin yanısıra Moltke mimarlık konularında da seferber edilir. Padişah ona Çırağan Sarayı'nı gezmesini ö-nerir. Ahşap olan Çırağan Sarayı'nın önünde mermer sütunlardan oluşan bir cephe ve denize inen uzun bir mermer merdiven vardır. Çatıdaki teras da ahşap binanın güçlükle taşıdığı mermer döşeme ile kaplanmıştır. Haremin sofası üst kattadır ve ışığı tepeden alır. Selamlığın divan odası ise ovaldir. II. Mahmud bu binaya bir de kule eklemek ve Moltke'den bunun yerini belirlemesini ister. Ancak Moltke bu konuda uzman olmadığını söylemekle birlikte bir kulenin binanın estetik dengesini bozacağını ifade eder.
1836 sonbaharında Prusya'nın Büyük-dere'deki yazlığına taşınan Moltke bu ara Belgrad Ormam'ndaki bent ve kemerleri ziyaret eder. Ahşap evlerin çerden çöpten yapısı onu şaşırtır ve karkas ahşap inşaatta ısrar etmenin nedenini bol pencere yapma eğiliminde bulur. Hattâ evlerin çıkmalı olmasının nedenini de buna bağlar 28 Aralık'ta gözden düşmüş Hüsrev Paşa'yı konağında ziyaret ederken gördüklerini anlatma fırsatını bulur.
18 Ocak 1837'de kardeşine yazdığı bir mektupta Türklerin hayvan sevgisinden uzun uzun söz eder. Üsküdar'da bir kediler hastanesi, Bayezid Camii'nde güvercinler için bir vakıf vardır. 19 Ocak'ta padişah tarafından kabul edilip bir nişanla taltif edilen Moltke, şubatın sonlarına doğru haritasını bitirir ve Mayıs 1837'de II. Mahmud'a Rumeli seyahatinde refakat eder. Temmuzda yeniden padişah tarafından kabul edilir, şimdi söz konusu Anadolu haritasını yapmaktadır. Bu işte çalışacak Alman harita mühendisleri, ki aralarında Heinrich Kiepert de vardır eylülde İstanbul'a gelirler. Moltke kasım başında Tuna seyahatine ve aynı ayın sonunda dördüncü defa Çanakkale'ye gider.
Harita ekibi Şubat 1838'de Karadeniz'e doğru yola çıkar, l yıl kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Musul vilayetini dolaştıktan sonra Kavalalı Mehmed Ali Paşa' nın isyanı ile askeri olaylara karışır ve Nizip Savaşı'na katılır. 5 Ağustos 1839'da İstanbul'a döner ve 9 Ağustos'ta Karadeniz yoluyla kesin olarak İstanbul'dan ayrılır, Tuna ve Bükreş üzerinden Berlin'e döner.
Moltke'nin Doğu mektupları Briefe überZustânde und Begebenheiten in der Türkei aus dem J ah r en 1835 bis 1839 adıyla ilk defa 184l'de yayımlanmıştır. Türkçeye de Türkiye'deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar (1960) adıyla çevrilmiştir.
1858'de Prusya'nın genelkurmay başkanı olan Moltke bu görevde tam 30 yıl kalmıştır. Danimarka, Avusturya ve Fransa ile verilen savaşları kazandıktan ve Alman İm-paratorluğu'nun genelkurmay başkanı olduktan sonra 1888'de II. Wilhelm'in imparator olmasıyla bu görevden ayrılmıştır.
Bibi. Ergin, İmar-İskân; (Ergin), Mecelle, I, 1340-1343; I. Tekeli, "Türkiye'de Kent Plan-
lamasının Tarihsel Kökleri", Türkiye'de İmar Planlaması, Ankara, 1980, s. 37-38; D. Kuban, "İstanbul'un Tarihi Yapısı", Mimarlık, S. 79 (Mayıs 1970). s. 41-44.
M. RIFAT AKBULUT
Dostları ilə paylaş: |