|
|
səhifə | 216/260 | tarix | 07.01.2022 | ölçüsü | 8,04 Mb. | | #88301 |
| Edip Yüksel Meali
|
Bir zamanlar Rabbin Musa'ya seslenmişti: "O zalim topluma git."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Bir vakit de Rabbin, Musa'ya nida edip "Git o zalim kavme" dedi.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Rabbin Musa'ya seslendi: "O zalim kavme git!"
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Rabbinin Mûsa'ya, "Zulüm sergileyenler topluluğuna git" diye seslenişini hatırla.
|
Yusuf Ali (English)
|
Behold, thy Lord called(3144) Moses: "Go to the people of iniquity,- *
|
M. Pickthall (English)
|
And when thy Lord called Moses, saying: Go unto the wrongdoing folk,
|
Şu’arâ Suresi
11
قَوْمَ
kavmine
|
فِرْعَوْنَۜ
Fir\avn\ın
|
اَلَا يَتَّقُونَ
onlar korunmayacaklar mı?
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kavme fir’avn(e)(c) elâ yettekûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
Firavun'un kavmine, hâlâ sakınmıyorlar mı?'
|
Edip Yüksel Meali
|
"Firavun'un halkına; dinleyip düzelmiyecekler mi?"
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
"Firavun kavmine, hâlâ sakınmayacaklar mı?"
|
Süleyman Ateş Meali
|
Fir'avn'ın kavmine. Onlar (kötülüklerden) korunmayacaklar mı?
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
"Firavun'un toplumuna git! Hâlâ sakınmayacaklar mı?"
|
Yusuf Ali (English)
|
"The people of the Pharaoh: will they not fear Allah."
|
M. Pickthall (English)
|
The folk of Pharaoh. Will they not ward off (evil)?
|
Şu’arâ Suresi
12
قَالَ
(Musa) dedi
|
رَبِّ
Rabbim
|
اِنّ۪ٓي
ben
|
اَخَافُ
korkuyorum
|
اَنْ يُكَذِّبُونِۜ
beni yalanlayacaklarından
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle rabbi innî eḣâfu en yukeżżibûn(i)
|
Ali Bulaç Meali
|
Dedi ki: 'Rabbim, gerçekten beni yalanlamalarından korkuyorum.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Rabbim, onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
(Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar."
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Musa): "Rabbim, dedi, ben, onların beni yalanlayacaklarından korkuyorum."
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Demişti ki Mûsa: "Rabbim, doğrusu ben, beni yalanlamalarından korkuyorum."
|
Yusuf Ali (English)
|
He said: "O my Lord! I do fear that they will charge me with falsehood:
|
M. Pickthall (English)
|
He said: My Lord! Lo! I fear that they will deny me,
|
Şu’arâ Suresi
13
وَيَض۪يقُ
ve daralıyor
|
صَدْر۪ي
göğsüm
|
وَلَا يَنْطَلِقُ
ve açılmıyor
|
لِسَان۪ي
dilim
|
فَاَرْسِلْ
onun için elçilik ver
|
اِلٰى هٰرُونَ
Harun\a da
|
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript (*)
|
Veyadîku sadrî velâ yentaliku lisânî feersil ilâ hârûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
'Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı Harun'a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril'i) gönder.'
|
Edip Yüksel Meali
|
"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor; kardeşim Harun'u gönder."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
"Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver."
|
Süleyman Ateş Meali
|
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver."
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder."
|
Yusuf Ali (English)
|
"My breast will be straitened.(3145) And my speech may not go (smoothly): so send unto Aaron. *
|
M. Pickthall (English)
|
And I shall be embarrassed, and my tongue will not speak plainly, therefor send for Aaron (to help me).
|
Şu’arâ Suresi
14
وَلَهُمْ
ve onların var
|
عَلَيَّ
bana yükledikleri
|
ذَنْبٌ
bir suç
|
فَاَخَافُ
korkuyorum
|
اَنْ يَقْتُلُونِۚ
beni öldürmelerinden
|
Türkçe Transcript (*)
|
Velehum ‘aleyye żenbun feeḣâfu en yaktulûn(i)
|
Ali Bulaç Meali
|
'Üstelik, onların bana karşı (davasını savunacakları bir cinayet) suçu(m) var; bundan dolayı beni öldürmelerinden korkuyorum.'
|
Edip Yüksel Meali
|
"Ayrıca, onların yanında suçlu biriyim. Korkarım ki beni öldürsünler."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
"Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler."
|
Süleyman Ateş Meali
|
Hem benim üzerimde onlara karşı işlediğim bir günah da var (onlardan bir adam öldürmüştüm); onların beni öldürmelerinden korkuyorum.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
"Hem, benim üzerimde onlar aleyhine işlenmiş bir suç var; bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum."
|
Yusuf Ali (English)
|
"And (further), they have a charge of crime against me;(3146) and I fear they may slay me." *
|
M. Pickthall (English)
|
And they have a crime against me, so I fear that they will kill me.
|
Şu’arâ Suresi
15
قَالَ
(Allah) dedi
|
كَلَّاۚ
hayır
|
فَاذْهَبَا
ikiniz de gidin
|
بِاٰيَاتِنَٓا
ayetlerimizle
|
اِنَّا
şüphesiz biz
|
مَعَكُمْ
sizinle beraberiz
|
مُسْتَمِعُونَ
dinliyoruz
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle kellâ(s) feżhebâ bi-âyâtinâ(s) innâ me’akum mustemi’ûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Allah:) 'Hayır,' dedi. 'İkiniz de ayetlerimle gidin, şüphesiz sizinle birlikteyiz (ve) işitmekteyiz.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Hayır, siz ikiniz ayetler (vahiy ve mucizeler) imizle gidin. Biz sizinle birlikteyiz; dinliyoruz."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
(Allah): "Hayır hayır" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz."
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Allah): "Hayır, dedi, ikiniz de ayetlerimizle gidin, biz sizinle beraberiz, (aranızda geçecekleri) dinliyoruz."
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
"Hayır, olmaz!" dediler. "Ayetlerimizi götürün. Biz sizinleyiz, her şeyi dinlemekteyiz."
|
Yusuf Ali (English)
|
Allah said: "By no means! proceed then, both of you, with Our Signs; We are with you, and will listen (to your call).
|
M. Pickthall (English)
|
He said: Nay, verily. So go ye twain with Our tokens. Lo! We shall be with you, Hearing.
|
Şu’arâ Suresi
16
فَأْتِيَا
giderek
|
فِرْعَوْنَ
Fir\avn\e
|
فَقُولَٓا
deyin ki
|
اِنَّا
gerçekten biz
|
رَسُولُ
elçisiyiz
|
رَبِّ
Rabbinin
|
الْعَالَم۪ينَۙ
alemlerin
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript (*)
|
Fe/tiyâ fir’avne fekûlâ innâ rasûlu rabbi-l’âlemîn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
'Gecikmeksizin Firavun'a giderek deyin ki: Gerçekten biz, alemlerin Rabbi'nin elçisiyiz,'
|
Edip Yüksel Meali
|
"İkiniz Firavun'a varıp deyin ki, 'Biz evrenlerin Rabbinin elçileriyiz.' " *
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
"Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: İnan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Fir'avn'e giderek deyin ki: Biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz."
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
"Hemen Firavun'a gidin, şöyle deyin: "Âlemlerin Rabbi'nin resulleriyiz biz."
|
Yusuf Ali (English)
|
"So go forth, both of you, to Pharaoh, and say: ´We have been sent by the Lord and Cherisher of the worlds;
|
M. Pickthall (English)
|
And come together unto Pharaoh and say: Lo! we bear a message of the Lord of the Worlds,
|
Şu’arâ Suresi
17
اَنْ اَرْسِلْ
gönder
|
مَعَنَا
bizimle beraber
|
بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَۜ
İsrail oğullarını
|
Türkçe Transcript (*)
|
En ersil me’anâ benî isrâ-îl(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
'İsrailoğullarını bizimle birlikte göndermen için (sana geldik).'
|
|
Dostları ilə paylaş: |
|
|