TÜP BEBEK NEDİR?
Doç. Dr. Salih ÜNLÜ
1978 Temmuzuydu. Bir tüp bebeğin meydana geldiği haberi, kısa zamanda dünyanın her tarafına ulaştı. Bu hâdisenin aslı neydi acaba?
"Bir anne adayının yumurta hücresi, babadan alınan sperm hücreleriyle tüp içinde biraraya getirilir. Böylece, yumurta hücresinin döllenmesi sağlanır. Vücut dışında döllenen bu yumurta, 60-70 saat tüp içinde bırakıldıktan sonra anne rahmine yerleştirilir. İşte, hâdisenin esası bundan ibaret. Yani bir bebek adayının, bu tüpdeki takriben üç günlük misafirliği...65
Niçin Tüp Bebek?
Acaba, böyle bir şeye niçin gerek duyuluyor?
Kadınların rahimle yumurtalıkları arasında uzanan fallop tüplerindeki tıkanıklık, iltihap, gelişme bozukluğu veya bunların çıkarılmış olması gibi durumlarda bu yola başvurulur. Ayrıca annede, babanın üreme hücreleri olan spermleri öldürücü maddelerin (antikor) mevcudiyetinden dolayı ortaya çıkan kısırlıklarda da kullanılan bir metoddur.66
Tüp İçinde Hayat!
Bu canlı, üç gün de olsa tüp içinde nasıl muhafaza edilecektir?
Tüpte döllenmeyi sağlamak için, öncelikle üreme hücrelerinin vücut dışında yaşamlarını sağlamak gerekecektir. Bunun için, hazırlanan ortamda embriyo (cenin)nun hücreleri yaşayabilmeli, döllenme olabilmeli ve daha sonra da bu embriyo tüp içinde gelişme gösterebilmelidir. Hücrelere hiç zarar vermemesi gereken bu ortamın, devamlı kontrol altında tutulması gereklidir.
Aslında, vücud dışı üreme olayı çok değişkendir. Kültür ortamı, diğer şartlar ve çevre şartları sabit tutulsa bile, yumurta hücresinin nitelikleri devamlı değişebilmektedir. Şunu hemen ilave edelim ki, bugüne kadar ideal manada, yani anne karnındaki gibi kültür ortamı hazırlanamamıştır.
Bu işlemin sağlıklı yürütülebilmesi için, gerekli teçhizat ile donatılmış embriyo laboratuarı olmalıdır. Tabii bu da yeterli değil.
Bunun hemen yanında, anneden yumurtanın alınması için bir operasyon odası gereklidir. İş yine bitmemiştir. Tüpte üç gün misafir edilen embriyonun, tekrar anneye transfer edilmesi gerekmektedir.
Yumurtalama zamanından hemen önce, genel anestezi altında bir operasyon yapılır. Kadının karın boşluğuna girilerek, olgun yumurta hücresi yumurtalıktan alınır. Vücuttaki şartlar, bir kültür ortamında taklid edilir. Bu sayede, yumurta hücresi ile babadan alınan üreme hücresinin birleşerek döllenmesi sağlanır.
Bebeği meydana getirecek embriyo bu dış ortamda, yani tüp içinde döllenmeye başlar. 60-70 saat sonra da, rahimde yuvalanacak olgunluğa erişmiş olur.
Embriyo eğer ölmezse, sonraki gelişmesini daha emniyetli şartlar altında sürdürecek, gebelik süresi sonunda da normal bir bebek olarak doğacaktır.67
Ana Rahmi ve Tüp
Embriyonun tüpte döllenmesi; çeşitli branşlarda yetişmiş uzmanlara, modern laboratuarlara ve fevkalade masraflara ihtiyaç gösterir.
Sağlıklı bir annenin hamileliği sırasındaysa, bu olaylar sessizce gerçekleşir. Bu durumdaki embriyo, diğerinden daha emniyetli bir şekilde gelişme gösterir. Ana rahmine yerleştirilmeyen bir tüp bebek ise, bütün ihtimamlara rağmen tüpte ancak 8-9 gün yaşayabilmektedir.
Bu uygulama ile elde edilen yumurtaların vücut dışında döllenme şansı yaklaşık yüzde yetmiş, gebelik meydana gelme oranı ise yüzde 25-30 civarındadır. Üstelik böyle bir gebelikte düşük, dış gebelik ve çocukta anormallik nisbeti de oldukça artmaktadır.68
İnsanın Yaptığı!..
Burada insan sadece, bir engel dolayısiyle birleşemeyen yumurta ve spermin karşılaşmasını sağlıyor. Halbuki embriyo tek bir hücreyken, 60 trilyon hücreli bir insan haline geliyor. Geçirdiği gelişme safhalarının önemli bir kısmıysa, ilim için henüz meçhul!...
Bu kadar sıkıntı, telaş ve teknik hazırlık, istikbalin bebeğini üç gün misafir etmek için yapılıyor.
Bu süre içinde, onun hücrelerinin çoğalmasını biz mi sağlıyoruz? Hayır. Onları yerlerine ve görevlerine göre farklılaştırıp yerleştiren biz miyiz? Hayır. O halde yaptığımız, anne babadan aldığımız tohumları buğday gibi tüpün içine ekmekten başka nedir?!...69
Şartların Te'siri ve Terbiye Faktörü
Kur'ân-ı Kerîm, ana rahminde geçen safhayı da hayata dahil eder. Hadîslerde bu devrin terbiye yönünden önemine dikkat çekilerek, çocuğun ahlâkına iyi veya kötü tesirlerinin olacağından bahsedilir.
Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadislerinde; cenin halindeki çocuğun her yönüyle anneden etkileneceğini; birtakım huy, karakter, sıhhat hastalık benzemeleri olacağını belirtmiştir.
Bugün ilim de, ırsiyetin genlerle tayin ve nakledildiğini ortaya koymuştur. Dolayısiyle ceninin rahimde, annenin psikolojik ve fizyolojik durumundan etkilendiğini o da teyid etmiş oluyor.
Pek kısa da olsa, ceninin dışarıdaki bu hayatının, onun ruhu ve bedeni üzerindeki tesirleri de ele alınması gereken önemli bir konudur.
Tüpe konan bu yumurta ve sperm evli çiftlerden alınabildiği gibi, böyle bir alâka bulunmaksızın gerçekleştirildiği de görülmektedir. Bitki ve hayvanlar üzerinde yapılan sûn'i döllenme çalışmaları, ıslah ve soylulaştırma gayesine hizmet eder. Aynı usulün insanlarda tatbiki, pek çok açıdan, altından kalkılamayacak pek çok problemi beraberinde getirecektir.70
KIZ MI, OĞLAN MI?
Doç. Dr. Mehmet GÜNDÜZ
Vücudun Yapı Taşları
İnsan vücudu yaklaşık 60-100 trilyon hücrenin birleşmesinden meydana gelmiştir. Her bir hücre, 46 kromozom taşır. Bu kromozomlardan 44'ü vücut hücrelerine aittir. İkisiyse, cinsiyet kromozomudur.
Ortalama 170 cm. boyunda ve 70 kg. ağırlığında olan insan, bu hali birdenbire mi almıştır? Hayır. Varlıkların en şereflisi olan insanın hayatı, armut büyüklüğündeki ana rahminde başlar. Nasıl mı? İsterseniz, hayat hikâyemize kısaca bir göz atalım:71
Meçhul Hayatımız!
Erkek tohumu olan meni hayvancığı (sperm), 22 somatik (vücuda ait) kromozomla, bir adet cinsiyet kromozomu ihtiva eder. Yani, toplam 23 kromozom.
Spermlerin yarısında X, yarısında ise Y koromozomu bulunur. Bir başka ifade ile; sperm hücresinin genetik yapısı ya 22-X, veya 22-Y şeklindedir. Bir cm3 menide, bu hayvancıklardan yaklaşık 120 milyon bulunur.
Kadın yumurtalıklarında oluşan yumurta (ovum) ise, 22 somatik kromozom, bir adet de cinsiyet kromozomu ifade eder. Bu cinsiyet kromozomu, X'tir. Yani, yumurtanın genetik yapısı 22-X olarak gösterilebilir.
Ayda bir tane olmak üzere oluşan bu yumurta, milyonlarca meni hayvancığının yalnızca bir tanesi tarafından döllenir.
Babanın spermalarının yarısı, X kromozomlu idi. Eğer babadan gelen bu sperm X kromozomu taşıyorsa, döllenmiş yumurta (zigot)daki kromozomlar XX olacaktır. Zira, babanın X kromozomu ile, annenin X kromozomu birleşmiştir.
Böyle XX yapılı kromozomların biraraya gelmesi, dişilik karakterini ortaya çıkarır. Yani, bu durumda meydana gelecek bebek kız olacaktır ve genetik yapısı 44-X'tir.
Şayet annenin X kromozomu, babanın Y kromozomu ile birleşmişse, çocuğun genetik yapısında XY kromozomları bulunacaktır. Bu ise, erkeklik karakteridir ve yavrunun erkek olacağını gösterir. Bunun genetik yapısını da, 44-XY şekline göstermek mümkündür.72
Hücreden İnsana
Hayat maceramız bitmiş midir? Hayır. Asıl bundan sonra başlar.
Cenin kız ise, 44-XX; erkek ise, 44-XY kromozomlu ve tek hücreli bir yapı olarak anne rahminde yer alır. Bu tek hücreli varlığa, "zigot" da denir. Zigot, anne rahmi içinde torba şeklinde asılıdır.
Rahminde asılı zigot, çoğalmaya ve farklılaşmaya başlar. İlk safhada, çıplak gözle görülmesi imkânsızdır. Zira boyu ancak, bir santimetrenin yüzde biri kadardır.
Bu yapı, durup dinlenmeden çoğalmaya devam eder. Bir iken iki, ikiyken dört, dört iken sekiz... Sonunda bu tek hücreden, binlerce hücrenin oluşturduğu organlar meydana gelir." Bu hücreler arasındaysa, insanı hayrette bırakan bir iş bölümü ve koordinasyon vardır.
Organları kemâle eren cenin, sonunda bebek olarak dünyaya gönderilir.73
Çocuğun Cinsiyetini Tesbit!
Anne karnındaki bebek, "amniyon sıvısı" denen bir su içinde bulunmakta, göbeğinden beslenerek büyümektedir. Bu safhada, ilmi bazı usullerle çocuğun cinsiyetini öğrenmek mümkündür.
Bu metodlardan en çok kullanılanları, ultrasonografi ve bebeğın içinde bulunduğu sudan 20 cm alınarak hücrelerin incelenmesi metodlandır.
Ultrasonografi, bizim işittiğimizden daha yüksek ses dalgalarıyla çalışır. Bu ses dalgaları, bir maddeden geçirilerek bebeğin görüntüsü elde edilir. Ekrandaki uzuvların incelenmesiyle de, bebeğin cinsiyeti tayin edilir.
Bebeğin vücudundan, bulunduğu amniyon sıvısı içine hücreler dökülür. İkinci metodda, bu sıvıdan 20 cm3 alınır. Boyanarak, mikroskop altında incelenir. Ceninin cinsiyeti, bu suretle öğrenilir. Bu muamele, çocuğun cinsiyetini % 80-90 ihtimalle doğru olarak tesbit eder.74
Kur'ân'ın Beyanı
Kur'ân-ı Kerîm'de, Lokman Sûresi'nin sonunda; "....Rahimlerde olanı (ancak Allah) bilir..." buyrulmaktadır. Halbuki bugün yukarıda beyan ettiğimiz gibi, çocuğun cinsiyeti tesbit edilebiliyor. O halde bu âyeti nasıl anlayacağız?
Hemen ifade edelim ki, âyette "rahimlerde olan"dan bahsedilmekte, sadece erkeklik dişilik diye bir had konulmamaktadır.
Bu ifadeyle; anne karnındaki bebeğin özel kabiliyetleri, gelecekte alacağı şekil, siması, duyguları gibi bütün hususlar kasdedilmektedir.
Doğacak bebek, acaba çok kabiliyetli birisi mi olacak? Akıl, hafıza gibi uzuvlar yönünden durumu ne olacak? Yine, bütün diğer insanlardan farklı olacağını bildiğimiz yüzü nasıl olacak.
Bu ve bunlara benzer birçok şeyi, biz bilemiyoruz. Ama, Allah (c.c.) bunların hepsini biliyor. Hem de, daha bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz pek çok şeyle beraber...
Âyette, bu ve bunlar gibi birçok keyfiyet kasdedilmektedir. Böyle olunca, doğacak çocuğun belli bir safhada cinsiyetini bilsek bile, yine de onun hakkında bilmediğimiz o kadar çok şey olacak ki... Hatta bunların büyük bir kısmını, bebek dünyaya geldikten sonra da bilememeye devam edeceğiz. Kaldı ki cinsiyet tesbit işlemi de, en erken cenin dört aylıkken mümkün olabilmektedir...
Bildiklerimiz, bilmediklerimizin yanında, Okyanustan ancak bir damla desek yeridir...75
Kâinat
Dostları ilə paylaş: |