Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında


İslam Devrimi ve Batının Fikri Yapısının Temellerini Tehdit Etmesi



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə69/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   89

İslam Devrimi ve Batının Fikri Yapısının Temellerini Tehdit Etmesi


Amerikan dergisi National Review, 19/11/1990 tarihli sayısının kapağında, “Müslümanlar geliyor” başlıklı bir makale yayımlamıştır.

Bu makalenin yazarı olan Beyaz Saray Ortadoğu araştırmalar merkezinin dönem başkanı, “Amerika ve Avrupalılar, bugün her şeyden çok kendilerini İslam’ın tehdit ettiğine inanmaktadırlar.” konusuna işaret ederek şöyle yazmıştır: “Bir zamanlar batılılar için bu büyük tehlike, sadece askeri tehditler boyutuyla söz konusuydu. Ama bugün İslam devrimi, bir kültür hareketi olarak batı dünyasının itikadi ve fikri temel yapısını tehdit etmektedir.”1

İspanya gazetesi IBT ise yaptığı bir yorumunda, İslam devriminin büyük başarılarına işaret ederek şöyle yazmıştır: “Şu anda, Ayetullah Humeyni’nin yerine geçenlerin akıllarının ucundan bile geçiremedikleri yerlerde İslam devrimi yayılma halindedir.”

Bu gazete, İslam karşısında maddeci batı kültürünün zaafına işaret ederek şöyle eklemiştir: “Bir ideolojiye galip gelebilmek, bir orduya üstün gelmekten çok daha zordur.”2



İmam, Batı Medeniyetine Meydan Okumaktadır


Uluslararası süper güçler, kültür ve düşüncenin evrensel ve gittikçe artan kudret ve nüfuzu karşısında büyük bir şaşkınlık içine düşmüşlerdir. Zira İslam devrimi de bu kültür ve düşüncenin bağrından çıkmıştır. Bu kültüre askeri bir güçle üstün gelebilmek mümkün değildir ve bu kültür, dünyadaki sultacı düzenlerin hakimiyetini sarsmıştır.

Hz. İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) batının maddi kültür düşüncesini eleştirerek tevhidi düşünceyi açıklamış ve de beşerin fıtri ihtiyaçlarına vurguda bulunarak batının maddi kültür ve düşüncesinin temellerini hedef almıştır. Ustaca siyasetler takip ederek, defalarca batı medeniyetine ve batı medeniyetinin kültürel ve düşünsel temellerine meydan okumuştur. Hz. İmam’ın (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) mürted Selman Rüşdü’nün öldürülmesinin farz oluşuna dair verdiği fetvanın çıkış cereyanına dikkat etmek ve bu fetva üzerinde düşünmek, söz konusu iddiayı herkes için açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Zira bu açıdan Hz. İmam’ın fetvasına baktığımız taktirde, Hz. İmam’ın bu teşebbüsünün basit bir fetvadan ibaret olmadığını, aksine, “Bütün bir batı medeniyetine indirilmiş etkili bir darbe olduğunu görmekteyiz, nitekim, buna gösterilen tepki de bütün batı medeniyetinin ortaya koyduğu bir tepki olmuştur.”1

Batının geniş boyutlarda tepki göstermesinin ve de bu fetva karşısında şiddetli bir endişeye kapılmasının izahı hususunda şöyle söylemek gerekir: “Bu hükmün yaptığı ilk iş, batının siyasi düzeninin üzerinde yer aldığı temel kaideyi hedef almasıdır ve o kaide de dünyada hiçbir mutlak değerin var olmadığıdır. Hz. İmam bu kaideyi hedef almıştır. Yani, batının felsefi düzeninin temellerini alt üst etmiştir ve de bu hükümle kutsal değerlerin dünyada kalıcı olduğunu ilan etmiştir.”1

Bu yüzden de şöyle söyleyebiliriz: “Bu fetva ve hükmün, batılı devlet adamlarında ortaya çıkardığı korku ve ıstırabın sebebi, kendi toplumlarını inkarcı sistem aleyhine kıyama sevk etmesidir. Zira, doğu ve batıda insanlar, kendi fıtratlarında mutlak değerlerin peşinde koşmaktadırlar.”2

Bu yüzden bazı siyasi yorumcular, “Batının, Hz. İmam’ın bu fetvasını mümkün olan her hangi bir yolla ortadan kaldırmak için ortaya koyduğu baskıyı, yakın bir gelecekte batının siyasi düzeninin aleyhine Hıristiyanların harekete geçme tehlikesini önlemenin bir parçası olarak kabul etmektedirler.”3

İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) zuhuruyla ortaya çıkan uluslararası büyük değişikliklere ve de merhum İmam’ın islami ve ilahi tefekkürü karşısında batı medeniyetinin içinde bulunduğu duruma bakarak şöyle demek gerekir: “Bu son dört asırda, ne Hindistan, ne Çin, ne Latin Amerika ne de Afrika, Batıyla karşı karşıya gelmemiştir. Batıyla ciddi boyutlarda karşı karşıya gelme durumu İmam Humeyni’nin ve İslam’ın merkezi olan İran’dan Müslüman insanların boğazından yükselen Allah-u Ekber feryatlarının ortaya çıkışıyla birlikte olmuştur ve bu basit bir kıyam ve hareket değildir. Biz doğuda, batıda ve batının yakınında karar kılmış bulunmaktayız ve batı bu karşı karşıya kalmanın yegane sembolünün de İmam olduğunu çok iyi anlamıştır.”4

İmam’ın şahsına özgü pratik sireti, nurlu düşüncesi, yüce şahsiyeti ve ulvi idealleri şu hakikati teyit etmektedir ki, “İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) , batının iktisadi, siyasi ve kültürel istilası karşısında İslami kıyamın şahsına has bir tecellisidir.”1

Hakeza: “İran’da İslam devriminin zafere ulaşması, batının çağdaş dünyada İslam’ın eliyle ilk defa yenilgiye uğraması anlamını ifade etmektedir.”2



2- Sömürgeci Güçlerin İslam Devriminin Batılı Toplumlar Üzerindeki Kültürel Etkilerinden Endişeye Kapılması


İran İslam devrimi, aleyhine birbiri ardınca yapılan bütün komplolara rağmen, İslam devriminin bir an önce çökeceğini gözlemleyen yorumcuların ve teorisyenlerin şaşkın bakışları karşısında, kendi içindeki sorunları hallederek ve de dış desiseleri kontrol altına alarak, dünyadaki Allah’a inanan özgürlükçülere bir ilham kaynağı haline dönüşmüştür. Bu arada, batılı yorumcuları ve önderleri gafil avlayan ve de şaşkına düşüren şey, İslam devriminin kültürel hareketinin, çağdaş dünyada dinsizlik ve inkarcılığı yaymaya çalışan fesat odaklarına karşı geliştirdiği güçlü ataklardır. Bu akım, Müslümanların lideri Hz. Ayetullah Hamenei’nin, “yapıcı İslam kültürünün batıya doğru cereyanı” olarak adlandırdığı bir gerçeği ifade etmektedir. Seküler batı ve de batının önderleri bugün pasif bir halde İmam Humeyni’nin ve İslam devriminin batılı toplumlardaki vatandaşlara gönderdiği dini ve manevi mesajların etkisini seyretmektedir. Kiliselerin yeniden hayat bulması, dini davetçilerin görülmemiş bir şekilde artışı, halkın siyasetçilerden her gün daha fazla dini isteklerde bulunması, dini önderlerin göz alıcı bir şekilde harekete geçişi, dini önderlerin siyasi sahnelerde etkili olmaya şiddetli şekilde meyletmesi, halkın yazılı, görsel ve sesli dini eserlere ilgi göstermesi, halkın ahlaki rezaletlere muhalefeti, halkın dini, kutsal şeylerin çiğnenmesi karşısında görülmemiş bir şekilde şiddetli tepki göstermesi ve benzeri bir çok şeyler, İslam devriminin kültürel tesirlerinin ve de Hz. İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) dini ve manevi mesajlarının batı üzerindeki etkilerinden bir bölümünü oluşturmaktadır.”


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin