MONGERI, GIUIIO
(19-20. yy) İtalyan mimar.
1909'da Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul'a davet edilen ve Sanayi-i Nefise Mektebi'nde (1928'den sonra Güzel Sanatlar Akademisi) ders vermeye başlayan Mon-geri, Ekim 19H'de Trablusgarp Savaşı çıkınca ülkesine dönmek zorunda kaldı. Nisan 1913'te ikinci kez geldiği İstanbul'dan Ağustos 1915'te I. Dünya Savaşı dolayısıyla ayrıldı. 1922'de yeniden İstanbul'a geldi. Bu kez 1934'e kadar kaldı. Bu yıllarda Sanayi-i Nefise Mektebi'ndeki iki mimarlık atölyesinden birini yönetti.
Mongeri, 1908'de II. Meşrutiyetle ortaya çıkan Milli Mimari Üslubu'nun öncü mimarlarındandır. Vedat Tek(->) ile birlikte Ulusal Mimarlık Akımı anlayışı içinde atölyelerim sürdürmüşler, bu durum 1930' larda Ernst Egli'nin -yeni bir anlayış getirmek üzere- mimarlık eğitimini örgütlemesine kadar uzamıştır.
Sanayi-i Nefise Mektebi'nde Monge-ri'nin öğrencileri sırasıyla Bizans ve Osmanlı, klasik düzenler, Greko-Romen, gotik, Rönesans ve en sonunda da o zamanki adıyla "Ottoman" üslubunda projeler yapmışlardır. Mongeri, öğrencilerini, etraflarında olup biteni algılamaları, yöresel ve geleneksel mimariyi öğrenmeleri için eskizler yapmak üzere arazi çalışmalarına yöneltmiştir. Atölyesine, sanat ve çizim kabiliyeti yüksek olan seçme öğrenciler devam edebilmiştir. Arif Hikmet Koyunoğ-lu da, Giulio Mongeri'nin Ulusal Mimarlık Akımı etkisinde yetişen öğrencisi olarak, bazı uygumalarında onunla birlikte çalışmıştır.
Mongeri'nin, Türk kültür ortamındaki değişimleri mimari ürüne yansıttığı yapıtlarım üç farklı dönemde ele almak mümkündür. Bunlar, İtalyan etkili seçmeci, Osmanlı canlandırmacı ve modern dönemlerdir. İstanbul'daki eserleri, Beyoğlu'nda Saint Antoine Kilisesi(->), Maçka Palas(->), Karaköy Palas(-»), İtalya Elçiliği binası(->), Eminönü Katırcıoğlu Hanı, Nişantaşı Gü-zelbahçe Kliniği (kendi evi), Haseki Hastanesi Nurettin Bey Pavyonu (1911-1914, Denari ile) ve Cumhuriyet Anıtı(->) kaidesi olarak sayılabilir. Ankara ve Bursa'da da ürünler vermiştir.
Ortaya koyduğu yapılara bakarak, Mongeri'nin cephelere önem veren bir mimar olduğu ve süslemenin mimariye egemen olmasına izin vermediği söylenebilir. Mongeri, Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi olarak tanımlanan Osmanlı canlandırmacı mimarisinin de öğreticisi ve uygulayıcısı olmuştur.
Mongeri'nin Nişantaşı'ndaki kendi evi (Güzelbahçe Kliniği) ve Bursa Çelik Palas Oteli gibi uygulamalarında modern anlayışta arayışları sergilediğim görürüz. Ancak, başarılı olmadığım ifade ettiği bu yapıların da Türk mimarlığındaki yeni döne-
min dikkate değer örnekleri olduğunu belirtmek gerekir. Çelik Palas'ta yeniden yorumlanan tarihsel formlar, Güzelbah-çe'de ise modern anlayışta değerlendirilen kütle ilişkileri dikkat çekicidir.
Mongeri, ortaya koyduğu yapılarla, Batılı anlayışta nitelikli örnekler vermenin dışında, son Osmanlı döneminden, Cum-huriyet'in ilk yıllarına, Türk kültür ortamının beğeni ve eğilimlerini yansıtan, bunlara uygun yerel mimariyi geliştirmeye çalışan bir yaklaşım sergilemiştir. Yapılarının büyük çoğunluğu inşa edildikleri dönemdeki işlevlerini yerine getirmektedir.
Bibi. M. Sözen, Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı, Ankara, 1984; A. Mori, Gti İtaliani a Constantinopoli, Milano, 1906; Cezar, Beyoğlu.
PELİN AYKUT
Dostları ilə paylaş: |