Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında


Yabancıların İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Azametini İtiraf Edişi



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə5/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   89

Yabancıların İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Azametini İtiraf Edişi


İmam’ın şahsiyeti, dünya genelinde birçok insanların övgüsünü kazanmakla birlikte, İmam ve inkılap düşmanlarını da İmam’ın şaşırtıcı özelliklerinden söz etmeye zorlamıştır: “Fazilet ve üstünlük düşmanların da tanıklık ettiği şeydir.” Öyle ki büyük şeytan Amerika’nın bazı yöneticileri de İmam’ın (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) azameti karşısında şöyle itirafta bulunmuşlardır: “İran’ın yetmiş dokuz yaşındaki lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni’yi baskı altına almakla zayıflatmak ve kendi görüşünce Allah tarafından kendisine verilen görevi değiştirmeye zorlamak mümkün değildir.”2

Hakeza: “Şüphesiz İmam Humeyni bu asırda tarihin en büyük şahsiyetlerinden biridir. Sadece İran’da değil dünya çapında bir çekiciliğe ve etkiye sahip olan ve de büyük süper güçlerin bu kadar dikkatini çekebilmiş başka birini bulabilmek mümkün değildir.”3

Hakeza: “Batıyı programlama ve öngörüleri hususunda ciddi bir buhrana sürüklemiştir. İmam Humeyni’nin aldığı kararlar, öylesine şimşek gibi kararlardı ki siyasi ideologların ve siyasetçilerin her türlü öngörülerini ve düşüncelerini altüst etmeye yetmiştir. Hiç kimse İmam Humeyni’nin düşüncelerini önceden tahmin edemiyordu. İmam Humeyni dünyada tanınmış olan ölçülerin dışında başka bir takım ölçülerle konuşuyor ve amel ediyordu. Adeta o başka bir yerden ilham alıyordu. İmam Humeyni’nin batıya karşı düşmanlığı, ilahi öğretilerden kaynaklanmaktaydı. İmam Humeyni düşmanlığı hususunda da tam bir halis niyet içindeydi.”1

İngiliz sömürgeciliğinin iki asırlık sözcüsü konumunda olan Times London, İmam’ın niteliklerin hakkında şöyle diyor: “İmam Humeyni, halk kitlelerini kendi sözleriyle adeta büyüleyen bir kimseydi. İmam Humeyni sıradan bir halk diliyle konuşuyor, fakir ve mahrum taraftarlarına, kendine güven aşılıyordu. İşte bu duygu onlara yolları üzerinde bütün engelleri kaldırma gücünü aşıladı. İmam Humeyni kendi halkına, Amerika gibi süper güçler karşısında dahi kıyam edebileceğini ve korkmayacağını gösterdi.”2

Amerika sömürgeciliğinin evrensel gazetesi olan Herald Tribune gazetesi de İmam hakkında şu itirafta bulunmuştur: “Ayetullah Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) ömrünün sonuna kadar İran’da İslami bir toplum ve hükümet kurma arzusuna bağlı kalan, yorulmak nedir bilmeyen bir devrimciydi. Ayetullah Humeyni, kendi antik toprakları için hayata geçirmeyi istediği şeyler hususunda bir an olsun duraklamamıştır. O kendisini, İran’ı batı kökenli fesat ve çöküşlerden temizlemek ve halkına İslami ihlası geri getirmekle görevli kabul ediyordu. 3

İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) ve İslami Devrim Mucizesi


İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) devriminin felsefe ve hakikatinin açıklanması hususunda şöyle söylemek gerekir: İran’da İslami devrimin meydana gelişiyle bütün dünya, ilahi ve büyük bir mucizenin ortaya çıkışına şahit oldu. Bu da defalarca pir ve muradımızın önemle vurguladıkları gerçektir: “Toplumumuzda öylesine bir ruhsal dönüşüm gerçekleşti ki bu bir mucize olmaktan da öte ilahi bir iradenin tecellisiydi. Bunu başka bir şey diye adlandırmak mümkün değildir.”1

İmam başka bir yerde de şöyle buyurmuştur: “Burada ilahi bir hesap vardır, burada Allah’ın eli vardır. Zira insanlar böylesine bir gücü asla meydana getiremezler. İşte bu ilahi irade, bütün maddi hesapçıların hesaplarını alt üst etmeye yetmiştir. 2

Müslüman olmayan bir çok şahsiyetler de İslam devrimi hareketinin maddi muhasebeler çerçevesine sığdırılamayacağına önemle vurgu yaparak, İslami devrimin bir mucize olduğunu kabul etmişlerdir.

Kanadalı bilgin Robert Kalston bu konuda şöyle diyor: “Müslüman olmayan bir batılı olarak bana göre günümüz dünyasında böylesine ilahi ve ideolojik devrimin hayata geçirilmesi ve toplumda adaleti yaygınlaştırmak için harekete geçmesi, bir mucizedir. Şüphesiz bu devrim, Allah tarafından desteklenmektedir…”3


İmam, İnkılap ve İslam’ın Şaşırtıcı Güç Gösterisi

İslam Devrimi dünyanın en hassas noktalarının birinde, beklenmedik bir deprem gibi evrensel sömürü düzeninin gürültüsüz ve sakin kampını şiddetle sarstı.

İran İslam devriminin ortaya çıkışıyla, “ilk defa Müslüman bir ülke başarılı bir şekilde batılı büyük güçlere meydan okudu, onları aşağıladı ve maddi menfaatlerine ağır darbeler indirdi.”4

İran İslam devrimi büyük bir yıldırım gibi cehalet, gaflet ve inat göklerini yardı, ilahi dinlerin batışına kesin bir gözle bakan ve öngörüde bulunan teorisyenlerin tatlı uykusunu bozdu. Onların görüşlerini, teorilerini ve düşüncelerini geçersiz kıldı.

“Sembolik açıdan İran İslam Devrimi onaltıncı yüzyıldan günümüze dek Müslümanların batı karşısındaki ilk zaferi konumundadır. En önemli nükte de bu devrimi yönlendiren gücün İslam oluşu ve de Nasyonalizm, Kapitalizm, Komünizm ve Sosyalizm gibi batılı bir takım “izm”lerin hiçbir etkisinin olmayışıdır.”2

Batılı büyük güçler İmam ve İslam devriminin yarattığı eşsiz azamet ve büyüklükle karşılaşınca, bu gizli potansiyel ve İslam gücüyle tanışmış oldular.

Times gazetesi bu konuda şöyle yazıyor: “İran’da İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) tarafından şahın devreden çıkmasının ardından devrim ve din hareketi yükselişe geçti. Dünyayı baştan başa etkisi altına aldı. 1357 (1979) son baharında batı dünyası İran devrimi sebebiyle yeniden İslam’ı keşfetmiş oldu…

“Biz batılılar Arapça’da “Allah-u Ekber” sözünün “Allah büyüktür” anlamına geldiğini çok çabuk anlamış olduk.” 1



İmam ve Devrim; Birbirinden Ayrılmaz İki Gerçek


İran İslam devrimi, İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) yüce düşünce ve fikirleri esasınca vücuda geldiği için sürekli olarak temel sloganların ortaya çıkışı, hedeflerin tayini, yüce idealler ve bu ideallere ulaşmanın metotlarının ortaya çıkışı, o melekuti şahsiyetin inançları ve idealleriyle kopmaz bir ilişki içinde olmuştur. Bu açıdan da İran İslam cumhuriyeti önderi Ayetullah Hamenei, bu önemli konuya parmak basarak herkese şu gerçeği hatırlatmıştır: “İnkılap ve İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) birbirinden kopmaz iki gerçektir. İran İslam devrimini, İmam Humeyni’nin büyük şahsiyetini tanımadan tahlil edebilmek mümkün değildir.”1

Sürekli olarak İslam devrimi ile ilgili konuları yakından takip eden dünyadaki toplumsal ve siyasi değişiklik uzmanları bu gerçeğin bir çok boyutlarını açıkça itiraf etmişlerdir. Örneğin İngiliz “The Guardian” gazetesi, İslam devrimi hakkındaki bir yorumunda şunu yazmıştır: “İran’da ortaya çıkan büyük devrimde Ayetullah İmam Humeyni’nin rolü, oldukça merkezi ve önemli bir rol olmuştur. Şüphesiz Ayetullah Humeyni bu devrimin temel taşı olmuştur. 2

Londra Üniversitesi uluslararası ilişkiler dersi üstadı Ferid Halidi de İran hakkında telif ettiği kitabının önsözünde bu konuda şöyle yazmıştır: “İslam devrimi tarihte ortaya çıkan devrimlerin en büyüğüdür. Hepimizin de bildiği gibi bu büyük devrim, İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) büyük şahsiyetinin ışığında vücuda gelmiştir. Bu büyük insani dalgayı heyecan ve harekete geçiren şey, İmam Humeyni’nin güçlü elleri ve yöneticiliği olmuştur.”3


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin