MUHLİS SABAHATTİN
bak. EZGİ, MUHLİS SABAHATTİN
MUHSİNE HATUN MESCİDİ VE TEKKESİ
Eminönü İlçesi'nde, Kumkapı'da, Muhsi-ne Hatun Mahallesi'nde, İbrahim Paşa Yokuşu ile Çifte Gelinler Caddesi'nin kavşağında yer almaktadır.
Sadrazam Makbul (Maktul) İbrahim Pa-şa'nın (ö. 1536) hanımı Muhsine Hatun tarafından 939/1532'de Mimar Koca Sinan'a inşa ettirilmiştir. Mahmud Cemaled-din el-Hulvî'nin Lemezât-ı Hulviyye 'sinde, burada bulunan kiliseden bozma bir mescidin, I. Süleyman (Kanuni) tarafından İstanbul'a davet edilen, Gülşenîliğin(-») kurucusu Şeyh İbrahim Gülşenî'nin (ö. 1534) Mısır'a dönerken Kanuni'nin ricası üzerine İstanbul'da bıraktığı halifesi Şeyh Hasan Zarifi Efendi'ye (ö. 1569) tahsis edildiği, giderleri miri hazineden ödenen bu tesisin mihrap duvarı önündeki boş arsaya bir yeniçeri tarafından, derviş hücreleri olan bir zaviye yaptırıldığı ve vakıflar tahsis edildiği kayıtlıdır. Yine aynı kaynak, Şeyh H. Zarifi Efendi'nin postuna oturduğu bu mescit-zaviyenin bir depremde yıkıldığını, Şeyh H. Zarifi Efendi'ye olan sevgisi ve saygısından dolayı, Muhsine Hatun' un aynı yerde bir cami, caminin mihrabı önündeki yere bir zaviye ve etrafında hücreler yaptırdığını, söz konusu tesise vazife ve vakıf tayin ettiğini bildirir. Yapının adı, Mimar Sinan'ın eserlerinin dökümünü içeren Tezkiretü'l-Ebniye, Tezkiretü'l-Bün-yanve Tuhfe-i Mimarinde "İbrahim Paşa Zevcesi Mescidi" ya da "Muhsine Hatun Mescidi" olarak zikredilmektedir.
Başlangıçta mescit-tekke, daha sonra cami-tekke niteliğinde olan bu yapı, tarihleri tespit edilemeyen birçok onarım ve yenileme geçirmiş olmalıdır. Ancak taç kapının yanlarındaki nişler, minarenin pabuç kısmı ve şadırvan 18. yy'm son çeyreğinde esaslı bir onarım geçirdiğini, belki de yeniden inşa edildiğini düşündürmektedir. Diğer taraftan Dahiliye Nezareti'nin R. 1301/1885 tarihli istatistik cetvelinde tekkede kimsenin ikamet etmediği, Bandır-mahzade A. Münib Efendi'nin 1307/1889 tarihli Mecmua-i Tekâyâ'smda ise yerinin "arsa" durumunda olduğu belirtilmektedir. Mescidin harimindekineogotik üsluba bağlanan pencerelerin de işaret ettiği gibi, yapının 19. yy'm sonlarında bugünkü biçimiyle ihya edildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde cami olarak kullanılan mescit-tev-hidhane ve şadırvan dışında kalan tekke bölümleri ortadan kalkmıştır.
Muhsine Hatun Mescif-Tekkesi'nde, Şeyh H. Zarifi Efendi'den sonra kimlerin
"pesta geçtiği, tekkenin, kuruluşunu izleyen yüzyıllarda hangi tarikata hizmet etti-
"grtespit edilememektedir. Kuruluşundan sonra bir müddet Gülşenîliğe bağlı kaldı-
Dostları ilə paylaş: |