GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMININ ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ
Güçlendirme yaklaşımı 1960lı yıllardan sonra sosyal bilimlerde benimsenmeye başlamıştır. Güçler perspektifi ise bir kuram ve yöntem olarak 1980’lerde sosyal hizmet teorisyeni olan Dennis Saleebey’in de katkılarıyla, müracaatçının sorununa, patolojisine ve eksikliğine odaklanan sorun temelli yaklaşıma tepki olarak benimsenmiştir.
Sosyal hizmetin doğuşu incelendiğinde tarihsel bağlamda hayır kurumları ile ortaya çıktığı görülmektedir.
Müracaatçıların bazıları sıklıkla bazı konularda kendi için başarısızlık hissederler ve bu müracaatçılar, kendilerini diğer insanlardan daha eksik ve reddedilmiş hisseder. Bu noktada güçlendirme yaklaşımı müracaatçı için, bulunduğu durumun içinden çıkmada yardımcı olabilmektedir.
GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMININ ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ
Başarı, güç ve kontrolü hisseden müracaatçılar kendileriyle ilgili eksik ve zayıf varsayımları ve durumlarını yeniden değerlendirmeye başlar. Ortaya koydukları çabaların sonucunda başarıyı tadan müracaatçılar, değişimin mümkün olduğunu ve yaşamlarını şekillendirme kapasitelerinin olduğunu fark eder.
Sonuç olarak Güçlendirme Yaklaşımı, müracaatçıların başarıyı hissetmelerini sağlamakta ve onlara yaşamda değerli olduklarını ve bir anlamının olduklarını fark ettirmektedir.
Sosyal hizmet uzmanları güçlendirme yaklaşımını benimseyerek gerçekleştirdiği uygulamalarda sadece bireyi düşünerek müdahalelerde bulunmaz. Müracaatçının güçlendirilmesiyle toplumsal değişimin gerçekleşeceğini öngörerek hem bireysel, hem de toplumsal değişim için güçlendirme ilkesini müdahalelerinin her alanına yaymaktadır.
GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMININ İLKELERİ
Sosyal çalışmacıların müracaatçıların becerilerini kullanabilmeleri için güçler perspektifinin sahip olduğu şu beş ilkeyi yerine getirmeleri gerekir:
Her birey, grup ve toplumun güçleri vardır.
Yaşanılan travma, istismar ve hastalık deneyimleri birey için acıtıcıdır, fakat bunlar birer meydan okuma ve başa çıkma faktörü de olabilir.
Güç kapasitesinin üst sınırlarını sadece müracaatçının kendisi bilir. Bireylerin, grupların ve toplumun hedeflerinin dikkate alınması gerekir.
En iyi müdahale müracaatçılarla iş birliği yapılarak gerçekleşebilir.
Her çevre ve sistem yararlanabilecek kaynaklarla doludur.