Batılı Bir Gazetecinin Görüşünde İmam Humeyni
Amerikalı Robin Wood Zurs, İmam (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) ile Cemaran’da yaptığı görüşmesini şöyle beyan etmektedir: “İmam Humeyni, kapıdan içeri girince, adeta bir fırtınanın içinden manevi bir gücün esmeye başladığını hissettim. Sanki o kahve rengi cübbenin, siyah sarığın ve beyaz sakalın ötesinde hayat ruhu akın etmekteydi. Öyle ki Onu gören herkesi kendini seyretmeye sevk etmişti. O esnada Onun gelişiyle hepimizin küçüldüğünü ve adeta salonda Ondan başka kimsenin kalmadığını hissettim.
Evet, orada hazır bulunan herkesin kalp ve ruhuna sızmış bir nur kıvılcımıydı. Şahsiyet ve makamını değerlendirmede bana yardımcı olabileceğini sandığım bütün denklemleri altüst etmişti. Orada bulunuşuyla bizi öylesine bir etkilemişti ki adeta bu etkinin bütün ruh ve cismimi kapsadığını hissettim.
…Kendi sandalyesinin üzerine oturunca, vücudundan bir gücün yayıldığını hissettim. Öylesine fırtınalı bir güçtü ki bu, eğer dikkatli bakacak olursan, içinde bir tür mutlak huzur ve sükunetin gizli olduğunu görürdün. Zira İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) oldukça ciddi, ağır ve de otoriter birisiydi. Aynı zamanda Onu öylesine durgun ve sessiz görürdün ki adeta içinde sabit ve sağlam bir güç cereyan ediyor gibiydi. Elbette bu güç, İran’ın eski rejimini tümüyle ortadan kaldıran bir güçtü. Şimdi böylesine bir şahsiyet, sıradan bir insan olabilir mi?. . . Ben şimdiye kadar büyük insanlardan hiçbirinin bu şahsiyetten daha üstün olduğunu veya benzeri olduğunu görmedim… Söyleyebileceğim en az şey şudur ki o adeta geçmiş Peygamberlerden biri gibiydi veya o İslam’ın Musa’sıydı ve adeta kafir Firavun’u kendi ülkesinden sürmek için gelmişti.”1
İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Hamaseti
Son Peygamber’in (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) Mekke-i Muazzama’dan Medine-i Münevvere’ye yaptığı tarih yazan hicretten ondört asır sonra İran’daki İslam devriminin zafere erişiyle, “yirminci yüzyılda en büyük değişiklik vücuda geldi.”2
Böylece çağdaş dünyada din, iman ve tevhidin inziva ve terk ediliş zulmet hanesinin sütunları sarsılmaya başlamış3, İslam güneşi batıdan çağdaş insanın üzerine doğmuş4, ilahi arş tarafından hakkı arayan kulların yorgun ruhlarına canları aydınlatan semavi bir rüzgar esmeye başlamış ve onlara yeni bir hayat ve tazelik vermiştir.”1
Değerli İslam Peygamberi’nin (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) bi’setinden ondört asır sonra doğudan, Onun mektebinde terbiye olmuş bir insan kıyam ederek kulluk, hakkı aramak, devrim ve direniş hususunda Adem, Nuh, İbrahim, Musa ve İsa’ya (Peygamberimize, Ehl-i Beytine ve onlara selam olsun) iktida etmiş ve değerli atası Ali b. Ebi Talib (Allah’ın selamı üzerine olsun) gibi çelikten bir irade, anlamlı mesajlar ve etkili sözleriyle zulüm ve karanlıkların perdelerini yırtmış, batıl cephesini bütün güçleriyle savaşmaya çağırmış ve sürekli olarak adı, hatırası, sıcak ruhu, kıyamı, iradesi, çelikten azmi, direnişi, cesareti ve aydın görüşleri dillere destan olmuştur.”1
Evet bu kimse, İran milletinin en değerli sermayesi olan büyük Humeyni’dir. 2
İmam Humeyni’nin kafasında görevini yerine getirme aşkı ve kalbinde de ilahi aşk vardı.”O, Allah’ın ruhu, hayatın ruhu, toplumun düzeni, tarihin kıvılcımı, maneviyat ışığı, insanlığın sermaye ve gururu, toplumun hareketli şuuru, manevi koruyucu ve yüce düşüncelerin meyvesiydi.”3
“İmam Humeyni, Allah’ın asrımıza bağışladığı, günümüze inayet buyurduğu ve de “Allah’ın her dönemde dinin üzerindeki tahrif tozlarını temizlemek için gönderdiği halis kulları vardır”4 hakikatinin apaçık bir örneğiydi.”5
İmam Humeyni kendi kıyamıyla uzun yıllardır hor ve hakir hale getirilen milletlerin onurunu kendilerine geri kazandırdı ve bütün dünyanın gözlerini kendisine celbetti. O sadece kendi ülkesinin kaderini değiştirmekle kalmadı. 1
İmam Humeyni, küfür, inkar ve modern cahiliyye asrında kaybolmuş insanları yeniden maneviyat ve tevhide dönmeye çağırmış ve susayan bir çok insanı Muhammedi (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) öğretilerin havuzunda suvarmıştır. Hz. İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Allah’ın Salih bir kuluydu. Kendi tarihi görevini yerine getirmek için, İslami İran’ın Allah’ın rızayetini gözeten halkının büyük devrimini üstlenerek ve yöneterek yeryüzünde Hak Teala’nın hüccetlerinin sonuncusu olan Hz. Mehdi’nin (a. f) evrensel devrimine ortam sağlamıştır ve de bütün dünyaya kesinlikle Hz. Mehdi’nin (a. f) zuhur edeceğini müjdelemiştir.
İmam Humeyni Kimdi ve Neler Yaptı?
“Evet, değerli Humeyni’yi tanımayan ve Onu hakkıyla tanıyan kimdir? Bizim kelimelerimiz; o övünç kaynağı hakikati ve nefis cevheri kendisine sığdıracak bir güce sahip değildir.”2
Öyle anlaşılıyor ki “İmam Humeyni’nin insanlık toplumunda yarattığı etkileri dikkatli bir şekilde incelemek için en az iki yıla ihtiyaç duyulmaktadır.”3 ve 4
İmam Humeyni’nin ilahi şahsiyetinin sırlarını keşfetmek ve tahlil etmek, bütün müminlere ve dünyadaki özgürlük savaşçılarına izzetli bir hayatın yolunu gösterecektir. Aynı zamanda “herkes İmam Humeyni’yi bütün boyutlarıyla doğru bir şekilde tanımaya çalışmalıdır.”1
İmam Humeyni’nin şahsiyetini tahlil ederken Onun melekuti ruhuna, yüce fikirlerine, şahsına münhasır ruhi ve manevi özelliklerine, etkilerine ve tertemiz hayatının sayısız bereketlerine derin bir bakış ile şöyle söylemek gerekir: “İmam Humeyni’nin İran halkı için seçtiği, Allah’ın seçtiğinin hükmünü taşıyordu.”2 Milyonlarca tevhit ehli kimsenin nezdinde, “İmam Humeyni Allah’ın yeryüzündeki eli idi.”3 Ve “İmam Humeyni yeryüzünde yaşayan kimseler için melekuti ve semavi bir hediye idi.”4
İmam Humeyni’nin manevi sülûku, yüce fikirleri, nurlu şeriatın emirlerine ve ismet ve taharet Ehl-i Beyti’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) öğretilerine sorgusuz sualsiz teslimiyeti, insaf sahibi her insanı, şu gerçeğe inandırmaktaydı ki adeta “İslam’ın ilk yıllarındaki imtihandan başarıyla geçmiş büyük şahsiyetlerden biri, bir mucizeyle dünyaya dönmüştür ve de Emeviler’in galibiyetinden ve Ehl-i Beyt (Allah’ın selamı üzerine olsun) şehitlerinin kanlara bulanmasından sonra Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) ordusuna önderlik etmektedir.”1
“İmam Humeyni’nin sesi, bu milletin kültürünün kalbinden, tarihinin derinliklerinden ve ruhunun içinden gelmektedir. Bu millet ondört asır boyunca Muhammed’in (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) Zehra’nın (Allah’ın selamı üzerine olsun) Hasan ve Hüseyin’in (Allah’ın selamı üzerine olsun) Zeyneb’in (Allah’ın selamı üzerine olsun), Selman’ın, Ebu Zer’in ve diğer yüz binlerce kadın ve erkeğin hamasetini işitmişlerdi. Bu hamasetleri, ruhlarına karışmıştı. İşte bu millet, bu sesi yeniden bu şahsın (İmam Humeyni’nin) ağzından duyuyor, Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) ile Hasan ve Hüseyin’i (Allah’ın selamı üzerine olsun) adeta Onun yüzünde görüyorlardı…
Bu millet yıllardır İmam Hüseyin’in (Allah’ın selamı üzerine olsun) dostlarının zümresinden olmayı arzu ediyorlardı… Aniden kendilerini böylesine bir sahnede buldular. Adeta Hüseyin’i (Allah’ın selamı üzerine olsun) olduğu gibi görüyorlardı... Kerbela, Huneyn, Bedir, Uhud, Tebuk ve Hayber’i açıkça müşahede ediyorlardı.”2
Gerçi “İmam Humeyni İslam’ın, batının kültürel, iktisadi ve siyasi istilası karşısındaki mücadelesinin şahsına münhasır bir tecellisi idi.”3
Ama “İmam Humeyni’nin feryadı, sadece Şiiler arasında değil, dünyanın her köşe ve bucağında yankılanmıştır.”1
Hz. İmam Humeyni’nin ilahi şahsiyeti ve manevi mesajları, diğer din ve mezheplerin mensuplarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Öyle ki Hıristiyan düşünürler ve yorumcularının bazısının görüşüne göre, “İmam Humeyni çağımızın Mesih’idir ve tümüyle İsa b. Meryem’in (Allah’ın selamı üzerine olsun) uzlaşmazlık ve direniş ışığıdır.”2 Hıristiyanlardan diğer bir gurup ise, “İmam Humeyni’nin makam, azamet, tahammül ve büyük sabrı karşısında etkilenmiş ve de İmam Humeyni’yi ilk görüşlerinde ilahi bir hediye ve ihsan olarak algıladıklarını “ dile getirmişlerdir. 3
“İmam şahsına münhasır bir önderdi.”4 İmam Humeyni, uluslar arası teorisyenlerin kesinlikle inanmadığı bir ortamda “özellikle de 1960 ve 1970 yıllarında siyasi gelişme ideologları ve önde gelenlerinin tümüyle İran’da ve diğer ülkelerde dini ve siyasi değişikliklere karşı itinasız kaldıkları bir ortamda “5 “batının eskimiş ve orta çağa ait olarak kabul ettiği inançlarla bütün dünyayı sarsmıştır.”1 “İmam Humeyni, doğu ve batıyı sarstı ve geriye hala da diri olan ve faaliyet gösteren bir miras bıraktı. 2
İmam Humeyni “Dünya tarihinde çok önemli bir etki bırakmayı başarmıştır”3 ve hiç şüphesiz “Bütün dünya insanları hala İmam Humeyni’nin manevi etkisinin altındadırlar.”4
İslam devriminin büyük önderi Muhammedî (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) bir direniş ve sabra, Alevî adalet ve zühde, Hasanî (Allah’ın selamı üzerine olsun) bir tedbire, Hüseynî (Allah’ın selamı üzerine olsun) bir cesaret ve tevekküle sahipti. Bunların tümünden ders almıştı ve kendine azık edinmişti. Aynı zamanda da Veliyy-i Asr’ın özel inayetlerine mazhardı. 5
“İmam Humeyni, insanın Allah’a yaklaşmasında yepyeni bir dönem başlatmıştır. Halkın desteğiyle yirminci asırda bir dönüm noktası olan İslam devrimini zafere ulaştırmıştır.”1
“İmam Humeyni, toplumun itaat kültürünü değiştirdi, korku duvarını yıktı ve insanları ilahi fıtratın tertemiz kaynağına yönlendirdi…” İmam dini dünya görüşünü ihya etti, iman nurunu daha da bir aydınlattı ve asrımızın büyük kahramanlık destanını vücuda getirdi.”2
İmam Humeyni’nin ve İslam devriminin, çağdaş insanın manevi hayatındaki etkisi o kadar derin ve geniş değerlendirilmektedir ki şöyle söylemek mümkündür: “İmam Humeyni’nin devrimi, insanın tekamül3 seyrini bile değiştirmiştir.”4
İmam Humeyni o kadar şeffaf ve berrak bir ayna gibiydi ki yüce İslam Peygamberi’nin (Allah’ın selamı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) ve tertemiz vasilerinin (Allah’ın selamı üzerine olsun) nurlu güneşinin ışınlarını mümkün olan en iyi surette yirminci yüz yılın maneviyatına susamış insanına yansıtabilmiştir.
“İmam Humeyni, asr-ı saadetten atılmış ve de 20. asrın kalbine saplanmış bir kurşun gibiydi.”1 “İmam Humeyni eski çağlardan gelmiş ve günümüzde yaşıyordu. Ama geleceği beyan ediyor ve geleceği gösteriyordu.”2 “İmam Humeyni münezzeh olan Allah-u Teala’nın kendisine faydalı, akli ve kendi zamanından çok ileride bir ilim nasip ettiği kimselerdendi.”3 Başka bir tabirle “İmam kendi zamanından daha önde düşünüyor ve mekan boyutlarına sığmıyordu.”4 Hakikatte şöyle söylemek gerekir: “İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) insanlığa hayatının değişik dönemlerinde yeni bir asrı müjdeleyen bir kimsedir.” Öyle anlaşılıyor ki bu aşamada insanlığın karmaşık ruh haleti için her şeyden daha çok gerekli ölçüde maneviyata ihtiyaç duyulmaktadır. 5
Hz. İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) semavi devriminin ve kutsal mesajlarının bereketiyle yeniden çağdaş dünyanın kurumuş yatağında dindarlık ve Allah’a yöneliş tomurcukları açıldı. Bütün dünyada imana yöneliş ve tevhit ve Allah’a inanma nağmesi yükseldi.”İşte bu, onların Tevrat’ta anlatılan vasıflarıdır. İncil’de de şöyle vasıflandırılmışlardı: Filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendirmekle küfredenleri öfkelendirir.”1
Dostları ilə paylaş: |