Demirci Veli Kültü
Öğr. Gör. Şükran OĞUZ, Öğr. Gör. Dr. İsmail OĞUZ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, MANİSA
sukranoguz71@gmail.com, ismailoguz70@gmail.com
ÖZET
İslam dinini kabul eden Türkler, Türk kültürünün özelliklerini İslam kültür ve medeniyetine taşıdılar. Türk halk kültüründe atalar kültünün varlığı bilinmektedir. Atalar kültü ataların ruhlarına saygı göstermeyi temel almaktadır. Bu anlayış İslam kültür ve medeniyet dairesindeki veli kültünde de görülmektedir. Veli, Allah dostudur. Veli kişi, Allah’ın himayesindedir ve O’nun ilgi ve sevgisine mazhar olmuştur. Tasavvuf düşüncesine göre Allah, velileri kötülüklerden korur ve onların bütün dualarını kabul eder. Ayrıca onlara diğer insanlarda bulunmayan olağanüstü güç ve özellikler verir, keramet bağışlar.
Çalışmamıza konu olan Veli kültü, kısaca, fevkalâde kuvvet ve kudretlerle mücehhez olup Allah’a yakın kabul edilen bir şahsiyetin herhangi bir konuda -sağ veya ölü iken- yardımının dokunacağına inanılması ve bunu temin için belli yollara başvurulması, şeklinde tarif edilmektedir. Halk tarafından Allah dostu olarak bilinen şahsiyetler öldükten sonra veli, ermiş, dede, baba, efendi, evliya gibi adlarla anılmakta ve mezarları ziyaret edilmektedir. Velilerin mezarları ziyaret edilirken bazı uygulamaların yapıldığı da görülmektedir. Bu uygulamalarda dinî ve folklorik unsurlar dikkat çekmektedir.
Evliyalar ocağı, erenler yurdu Anadolu’nun her yöresinde olduğu gibi Demirci’de de pek çok veli ve ziyaret yeri bulunmaktadır. Çalışmanın amacı Demirci ilçe merkezindeki velileri tanıtmak, veli kültünü oluşturan uygulama ve anlatmaları tespit etmek ve değerlendirmektir. Bu amaçla Demirci ilçe merkezindeki (günümüze ulaşabilen veya ulaşamayan) veli mezarları tespit edilerek; arşiv çalışması, araştırma-inceleme, saha araştırması, görüşme (mülakat), röportaj, sözlü tarih çalışması yöntemleri kullanılarak incelenecektir. Elde edile bulgular velilerin kimlikleri, mezarlarının ziyaret nedenleri, veliler ile ilgili anlatmalar ve uygulamalar açısından değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Veli, Veli Kültü, Demirci, Tasavvuf
ABSTRACT
Demirci Saint Culture
The Turks, who accepted the Islamic religion, carried the characteristics of Turkish culture to Islamic culture and civilization. Ancestry cult is known in Turkish folk culture. Ancestry cult is based on respect for the souls of ancestry. This understanding is also seen in the cult of saint of Islamic culture and civilization. Saint is friend of Allah. Saint is under the protection of Allah and has been the source of his love and affection of Allah. According to Sufi thought, Allah protects saint from evil and accepts their entire duality. It also gives them extraordinary strengths and qualities that are not found in other people, donations of miracles.
Saint Culture which is the subject of our study is described as the belief that a person who is equipped with extraordinary powers and powers and who is considered to be close to Allah will be helpful in any matter (alive or dead) and that certain means are taken to ensure this. The personalities known as the friends of Allah by the people, after death, they are called with names such as saint (veli), ermiş, dede, baba, efendi, evliya and the graves of the saints are visited. It is also seen that some applications have been made while visiting the graves of the saints. Religious and folkloric elements attract attention in these practices.
There are many saints and sanctuary in Demirci as well as being in every area of Anatolia, country of saint. The aim of the study is to introduce the saints of the district centre of Demirci, to identify and evaluate the practices and narratives that constitute the parental culture. For this purpose, the tombs of Parents in the district centre of Demirci (reaching or not reaching to the day) were determined; Archival studies, research and investigation, field research, interviews, interviews, oral history studies. The identities of the founders will be evaluated in terms of the reasons for visiting the tombs, the descriptions and practices related to the saints.
Key Words: Saint, Saint Culture, Demirci, Mysticism
Demirci Ağzının Dîvânu Lugâti't-Türk’teki Örnekleri
Yrd. Doç. Dr. Cihan ÇAKMAK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler ve Türkçe Eğitimi Bölümü, MANİSA
cihancakmak1818@gmail.com
ÖZET
Karahanlı döneminin en önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti't-Türk 1074-1077 yılları arasında Kâşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştır. Kâşgarlı Mahmud bu eserle Türk dilinin ilk sözlüğünü ve dilbilgisi kurallarını ortaya koymuştur. İçerdiği zengin söz varlığıyla yazıldığı döneme ve Türkçeye dair geniş bilgiler sunmaktadır. Bu özelliğiyle Dîvânu Lugâti't-Türk’te, Türk töre ve geleneklerine, Türk şiirine, atasözlerine, Türk felsefesi ve dünya görüşüne, spordan yemek adlarına kadar Türklüğe ait günlük hayatta akla gelebilecek hemen her konuda bilgiler ve Türk lehçelerine ait geniş bir söz varlığı mevcuttur.
Dîvânu Lugâti't-Türk, içerdiği söz varlığı ile bugüne kadar çok sayıda çalışmaya konu olmuştur. Türk Dili tarihinin bu eşsiz hazinesi ihtiva ettiği zengin malzemeyle hala incelenmeye ve araştırılmaya gereksinim duymaktadır. Bu çalışmada ilk olarak Demirci ağzında kullanılan ve Derleme Sözlüğü’nde madde başı olarak yer alan kelimeler ile Dîvânu Lugâti't-Türk’te yer alan karşılıkları mukayeseli olarak tespit edilmiş ve bu sayede Demirci ağzının arkaikliği ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Dîvânu Lugâti't-Türk, Demirci ağzı, söz varlığı, arkaik kelimeler.
ABSTRACT
Dîvânu Lugâti't-Türk, one of the most important pieces of Karakhanid period, was written by Kâşgarlı Mahmud between 1074 and 1077 years. Kâşgarlı Mahmud produced the first dictionary and grammar rules of Turkish language. It presents wide knowledge about its age and Turkish with included rich vocabulary. With this characteristic, information on Turkish morals and traditions, Turkish poetry, proverbs, Turkish philosophy and worldview, information about nearly every imaginable subject in daily life from sports to food names and wide vocabulary of Turkic dialects are available in Dîvânu Lugâti't-Türk.
Dîvânu Lugâti't-Türk has been the subject of various studies for the vocabulary it contains. This unique source of Turkish Language history needs to be investigated and searched with the rich material it contains. In this study, firstly the words used in Demirci’s regional accent and appearing as entry in Assembly Dictionary have been determined comparatively with their equivalents in Dîvânu Lugâti't-Türk and archaic aspect of Demirci’s regional accent is tried to be introduced.
Keywords: Dîvânu Lugâti't-Türk, Regional accent of Demirci, vocabulary, archaic words.
Salihli, Köprübaşı Arası Yol Güzergah İyileştirme Çalışmaları
Osman Salih Yılmaz1, Ramazan Güngör2, Fatih Kadı3
1MCBÜ, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir Planlama.Bölümü, Demirci, Manisa
osmansalih.yilmaz@cbu.edu.tr
2MCBÜ, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir Planlama.Bölümü, Demirci, Manisa
ramazan.gungor@cbu.edu.tr
3Arş.Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Harita Mühendisliği Bölümü, Merkez, Trabzon
fatihkadi@ktu.edu.tr
ÖZET
Bu çalışmada Manisa ili Salihli, Köprübaşı ve Demrici ilçeleri arasındaki karayolu güzergâhının yeniden revize edilmesi, güzergâhta geometri ve üstyapıya yönelik iyileştirme çalışmaları ile eski güzergâha göre daha konforlu ve daha kısa güzergâh elde ederek Salihli ile Demirci arasındaki seyahat süresini kısaltıp bölgenin kalkınması ve ekonomisi açısından daha verimli hale gelmesini hedeflemektir. Bu amaca yönelik olarak bölgenin 1/ 25 000 ölçekli topografik haritalardan ve uydu görüntülerinden faydalanılmış, Yazılım olarak ise NetCad 7.6, ArcGis 10.2 ve Autocad 2017 yazılımları kullanılmıştır. Eski güzergah tespit edilmiş ve yeniden güzergah geçirilerek boykesit (profil), çalışmaları kırmızı kot çalışmaları ve enkesit çalışmaları yapılarak farklı alternatif güzergahlar ile karşılaştırılıp en uygun güzergah belirlenmiştir. Belirlenen güzergâha göre proje maliyeti ve müteahhitlik maliyetleri hesaplanmıştır.
Anahtar kelimeler: Güzergâh, Boykesit (Profil), Enkesit, Topografik Harita
ABSTRACT
In this study, revising the highway route from Demirci to Salihli, making improvements about route’s geometry and superstructure, obtaining more comfortable and shorter route thus shortening the travel time and contributing to region’s economy, are aimed. In accordance with this purpose, 1/ 25000 scale Standard scale topographic maps and satellite data are used. As for software, NetCad 7.6, ArcGis 10,2 and Autocad 2017 are used. Old route is determined and alternative ones are organized by using profile, grade elevation and cross section works. Then, alternative routes are compared and most suitable one is determined. Furthermore, construction and Project costs are calculated vis-a-vis the determined route.
Key words : Route, profile, Cross section, Topographic map
Taşınmaz Mal Değer Tespitine Yönelik Bir Araştırma: Demirci İlçesi Örneği
Ramazan GÜNGÖR1, Osman Salih YILMAZ2
MCBÜ, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir Planlama.Bölümü, MANİSA
ramazan.gungor@cbu.edu.tr
osmansalih.yilmaz@cbu.edu.tr
ÖZET
Ülkemizde her geçen gün taşınmaz (Gayrimenkul) tabanlı projeler ve çalışmalar yoğunlaşmakta, özellikle kentsel alanların düzenli ve sistematik bir başlıkta geliştirilmesi ve mekâna bağlanması işlemi sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda taşınmaz sektörünün olmazsa olmazlarından olan “Taşınmaz Değerleme veya Geliştirme Stratejileri” gelişen ve değişen teknolojik durum ışığında kesin sonuçlara tam anlamıyla ulaşılamamasına rağmen yapılan istatistiksel çalışmalarda sonuçların daha stabil durumda olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun gerekliliği, özellikle yapılan uygulamalarda ne denli önemli olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Özellikle taşınmaz piyasasını yakından ilgilendiren emlak alım-satım değerlerinin karşılaştırılması ve aralarındaki tutarsızlıklar, taşınmaz rehin içeren banka uygulamaları, arazi ve arsa düzenlemelerinde (arazi toplulaştırılması ve 18. Madde uygulamaları) taşınmaz üzerinden elde edilebilcek haksız kazanç ve rantın önüne geçmek ve mağduriyeti minimize etmek amaçlı taşınmaz malların değerlerinin (TL/m2) yakından incelenmesi ve yakın sonuçlarla tespit edilmesi gerekmektedir. Manisa ili Demirci ilçesi Fatih Mahallesi bazlı yapılan bu araştırma kapsamında mevcut zeminde bulunan taşınmazların değerleri rayiç bedelleri üzerinden hesaplanmıştır. Hesaplama işleminde taşınmaz değerleme çalışmalarından istatistiksel yöntemlerden biri olarak görülen “Nominal Değerleme Yöntemi” kullanılmış; hesaplanan faktör değerleri ile birlikte elde edilen katsayıyı kullanan yöntem değerlendirilmiştir. Ayrıca mevcut durum analizi, altlık haritaların üretilmesi ve ilişkilentirilmesi safhasında Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Taşınmaz Değerleme, Nominal Yöntem, Coğrafi Bilgi Sistemleri(CBS).
ABSTRACT
Real estate based projects gradually intensify in our country and designing urban areas properly and systematically have great importance in terms of sustainability. “ Land valuation and Development Strategies” , a must for the sector , effect positively with developing and changing technology but haven’t reached exact results yet. The necessity of this situation is clearly seen especially in application. The value of real estates should be scrutinized and determined in order to prevent unfair earnings and minimize unjust treatment. Also, comparing commercial values of land and inconsistencies between them and bank applications involving deposits should be examined. In this study, values of real estates in Manisa, Demirci, Fatih street are calculated by considering current market value. While calculating , one of the statistical methods “ Nominal Valuation Method” is used. Furthermore, geographic information systems are used in the phase of current situation analyse, producing and relating sub- maps.
Keywords: Land valuation, Nominal Method, Geographic Information Systems (GIS).
Coğrafyada Değişen Yaklaşımlar Açısından Humanistik Coğrafya
Yasin KOÇ, Bekir DERİNÖZ
Adres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİR
E-Posta: yasinkoc2009@gmail.com, bekirderinoz@balikesir.edu.tr
ÖZET
1950’li yıllardan sonra sosyal bilimlerde pek çok yaklaşım ortaya çıkmıştır. Coğrafya bilimi de insan-çevre ilişkisine bu bağlamda yeni yaklaşımlar getirmiştir. Bunlardan en fazla dikkat çekenlerden biri pozitivizme tepki olarak ortaya çıkan humanistik coğrafyadır. Humanistik çalışmaların sayısı Türkiye’de son derece azdır. Bu nedenle bu çalışma literatürdeki boşluğu doldurması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı coğrafya biliminde değişen yaklaşımlar içerisinde humanistik coğrafyanın temel savlarını, bunların dayanaklarını, kuramsal olarak coğrafya ve daha genel olarak sosyal bilimlerde neye karşılık geldiğini ortaya koymaktır. Bu amaçla çalışmada araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve doküman incelemesi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan veri kaynakları humanistik coğrafyayla ilgili kitap, makale ve bildirilerden oluşmaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular özellikle pozitivist yaklaşımların insanı duygulardan arındıran, adeta bir nesne haline dönüştüren yaklaşımlarına karşı, humanistik yaklaşımların yer kavramının kişisel tecrübelerle ilişkisine ve yerin insan için anlamına odaklanmış olduğunu göstermektedir. Çalışmanın sonucu göstermektedir ki, humanistik coğrafya yaklaşımı pozitivist, feminist ve Marksist yaklaşımların aksine, insanı duygularıyla birlikte ele alan, kesin ve net bir epistemolojisi olmayan etkili bir yöntemdir. Humanistik coğrafyaya farklı ve etkili bir yöntem olma özelliğini kazandıran bu niteliğinin temelinde özellikle yer ve mekân arasındaki ayrımlar konusunda yaptığı açıklamalar yatmaktadır. Humanistik coğrafya yer ve yersizlik gibi kültürel öğelere getirdiği açıklamalar ile insan ve çevre arasındaki ilişkilere yeni bir boyut kazandırmış, bu tür çalışmalarda yöntem olarak temelde fenomonolojik yaklaşımın benimsendiği görülmüştür. Humanistik coğrafyanın verileri nesnel olan öğeler değil, çevreyi şekillendiren aktörler, insan duyguları ve algı biçimleridir. Bu yaklaşım özellikle doğa koruma, göç ve küreselleşme gibi günümüz modern toplumunun mekânla olan ilişkilerinde yaşadığı etkili sorunlara açıklayıcı çözüm önerileri sunmasının yanı sıra, mevcut durumun sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi noktasında da önemli katkılar sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Humanistik Coğrafya, Mekân, Coğrafyada Yaklaşımlar
Humanistic Geography in Terms of Changing Approaches
in Geography
Yasin KOÇ, Bekir DERİNÖZ
Address: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4, Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIR
E-Mail: yasinkoc2009@gmail.com, bekirderinoz@balikesir.edu.tr
ABSTRACT
After 1950s many approaches emerged in social sciences. Geography has brought new approaches to human-environment relations in this context. One of the most remarkable of these is the humanistic geography that emerged as a reaction to positivism. The number of humanistic studies is very small in Turkey. For this reason, this study is important to fill the gap in the literature. The aim of this study is to reveal the basic arguments of humanistic geography in their changing approaches in geography, their underlying theories, the theoretical geography and, more generally, what they correspond to in social sciences. For this purpose, literature search and document examination methods were used as research methods in the study. The data sources used in the study consist of books, articles and notifications related to humanistic geography. Findings in the work show that humanistic approaches focus on the personal experience of the concept of place and on the meaning of the place for the person, especially against the approaches positivist approaches purify from human emotions and turn human into an object. The end result of the study is that the humanistic geography approach is an effective method that does not have a definite and clear epistemology that treats human with emotions, unlike positivist, feminist and Marxist approaches. On the basis of this qualification, which gives the humanistic geography the ability to be a different and effective method, lies especially the explanations made about the distinctions between space and space. Humanistic geography has brought a new dimension to the relationship between human and environment through the explanations it brings to cultural items such as location and dishonesty, and it has been seen that in these kinds of studies, the method is basically adopting the phenomenological approach. The giving of humanistic geography is not the objective items but the actors that shape the environment, human emotions and forms of perception. This approach not only offers suggestive solutions to the current problems of contemporary modern society such as nature conservation, migration and globalization, but also presents important contributions to the analysis of the current situation in a healthy way.
Keywords: Humanistic Geography, Space, Approaches in Geography
Büyük Menderes Havzası’nın Batısında Günlük Yağış Şiddetleri ve Sıklıkları
Yıldırım KIVANÇ
Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Buca-İZMİR
y.kivanc@hotmail.com
ÖZET
Bu çalışmayla Büyük Menderes Havzası’nın batısındaki sahanın yağış özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun için Aydın, Didim, Germencik, Koçarlı, Söke ve Kuşadası meteoroloji istasyonlarının 1975-2016 dönemine ait mevcut olan günlük yağış verileri kullanılmıştır. Şiddetleri itibariyle yağışlar; normal yağışlar, az şiddetli sağanak yağışlar, orta şiddetli sağanak yağışlar ve şiddetli sağanak yağışlar olarak sınıflara ayrılmıştır. Her bir yağış sınıfının yağış miktarı, yağışlı gün sayısı ve tekrarlanma süresi hesaplanmıştır.
Akdeniz iklim koşullarının egemen olduğu çalışma sahasında yağışlar ağırlıklı olarak kış aylarında oluşmaktadır. Cephe faaliyetlerinin fazla olduğu bu mevsimde ortalama yağışlı gün sayısı 30 gündür. Yağışlı gün sayısı yağış olasılığı olarak değerlendirildiğinde kışın her üç günde bir yağışın oluşma olasılığı bulunmaktadır. Ortalama olarak aralık ayının 11.4 günü, ocak ayının 9.1 günü, şubatın ise 9.3 günü yağışlı geçmektedir. İlkbahar mevsiminde ortalama yağışlı gün sayısı 19.1 gün, sonbaharda ise 13.3 gündür. Başka bir deyişle ilkbahar mevsiminde yaklaşık olarak her beş günde bir, sonbaharda ise 7 günde bir yağışın meydana gelme ihtimali bulunmaktadır. Yaz mevsimi ise kurak geçmektedir
Yağışlı gün sayısı kadar yağışın şiddeti de önem taşımaktadır. Atmosferik aktivitenin yüksek olduğu kış aylarında, cephe faaliyetlerine bağlı olarak yağış miktarında ve şiddetinde artışlar meydana gelmektedir. Dağların uzanış doğrultusu da yağış miktarı ve şiddeti üzerinde etkili olmaktadır. Örneğin çalışma sahasına güneybatı yönünde sokulan nemli hava kütleleri, Dilek Yarımadası dağları tarafından alıkonulmakta, dolayısıyla bu dağların güneye bakan yamaçları fazla yağış almaktadır. Nitekim sağanak karakterdeki yağışların en fazla olduğu istasyonun Söke olması bu durumu kanıtlamaktadır. Çalışma sahası geneline düşen toplam yağışın % 62.9’unu normal yağışlar, % 37.1’ini sağanak karakterdeki yağışlar oluşturmaktadır. Kıyıdan iç kesimlerine doğru gidildikçe yağışın şiddeti azalmaktadır. Yani normal ve düşük şiddetteki yağışların yıllık toplam yağış içindeki payı artmaktadır.
Sonuç olarak çalışma sahasında yağışlar yılın belli bir döneminde toplanmış olmasından dolayı yağışlı gün sayısı azdır. Denizel etkilere açık olma ve denize yakınlık durumu ile orografik koşullar, yağışın miktarı ve şiddeti üzerinde etkilidir. Kıyıdan iç kesimlere doğru gidildikçe yağış şiddeti azalmaktadır. Kış aylarında cephe faaliyetleri, yağışın miktarı ve şiddetini arttırmaktadır. Yaz mevsimi kurak geçmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yağışlı gün sayısı, yağış şiddeti, hava kütlesi, normal yağış, az şiddetli sağanak yağış, orta şiddetli sağanak yağış, şiddetli sağanak yağış.
Daily Precipitation Intensity And Density In The West Of Büyük Menderes Basin.
ABSTRACT
Through this work, İt’s aimed to determine the precipitation features in the area in the west of Büyük Menderes Basin. Fort his purpose, present daily precipitation data of 1975-2016 period from the meteorology stations in Aydın, Didim, Germencik, Koçarlı, Söke and Kuşadası have been used. İn terms of their density, precipitation has been classified as normal, non-intense, medium intense and intense. The amount, number of days with precipitation and period of repetition of each precipitation class have been regarded.
In the research area where Mediterranean climate conditions are dominant, precipitation is heavily formed in winter months. During this season when the front activities are the densest, the average time of the rain is 30. When the number of days with precipitation is regarded as probability of precipitation, there’s a probability that one in every there days is precipitation. In average, 11.4 days in december, 9.1 days in january and 9.3 days in february are precipitation. The average number of precipitation days in spring is 19.1 and the average number of precipitation days in autumn is 13.3. İn the other words it is probable that nearly 1 in 5 days in spring and 1 in 7 days in autumn is precipitation. Summers are dry.
The density of precipitation is as important as the number of days with precipitation. In winter months when atmospheric activity is high, there is an increase in both the amount and the density of precipitation due to front activities. Also, there is an effect of the direction of mountains on the amount and the density of precipitation. For example, the humid mass of air coming to the research area from the direction of South-west is blocked by the mountains of Dilek Peninsula, so the South sides of these mountains get much more precipitation. As a matter of fact, the fact that the station where precipitation of heavy character one seen is Söke, proves this situation. 62.9 % of the total precipitation falling on the research area is normal precipitation and 37.1 % is rainstorm character precipitation. The density of precipitation decreases in the iner parts of the region. That is, the rate of normal and low precipitation in yearly total rain increases.
As a result, because precipitation is mostly seen in a specific period of the year in the research area, the number of precipitation days in low. Being open to marine effects, being close to the sea and orographic conditions have effect on the amount and the density of precipitation. The density of rain in the inner parts is lower than the density of precipitation on the coastal parts. Frontal activities increase the amount and the density of precipitation in winter months Summers are dry.
Key Words: The number of precipitation days, the density of precipitation, air mass, normal precipitations, non-intense rainstorm, medium intense rainstorm, heavy rainstorm.
Dostları ilə paylaş: |