BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Eylül 2007 - Başörtüsü ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə72/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   102

29 Eylül 2007 - Başörtüsü ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı


İnsan Hakları Gündemi Derneği genel sekreteri Hakan Ataman, Zaman’daki “Başörtüsü ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı” başlıklı yazısında şu görüşleri ifade etti: “Son yirmi yıl içinde oldukça hızlı dönüşümler yaşayan Avrupa'da din özgürlüğü en önemli bir tartışmalardan bir tanesi oldu. Yaşanan tartışmaların merkezinde dinî sembollerin kamusal alanlarda ve özellikle de okullarda kullanımı, tartışmaların merkezinde yer aldı. Başörtüsü sorunu, 1980'li yılların sonundan günümüze kadar dozajını her geçen gün artarak devam etti. Özellikle de, Türkiye'de sorunun tamamen politik bir çatışma öğesi olarak kullanılması, hak temelli bakış açısını gölgede bıraktı. Sorunun sadece din özgürlüğü kapsamında ele alınması ve insan haklarını oluşturan diğer argümanların eksikliği, özellikle de başörtüsü takan kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet ayrımcılığını derin şekilde etkiledi. Dolayısıyla Türkiye'nin başörtüsü sorunu önce 1998'de Anayasa Mahkemesi'nin, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2005'te verdiği kararlara paralel olarak, liderliğini erkeklerin yaptığı politik partilerin iktidar mücadeleleri arasında sıkışıp kaldı. Aynı yıl, tartışmanın vardığı boyut öylesine büyüdü ki, İngiltere'de Şabina Begüm'ün okula bir tür başörtüsü olan "jilbab" ile girmesini yasaklayan kararı bozan İngiltere Yüksek Mahkemesi, kararının sonuna "bu karar Türkiye'yi bağlamaz" ibaresini koymadan edemedi...”

29 Eylül 2007 - AİHM başörtüsü yasağı getirmemiştir


Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen 'Sivil Anayasa ve Hukukun Üstünlüğü Paneli'ne katılan Sami Selçuk, "1982 Anayasası ile Türkiye 2000'li yıllara girmemeliydi, yanlış yapmıştır. Ben isterdim ki 2002 iktidarı öncelik olarak anayasayı değiştirsin." dedi. Selçuk, anayasa yapılırken sadece rakamların değiştiğini söyledi.Başörtüsü yasağına da değinen Sami Selçuk, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM), başörtüsü yasağı getirmemiştir." dedi. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı ilk eleştirenlerden biri olduğunu söyleyen Selçuk, "Anayasada dinsel bir hükmün laik bir düzende yasalaştırılması yasaklanmıştır." şeklinde konuştu. Üniversite hocalarının bu yasağa alet olmasını şaşkınlıkla gözlemlediğini aktaran deneyimli hukukçu, başörtüsü yasağı diye bir uygulamanın olamayacağını ifade etti. Yasakla ilgili YÖK'ün ve üniversitelerin yanılmışlık içinde olduğunu dile getiren Selçuk, şunları söyledi: "Yasağı şaşkınlık içerisinde izliyorum. Bu üniversiteler içinde hukukçular var. Niçin bunların sesi çıkmıyor. Çünkü önlerine yasakla ilgili doktora tezleri geliyor. Biri çıkıp başörtüsü lehine konuşsa doktora tezi kabul edilmez. Bu uygulamayı benim aklım almıyor, tüylerim diken diken oluyor."

30 Eylül 2007 – Bir insan haklan ihlali

Oral Çalışlar, Diyarbakır’daki özel bir okulda okuyan başörtülü öğrenci haberiyle ilgili Cumhuriyet’te şu yorumu yaptı: “İlköğretim okulunda türbanlı kız öğrenci olayı önemli bir haber olarak iki gündür gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Bu konuya önem verilmesi ve konunun üzerine gidilmesi doğrudur. Çünkü, henüz reşit olmamış, yani 18 yaşına girmemiş çocukların eğitim sırasında dini bir yönlendirme içine sokulmaları yanlıştır. Doğrusu 18 yaşını geçen kadın veya erkeğin başkasına zarar vermedikçe istediği gibi giyinebilmesi hakkıdır. 18 yaşından küçüklerin devlet kurumiannda dini yönlendirme altında tutulması, o çocuğun hayatına yapılmış bir müdahaledir. Bir insan haklan ihlalidir…İlköğretim öğrencisinin türbanla derse girmesi bir gelecek tehlikeyi işaret ediyor.”



30 Eylül 2007 – Anayasa ve “Türbanyasa”

Gözlem gazetesi yazarlarından emekli general Sedat İlhan, anayasa ve başörtüsü tartışması hakkında şunları yazdı: “Anayasa üzerinde yapılan çalışmalara gölge düşerek, bu çabanın sadece İmam Hatip Okullarının önünü her yere açmak ve türbanı yasallaştırmak için yapıldığı görüşü yaygınlaştı. Anayasa Türbanyasa oluyor.”


30 Eylül 2007 – Hangi boyutuna karşı çıkacaksınız; iftara mı, asker ailelerinin başörtülü olmasına mı?


Serdar Turgut, Abdullah Gül’ün Köşk’te verdiği ilk iftara eşinin başörtüsüyle katılması hakkında köşesinde şu yorumu yaptı: “Önceki akşam Abdullah Gül ve eşinin Çankaya Köşkü’nde verdiği iftar Abdullah Gül'ün ne kadar büyük bir taktisyen olduğunu tekrar göstermiş olmalı bize. "Hayrünnisa Hanım başörtüsü ile Köşk'e çıkamaz, resmi davetlerde bulunamaz", diye giden ve kaybetmeye baştan mahkum olan söylem var ya; birkaç akıllı küçük hamle ile bitip tükeniverdi iftar saatinde. Cumhurbaşkanı, şehit aileleri ve gazilere davet verdi. Onların bir kısmı da başı örtülü eşlerini, yakınlarını alıp geldiler davete. Hayrünnisa Hanım da gayet güzel karşıladı. Buyurun bakalım haydi sıkıyorsa karşı çıkın buna da... Hangi boyutuna karşı çıkacaksınız; iftara mı, Hayrünnisa Hanım'ın şehit aileleri ve gazilerle ilgilenmesine mi, askerlerin ailelerinin başörtülü olmasına mı?. Hiçbirisine tabii ki... Zaten karşı çıkış daha önce neden vardı ki; o da belli değil...”

30 Eylül 2007 – Serbestliğin üniversitelerle sınırlı kalışı dikkat çekici

Radikal’in Pazar eki İki’de Ayhan Yeşiltaş imzasıyla yayınlanan “AKP'nin özgürlük retoriği” başlıklı makalede şu görüşler ifade edildi: “Anayasa değişikliği sürecinde türbanla ilgili olarak münazara edilen serbestlik alanının üniversitelerle sınırlı kalışı dikkat çekicidir. Kamu kurumlarında da yasak devam ediyorken AKP kadrolarının sadece üniversitelere takılıp kalması ise ancak YÖK'le sürdürülen iktidar mücadelesi ve AKP'nin hayat kültürüyle izah edilebilir. Kadın eğitimini, annelik yüzü suyu hürmetine önemseyen muhafazakâr-İslamcı cenahın üniversitede türban serbestliğine odaklanmasının nedeni daha çok bu minvaldedir. "İyi bir anne olmak için eğitim" şiarını benimsemiş bu hayat kültürünün erkekleri, türban serbestliğini bu nedenle daha çok üniversiteler bazında istiyor; kadınları ise kendilerine "müstahak" gördükleri yaşam sınırları içerisinde, eğreti özgürlük talebini bile erkeğine bırakıyor. Hayatın içinde kadın kimliğiyle bulunmak yerine, türbanlı kimliğiyle erkeğinin arkasında yer almak çok daha kolay ve meşakkatsizdir. İyi anneler olma yolunda kendilerine başarılar diliyoruz.”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin