İLİMLER TARİHİNDE YER ALAN DÜNYACA ÜNLÜ MÜSLÜMAN ASTRONOM KİMDİR?
Mehmet DİKMEN
İlimler tarihinde yer alan en büyük astronomlardan biri de Uluğ Bey'dir.
Uluğ bey, Aksak Timur'un torunudur. Babası Muiniddin Şahruh Mirza'dır. 22 Mart 1394 tarihinde Güney Azerbaycan'ın Sultaniye şehrinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı, Muhammed Taragay (veya Turgay) ise de, dedesinin sağlığında Uluğ Bey diye anılmaya başlanmış, asıl adı kullanılmaz olmuştur.
Uluğ Bey 11 yaşında iken Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş; Arapçayı mükemmel şekilde öğrenmişti.
19 yaşına geldiğinde 1413 yılında babasının ülkesine hükümdar oldu. Fakat kendini idarecilikten çok ilme verdi. 25 Ekim 1449 yılında Semerkant yakınındaki Bağrın köyünde vefat etti. Türbesi, Semerkant'ta dedesi Timur'la aynı çatı altında bulunmaktadır.217
Uluğ Bey'in İlme Hizmetleri
Uluğ Bey, 36 yıllık hükümdarlık döneminde, matematik ve astronomi ilmine büyük hizmetlerde bulundu. Sarayını bir akademi haline getirmişti. Zamanın en meşhur bilginlerini orada toplayarak ilmî tartışmalar yaptırıyordu.
Uluğ Bey, Buhara ve Semerkant şehirlerinde han, hamam, saray gibi binaların yanısıra medrese ve Rasathane gibi ilmî kuruluşlar da yaptırmıştı. Onun zamanında Semerkant, ilim dünyasında önemli bir ilim, kültür ve san'at merkezî durumuna gelmişti.218
Dünyaca ünlü Semerkant Rasathanesi
Uluğ Bey'in en büyük eseri, Semerkant Medresesi inşaasından kısa bir süre sonra Semerkant'ta yaptırdığı büyük rasathanedir.
Uluğ Bey Rasathanesi de denilen bu rasathane, Semerkant Medresesi'nde yapılan matematik ve astronomi çalışmalarını pratiğe uygulamak, sonuçlarını hazırlanacak bir eserle ilim dünyasına sunmak gayesiyle yapılmıştı.
Uluğ Bey, 1121 'de yapımına başlanan rasathanenin inşaası bittikten sonra, rasathane müdürlüğü görevini, Gıyaseddin Cemşid'e verdi. Rasat ve hesaplama işlerini o idare ediyordu. Gıyaseddin 1429 yılında ölünce yerine Bursalı Kadızâde Rûmî görevlendirildi. Rûmî'nin 1430 yılında ölümü üzerine rasathanenin müdürlüğüne, Kadızâde'nin talebesi Ali Kuşçu getirildi.219
Uluğ Bey'in Hazırladığı Yıldız Kataloğu
İlim tarihinde önemli bir yeri olan Uluğ Bey Ziyc'i adlı eser, adlarını belirttiğimiz bu âlimlerin ve yardımcılarının uzun süreli ve sistemli çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
Ziyc, bir nev'i yıldız katalogudur. Uluğ Bey'den önce de Ziycler hazırlanmışsa da, bu Ziyclerde hem rasat ve hesap hataları vardı, hem de yıldız sayıları çok azdı. Uluğ Bey Ziyci ise, büyük ölçüde hatadan uzaktı. Yıldız sayıları da hayli arttırılmıştı. Denebilir ki, bu Ziyc, dürbünün astronomide ilk uygulama tarihi olan 1610 yılına kadar yazılmış Ziyclerin en mükemmelidir. Bu eser ile ortaya konan ilmi kaidelere, ilim dünyası ancak asırlar sonra katkıda bulunabilecek seviyeye gelmiştir.
Ne yazık ki Uluğ Bey'in ölümünden sonra, bütün bu çalışmalar durmuş, rasathanede görevli kıymetli ilim adamlarının herbiri bir tarafa dağılmıştır. Ali Kuşçu da, önce Tebriz'e, daha sonra Fatih Sultan Mehmed'in ısrarlı daveti üzerine İstanbul'a gelerek üniversitede görev almıştır.
Semerkant Rasathanesi, gerek ilmî kadrosu, gerek binası, gerekse kullanılan rasat âletleri bakımından, o zamana kadar benzerine rastlanmamış bir hüviyete sahipti. Rasathanede kullanılan rasat âletlerinin bazılarının bizzat Uluğ Bey tarafından ilk defa icat edildiği bilinmektedir.
Uluğ Bey Ziyci adlı eser, ilim dünyasının büyük ilgi ve merakını çekmiştir. Bizler, Uluğ Bey'in adını ve eserini bile bilmezken, Batı dünyası ilim adamları O'na "15. yüzyılın astronomu" unvanını vermişlerdir. Bunun yanısıra, merkezi Amerika'da bulunan Milletlerarası Astronomi Derneği 'Internationalle Astronomie Union), ayın görünen yüzünde bulunan bir bölgeye (kratere) Uluğ Bey Krateri adını vermek hakşinaslığını göstermiştir.220
Osmanlılarda Rasathane Çalışmaları
İstanbul'da ilk rasathane, 1577 yılında Müneccimbaşı Takıyyüddin tarafından kurulmuştur. Aslen Mısırlı olan Takıyyüddin İstanbul'a gelmiş, Saraya müneccimbaşı olmuştur. Takıyyüddin, zamanın padişahı III. Murad üzerinde büyük nüfuzu olan Hoca Saadettin Efendi'nin yardımıyla, Padişah'tan rasathane kurmak iznini çıkarmıştı. Kabataş sırtlarında böylece ilk rasathane kurulmuştu.
Bu rasathanede 1577'de görülen kuyruklu yıldızın hareketleri yakından izlenmiştir. Ancak rasathanenin ömrü uzun olmamıştır. 1578 yılında çıkan bir veba salgınında pek çok sayıda İstanbullunun ölümünü rasathane çalışmalarının uğursuzluğuna bağlayan bazı cahil çevreler, Padişah'a te'sir ederek rasathaneyi yıktırmışlardır. Bundan sonra Osmanlı'da modern mânada kurulan ilk rasathane, 1911 yılında Rasat-hane-i Âmire adıyla kurulmuş olan Kandilli Rasathanesi'dir. 1577'den bu tarihe kadar astronomik gözlemler yapacak başka bir te'sis kurulmamıştır. Ancak 1868 yılında yalnızca meteorolojik gözlemler yapmak üzere Beyoğlu tepesi üzerinde bir meteoroloji gözlemevi kurulmuştur. Bu gözlemevi de faaliyetini 31 Mart 1909 yılına kadar sürdürmüş, 31 Mart ayaklanması sırasında tahrip ediliştir.221
Rasathane-i Âmire'den Kandilli Rasathanesi’ne
31 Mart'tan sonra işbaşına gelen Hükümetin Maarif Bakanı Emrullah Efendi, devrin en büyük astronomi bilginlerinden Fatin Hoca'yı 1910 yılında Rasathane-i Âmire'yi kurmakla görevlendirdi.
1 Temmuz 1911 günü Rasathane-i Âmire, 5 kişilik kadrosuyla 2 katlı ahşap bir binada çalışmalara başladı.
Rasathanenin modern bir gözlemevi olması, daha sonraki yıllarda gerçekleşti. Bir Alman firmasından dürbün getirtilerek çalışmalara başlandı. Ayrıca Fatin Hoca, depremleri ölçen sismoloji servisinin kurulması için de büyük çabalar sarfetti.
Artık kuruluşun çalışma alanı gibi adı da değiştirilmiş, Kandilli Rasathanesi olmuştu. Kandilli Rasathanesi'nin ilk astronomi gözlemi 1936 yılında Bursa'da yapıldı.
Fatih Hoca 1944 yılında yaş haddinden emekli olup yerini genç kuşaklara bıraktı. O günden bugüne çok büyük gelişmeler kaydedildi.222
En Son Tarihî ve İlmî Araştırmalar Eski Tezleri Çürütüyor.
Dostları ilə paylaş: |