KiTÂBU't-tevhîD


Ellialtıncı Bâb Allah'ın Yüzüyle Yalnızca Cennet İstenebilir



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə37/43
tarix03.01.2019
ölçüsü0,76 Mb.
#89032
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   43

Ellialtıncı Bâb

Allah'ın Yüzüyle Yalnızca Cennet İstenebilir

Rivayete göre Câbir radıyaüâhu anh Rasûlullah'ın §u hadisini aktarmaktadır «Allah'ın yüzü ile yalnızca cennet istenir.» 154 Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.



İlgili Mes'eleler



1. Allah rızası vesile edilerek yalnızca arzulananların en zirvesinde olan cennet istenebilir.

2. Allah'ın yüzü olduğunun belirtilmesi.

Açıklamalar

Bir önceki bâb, kendisinden istekte bulunulan kimselere hitap etmektedir. En büyük vesile olan Allah celle celâluhû adına bir şeyler İstenildiğinde muhatap olanın Allah hakkına saygı ve İhtiram gereği ve Müslüman kardeşinin hakkının ödenmesi kabilinden olarak isteği geri çevirmemesi icab eder.

Sadedinde bulunduğumuz bâb istekte bulunanlara yöne­liktir. İstekte bulunacak olanların Allah'ın isim ve sıfatlarına ihtiram göstermesi, Allah rızası İçin birtakım dünyevî İsteklerde bulunmaması gerekir. Allah rızası için istenebilecek en yüce ve üstün istek cennet ve nimetleridir; Allah'ın nzasıdır; O'nun kerîm olan yüzüne bakmakla ve kendisiyle konuşmakla lezzet bulmaktır. Allah aşkına istenebilecek en yüce istek bundan başkası değildir.

Dünyevî ve daha aşağı değere sahip istekler Allah'tan iste-necekse, Allah rızası vesile kılınarak istenebilir.



Elliyedinci Bab

"Eğer" Hakkında Bâb

«Diyorlar ki: 'Eğer bu işten bize bîr yarar olsaydı, burada öl-dürülmezdik.' De ki: 'Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yatacakları (ölecekleri) yerlere çokıp gi­decekti. Allah bunu göğüs lerinizdekini denemek ve kalplerin izdekİn i temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin özünü bilir.» (Âi-i imrân, «(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: 'Bize uy salardı öldürülmezlerdi' diyenlere, 'Eğer doğru sözlüinsanlar İseniz, canları­nızı ölümden kurtarın bakalım!' de.» (Âi-i imrân, 168)

Sahih'de Ebû Hurayra radıyallâhu anh'ran gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: «Sana fayda veren şeye kant hırslı ol! Allah'tan yardım dile! Aciz olma! Bir musibet dokunursa, 'Eğer söyle yapsaydım, söyle söyle olurdu' deme. Bunun yerine 'Allah böyle takdir etmiş. O dilediğini yapar, 'eğer' sözü şeytanın etkisine kapı aralar.»155

İlgili Meseleler



1. Al-i İmrân Sûresi'nde yer alan iki âyet-İ kerimenin tefsiri.

2. Musibet dokunduğunda 'eğer şöyle olsaydı...' gibi söz­lerin söylenmesinin açıkça yasaklanması.

3. Bu tür sözlerin şeytanın etkisine kapı aralayacağının bildirilerek illetin ne olduğunun açıklanması.

4. Güzel söz söylemeye yönlendirilmesi.

5. Allah'tan yardım dilemekle birlikte fayda veren şeyler hırs göstermek emredilmesî.

6. Bunun zıddı olan acziyetin yasaklanması.

Açıklamalar

Şu bilinmeli ki, 'eğer' sözünün kullanımı övülen ve yerilen olarak İki kısma ayrılır.

Yerilen kullanım

İnsanın başına hoşlanmadığı bir hadise gelip de bunun üzerine 'Şöyle şöyle yapsaydım eğer, şöyle olurdu' demesidir.

Bu tür sözler şeytanın ilerindendir. Çünkü İki sakıncası bulun­maktadır:

a) Böyle sözler insanın önünde pişmanlık, öfke, hüzün gibi faydası olmayan ve kapatılması elzem olan kapılar açar.

b) Allah'a ve belirlemiş olduğu kadere karşı edepsizlik söz konusudur. Çünkü büyük olsun, küçük olsun tüm işler ve olaylar Allah celle celâluhû'nun kaza ve kaderine bağlıdır. Meydana gelen olayların önüne geçilemez; olacaksa olacaktır. 'Eğer şöyle olsaydı, böyle olmazdı', 'Eğer şunu yapsaydım, böyle olurdu' gibi sözler Allah celle celâluhû'nunkaza ve kaderi karşısında sergilenen bir tür itiraz, bir nevi iman zayıflığıdır.

Hiç kuşkusuz bu iki sakıncalı durumdan kurtulmadıkça insanın imanı ve tevhidi mükemmelleşemez.

Övülen kullanım

İnsanın hayır temenni ederek ya da bir bilgiyi ve hayrı öğretmek amacıyla 'eğer' sözünü kullanmasıdır.

Meselâ; Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in: "Eğer arkamda bıraktığım şu iş tekrar önüme çıksaydı, hedyi (kurbanlık hayvanı) yanımda getirmez, umreye başlardım." 156 sözü, hayır temenni edenin: "Eğer falancadaki gİbİ malım olsaydı, onun gibi hayır işler­dim" 157 demesi ve Mûsâ aleyhİsselâm ile Hızır kıssası konusun­da: «Eğer kardeşim Mâsâ sabretseydi, Allah aralarında geçen olayları bize anlatırdı.» 158 söylenmesi örnek olarak gösterilebilir.

'Eğer' sözü hayır temennisi amavıyla söyleniyorsa, övgüye değerdir. Kötülük temennisi ile söyleniyorsa yerilen türden­dir.

'Eğer' sözünün kullanımı, kullanımına neden olan duruma göre farklılık arzetmektedir. Sıkıntı, hüzün, kaza ve kadere yö­nelik iman zayıflığı ya da kötülük temennisi gibi nedenlerden ötürü kullanılmaktaysa, bu tür kullanım yerilen türdendir. Hayra duyulan istek, başkalrının hayra yönelmesini sağlamak gibi sebeplerle kullanılmaktaysa övgüye değer bir kullanım olur. Bu nedenle müellif bâb başlığını her ikisine de muhtemel olacak şekilde zikretmiştir.

Ellisekizinci Bâb

Rüzgara Sövmenin Yasaklanmış Olduğu Hakkında Bâb

Ubeyy b. Ka'b radıyalîâhu anh'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Rüzgâra sövmeyin! Hoşlanmadığınız bir şey gördüğünüzde 'Allah'ım, senden bu rüzgârın ve rüzgârla gelenin ve muhatap olduğu emrin hayrım is­terim. Rüzgârın, rüzgârla gelenin ve muhatap olduğu emrin şerrinden

Sana Slğintrim.' deyin!» 159 Tirmizî sahih olduğunu beyan eder.

İlgili Mes'eleler



1. Rüzgâra sövmenin yasaklanması.

2. İnsanın hoşlanmadığı bîr şeyle karşılaştığında faydalı sözler söylemesinin teşvik edilmesi.

3. Rüzgârın emir altında olduğuna dikkat çekilmesi.

4. Rüzgarın bazen hayırla, bazen kötülükle emredilmemiş olması.


Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin