T. C. İStanbul küLTÜR ÜNİversitesi



Yüklə 139,19 Kb.
səhifə26/31
tarix02.01.2022
ölçüsü139,19 Kb.
#29252
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31
ŞİİRDE METAFOR KULLANIMI

Şiirde de metafor kullanılır. Söze güzellik, güçlülük, canlılık, zarafet, derinlik veya genişlik verir. Şiir geçmişinin belki de en kadim sanatlarından birisi olan deyim aktarmaları, eski ismiyle “istiare”, “aralarında uzak yakın ilgi bulunan iki şey arasında bir benzetme yoluyla ilişki kurarak birinin adını ötekine aktarma eğilimi sonucunda oluşan dil olayı”.

Eğretileme, söz sanatları arasında benzetme türlerinden biri olarak kabul edilir; ama dinleyenin ya da okuyanın iç dünyasına daha geniş bir alan bırakan bir benzetme. Bu durum aslında şair ile okuyucu arasında en üst düzeyde üstü kapalı, sezgisel, “düşsel”, duygusal, derinlikli iletişim demektir.

Benzetmeler, deyim aktarmalarının ilk aşaması olarak kabul edilir. Bir benzetmeye başvurulurken dört ögenin varlığı söz konusu: Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme ögesi ve benzetme yönü. Örneğin “gül gibi güzel kız” dendiğinde kız benzeyen, gül benzetilen, güzellik benzetme yönü, gibi ise benzetme edatıdır; cümle de bir benzetmeyi dile getirir. “Gül edalı” denecek olursa benzetme, deyim aktarmasına dönüşür.

Deyim aktarmalarının şiir dilindeki birçok örneği, divan şiirinden bize miras kalan birikimin içinde mevcuttur. Günümüz şiirinde kullanılan istiare, klasik şiirimizdekinden biraz daha farklılık arzeder. Klasik şiirde her ne kadar iyi bir istiare için az kullanılmış, hatta özgünlüğü dile getirilse de klasik şiirimizde yer alan istiarelerin çoğunun fazlasıyla kullanılmış olduğu görülür. Mazmun dediğimiz kalıplaşmış ifadeler, bu kanıya örnek olarak gösterilebilir.

Eğretilemeler, yaratıcıdır. Metaforla anlatmak “sihir yapmak” gibidir. Çünkü dikkatimizi zaten var olan bir benzetmenin ötesine çekerek yepyeni bir benzetme meydana getirir. Bizim aklımız somut olanı anlamaya programlanmıştır. Metafordaki soyut durum sözcüğün daha önce fark edilmemiş bir anlamına ulaşmak biçiminde karşımıza çıkar. Bunun anlaşılması şiire aşinalık gerektirir.

Ahmet Haşim’in Merdiven şiirini ele alalım.

MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...


Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...


Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu şiirdeki merdiven, merdivenden nasıl çıkılacağı ile ilgili bir öneri değil de hayata gönderimde bulunduğu ve merdiven sözcüğünün gerçek anlamında kullanılmayıp yaşamın metaforudur.


Yaşam

Başlangıcı vardır.

Evreleri vardır. (İnsan yaşı)

Süreç içerir. (Zamanın Geçişi)

Bir sonu vardır. (Ölüm)
Merdiven

Başlangıcı vardır.

Basamakları vardır.

Süreç içerir. (Basamakları çıkmak)

Bir sonu vardır. (Merdivenin sonu)



Yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi, yaşamın da merdivenin de başlangıcı ve sonu olması, her ikisininde bir süreç içermesi ve evrelerinin olması, merdivenin yaşamın metaforu olabilmesi olanağını verir (Tunç, 2014).


Yüklə 139,19 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin