Medenî”; “şehirli, şehre ait, şehre özgü



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə75/229
tarix07.01.2022
ölçüsü0,95 Mb.
#83153
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   229
H. Adlî Teşkilat

Kur’an’da sık sık vurgu yapılan adaletin ikamesi ve toplumun huzur içinde yaşamasının sağlanması için İslam medeniyeti tarihinde de Hz. Peygamber döneminden itibaren adalete önem verilmiş ve bununla ilgili kurumlar ilk dönemlerle birlikte ortaya çıkmıştır.

İlk dönem İslam tarihinde devlet başkanları/halifeler hukukî anlaşmazlıkları çözmek ve karara bağlamakla bizzat ilgilenmişlerdir; ancak tarihî süreçte devletin sınırlarının genişlemesi ve duyulan ihtiyaç üzerine bu görev için kadılar/hâkimler tayin edilmiştir. Yine tarihî süreç içerisinde kadıların nitelikleri, tayin v e azilleri, görev ve yetkileri, sorumlulukları ve denetimleri ilgili esaslar belirginleşmiştir.

İslam adliye teşkilatı Hz. Peygamber döneminde oluşmaya başlamıştır. Bu dönemde davalar Kur’an hükümleri çerçevesinde bizzat Hz. Peygamber tarafından çözüme kavuşturuluyordu. Bu dönemin hukukî alanda en önemli gelişmesi Medine Vesikasıdır. Bu vesika ile adlî alanda çok başarılı yenilikler getirilerek, bireylerin ve hatta kabilelerin kendi haklarını kendilerinin koruması usulü kaldırılmış, ihtilafların çözümünde merkezî otorite yetkili kılınmıştır. Hz. Peygamber’in valileri bölgelerinde bazen yargı görevini de yürütüyorlardı. Hz. Peygamberin hâkimliğine, şer’î konuları iyi bilen, davacı ve davalının delillerini ve hilelerini en güçlü bir şekilde kavrama kabiliyetine sahip olan sahabileri tayin ederdi. Hz. Peygamber döneminde adlî duruşmaların yapıldığı belirli bir bina, duruşmanın günü ve saati yoktu.31 O, camide, pazarda, evde, tarafları kabul ediyor ve davaya hemen bakıyordu. Bazı rivayetlerde Mescid-i Nebi’nin bir köşesinin duruşma salonu olarak kullanıldığı nakledilmektedir.

Dört Halife Döneminde adlî işlere gelince; Hz. Ebu Bekir yargı hizmetinde Hz. Ömer’i görevlendirmiştir. Hz. Ömer ise, halifeliği döneminde başta MEDİNE olmak üzere Mısır, Suriye ve Irak’taki şehirlere kadılar atamıştır. Hz. Ömer gerek Hz. Peygamber (sav) gerekse Hz. Ebu Bekir’i örnek alarak çarşı pazarları denetlemesi esnasında kendisine intikal eden hukukî anlaşmazlıkları ve bireysel düşmanlıkları anında çözüme kavuşturmuştur. Halife, zaman zaman görevlendirdiği şahıslar marifetiyle bu görevi yürütmüş, eyaletlerde ise sorumluluk daha ziyade valilere verilmiştir. Bunun yanında eyaletlere valilerin yanında kadılar da görevlendirerek, yargının yürütmeden ayrıldığı görülmüştür. Buradan hareket ederek Hz. Ömer döneminde valilikten müstakil hale gelen ilk kurumun kadılık teşkilatı olduğu söylenebilir. Devlet teşkilatının diğer kurumlarını oluşumunda olduğu gibi adalet teşkilatının da devlet sistemine yerleştirilmesinde Hz. Ömer öncülük yapmıştır. Hz. Ömer ise, halifeliği döneminde başta MEDİNE olmak üzere Mısır, Suriye ve Irak’taki şehirlere kadılar atamıştır

Hz. Ömer, eyalet kadılarının dışında savaş esnasında orduda bulunan askerler arasında çıkması muhtemel anlaşmazlıklara bakmak için kadılar istihdam etmiştir. Halife her hac mevsiminde Mekke’de bir temyiz mahkemesi kurarak vilayetlerde kadılar tarafından verilen yargı karalarını denetlemiştir. Bu konuda Basra kadısı Musa el-Eşâri’ye gönderdiği hukuk talimatnamesi ilk kadıların uygulamaları ve yargı usulü açısından çok önemli belgedir.

Hz. Ömer’in döneminde adalet sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan hapishaneler kurumsal hale getirilmiştir. Bunun için de Safvan b. Ümeyye’nin evini kamu adına istimlâk ederek burasını hapishane olarak kullanmıştır. Ayrıca vilayetler ve büyük yerleşim kurumlarında da hapishaneler kurulmuştur. Hz. Ömer yargı alanında da düzenlemeler yaparak büyük gelişmeler sağlamıştır. Bu doğrultuda iftâ ve kaza mahkemeleri kurmuş ve bu mahkemeler için müftüleri ve kadıları titizlikle seçmiştir. Valilere, kadıların işlerine karışmamaları hususunda talimat vermiştir. Hz. Osman zamanında ise, Medine’de adlî işlere Muğire b. Nevfel b. Haris bakıyordu.

Emevilerde adlî işler kadılık, hisbe teşkilatı ve mezalim mahkemeleri tarafından yürütülüyordu. Mezalim mahkemeler, yönetimin/mevki ve nüfuz sahibi insanların haksızlık yapmalarına engel olmak ve ortaya çıkan ihtilafları çözmek için kurulmuştu. Muhtesiplerin görevi ise, genel ahlak ve asayişle ilgili durumu kontrol etmek ve süratle sonuçlandırılacak davalar bakmaktı.

Emevi devletinin daha kuruluş yıllarında halife ve valilerin sadece mezalim mahkemelerine intikal eden davalara baktıkları, diğer davaları kadıya devrettikleri görülmektedir. Bu dönemde kadılara ayrıca idarî, adlî, eğitimle ilgili görevlerle, yetim ve vakıf mallarını koruma görevleri de verilmiştir.

Abbasiler döneminde adliye teşkilatı Emevilerin kurmuş olduğu sistem üzerinde devam etmiştir. Bu dönemde sadece ülke çapında ihtiyaçtan dolayı şehirlerdeki kadıların sayısı artırılmıştır. Harun er-Reşit bu dönemde kadıların tayin, azil, görev ve yetkilerinin belirlenmesi için İman Ebû Yusuf’u başkadı (kadılkudât) olarak atamıştır.

Klasik dönem adliye tecrübesi daha sonraki dönemlerde kurulan Müslüman devletlerde geliştirilerek sürdürülmüştür.


Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin