İlgili mevzuatı gereği arsa sahibi tarafından ödenmesi gereken giderlerin (belediye, su idareleri, elektrik şirketlerine ve yapı denetim şirketlerine yapılan ödemeler) taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden müteahhit tarafından karşılanması halinde, bu giderlerin müteahhitler tarafından gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ve KDV’lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. İlgili mevzuatı gereği arsa sahibi tarafından ödenmesi gereken giderlerin (belediye, su idareleri, elektrik şirketlerine ve yapı denetim şirketlerine yapılan ödemeler) taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden müteahhit tarafından karşılanması halinde, bu giderlerin müteahhitler tarafından gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ve KDV’lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın Görüşü ve Uygulaması Birinci Görüşü Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesine göre vergilendirmede olayın gerçek mahiyeti esas olduğundan, söz konusu ödemelerin yapı sahibi adına müteahhitler tarafından yapıldığının taraflar arasında düzenlenen ve bu hususlarında yer aldığı sözleşme veya banka dekontu ile belgelendirilmesi halinde, bu ödemelerin GVK’nın 40. maddesine göre ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. (GİB, Ankara VDB.’nin, 10.07.2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01 sayılı Özelgesi.
İkinci ve Son Görüşü (Mevcut Uygulama) Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhitler tarafından ödenen ancak faturası arsa sahibi adına düzenlenmiş bulunan ve inşa edilecek binanın ruhsatı için çeşitli kurumlara (belediye, su idaresi, elektrik idaresi, yapı denetim şirketi vb.) yapılan harç, katılım payı vb. için ödenen bedellerin, ticari kazancın tespitinde gider veya maliyet olarak indirim konusu yapılması mümkün değildir. Ayrıca, ticari kazancın tespitinde dikkate alınacak giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için giderlerin tevsike esas belgelerle belgelendirilmesi ve bu belgelerin mükellef adına düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu ödemeler için arsa sahibi adına düzenlenecek fatura vb. belgelerde yer alan KDV’nin, müteahhitlerce ödenmiş olsa dahi indirim konusu yapılması veya gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. (GİB. İstanbul VDB.’nin, 22.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-811 ve 22.03.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34. 19.02-105[229-2012/VUK-1- . . .]-1120 sayılı Özelgeleri)
Kişisel Görüşümüz Kişisel Görüşümüz Mükelleflerin yaptıkları harcamaların kayıtlarda gösterilebilmesi ve KDV’sinin indirilebilmesi için; VUK’da sayılan belgelerle belgelendirilmesi ve belgelerin mükellefler adına düzenlenmiş olması gerekir. Genel prensip ve uygulama bu şekilde olmakla beraber, bazı durumlarda ilgili mevzuatı vb. nedenlerle adına belge düzenlenenler ile gerçekte ödemeyi yapanlar farklı kişiler olabilmektedir. Bize göre, bu şekilde yapılan giderler, aslında adına belge düzenlenenin değil, ödemeyi gerçekte yüklenen mükellefin gideridir ve dolayısıyla bu mükellefin safi gelir ve kazancının tespitinde dikkate alınması gerekir. Bu görüş, VUK’un 3/B maddesine de uygundur. Kat karşılığı inşaat işlerinde, hemen hemen tüm masraflara müteahhitler tarafından katlanıldığından ve bu durum örf ve adetler ile bu konuda yerleşik hale gelen tip sözleşmelerle de sabit olduğundan, ilgili mevzuatı vb. nedenlerle arsa sahipleri adına müteahhitlerce katlanılan
gider ve maliyetlerin, VUK’un 3/B maddesi gereği müteahhitlerin safi gelir ve kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz. Çünkü, bu giderlere ilişkin belgeler arsa sahipleri adına düzenlenmiş olmakla beraber, giderlere katlananlar gerçekte müteahhitlerdir. gider ve maliyetlerin, VUK’un 3/B maddesi gereği müteahhitlerin safi gelir ve kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz. Çünkü, bu giderlere ilişkin belgeler arsa sahipleri adına düzenlenmiş olmakla beraber, giderlere katlananlar gerçekte müteahhitlerdir. Kişisel görüşümüze göre, kat karşılığı inşaat işlerinde, arsa sahipleri adına yapılan ödemeler; - Yapılan işle ilgili ise, - Taraflar arasında yapılan sözleşmede bu ödemelerin müteahhitler tarafından yapılacağına dair bir hüküm varsa, - Ödeme müteahhitler tarafından yapılmış ve bu husus ödeme belgeleri ile ispat ve tevsik edilebiliyorsa belgeler arsa sahipleri adına düzenlenmiş olsa dahi, anılan ödemeler müteahhitler tarafından doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmeli ve KDV’si de indirim konusu yapılmalıdır.
5) Çalınan Mallarda KDV İndirimi 5) Çalınan Mallarda KDV İndirimi Çalınan-kaybolan malların KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında zayi olan mal olarak değerlendirilmesi gerekir. Malların çalındığının polis tutanağı, duruma göre mahkeme kararı ile ispat ve tevsik edilmesi halinde, Kanun’un 30/c maddesine göre malların zayi olduğunun kabul edilmesi ve bu mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirilmemesi gerekir. Çünkü, çalınan mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin Kanun’un 30/c maddesine göre indirilmesi mümkün değildir. Malların çalındığının ya da kaybolduğunun geçerli belgelerle ispat ve tevsik edilememesi halinde, malların çalınmadığı, belgesiz satıldığı kabul edilecektir. Bu durumda ise, kaybolduğu veya çalındığı iddia olunan malların emsal satış bedeli üzerinden hasılat yazılması ve KDV hesaplanması söz konusu olacaktır. Durumun sonraki tarihlerde yapılacak bir vergi incelemesi ile tespiti halinde, malların emsal satış bedeli üzerinden hesaplanacak KDV, vergi ziyaı cezalı olarak mükelleflerden aranılabilecektir.
Dostları ilə paylaş: |