Kur'AN'da tevhiD



Yüklə 1,67 Mb.
səhifə27/39
tarix07.01.2019
ölçüsü1,67 Mb.
#90829
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   39

46- EL-HÂFIZ, EL-HAFÎZ

Hafîz, “hıfz” masdanndan sıfattır. “Hafız” sözcüğü ile aynı anlama gelir. Kadir manasına kadîr gibi. Allah Teala’nın bir sıfatı olarak şu an­lamlara gelir:

“Kendisinden hiç bir şey gizli kalmayan, hayır ve şer ola­rak kullarının yaptıkları her şeyi saklayan, muhafaza eden, güç, kuv­vet ve kudretiyle gökleri ve yeri koruyan, kullarını helak ve serden ko­ruyan, insanların amellerini ve sözlerini tesbit eden, niyetlerini ve kalplerinde gizlediklerini bilen, sevdiği kullarını azgınların, şeytanla­rın şerrinden, iğvasından ve kötülüklerinden muhafaza eden, vs.!”1368

Kur'an'da geçen şu ayetler, bu sıfatı daha iyi anlayıp kavramamız sağlar.

Onları korumak Allah'a ağır gelmez.”1369

İnsanın önünde, arkasında kendisini Allah'ın emriyle gözetleyecek takipçi (melekler) vardır.”1370

el-Hafız Kur'an'da, yukarıda zikrettiğimiz anlamlarda üç yerde varid olmuştur.1371

el-Hâfız, “muhafaza eden, koruyan” demektir. Kur'an'da iki ayette geçer. 1372 İki ayettede cem'i (Hâfızûn, Hafızın) olarak Allah'ı tavsif eder.1373



47- EL-MUCÎB

Mucib, “icabe” masdarından ism-i fail vezninde bir sıfattır. “Cevab vermek, kabul etmek” demektir. Allah'ın bir sıfatı olarak: “O'nun iste­yenlerin, isteklerini, dua edenlerin dualarını hemen kabul etmesi, sı­kıntı ve darda kalanların imdadına yetişmesi ve kendisine müracaat edilmeden bile sayısız nimetler vermesi” 1374 anlamlarına gelir. Halimî, el-Mucîb vasfını: “İsteyeni istediğine kavuşturan demektir. O'ndan başkasının buna gücü yetmez.” 1375 Şeklinde tanımlanmıştır.

Kur'an-ı Kerim, uluhiyyetin en b.elirgin özelliklerinden birisi olarak “dualara icabet etme” yi ön plana çıkarır. Allah'ın vasıflarından birisi de dualara icabet etme, dilekleri kabul etme ve sıkıntıda bulunanların sıkıntılarını gidermektir:

Kullarım sana beni sorarlarsa, (iyi bilsinler ki) Ben şüphesiz onla­ra çok yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim”1376

Biz de onun duasını kabul ettik ve üzerindeki derdi giderdik.”1377

Bundan dolayıdır ki Kur'an-ı Kerim putların, sahte ilah ve rablerin insanların dualarına icabet edemeyeceklerini ve onların dileklerini yerine getiremeyeceklerini sık sık tekrar eder:

Gerçek dua, ancak O'na yapılır. O'ndan başka çağırdıkları ise, kendilerinin hiç bir isteklerini karşılayamazlar. (Onların durumu) tıp­kı ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimse gibidir. Oysa (uza­nıp suyu avuçlamadıkça su) on(un ağzın)a gelmez. İşte kafirlerin du­ası böyle boşa gitmiştir.”1378

Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden) kaldırıyor ve sizi (eskilerin yerine) yeryüzünün hakim­leri yapıyor? Allah ile beraber başka bir ilah mı var. Ne de az düşünü­yorsunuz?”1379

(Bekçiler) dediler ki: “Elçiler size açık kanıtlar getirmezler miydi?” “Evet (getirirlerdi)” dediler. (Bekçiler): “Öyleyse yalvartıp dur)un. Nan­körlerin yalvarması hep çıkmazdadır.”1380

Eğer onları çağırırsanız, sizin çağırmanızı işitmezler. İşitseler bile size cevap veremezler...”1381

Yüce Rabbimiz, yalnız kendisine ibadet edilmesini ve yalnızca ken­disinden yardım dilenilmesmi istemiştir. Çünkü duaları kabul etmek, kendisine yalvaranların duasını kabul etmek Allah'a mahsustur:

Rabbiniz buyurdu ki: “Bana dua edin, duanıza icabet edeyim. Ba­na kulluk etmeye tenezzül etmeyenler, birer aşağılık olarak cehenne­me gireceklerdir.”1382

Rabbinize gönülden ve gizlice yalvann. O, aşırı gidenleri sevmez.” 1383

...Öyle ise O'ndan mağfiret dileyin. Sonra da O'na tevbe edin. Mu­hakkak ki Rabbin size yakın ve Mûcib (duaları kabul edenidir.”1384



48- EL-KAVİYY, ZU'L-KUVVE

el-Kaviyy, “kuvve” masdarından sıfattır. “Kuvvetli, güçlü” demektir.

Allah'ın vasfı olarak: “Kadir, kuvveti tam olan, hiç bir şekilde acizin kendisine hakim olamadığı” anlamlarına gelir. 1385

el-Kaviyy vasfı vârid olduğu her ayette “Aziz” vasfıyla beraber geç­mektedir. Bu da Allah'ın bu sıfatıyla mutlak galip ve kuvvet sahibi ol­duğunu açıkça göstermektedir.

Kâfirler azabı görünce, bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu anlaya­caklardır.”1386

Kuvvet ancak Allah'ındır.”1387



Zu'l-kuvve, “kuvvet sahibi” demektir.

Şüphesiz nzık veren, sağlam kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.”1388



49- EL-MÜSTEÂN

Müsteân, “istiâne” den gelir. “Yardım istemek anlamındadır. Al­lah'ın bir vasfı olarak: “Kendisinden yardım istenilen” 1389 demektir. Kur'an, istiânenin gerçek mercii olarak sürekli Allah'ı gösterir: “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz.” 1390 “Allah'tan yardım isteyiniz.” 1391 “el-Müsteân” ismi Kur'an'da yalnız iki defa geçer. Her iki ayette de birer peygamberin duasında vârid olmuştur:

“...Ancak Allah'tan yardım istenir!” 1392

50- ĞALİB ALÂ EMRİHİ

“İşinde ğalib olan” demektir. Allah'ın sıfatı olarak: “İsteseler de istemeselerde, yaratıkları hakkında muradını gerçekleştiren” demek­tir. 1393 “Kendisini hiç bir şey aciz bırakmayan, istediğini istediği şe­kilde yapan” 1394 diye de tanımlanmıştır.

İnsanların çoğu, Allah'ın her an hükmünü yürütmekten gafil bulu­nuyorlar. Dünyada bazı düşüş ve zahiren yenik hallerde bile, Allah'a olan itimad sarsılmamahdir. 1395 Bilinmelidir ki, iyi sonucu elde ede­cek olanlar takva sahipleri olacaktır. 1396 Ğalib gelecek olan da an­cak Allah, Rasûlü 1397 ve Allah taraftarları 1398 olacaktır. 1399


Yüklə 1,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin